TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Türkiye’nin karanlık geleceği: Gıda enflasyonu

Her geçen gün artan gıda enflasyonun gerçek fiyat politikalarının uygulanmamasından kaynaklı olduğunu belirten Kayacılar, yüksek gıda fiyatları sebebiyle vatandaşların sağlıklı gıdaya erişmediğini ve gizli açlık çektiklerini söyledi

Haber Giriş Tarihi: 26.09.2023 05:35
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak: Haber Merkezi
ilksesgazetesi.com
Türkiye’nin karanlık geleceği: Gıda enflasyonu

Türkiye’de artan enflasyon rakamları en çok da gıda fiyatlarının yükselmesine ve vatandaşın sağlıklı gıdaya erişememesine sebep oluyor. Bununla birlikte tüm dünyayı tehdit eden iklim krizi de gıda ürünlerinin geleceğini tehlikeye sokuyor. Bunların sonucunda da gıda enflasyonunda gözle görülür bir yükseliş yaşanıyor. Gıda enflasyonun artmasının sebebinin gerçek fiyat politikasının uygulanmamasından kaynaklı olduğunu belirterek vatandaşın bu artışlar sebebiyle ‘gizli açlık’ denilen olgunun içine düştüklerini ve öğün eksilttiklerini ifade eden Uzman Biyolog ve Davranış Bilimci Can Kayacılar, “Gıda enflasyonunun üzerimizdeki en kötü etkisi de vatandaşların beslenme dengesinin bozulması ve sadece doymak için ekmek, makarna gibi temel gıda ürünlerini çokça tüketmesine sebep oluyor. Bu da sonrasında bizlere “hastalık” olarak yansıyor. Çünkü günümüzde görülen birçok hastalığın temelinde dengesiz beslenme, fiziksel aktiviteden yoksunluk ve yoğun stres ortamı yatıyor” diye konuştu.

kayalar1

GERÇEK FİYAT İÇİN BLOK ZİNCİR TEKNOLOJİSİ

Türkiye’de gıda enflasyonun oluşmasının en büyük sebeplerinden birinin de gerçek fiyat politikasının uygulanmadığını ve çoğu ürünün üreticiden doğrudan tüketiciye ulaşmadığını söyleyen Kayacılar, “Gerçek fiyat politikasının uygulanmaması ve eksik denetlemeler gıda enflasyonun oluşmasını tetikliyor. Bunun haricinde üretici de aslında ürettiği malın gerçek maliyetini hesaplamıyor. Hesaplamadığı için de piyasaya göre ya da ürettiği ürüne göre kendince bir fiyat biçiyor ve bu şekilde ürünün fiyatını da belirlemiş oluyor. Bunun önüne geçebilmek için gerçek maliyet çalışmaları yapılmalı ve bu şeffaflıkta tüm ürünlerin bedelleri belirlenmeli. İşte tam da bu noktada devreye ‘Blokchain’ yani blok zincir teknolojileri giriyor. Blok zincir teknolojileri ile aslında bir ürünün tarladan sofraya izlenebilirliği, fiyat politikalarının belirlenmesi de net bir şekilde yapılabiliyor. Bunun ülkemizde de uygulanması gerekiyor. Böylece bizler hangi tarlanın ürününü tükettiğimizi, kaça üretildiğini, nereden ve kimlerin elinden geçip, bizlere hangi fiyatta geldiğini de görebiliriz. Biz tüketici olarak bunu bilmek zorundayız” diye konuştu.

GIDA ENFLASYONU GİZLİ AÇLIĞI ORTAYA ÇIKARDI

Türkiye’de gıda enflasyonunun artmasının, “gizli açlık” olgusunun yani sağlıklı gıdalara erişmenin daha da zorlaşması anlamına geldiğini ifade eden Kayacılar, “Gizli açlık aslında doymanın ötesinde, sağlıklı bir şekilde dengeli olarak beslenememe anlamına geliyor. Yani karbonhidrat yönünden zengin değil de, proteince, lifçe, antioksidanca da zengin beslenmek, sağlıklı beslenmek demek. Gıda enflasyonunun üzerimizdeki en kötü etkisi de bu dengenin bozulması ve insanların sadece “doymak için” ekmek, makarna gibi temel gıda ürünlerini çokça tüketmesi anlamına geliyor. Bu da sonrasında bizlere “hastalık” olarak yansıyor. Çünkü günümüzde görülen birçok hastalığın temelinde dengesiz beslenme, fiziksel aktiviteden yoksunluk ve yoğun stres ortamı yatıyor” dedi.

gıdae1

ÖĞÜNLER YARI YARIYA DÜŞTÜ

Gıda enflasyonuyla birlikte tüketicilerin beslenme alışkanlıklarının da değiştiğine ve geçmişte var olan sofra zenginliğinin azalmasına yol açtığına dikkat çeken Kayacılar, şu ifadeleri kullandı;

“Gıdalarda fiyat artışları, toplumda ilk başlarda “öğün atlama” tarzında kendini göstermekteyken, sonraki zamanlarda var olan öğünde de kısıtlamalara gitme yönünde kendini göstermektedir. Bu konuda belli başlı temel gıdalardan da kısıtlamalar söz konusudur. Bu kısıtlamanın başında da “et ve et ürünleri” gelmektedir. Etin, insan beslenmesinde azaltılmasının da çok yıkıcı yan etkileri olabilmektedir. Çünkü protein kaynakları, aslında insanların bağışıklık sisteminin gelişmesi, beyin gelişimi gibi birçok, çok kritik ve ülke için stratejik bir değer taşımaktadır. Tam da bu nedenle toplumumuzda geçmişten beri var olan protein eksikliği, yaşanan gıda fiyatları artışına istinaden sorun olarak daha da derinleşmektedir.”

TÜM GELİŞMİŞ ÜLKELR SORUNLARINI BİLİMLE ÇÖZDÜ

Gıda enflasyonunun yükselişinin engellenmesi için uzun vadeli olarak gıda politikalarının geliştirilmesi gerektiğini, bununla birlikte bilim ve teknolojinin de her alanda kullanılarak inovasyon ve Ar-Ge çalışmalarıyla çeşitliliğin arttırılmasının enflasyona çare olabileceğini belirten Kayacılar, “Avrupa Birliği ülkeleri gelecekte görülecek et-süt gibi ürünlerin fiyat artışlarına yönelik, toplumların daha sağlıklı proteinlere ulaşmasını sağlama yönünde “Bitkisel Protein Yol Haritası” belirlemişler. Bizler de ülke olarak tam bu minvalde çalışmalar, yol haritaları belirlemeliyiz. Elbette bu yol haritaları dışında, elde edilecek tarım ürünlerinden, “yüksek katma değerli ürünlere gidiş” yolunda da yenilikçi yol haritalarımızın olması gerekiyor. Yani protein zengini bakliyatlarda diyelim ki artışı sağladık, bu bakliyatlardan ya da yağlı tohumlardan sonrasında bitkisel sütler, bitkisel proteinle geliştirilmiş yenilikçi ürünler ve bitkisel etler gibi ürünlerin Ar-Ge’lerini de yürütmeliyiz” şeklinde konuştu.

tablet_tarim

TARIMDA YAPAY ZEKAYI KULLANMALIYIZ

Konuşmasının sonunda gıda enflasyonun önüne geçmek için işin temeline inerek tarım politikalarında köklü değişikliklere gidilmesi gerektiğini ve bunun da tarımda dijitalleşmeyle daha kolay olabileceğini söyleyen Kayacılar, “Devletin tohum, ekim-dikim faaliyetlerini desteklemesine ek olarak, tarımsal teknolojileri, tarımsal inovasyonları doğrudan destekleyecek destek programları ve tarımda teknolojik gelişmelerin sağlanmasına yönelik çağrısal programlara ihtiyaç var. Öte yandan, Türkiye’deki araziler o kadar fazla parçalı ki, milyonlarca parçalı bir yap-bozun kontrolü için mutlaka tarımda yapay zeka uygulamalarına geçilmesi gerekiyor. Geleceğin gıdalarını, geleceğin tarımını yapay zeka çıkarımları doğrultusunda yani kolektif aklın önderliğinde gerçekleştirilmelidir. Bu kapsamda özellikle tarımda dijitalleşmenin yanında makine bazında da modernleşmemiz lazım” dedi.

BU İÇERİK DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR-Destekler çiftçiye ulaşmadan eriyor

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.