TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

CHP’li vekillerden 8 Ağustos için ortak çağrı

CHP Muğla Milletvekilleri Cumhur Uzun, Semra Dinçer ve Gizem Özcan, Akbelen direnişi alanından 8 Ağustos Salı günü ‘Akbelen’ gündemiyle olağanüstü toplanacak TBMM Genel Kurulu için ortak çağrıda bulundu

Haber Giriş Tarihi: 06.08.2023 14:54
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak: Haber Merkezi
ilksesgazetesi.com
CHP’li vekillerden 8 Ağustos için ortak çağrı

TENZİLE AŞÇI

Türkiye, Muğla Akbelen’de Limak Holding ve IC Holding'in iştiraki YK Enerji tarafından işletilen Yeniköy-Kemerköy Termik Santrali’nin kömür sahasını genişletmek için başlayan ağaç kesimine karşı verilen mücadeleyi konuşurken, binlerce vatandaşın katıldığı direniş büyüyerek devam ediyor. 24 Temmuz Pazartesi sabah 05.45’te başlayan ağaç kesiminde toplamda 65 bin ağaç katledilirken vatandaşlar, kalan ağaçlar için mücadelelerine devam ediyor. Mücadeleye birçok kesimden destek yağarken CHP başta olmak üzere muhalefet partileri, geçtiğimiz günlerde tatilde olan TBMM’yi ‘Akbelen’ gündemiyle olağanüstü toplantıya çağırmıştı. Öte yandan; haftalardır alanda mücadele veren ve ağaç katliamına karşı ses yükselten CHP Muğla Milletvekilleri Cumhur Uzun, Semra Dinçer ve Gizem Özcan alandan bir kez daha yetkililere seslendiler. Vekiller, su kaynağı, turizm sorunu ve yenilenebilir enerji konularına dikkat çekerken TBMM Olağanüstü Genel Kurulu için ortak çağrıda bulundu.

Cumhur Uzun-ilkses

UZUN: HALA ENGELLENEBİLECEK ZARAR VAR

Alanda direnişi değerlendiren CHP Muğla Milletvekili Cumhur Uzun, fosil yakıt için ormanların yok edilmesinin kabul edilemez olduğunu belirterek, “Yaklaşık 2 yıllık bekleme süresinin ardından buradan motorlu testere sesleri duyulmaya başlandı. 2 yıldır bu ses duyulmasın diye burada yatılıp kalkılıyordu. Ama ne yazık ki geçtiğimiz haftalarda sabaha karşı bu ses duyuldu.  Sonucunda, ender örneklerindeki orman gibiyken her yer bugün çıplak, sadece bir tutam orman kalan bir yer haline geldi. Ama mücadele artarak bugünkü kalabalığa ulaştı. Sebebi haklılığından kaynaklanıyor. Ormanlar, fosil yakıt için kesilmeye devam ediliyor. Artık fosil yakıt için ormanı kesmek kabul edilebilir değil. Ama buna rağmen kesmeye devam ediyoruz. Bundan vazgeçilmesinin çığlıkları atılıyor. Orman kesildi neyin çığlığı derseniz… Mevcut direnişin, bundan sonra olabilecekler noktasındaki bir ses duyurma olduğunu söyleyebilirim. Çünkü bugün kesilmiş olan ağaçlar, bugünkü haliyle bırakılsa belki 10-20 yıl sonra yeniden orman olarak gelebilir. Ama bunun bir toprak örtüsü var. Bu alındığı takdirde artık onarılamaz zararlar doğuyor. Bunun önüne geçilebilir. Bugün bile hala engellenebilecek zararı var. Bunun da ötesi… Kömür ihtiyacı termik santral çalıştığı sürece artarak devam ediyor. Dolayısıyla bu insanlar, her geçen gün yaşam alanlarının yok oluşunu görüyorlar. Bundan vazgeçilmeli. Bu, çok değerli bir direniş. Lütfen bu sese kulak verin. Yaşam mahalleri daraltılmasın istiyorlar sadece.” dedi.

Akbelen insan zinciri-ilkses

“KAMU YARARI OLMADIĞI ÇOK NET”

Firmanın ağaç kesim ruhsatının 2021 yılında sona ermesine ilişkin iddialara da değinen Uzun, “Bu belgenin ortaya çıkmasının ardından karşı taraftan herhangi bir açıklama gelmedi. Aslında 2021 yılında biten bir süreç var. Ama onun satır aralarında uzatmak için tekrar başvuru yapıldığı gibi bir değerlendirme var. Bu da hukuki bir tartışmayı beraberinde getiriyor. Yürütmeyi durdurma kararı verilen bir süreç için ek süre talebinde bulunabilir mi? Ama bizim en nihai tartıştığımız şey kamu yararıydı. Burada kamu yararı var mı? Burada bir kamu yararı olmadığı çok net. O nedenle bu işlemin iptal edilerek zararın burada durdurulmasına ihtiyaç var. Hukuk tarafından bunun bir an önce yapılmasını bekliyoruz ve istiyoruz.” diye konuştu.

akbelen-ilkses

“SİYASİ PARTİ AYRIMI OLMAKSIZIN…”

8 Ağustos tarihinde Akbelen için olağanüstü toplanacak TBMM Genel Kurulu'na ilişkin de “umut” mesajı veren Uzun, “Bu yaz gününde bu kadar insanın hassasiyet gösterdiği bir konu varken meclisin tatilde olmasını kabul edilemez bulduk. Bu yüzden CHP ve diğer muhalefet partilerinin de destekleriyle parlamentoyu olağanüstü toplantıya çağırdık. O toplantının konusu, Akbelen. Bu konuda iktidar tarafından geri adım atılır mı? Bunu ummak istiyorum. Burada herhangi bir siyasi parti ayrımı olmaksızın doğaya ve ülkenin varlıklarına duyarlı insanlar var. Burasının partisel bir kimliği yok. O yüzden bu duyarlılık, meclis tarafından görüşülüp bir adım atılırsa belki bununla ilgili bugüne kadar atılmayan adımların değiştirildiği bir hal yaratılır. Bunun değiştiğini görmek istiyoruz” ifadelerini kullandı.

Semra Dinçer-ilkses

DİNÇER: 5 MİLYAR DOLARLIK TURİZM ZARARI OLUŞACAK 

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Muğla Milletvekili Semra Dinçer ise bölgenin turizm açısından önemine dikkat çekerken su vurgusu yaptı ve şunları söyledi; "24 Temmuz’da sabah 5.45’te yapılan müdahaleden itibaren CHP’li vekillerimiz buradaki direnişe katkı sundu. Buradaki direniş önemli bir direniş. Çünkü biz Akbelen’in simge olması noktasında bir direniş gösteriyoruz. Farklı Akbelen’lerin olmaması adına direniyoruz. Buradaki köylünün toprağını, suyunu, geleceğini  savunmasını başka yerlere çekmek isteyen çok insan oldu. Şarkılar çalındı, zeybek oynandı. Aslında çok masumane bir istekleri var. ‘Geleceğimiz, çocuklarımızın geleceği, tarım alanlarımız, toprağımız, suyumuz yok oluyor. Bu sesimize kulak verin’ diyorlar. Burada 740 dönümlük bir arazi talan edildi. Burada ağaçların kesilmesinin ötesinde buranın rehabilite edileceğine ilişkin valilikten yazı yayımlandı. Bırakın burayı, buradan öncekileri de rehabilite etmediler. Sayıştay raporları da bunu yazıyor zaten. Geçtiğimiz 3 yıl içerisinde de yaklaşık 800 bin hektarlık orman alanı yok edildi. Maden dediler… Ama çetelere bu alanları peşkeş çektiler. Bu toprakların altında Bodrum ve Milas’ın içme suyu kaynakları var. Bu toprağı çukurlara dönüştürdükleri zaman Bodrum ve Milas susuz kalacak. Bugün belki buradan birileri kazanç sağlayacaklar ama Bodrum gibi bir ilçenin susuz kalması demek 5 milyar dolar gibi bir turizm gelirinin yok edilmesi demek. Yani bugün kamuyu, devleti zarara sokabilecek her şeyi yapıyorlar.”

akbelen direniş-ilkses

“ORMANI YOK ETMEK VATANA İHANET DEĞİL MİDİR?”

TBMM’nin Olağanüstü Kurulu'na da değinen Dinçer, “İlk günden beri burada bu mücadeleyi verirken kesilmiş olan ağaçlar varken çok daha rahat 52 dereceleri görüp mücadelemizi verdik. Bugün 35 derece. Etrafımızda ağaç kalmadı. Sıcağı iliklerimize kadar hissediyoruz. Dünyanın iklim krizini iliklerine kadar hissettiği bir dönemde ormanları çoğaltmak yerine birilerinin cebini doldurmak adına o ormanları yok etmek, vatana ihanet değil de nedir! Herkes milliyetçiyiz diye geçiniyor ama gerçek milliyetçilik toprağına, suyuna, ormanına, kurduna, kuşuna sahip çıkmak demektir. Bu yüzden artık meclisin tatil olmaması gerekiyor. CHP olarak bu çağrıyı yaptık ve Akbelen gündemiyle meclisimizi olağanüstü toplantıya çağırdık. Bu kesilen ağaçların hesabını verecekler. Orada biz anlatacağız. Emin olun, bugün burada bu ağaçları savunmak için bir kez bile buraya uğramayanlar, o gün 5’li çetenin hakkını savunmak için gelecekler” dedi.

akbelen

AKBELEN ALEYHİNE KARAR ÇIKARSA…

Kuruldan Akbelen aleyhine bir karar çıkmaması için ortak yol çağrısında bulunan Dinçer, “Biz mecliste bir komisyon kurulması gerektiğini savunacağız. Burada hem çalışan işçinin hem tarımla uğraşan köylünün hem havanın hem suyun hem de doğanın korunması adına yenilenebilir enerji ve işçilerin daha temiz bir yerde istihdam edilebilmesini sağlayacak illa ki ortak yönler var. Yeter ki biz insanlık yararına çalışalım. Kamu yararına ve gelecek adına çalışalım. Birilerinin çıkarı için çalışmazsak illa ki ortak yol buluruz.” diye konuştu.

Gizem Özcan-ilkses

ÖZCAN: ENERJİ ÖNCELİKLİ YAPILACAĞI SÖYLENDİ AMA…

CHP Muğla Milletvekili Gizem Özcan, 2013 yılında meydana gelen Gezi direnişi ve Akbelen direnişi arasında bağlantı kurarak, “Bu süreç aslında hukuki ve köylülerin direnişi olarak 4 yıllık bir süreç. Burada çok onurlu bir mücadele veriliyor. Gezi’de de onurlu bir mücadele verilmişti. Çünkü insanlar doğaya sahip çıkmak için burada mücadele veriyor. Çok güçlü bir kalabalıkla buradan bir kez daha haykırdılar. Bunu neden yapıyorlar? Bu ekokırım neden yapılıyor, bu alan neden ağaçsızlaştı? Bunun ifade edilmesi gerekiyor. Bunun enerji öncelikli olarak yapıldığı söyleniyor ama buradaki termik santrallerin Türkiye’deki enerji ihtiyacının sadece yüzde 5 ‘ini karşıladığı ortaya çıktı. Ama burası çok güzel güneş alıyor. Yani burada güneş enerjisiyle enerji üretilebilir. Bugün bütün dünya iklim krizini ve su krizini konuşuyor. Bunlar konuşulurken burada 65 bin ağacın kesilmiş olması dünya gerçekleriyle çelişiyor.” dedi.

YETKİLİLERE ‘ÇOK GEÇ OLMASIN’ ÇAĞRISI

Bölgeye ilişkin şirketin yürüttüğü hukuki sürece de değinen Özcan, yetkililere “ekokırıma son verin” çağrısında bulunarak, “Burada hukuki süreçler, etkin işletilmedi. ÇED sürecine burada görülen tabi tutulmadı ve bunun bir yansıması olarak da bu ağaçlar kesildi. Biz bir kez daha çağrı yapmak istiyoruz. Bunu en yüksek perdeden de Salı günü sadece Akbelen gündemiyle toplanacak mecliste de dile getireceğiz. Buraların korunması çok önemli. Burası şayet bir maden sahası haline çevrilirse artık rehabilitasyonu da mümkün olmuyor. Çok geç olmadan bir kez daha tüm yöneticileri sorumlu davranmaya davet ediyorum. Çünkü buranın su kaynaklarının korunması çok önemli. Muğla Akbelen’den bir kez daha sesleniyoruz: Bu ekokırıma ivedi bir şekilde son verin.” ifadelerini kullandı.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.