Orhun Ene: Şut basketbolcunun silahı

HÜSEYİN DEMİR/RÖPORTAJ

Türk basketbolunun en iyi oyun kurucularından, orta mesafe şut özelliği ve üçlükleriyle nam salan, 12 Dev Adam ile 2001 Avrupa Şampiyonası’nda kaptanlık yapan Orhun Ene, İzmir’de gerçekleşen Tofaş Şut Eğitim Kampında minik basketbolcularla bir araya geldi. Başantrenör, sahada genç basketbolculara önemli tavsiyelerde bulundu. Ene, antrenmanda sporculara basketbol şut tekniklerini gösterdikten sonra basketbolcuları tebrik etti. Şimdi sözü fazla uzatmadan efsane basketbolcu Orhun Ene’ye bırakıyoruz.

Tofaş Şut Gelişim Kampı için neler söylemek istersiniz? 

Günümüz basketbolunda artık şut çok önemli bir hale geldi. Sporda antrenman metotları, çalışma süreleri ve basketbolun diğer dinamikleri benim oyuncu dönemime göre şu an çok gelişmiş durumda. Basketbol sürekli değişiyor ve gelişiyor. Bilimsel antrenman teknikleri oyuncular üzerinde etki yaratıyor. Artık basketbolcular sezon öncesi, sezon sonrası bireysel antrenmanlarla gelişimine daha çok önem veriyor. İstatistiklere göre oyun içerisinde şut atan oyuncular daha fazla yer alıyor. O yüzden bu tarz şut eğitim kampları oyuncuların gelişimi için çok önem arz ediyor. Şu an oynanan basketbolda uzak menzilli şutlar ile her türlü şut pozisyonunda isabet bulabilen oyuncular ön planda yer alıyor. Basketbolda tekrar ve detay çok önemli… Bu yaz dönemleri oyuncular için bir fırsat, bu fırsatı en iyi şekilde değerlendirmeleri gerekiyor. Basketbolcuların kendilerine yatırım yapması gerekiyor. Günümüz basketbolunda şut en etkili silahlardan biri...

Tofaş ile nasıl bir sezonu geride bıraktınız? Önümüzdeki sezon için düşüncelerinizi merak ediyoruz? 

Tofaş A takımının başına geldiğim dönemden önce çok istediğimiz bir konunda değildik. Türk basketbolunun lokomotif kulüplerinden Tofaş, hem A takıma hem de altyapıya yaptığı yatırımlarla biliniyor. Takımımız sezon başında istenilen performansı sahaya yansıtamamıştı. Takımın başına geldiğimde ilk dönemler istediğimiz başarıları elde edememiştik fakat sezonun sonuna doğru ivme yakaladık. Özellikle play-off dönemine gelmeden önce normal sezonun sonuna doğru performansımız arttı. Play-off dönemine kadar oynadığımız basketbol ve yakaladığımız ivmeyle aldığımız galibiyetler bizi yukarılara taşıdı. Kendi adıma ve takımın adına iyi bir sezonu geride bıraktığımızı düşünüyorum. Tekrardan Avrupa Kupaları'na katılma hakkını elde ettik. Yoğun ve yorucu bir sezonun ardından önümüzdeki sezona odaklanıyoruz. Gelecek sezona iyi başlayıp önümüzdeki sezonda daha istikrarlı bir Tofaş’ı sahada izleyeceğiz. Beklentiler arttı, o yüzden çok çalışıp elimizden gelenin en iyisini sahaya yansıtmak istiyoruz. Umarım istediğimiz takım kimyasını kurarak daha önceden Avrupa’da ve Türkiye’de Tofaş ile yaşadığımız başarıları elde etmek istiyoruz.

Genç ve yerli oyuncuların gelişimi için çözüm önerileriniz neler? 

Bugünün basketbolundaki yeni kurallarla yabancı oyuncu sayısı geçmişe göre çok fazla… Bizim oyunculuk dönemimizde yabancı oyuncu sayısı bu kadar fazla değildi. O anlamda takımlarında sorumluluk alan, liderlik yapan, kritik anlarda kritik topları kullanabilen oyuncuların olması gerekiyor. Kulüplerde bu tarz oyuncular genelde yabancı oluyor. Mesela Anadolu Efes’te Shane Larkin, Micic gibi kısalar Türk oyuncuların önünde isimleri duyulmaya başlandı. Türk basketbolunda kulüplerin bütçelerine yaptığı artışlar ve rekabetin artmasıyla da bu yabancı oyuncular daha ön planda oldu. Büyük kulüplerin NBA’deki yıldız oyuncular hariç neredeyse dünyanın her bölgesinden en iyi oyuncuları alma şansları var. Bu tabi bizim yerli oyuncularımızın gelişimi ve değişimi için maalesef dezavantaj diyebilirim. Geçmişe dönüp baktığımızda çok yetenekli sporcuların yetiştiğini de gözlemliyoruz. Avrupa’ya bazen adapte olmakta zorlanıyoruz, lokal oyuncularıyla başarılı olan İtalya, İspanya ve Almanya’da bunun örnekleri var. Biz yetenekli genç oyuncularımızın gelişimini görüyoruz, antrenmanlarda kendilerini kanıtlıyorlar. Umarım sorumluluk alan, karar verici oyuncuları önümüzdeki günlerde daha çok görürüz.

Altyapıdaki basketbolculara öneri ve tavsiyeleriniz neler?

Tofaş Spor Kulübü “sürdürülebilir altyapı” anlamında Türkiye’de öncü bir kulüp olduğunu söyleyebilirim. Her zaman altyapıdan aldığı oyuncuları yetiştiriyor ve a takıma yetiştirerek onların daha iyi olmalarını sağlamak için aracı oluyor. Oyuncuların doğru seçim yapmaları adına bu tarz organizasyonlarda rol ve sorumluluk bulan oyuncuların gelişimi daha çabuk oluyor. Oyuncu olmak için sahada en iyi şekilde oynamak gerekiyor. Oturarak oyuncu olamazsınız. Bizim ülkemizde bu oyunculara da hak veriyoruz, ekonomik anlamda gelecek kaygısıyla oyuncuların maddi anlamda kendilerini güven altına almak istiyorlar. Bunun dengesini iyi kurmak gerekiyor. Takımın kulübesinde oturmaktansa iyi bir organizasyonun bir parçası olmak bunun bir çözümü diyebilirim. Önümüzdeki günlerde Türk basketbolunda bu denge kurulursa eğer geçmişte bizim dönemimizdeki oyuncuların seviyesinde olan yetenekli genç basketbolcuların yetişeceğini düşünüyorum. Bu güzel röportaj için İLKSES gazetesine teşekkür ediyorum.