TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

İzmir’de Üretim Sürecine Katılım Projesi Açılış Toplantısı yapıldı

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Yardımcısı Lütfihak Alpkan, İzmir’de Üretim Sürecine Katılımın Desteklenmesi Projesi Tanıtım Toplantısı’na katıldı. Alpkan, “Burada nitelikli olan yerel ve uluslararası işgücünün İzmir’in KOBİ’lerine kazandırılması söz konusu” dedi

Haber Giriş Tarihi: 03.11.2022 12:38
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak: Haber Merkezi
ilksesgazetesi.com
İzmir’de Üretim Sürecine Katılım Projesi Açılış Toplantısı yapıldı

ÇAĞLA GENİŞ

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Uluslararası Göç Örgütü ve İŞKUR iş birliğinde geliştirilen “Üretim Sürecine Katılım Projesi’nin İzmir ayağı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Yardımcısı Lütfihak Alpkan’ın katılımıyla gerçekleşti. İzmir’de bir otelde düzenlenen programa; Bakan Yardımcısı Alpkan’ın yanı sıra İzmir Vali Yardımcısı Hüseyin Karameşe, İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Emre Kızılgüneşler, Ege Bölgesi Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Metin Akdaş, Uluslararası Göç Örgütü Türkiye Misyon Şefi Gerard Karl Waite ve kurum temsilcileri katıldı. Tekstil, makine, gıda, mobilya, kimya sektörlerini destekleyecek program kapsamında imalat sektöründe faaliyet gösteren işyerlerinin nitelikli işgücünün istihdam edilmesinin desteklenmesi amaçlanıyor.

BU PROJENİN MİMARİ BAKANIMIZ

İstihdam ve mesleki eğitim konusunda uzun yıllardan beri gelen deneyimleri olduğunu belirten Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Yardımcısı Lütfihak Alpkan, “Fakat bu projenin bizzat bakanımızın fikri olarak eğitimden de bağımsız doğrudan istihdam sağlayan bir model. Bakanlığımız aslında uluslararası fonlar vasıtasıyla çok çeşitli projeler yapıyorlar ve buna koruma altındaki yabancılar da dahil. Bakanlığımız, AB fonlarının dağıtım otoritesi olarak sosyal yardımlar, istihdam, eğitim ve sağlıkla ilgili projelerin yönetiminden sorumlu. Genç ve kadın istihdamı, engelli, yaşlı bakımı, onların da çalışma hayatına katılımı, çocuk işçiliği ile mücadele gibi konular olmak üzere birçok konuda bilgi birikimimiz oluştu. Uluslararası örgütlerle işbirliği yaparak çok taraflı projeler yapıyoruz. Dünyanın ve Türkiye’nin karşı karşıya kaldığı insan üretimi gelişmelerine entegre olmak durumundayız. Bu projenin de bu bağlamla uluslararası, yerel, göç ve istihdam ayağı var. Yerel inisiyatiflerin de çok önemli olduğunu görüyoruz bu noktada. Bize fon sağlayan uluslararası taraflara da müteşekkiriz” dedi.

İNSAN KAYNAĞI MALİYET OLARAK GÖRÜLÜYOR

Eğitim kurumlarının verdiği eğitim ile sanayi kuruluşlarının beklentileri arasında bir bağ kurulması gerektiğini vurgulayan Alpkan, “Günümüzdeki öngörülemeyen çok büyük bir değişim var. Şimdi Çin’in eğitim sistemi Finlandiya’dan daha öne geçmiş durumda. Adapte olmaya çalıştığımız meslekler de eskimeye başladı. Bazen değiştirdiğimiz şeylerin de modeli hemen geçebiliyor. Neyin tutacağını bilmenden de ona büyük yatırım yapamıyoruz. Şu an mesleklere mi yoksa becerileri mi önem verelim sorusu da ortaya çıkıyor. 4. Sanayi Devrimi’ne geldik, yazılım veren bir bölüm açıyoruz ama 2030’dan sonra yapay zeka kendi yazılımını kendi mi yapacak acaba? Bütün yükü eğitim kurumlarının üzerine yüklememek lazım, gençlere de. Gençler zaten iş aramaya başladığın 5 yıl tecrübe ve yabancı dil talebi ile karşılaşıyorlar. Böyle bir süreçte dinamik bir insan kaynağı yatırımına ihtiyacımız var. KOBİ’lerimiz bazı durumlarda bunu maliyet, külfet olarak görüyor. KOBİ’lerimizin insan kaynağını sermaye unsuru olarak görmesi çok kıymetli” diye konuştu.

NİTELİKLİ YEREL VE ULUSLARARASI İŞGÜCÜ

Konuşmasının devamında projeye dair bilgiler veren Alpkan, “Yeni jenerasyona dair büyük umudumuz var. Onların daha yenilikçi ve yaratıcı olacaklarını düşünüyoruz. Türkiye’nin geleceğini onlar inşa edecek. Bu proje daha önce Gaziantep’te başladı, Bursa’da devam etti ve İzmir’de devam edecek. Bu projede de gençlerimizin 3 ay masrafını devletimiz karşılayarak, 6 ay da teşvik verilecek. Bu 9 ayın ardından amacımız gençlerimizin o işletmeye katkı sağlamaları. Bu kapsamda projeye 300 kişi dahil edilecek, bu 300 kişinin 150’si Türk kontenjanına, diğer 150’si ise yabancı uyruklu kontenjanına ayrıldı. Böylelikle yabancı işgücünün kayıt altına alınabilmesi sağlanacak. Burada nitelikli olan yerel ve uluslararası işgücünün İzmir’in KOBİ’lerine kazandırılması söz konusu” ifadelerini kullandı.

SEKTÖRÜN İSTEDİĞİ NİTELİKLER FARKLI

Kovid-19 sürecinin tüm sektör ve insan hayatını etkilediğine vurgu yapan İzmir Vali Yardımcısı Hüseyin Karameşe, “Güzel İzmir’imiz de iş gücü piyasası olarak da bundan etkilenenlerden. Dünyada genç işsizlik 15 ila 24 yaş arası olarak tanımlanıyor. Türkiye’deki nüfusa oranı yüzde 16, yani 16 milyon genç demek. Bunların büyük çoğunluğu eğitim alıyor fakat dünyada eğitim dışında olup da işe girmeyen milyonlarca insan var. Türkiye’deki orana bakarsak bu da çok az değil ciddi bir rakam. 3,5 milyon civarı... İzmir’de oran yüzde 14. İşsizlerin büyük oranı ne yazık ki genç işsiz. 270 bin civarında işsiz var, İŞKUR’a başvuran ise 130 bin. Bunların yüzde 30’u genç işsiz kategorisine giriyor. Yüzde 40’ı da kadınlardan oluşuyor. Bizim gençlerimiz ne yazık ki piyasada iş bulamıyor. 130 bin İŞKUR’a iş istiyorum diye gelen var fakat sektör de 100 bin lazım diye İŞKUR’a başvuruyor. Peki bunlar niye örtüşmüyor? Örgün eğitimde verilen eğitimle sektörün istediği kalifiye birbiriyle örtüşmüyor. Eğitim kaliteli ama sektörün istediği nitelikler farklı. Bu sorunu muhakkak gidermemiz lazım. Bu İzmir’in önemli sorunlarından bir tanesi. İzmir’de yaşayan 120 bin Suriyelinin artık bizimle yaşadığını ve onarlın üretime katkı yapmasını hem insanlık hem ekonomi adına çok olumlu olacağını düşünüyorum” dedi.

GÖÇ MESELESİNİ LEHİMİZE ÇEVİREBİLİRİZ

İstihdam alanında yapılan çalışmaları anlatan Ege Bölgesi Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Metin Akdaş, “Güçlü ve sürdürülebilir üretim için nitelikli elemana duyulan ihtiyaç ortadadır. Özellikle İzmir için nitelikli eleman ihtiyacı çok büyük önem taşımaktadır. Göçle birlikte bu ihtiyaç daha da artmıştır. Göç meselesini lehimize çevirebiliriz. Maddi yardımdan ziyada ekonomik hayata katılımları öncelik olmalıdır. Bu nedenle mesleki eğitim almaları çok önemlidir. Projede yabancı işçi çalıştırma desteklerini önemsiyoruz. İzmir için bu konu çok kritik önem taşımaktadır. Meslek liseleri cazip hale getirilerek eleman sorunun kökten çözümünü sağlamak zorundayız” ifadelerini kullandı.

İSTİHDAM MALİYETLERİ DAHA DA ARTACAK

İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Emre Kızılgüneşler ise “Küresel anlamda zor bir süreçten geçiyoruz. Gençlerimize ve kadınlara sunulan özel teşvikler, engelli istihdamına yönelik teşvikler işletmelerimizin yükselen maliyetlerine rağmen ölçek büyütmelerini sağlayabiliyor. Yeni yılda EYT meselesinin çözülmesi ve asgari ücret sonra istihdam maliyetleri daha da artacak. İşveren üzerindeki yükün azaltılmansa ilişkin beklentileri paylaşmak isterim. Nitelikli istihdamın artırılması konusunda meslek liselerini iş dünyamız açısından yaşamsal önemde. Bu konuda MEB ile yakın iş birlikleri sürdürüyoruz” diye konuştu.

SOSYAL UYUMU GÜÇLENDİRECEK

Uluslararası Göç Örgütü Türkiye Misyon Şefi Gerard Karl Waite, “Bu proje aslında daha büyük bir iş birliğini temsil etmektedir. 2 pilot il seçildi bu proje adına; bunlar Bursa ve İzmir. Bunlar sadece Türk ekonomisine yaptıkları katkıdan değil yüz binlerce göçmene kendi topluluklarında ev sahipliği yaptıkları için seçildiler. Bu iş birlikler iyi yönetilmiş bir emek göçünü ortaya çıkarma potansiyeli taşımaktadır. Türkiye çok yüksek sayıda göçmene ev sahipliği yapmaktadır. İş piyasasına göçmenlerin dahil edilmesi çok önemli bir rol oynuyor. İzmir Türkiye’deki en canlı ekonomik merkeze sahip il. Metal, kimya, makine ve tekstil olmak üzere birçok endüstri sektörleri var. Türkiye ekonomisin itici gücü olarak İzmir iş gücüne katılımın genişlemesine katkıda bulunmaktadır. Fakat belli başlı sektörlerde iş gücü talebini karşılamak çok zor. Türk vatandaşlarının ve yabancıların doğru bir şekilde iş gücüne dahil edilmesi gerekiyor. Hem göçmen hem Türk çalışanlar olarak geçim kaynakları kalkınacak ülke ekonomisine büyük katkıda bulunacak ve sosyal uyumu güçlendirecektir. Bu ortaklığımıza katkı verdikleri için Türk hükümetine minnetlerimi sunuyorum” açıklamasını yaptı.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.