TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Oruç ibadeti sadece Hz. Muhammed’in ümmetine mi farz kılındı?

Yazının Giriş Tarihi: 09.03.2024 08:30
Yazının Güncellenme Tarihi: 09.03.2024 08:30

Oruç, namaz, zina, adam öldürme gibi ibadet ve yasaklar bütün peygamberler döneminde vardır. Oruç ibadeti de Hz. Peygamberin ümmetinden önceki ümmetler döneminde de vardı ve farzdı. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de orucun bizden önceki ümmetlere ve şimdi de bize farz olduğunu ifade eden ayet: “Ey iman edenler oruç sizden önceki ümmetlere farz kılındığı gibi size de farz kılındı.” (Bakara,2/183) vardır. Dolayısıyla oruç ibadeti sadece Hz. Muhammed’in ümmetine farz kılınmamıştır. Daha önceki toplumlara da farz kılınmıştır.

Ramazan ayı niçin bazen 29 bazen 30 gün oluyor?

Bu fark güneş ve ay takvimlerinin farkından kaynaklanmaktadır. Ramazan-ı şerif kameri aylara göre gelmektedir. Yani ay takvimine göre gelmektedir. Kameri aylara göre de oruç tutulmaktadır. Kameri aylar da 29 veya 30 gün olur. Kur’an-ı kerimde, Ramazan ayında oruç tutmanın farz olduğu bildirilmektedir. (Bakara, 2/ 183-185.) Ramazan ayı otuz çekerse 30, yirmi dokuz çekerse 29 gün oruç tutmak farzdır. Bizim kullandığımız takvim ise miladidir ve güneşe göre düzenlenmektedir. Bu takvimde yıl 365 gün olmaktadır. Kameri yani ay takviminden 11 gün fazla çekmektedir. Bu farktan dolayı da her sene ramazan 10 – 11 gün erken gelmektedir.

Uzman bir doktorun oruç tutamasın dediği kimse oruç tutmalı mıdır?

Uzman doktorların, oruç tutmasının sağlık açısından zararlı olacağı teşhisini koyduğu bir hasta ramazanda oruç tutmayabilir. Şayet hastalığı geçici ise tutmadığı oruçlarını iyileşince kaza eder. Hastalığı kalıcı ise tutamadığı oruçlar için fidye verir. Oruç tutmaya gücü yetmeyen yaşlılar ile iyileşme ümidi olmayan hastalar, ileride tutabilecek duruma gelirlerse, fidyelerini vermiş bile olsalar tutamadıkları oruçları kaza etmeleri gerekir. Önceden verdikleri fidyelerin hükmü kalmaz, bunlar nafile bağış sayılır. Buna göre uzman bir doktor tıbbi bir rahatsızlığı olan bir kimseye sağlığın oruç tutmaya el verişli değildir. Oruç tutamazsın diyorsa o kimse orucunu tutmaz bunun yerine fidyesini verir. İlerde işleşirse orucunu kaza eder. İyileşmezse fidyesini ödediğinden her hangi bir iş yapması gerekmez. Dinen de caizdir.

Oruç her insana farz mıdır?

Oruç her insan farz değildir. Bir insana orucun farz olması için kendisinde üç şartın bulunması gerekir. Bu şartlar da şunlardır. 1. Müslüman olmak. 2. Akıllı olmak. 3. Buluğa ermiş olmak. Hasta ve yolculara da oruç farzdır. Ama bunlar Ramazan’da tutmayıp daha sonra kaza edebilirler. Oruç tutarlarsa daha iyi olur. Allah Teala Kur’an-ı Kerim’de mealen şöyle buyurmaktadır: “Sayılı günlerde... Sizden kim hasta veya yolculukta olursa, o günler sayısınca diğer günlerde oruç tutsun. Onu tutabilenlere bir yoksulu doyuracak fidye de gerekir. Kim bir hayrı içten gelerek yaparsa onun için daha hayırlı olur. Oruç tutmanız sizin için daha iyidir. Bir bilseydiniz!” (Bakara, 2/184)

Günün Ayeti

Ramazan ayı, insanlara yol gösterici, doğrunun ve doğruyu eğriden ayırmanın açık delilleri olarak Kur-an’ın indirildiği aydır. (Bakara, 2/185)

Günün Hadisi

Kim bir oruçluya iftar ettirirse, kendisine onun sevabı kadar sevap yazılır. Üstelik bu sebeple oruçlunun sevabından hiçbir eksilme olmaz. (Tirmizi, “Savm”, 82.)

Günün Sözü

Oruç, bedenin hem fiziksel, hem ruhsal dinlenişidir. Pier Mulen

Günün Duası

Allah’ım bugün senin ve kullarının hakkına riayet edebilmeyi bana nasip et.

Bunları Biliyor Muyuz?

Ru’yet-i Hilal Nedir?

Hilalin görülmesi anlamına gelen ru’yet-i hilal, dini bir kavram olarak, kameri ayların tespitinde ayın gözetlenmesi ve görülmesi anlamına gelmektedir.

Günün Nüktesi

Mal Çekici ve Tatlıdır...

Hakim İbni Hizam şöyle dedi: Resulullahdan mal istedim, verdi. Bir daha istedim, yine verdi. Tekrar istedim, tekrar verdi. Sonra şöyle buyurdu: - “Ey Hakim! Gerçekten şu mal çekici ve tatlıdır. Kim onu hırs göstermeksizin alırsa, o malda kendisine bereket verilir. Kim de ona göz dikerek hırs ile alırsa, o malın bereketi olmaz. Böylesi kişi, yiyip yiyip de bir türlü doymayan obur gibidir. Üstteki (veren ) el, alttaki (alan) elden daha hayırlıdır.” Hakim diyor ki, bunun üzerine ben: - Ey Allah’ın Resulü! Seni hak din ile gönderen Allah’a yemin ederim ki, yaşadığım sürece senden başka kimseden bir şey kabul etmeyeceğim, dedim. Gün geldi, Hz. Ebu Bekir, Hakim’i kendisine ganimet malından hisse vermek için çağırdı. Fakat Hakim, onu almaktan uzak durdu. Daha sonra Hz. Ömer, kendisini bir şeyler vermek için davet etti. Hakim yine kabul etmedi. Bunun üzerine Ömer: - Ey Müslümanlar! Sizi Hakim’e şahit tutuyorum. Ben kendisine şu ganimetten Allah’ın ona ayırdığı hissesini veriyorum, fakat o almak istemiyor, dedi. Netice itibariyle Hakim, Resulullah’ın vefatından sonra, ölünceye kadar kimseden bir şey kabul etmedi. Buhari, “Vasaya,” 9.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.