TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Otistik öğrencilerin yeni eğitim dönemi de kabus!

Okulların açılmasıyla birlikte otistik öğrencilere yönelik ayrımcılıklar da başladı. KEDİ Otizm Derneği Başkanı Ahmetoğlu, İzmir’de bir kaynaştırma öğrencisinin 29 Ekim’de yapılacak kutlamalara dahil edilmek istenmediği ve velisine ‘Çocuğunuzu bu okuldan alın’ denildiğini aktardı

Haber Giriş Tarihi: 04.10.2023 05:29
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak: Haber Merkezi
ilksesgazetesi.com
Otistik öğrencilerin yeni eğitim dönemi de kabus!

Otizmli çocuklar ve aileleri için eğitim hayatının her aşaması sonu gelmez bir çileye dönüşmeye devam ediyor. Yeni eğitim yılının başlamasıyla birlikte okula kabul edilmeme, veliler tarafından istenmeme, gölge öğretmen ve kaynaştırma hakkının ihlali gibi sorunlar yeniden yaşanmaya başladı. Son günlerde okullarda ayrımcılığa maruz kalan otistik çocukların ailelerinden telefonlar almaya başladıklarını belirten Kabul-Eşitlik-Dahil Olma-İstihdam (KEDİ) Otizm Derneği Başkanı Serap Dikmen Ahmetoğlu ile konuştuk. Derneğe ulaşan hak ihlallerinden bahseden Ahmetoğlu, İzmir’de kaynaştırma raporu olmasına rağmen okul yönetimi ve öğretmen tarafından istenmeyen otistik öğrencinin 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla yapılacak kutlamalara dahil edilmek istenmediğini ve velisine, ‘Çocuğunuzu bu okuldan alın’ denildiğini aktardı. “Ayrımcılık, istenmeyen çocuğu okuldan alması için veliye yönelik psikolojik baskı aracı olarak kullanılıyor” diyen Ahmetoğlu, akran zorbalığına da ayrı bir parantez açtı.

serap dikmen ahmetoğlu-2

İŞ YÜKÜ OLARAK GÖRÜYORLAR

Türkiye’de otistik çocuklara yıllardır ‘istenmeyen öğrenci’ gözüyle bakılıyor ne yazık ki… Peki bu çocukları istemeyen kim? Öğrenci mi, öğretmen mi, okul yönetimi mi, veliler mi? Yoksa hepsi mi?

Otistikler dahil bir özel eğitim öğrencisinin kaynaştırma/bütünleştirme mi yoksa özel eğitim uygulama öğrencisi mi olacağını belirleyen eğitsel ve tanısal değerlendirmeyi, Rehberlik ve Araştırma Merkezleri (RAM) yapıyor. Devlet okulunda okuyacaksa, okulu bile belirliyor. Okulun ilk işi müdür başkanlığında velinin de üyesi olduğu bir kurulla, çocuğa özel Bireyselleştirilmiş Eğitim Programını (BEP) hazırlayıp uygulamak. Bir de çocuğun ihtiyaç duyması halinde Destek Eğitim Odası açılmasını teklif etmek. Sıkıntı aslında bu noktada başlıyor. Bazı idareciler ve öğretmenler, bu yapılması gerekenleri iş yükü olarak görüyor, istememezlik durumu da buradan başlıyor. Açık olarak, çocuğu istemiyoruz diyemedikleri için ‘Bizim öğretmenlerimiz çocuğunuza yeterli gelmez, çocuğunuz için başka okullar var’ gibi söylemlerle kayıt aşamasında başlıyorlar. Diğer velilerin de çocuğumu olumsuz etkiler gibi yanlış bir düşünceyle olsa gerek sınıflarına kaynaştırma öğrencisi geldiğinde idareye olumsuz görüş bildiriyorlar, bu Aksaray’da özel eğitim sınıfı öğrencilerinin veliler tarafından yuhalanmasına kadar varmıştı.

En temel hak olan eğitim hakkının, ayrımcı bakış açısıyla engellenmesini nasıl yorumluyorsunuz?

Kaynaştırma/bütünleştirme öğrencilerinin eğitim hakkı, Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği (ÖEHY)’nde düzenlenmiş durumda. Ancak uygulamada sıklıkla sorun yaşanıyor. İş yükü korkusuyla başlayan süreç maalesef ayrımcı uygulamalara kadar gidiyor. Ayrımcılık, istenmeyen çocuğu okuldan alması için veliye yönelik psikolojik baskı aracı olarak da kullanılıyor. Ancak herkes bilmeli ki, özel eğitim ihtiyacı olan çocukların eğitim hakkı hem Anayasal bir haktır hem de usul ve esasları ÖEHY’de net olarak belirlenmiştir. TCK’nın ayrımcılıkla ilgili maddesindeki eylemin ‘nefretle’ yapılması şartından dolayı ayrımcılık suçu ile dava açılamasa da bu çocukların eğitim hakkına erişimini engellemeye çalışmak yasa tanımamazlıktır. Devlet memurları kanunu yönünden de görevi ihmal söz konusudur. Ayrımcılığın salt kendisi de insani bir davranış değildir.

KAYNAŞTIRMIYORLAR AYRIŞTIRIYORLAR

Okulların açılmasıyla birlikte kaynaştırma raporu olan otistik öğrencilere yönelik ayrımcılıklar da yeniden gündeme gelmeye başladı. Derneğinize de hak ihlalleri ile ilgili başvurular geliyor mu?

Maalesef bu konuda daha dün bir bildirim aldık. Karabağlar ilçesinde bir ilköğretim okulunun anasınıfına başlayan kaynaştırma öğrencisi ile ilgili hem müdür hem de öğretmen tarafından veliye çeşitli söylemlerde bulunulmuş. Söz konusu okula RAM’ın yönlendirmesine rağmen, anneye çocuğunuza uygun başka okullar var, ‘Bu okuldan alın’ gibi sözler söylenmiş. Bir eğitimcinin ağzından ‘Getirmiş olmak için getiriyorsunuz’ sözleri dahi dökülmüş. Ayrımcılığı net olarak gösteren ise, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamaları için yapılan hazırlıklar kapsamında çocuklara davul almaları söylenip çocuğumuzun annesine sizin almanıza gerek yok denmesi. Kaynaştırma/bütünleştirme mi ayrıştırma/ayrımcılık mı siz karar verin.

Otistik çocuklar okullarda istenmemenin dışında akran zorbalıklarına da maruz kalıyor mu? Neler yaşıyorlar?

Maalesef bu durum çeşitli boyutlarıyla yaşanıyor. Arkadaşları tarafından kafasına poşet geçirilen, pantolonu indirilen, aralarında dalga konusu edilen, hatta yüzüne karşı dalga geçilen çocuklarımız var. Ergenlikle birlikte arkadaşları tarafından yalnız bırakıldıklarını daha iyi anlayan çocuklarımızın maalesef bu konuyla ilgili üzüntüleri depresyona kadar uzanabiliyor. Kaynaştırma/bütünleştirme öğrencileri bütün bu olup biten sonucunda, fiziken sınıfta ya da okulda bulunsalar da büyük bir yalnızlığın içinde yaşıyorlar.

BİR ARADA YAŞAM ÖĞRETİLMİYOR

Tüm bunların önüne geçebilmek için neler yapılmalı? Tavsiyeleriniz, önerileriniz neler?

Çocuklar kısmıyla ilgili aslında İzmir Milli Eğitim Müdürlüğü’ne de sunduğumuz bir önerimiz var.  Kaynaştırma/bütünleştirme öğrencisi olabilmek ve kalabilmek için bizim çocuklarımızın eğitsel ve tanısal değerlendirmeden geçmesi gerekiyor. Yani ‘bazı şeylere uygun’ olmak durumundalar. Sistem onlardan bir şeyleri kanıtlamasını bekliyor ama eksik parça diğer öğrenciler. Bu öğrencilere, otistik arkadaşlarının özellikleri, onlarla nasıl iletişim ve arkadaşlık geliştirebilecekleri, farklılıklarla bir arada nasıl yaşanacağına dair hiçbir şey öğretilmiyor. Akran zorbalığı konferansından çıkan öğrenci, bunu dalga konusu yapıyor. Oysa yaşlarına uygun, interaktif, eğlenceli metotlarla bunlar anlatılabilir. Belki bir drama çalışmasıyla. Biz ebeveyn olarak bu eksikliği görüyoruz ama eğitimci değiliz. Geçen dönem sonunda bu konuda İzmir okullarında bir çalışma yapılmasını önerdik. Klasik cevap, ‘Yapıyoruz zaten oldu’ ve bizden bu istediğimiz metodu üretip, yaz sonu değerlendirilmek üzere sunmamız istendi. Oysa biz eğitimci olmadığımızı baştan belirtmiştik. Milli Eğitim Bakanlığı’nın her bir eğitimcisinin kaynaştırma/bütünleştirme sistemini her yönüyle anlamasını ve uygulamasını sağlamasını istiyoruz, müdürlere, öğretmenlere biraz bu konuda yayın okuyarak varsa eksikliklerini tamamlamasını tavsiye ediyoruz. Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nün web sayfasında konuyla ilgili güzel yayınlar bulunuyor.

BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR - Otizmli çocuğa istismar davası devam ediyor: ATK’dan kritik rapor!

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.