TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Kilogram başına ilaç imhası: Eczacılar maliyet engeline takılıyor!

Son kullanma tarihi geçen ilaçların kimler tarafından, ne şekilde imha edildiği tartışılırken eczacılar, kilogram başına imha ücreti alan tesislerin maliyet engeline takılıyor

Haber Giriş Tarihi: 27.04.2023 13:53
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak: Haber Merkezi
ilksesgazetesi.com
Kilogram başına ilaç imhası:  Eczacılar maliyet engeline takılıyor!

SULTAN GÜMÜŞ KAYA / ÖZEL HABER

Türkiye’de katı atık tesisleri her geçen gün önemli bir risk oluştururken, ilaç atıklarıyla bu sorun daha da derinleşiyor. İlaç üretim ve dağıtım firmaları atıkların imhasında rol oynamazken, eczacılar sorumlu tutuluyor!

İzmir Eczacılar Odası Başkanı Tuncay Sayılkan özellikle Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından çöp dağlarının oluşturulduğunu, atıkların yeraltı sularına sızmasıyla birlikte halk sağlığı sorunlarının gün yüzüne çıkacağını vurguladı. Depremin ilk haftasında İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin fuar alanında topladığı yardımlara da değinen Sayılkan, “Vatandaşlar evde kullandıkları, kullanmadıkları, yarım kullandıkları, son tarihi geçmiş dünya kadar ilacı getirip bırakmış. Anladığım kadarıyla deprem bölgelerini bir ilaç / çöp atık tesisi olarak görmüşler. Biz İzmir’deki sorundan bahsederken, deprem bölgelerinde ‘bağış’ adı altında yapılan sözde yardımların atık dağlarına yol açtığını görüyoruz” dedi. Öte yandan, Türkiye’de ilaç atıklarını imha eden tek tesisin Kocaeli’nde olduğunu ifade eden Başkan Sayılkan, tesisin kilogram başına imha ücreti aldığını dolayısıyla kamyon dolusu ilaç atığının maliyete takıldığını kaydetti.

İMHA KISMINA ASLA BULAŞMIYORLAR

“Son kullanma tarihi geçen ilaçlarla alakalı ciddi bir sıkıntı var” diyen Başkan Sayılkan, şunları ekledi: “Vatandaşlar ilacın takibini ve izlemesi gereken yolu bilmiyor. Onlara bir ışık tutmamız gerekir ama bu noktada da büyük bir problem ile karşılaşıyoruz. Türkiye’de ilacı satan firmalar, imha kısmına hiçbir şekilde girmek istemiyorlar. Dünyanın neredeyse her yerinde daha doğrusu uygar ülkelerde ilaç üreten firmalar, son kullanma tarihi geçen ilaçların imha tesisini de yanında gerçekleştiriyorlar. Türkiye’de ise ne hikmetse sadece üretip satmakla ilgili bir eylem uygulanıyor; imha kısmı böyle ortada kalmış durumda. Bir dönem eczacılar ayaklanıp, ‘ilaçların imhasını doğru bir şekilde gerçekleştirelim, çevreye, gelecek nesillere zarar vermesin, atık sulara karışıp ya da yeraltı sularına karışıp ülkenin dokusunu zedelemesin’ çağrısında bulundu. Çocuklarımıza sağlıksız bir ülke bırakmayalım diye uğraştık ama büyük bir maliyet var karşımızda. Önce vatandaşın bilinçlendirilip  ilaçların toplatılması, toplatılan ürünlerin bir yerde kategorilere ayrıştırılması gerekiyor. Bu işlemi Türkiye’de gerçekleştiren tek bir yer var, o da Kocaeli’nde. Çevreye zarar vermeyelim diye eczacı kendi bu işe kalkıştığında inanılmaz bir fatura çıkıyor. İlaç dağıtım firmaları ise bu işin hiçbir yerinde yok! Ürettikleri ilacı depodan alıp eczanelere satıyorlar ama bunun imha kısmına asla bulaşmıyorlar. Belediyeler yok, Bakanlık yok. İlacın imhası sanki eczacıların göreviymiş gibi davranılıyor.”  

ATIK DAĞLARINA YOL AÇTI

Depremin var olan sorunu daha da tehlikeli bir hale getirdiğini söyleyen Sayılkan, “İzmir Büyükşehir Belediyesinin yardımları topladığı fuar alanına vatandaşlar evde kullandıkları, kullanmadıkları, yarım kullandıkları, son tarihi geçmiş dünya kadar ilacı getirip bırakmış. Oradaki ayrıştırmada gördük ki ciddi anlamda miladı geçmiş ilaçlar var insanların ellerinde. Anladığım kadarıyla deprem bölgelerini bir ilaç / çöp atık tesisi olarak görmüşler. Ben deprem bölgelerinde de uzun süre görev aldım. Hatay – Antakya bunlardan biriydi. Dolayısıyla şunu da gördük, kamyonlarla gelen yığınla ilacın orada kullanılamaz hale geldiğini ve nerede, nasıl şekilde imha edileceğinin bilinemediğini… Biz İzmir’deki sorundan bahsederken, deprem bölgelerinde ‘bağış’ adı altında yapılan sözde yardımların atık dağlarına yol açtığını görüyoruz” eleştirisinde bulundu.

KİLOGRAM BAŞINA İMHA ÜCRETİ

Başka Sayılkan, sözlerine şöyle devam etti: “Bir dönem Sıfır Atık Projesi ile ilgili olarak belediyeler bu işi yapar dediler. Ama belediyelerin böyle bir tesisi yok.  Eczacılar olarak biz toplayalım desek, ciddi maliyetlerle karşılaşıyoruz. Başından aşağıya her kim yetkili ise bunu doğru planlamak zorunda. Aksi halde vatandaş götürüp çöpe atmaya devam edecek, o çöpler ise yeraltı sularına ardından hiç bilmediğimiz hastalıklara öncülük edecek. İlacı üreten ya da dağıtan imha bölümünden de sorumlu olmalıdır. Devletin kurumları bunu yasal bir düzenleme ile çözüme kavuşturmalı… Yüksek ısıda ilaçları yakarak imha eden bir mekanizma var Kocaeli’nde. Onlar da bu tesisi bedavaya kurmamışlar elbette. Kilogram başına imha ücreti alıyorlar.”

EKONOMİK KISMIN ÜSTESİNDEN GELEMEDİK

Yaklaşık 10-12 yıl önce İzmir’de bir pilot uygulama yaptıklarını belirten Başkan Sayılkan son olarak, “Başta Buca Belediyesi ile sonra başka belediyelerle işbirliği halindeydik. Gönüllü eczanelere konteynerler koyduk. Vatandaşa çağrıda bulunduk, afiş, broşür dağıttık. Bir bilinç oluşturmaya çalıştık. Bunu da başardık, fakat sonraki adımda karşımıza çıkan ekonomik kısmın üstesinden gelemedik. Her hafta bir kamyon yola çıkardığınızda o kamyonun gitmesi, gelmesi, ilacın imhası tahmin edemeyeceğiniz ciddi paralara tekabül ediyor. Bunun için sürekli bir bütçe ayırmamız mümkün değil” dedi.

 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.