İzmir Barosu, hukukçu milletvekillerine gönderdiği mektupla artık kangren haline gelmiş sorunların çözümü için destek istedi
Haber Giriş Tarihi: 28.07.2023 10:53
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak: Haber Merkezi
ilksesgazetesi.com
GURBET TAVUKLU
İzmir Barosu TBMM’nin 28. döneminde seçilen hukukçu milletvekillerine gönderdiği mektupla artık kangren haline gelmiş sorunların çözümü için destek istedi. “Yargının kurucu unsuru olan savunma mesleğini sürdüren biz avukatlara yönelik ekonomik ve fiziki şiddetin son bulması, mesleğimizi, hak ettiğimiz ve emeğimizin karşılığını alacağımız bir zeminde, avukatlık mesleğinin saygınlığına ve onuruna uygun şekilde sürdürebilmemiz için gerekli düzenlemelerin yasalaşması sürecinde desteğinizi bekliyoruz” ifadelerinin kullanıldığı mektupta çözümü yasal düzenleme gerektiren 14 başlık sayıldı.
MESLEKTAŞLARIMIZ YAŞAMLARINA SON VERİYOR
Son 20 yıl içinde çoğunluğu genç olmak üzere 100’den fazla avukatın yaşamına son verdiği ve bu intiharların en büyük sebeplerinden birinin ekonomik olduğu vurgulanan mektupta düzenlenmesi talep edilen ekonomik taleplere yer verildi. Mektupta ayrıca son 20 yılda 500’den fazla avukatın mesleğini yaptığı sırada fiziksel saldırıya uğradığı ifade edilerek, “Duruşma salonlarından yaka paça dışarıya çıkarılıyoruz ya da duruşma salonlarına sokulmuyoruz, biber gazı müdahalesine maruz kalıyoruz, tehdit ediliyoruz, adliyelerde, haciz mahallerinde saldırıya uğruyoruz, öldürülüyoruz, sakat kalıyoruz. Her nedense saldırıların failleri ise bir ‘kamu’ görevlisine saldırdıkları halde ödül gibi ceza aldıklarından olsa gerek yeni saldırıların da hedefi haline getiriliyoruz” denildi.
GÖREVİMİZİ YAPMAMIZA ENGEL
Avukatların 1136 sayılı Avukatlık Kanunu 1. maddesinde tanımlandığı üzere yargının kurucu unsuru, olmazsa olmazı olduğu dile getirilen mektupta, “Avukatlık mesleğinin getirildiği nokta ve içinde bulunduğu koşullar, yargıdaki asli görevlerimizi gereği gibi yapmamızı engellemektedir. Hukuk kuralları içinde var olan bir hakkın tespiti, teslimi için çalışıyoruz. Anayasa’nın 2. maddesinde tanımı yapılan “laik, demokratik ve sosyal hukuk devletinin” tüm kurum ve kurallarının yerle bir edildiği, hukuki güvenlik ve belirlilik ilkelerinin yok sayıldığı bir düzende görev yapıyoruz. Avukatın gereksiz görülmediği, savunmanın yok sayılmadığı bir yargı düzeni istiyoruz. Sahip olduğumuz donanımın, en önemlisi emeğimizin karşılığı olan, hak ettiğimiz koşullarda yaşamak istiyoruz” ifadelerine yer verildi.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
İzmir Barosu, hukukçu milletvekillerine gönderdiği mektupla artık kangren haline gelmiş sorunların çözümü için destek istedi
GURBET TAVUKLU
İzmir Barosu TBMM’nin 28. döneminde seçilen hukukçu milletvekillerine gönderdiği mektupla artık kangren haline gelmiş sorunların çözümü için destek istedi. “Yargının kurucu unsuru olan savunma mesleğini sürdüren biz avukatlara yönelik ekonomik ve fiziki şiddetin son bulması, mesleğimizi, hak ettiğimiz ve emeğimizin karşılığını alacağımız bir zeminde, avukatlık mesleğinin saygınlığına ve onuruna uygun şekilde sürdürebilmemiz için gerekli düzenlemelerin yasalaşması sürecinde desteğinizi bekliyoruz” ifadelerinin kullanıldığı mektupta çözümü yasal düzenleme gerektiren 14 başlık sayıldı.
MESLEKTAŞLARIMIZ YAŞAMLARINA SON VERİYOR
Son 20 yıl içinde çoğunluğu genç olmak üzere 100’den fazla avukatın yaşamına son verdiği ve bu intiharların en büyük sebeplerinden birinin ekonomik olduğu vurgulanan mektupta düzenlenmesi talep edilen ekonomik taleplere yer verildi. Mektupta ayrıca son 20 yılda 500’den fazla avukatın mesleğini yaptığı sırada fiziksel saldırıya uğradığı ifade edilerek, “Duruşma salonlarından yaka paça dışarıya çıkarılıyoruz ya da duruşma salonlarına sokulmuyoruz, biber gazı müdahalesine maruz kalıyoruz, tehdit ediliyoruz, adliyelerde, haciz mahallerinde saldırıya uğruyoruz, öldürülüyoruz, sakat kalıyoruz. Her nedense saldırıların failleri ise bir ‘kamu’ görevlisine saldırdıkları halde ödül gibi ceza aldıklarından olsa gerek yeni saldırıların da hedefi haline getiriliyoruz” denildi.
GÖREVİMİZİ YAPMAMIZA ENGEL
Avukatların 1136 sayılı Avukatlık Kanunu 1. maddesinde tanımlandığı üzere yargının kurucu unsuru, olmazsa olmazı olduğu dile getirilen mektupta, “Avukatlık mesleğinin getirildiği nokta ve içinde bulunduğu koşullar, yargıdaki asli görevlerimizi gereği gibi yapmamızı engellemektedir. Hukuk kuralları içinde var olan bir hakkın tespiti, teslimi için çalışıyoruz. Anayasa’nın 2. maddesinde tanımı yapılan “laik, demokratik ve sosyal hukuk devletinin” tüm kurum ve kurallarının yerle bir edildiği, hukuki güvenlik ve belirlilik ilkelerinin yok sayıldığı bir düzende görev yapıyoruz. Avukatın gereksiz görülmediği, savunmanın yok sayılmadığı bir yargı düzeni istiyoruz. Sahip olduğumuz donanımın, en önemlisi emeğimizin karşılığı olan, hak ettiğimiz koşullarda yaşamak istiyoruz” ifadelerine yer verildi.
Son Girilen Haberler
Dikili'nin saklı cennetlerine yolculuk: Ege'nin büyüleyici koylarını keşfedin
Dikili'nin sahil kesimindeki koylar, Ege Denizi'nin büyüleyici manzarasıyla çevrili olup ziyaretçilere eşsiz bir deneyim sunar. Bu koylar, turkuaz renkli suları, berrak plajları ve etkileyici doğal alanları ile dikkat çeker. Her biri kendine has bir atmosfere sahip olan Dikili koyları, hem yerli halkın hem de turistlerin dinlenmek ve doğanın tadını çıkarmak için tercih ettiği önemli noktalardan biri. Peki, Dikili’ye nasıl gidilir?
İzmir haber: Dersin ortasında intihara teşebbüs!
İzmir Suzan Divrik Anadolu Meslek Lisesi’nde 15 yaşındaki bir öğrenci ders sırasında intihara teşebbüs etti
Deniz ve kumun buluştuğu Dikili: Keşfedilmeyi bekleyen plajlar
Dikili plajları, Ege Denizi'nin pırıl pırıl sularının kıyısında yer alan, altın sarısı kumları ve göz alıcı doğal güzellikleri ile ziyaretçilerine huzurlu ve keyifli bir tatil sunan eşsiz mekanlar yer alır. Peki, Dikili’de hangi plaja gidilir?