Diyarbakır'ın Ergani ilçesinde neolitik dönemin izlerini taşıyan Çayönü Höyüğünde yürütülen arkeolojik kazılarda bu yıl da sandık tipi 5 mezar daha gün ışığına çıkarıldı
Haber Giriş Tarihi: 28.08.2023 12:31
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak: AA
Göçebelikten yerleşik yaşama, avcılık ve toplayıcılıktan üreticiliğe geçilip tarıma ilk başlanılan yerler arasında bulunan höyük, yaklaşık 10 bin yıl önceye tarihlenmesiyle sadece bölge değil, dünya uygarlık tarihi için de büyük önem taşıyor.
1964 yılında başlatılan, 1991'de güvenlik nedeniyle ara verilen ve 8 yıl önce yeniden başlatılan arkeolojik kazılar, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Arkeoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Aslı Erim Özdoğan'ın başkanlığında bu yıl 19 kişilik ekiple yürütülüyor.
Prof. Dr. Özdoğan, yaptığı açıklamada, höyüğün tarımın ilk başladığı yerlerden biri olduğunu belirterek, hayvancılığın gelişmesinde de önemli rol oynadığını söyledi.
Daha önce höyüğün doğu kesiminde kazı çalışmalarına başladıklarını anlatan Özdoğan, doğu kesiminde çanak, çömlek ve neolitik yerleşmenin farklı evrelerini saptadıklarını, buradaki kazıların halen sürdüğünü belirtti.
İki farklı zaman dilimine yönelik çalışma yürüttüklerini, bunların çanak çömlekli neolitik ve İlk Tunç Çağı olduğunu anlatan Özdoğan, höyükte mezarlık alanının tahminlerinden daha fazla bir alana yayıldığını kaydetti.
Küçük çocuklar ve bebekler çömlekte gömülmüş
Bu yılki kazılarda 5 sandık tipi mezarlığın daha gün yüzüne çıkarıldığını ifade eden Özdoğan, şöyle konuştu:
"2021 yılından bu yana toplam 10 sandık mezar açığa çıkartıldı. Bu mezarlar o dönemin geleneğini yansıtıyor. Mezarlıkta dikkatimizi çeken, hepsinde kap kaçağın hediye olarak bırakılmış olmasıdır. Basit toprak mezar dediğimiz hediye yok. Daha çukur, daha çevresi çevrili olan sandık mezar tipinde olan var. Çanak, çömleksiz neolitiğin bir özel yapısı ve çevresindeki daha eski bir yerleşmesi var. Şimdi onun ilişkisini ortaya çıkarmaya çalışıyoruz. Çanak, çömlek mezarlarımız var. Ondan sonra ya taş çevrili ya da yanına taş bloklarla yapılmış mezarlarımız var."
Genellikle 6 yaşında küçük çocuklar ve bebeklerin küçük değişik boyuttaki çömleklerin içine gömüldüğünü belirten Özdoğan, çömleklerin tabut olarak kullanıldığını aktardı.
Özdoğan, sözlerini şöyle tamamladı:
"Topluluktaki daha üst statüye sahip bireyler daha özel yapılmış sandık mezarlara, 6 yaşındaki küçük çocuklar, bebekler ve yeni doğmuşlar da değişik boylarda günlük herhangi bir kullanımda olan çömleğin içine yan yatırılarak gömülmüş. Yanlarında da genellikle 3 kap hediye ediliyor. Yetişkinler sandık mezar şeklinde kazılmış mezarlara yarı katlanmış olarak bırakılıyor ve yanlarına çoğu zaman 2 ya da 3 tane kap yerleştiriliyor. Kapların içinde büyük olasılıkla yiyecek bırakıldığını düşünüyoruz."
"Burası 12 bin yıllık bir tarihe sahip"
Ergani Kaymakamı ve Belediye Başkan Vekili Ahmet Karaaslan da Çayönü Höyüğünün dünya kültür tarihine çok büyük katkısının olduğunu söyledi.
"Burası 12 bin yıllık bir tarihe sahip. Özellikle kazılarda değişik mezarlar, ev şekilleri, tapınaklar bulunan ilk yerleşim yeri, ilk ata tohumunun bulunduğu, ilk tarımın başladığı yer. İnşallah gelen turistlerimizle birlikte burası daha bir önem kazanır." ifadelerini kullanan Karaaslan, bölgeyi güzel bir şekilde tanıtmaya devam edeceklerini aktardı.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Diyarbakır'ın Ergani ilçesinde neolitik dönemin izlerini taşıyan Çayönü Höyüğünde yürütülen arkeolojik kazılarda bu yıl da sandık tipi 5 mezar daha gün ışığına çıkarıldı
Göçebelikten yerleşik yaşama, avcılık ve toplayıcılıktan üreticiliğe geçilip tarıma ilk başlanılan yerler arasında bulunan höyük, yaklaşık 10 bin yıl önceye tarihlenmesiyle sadece bölge değil, dünya uygarlık tarihi için de büyük önem taşıyor.
1964 yılında başlatılan, 1991'de güvenlik nedeniyle ara verilen ve 8 yıl önce yeniden başlatılan arkeolojik kazılar, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Arkeoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Aslı Erim Özdoğan'ın başkanlığında bu yıl 19 kişilik ekiple yürütülüyor.
Prof. Dr. Özdoğan, yaptığı açıklamada, höyüğün tarımın ilk başladığı yerlerden biri olduğunu belirterek, hayvancılığın gelişmesinde de önemli rol oynadığını söyledi.
Daha önce höyüğün doğu kesiminde kazı çalışmalarına başladıklarını anlatan Özdoğan, doğu kesiminde çanak, çömlek ve neolitik yerleşmenin farklı evrelerini saptadıklarını, buradaki kazıların halen sürdüğünü belirtti.
İki farklı zaman dilimine yönelik çalışma yürüttüklerini, bunların çanak çömlekli neolitik ve İlk Tunç Çağı olduğunu anlatan Özdoğan, höyükte mezarlık alanının tahminlerinden daha fazla bir alana yayıldığını kaydetti.
Küçük çocuklar ve bebekler çömlekte gömülmüş
Bu yılki kazılarda 5 sandık tipi mezarlığın daha gün yüzüne çıkarıldığını ifade eden Özdoğan, şöyle konuştu:
"2021 yılından bu yana toplam 10 sandık mezar açığa çıkartıldı. Bu mezarlar o dönemin geleneğini yansıtıyor. Mezarlıkta dikkatimizi çeken, hepsinde kap kaçağın hediye olarak bırakılmış olmasıdır. Basit toprak mezar dediğimiz hediye yok. Daha çukur, daha çevresi çevrili olan sandık mezar tipinde olan var. Çanak, çömleksiz neolitiğin bir özel yapısı ve çevresindeki daha eski bir yerleşmesi var. Şimdi onun ilişkisini ortaya çıkarmaya çalışıyoruz. Çanak, çömlek mezarlarımız var. Ondan sonra ya taş çevrili ya da yanına taş bloklarla yapılmış mezarlarımız var."
Genellikle 6 yaşında küçük çocuklar ve bebeklerin küçük değişik boyuttaki çömleklerin içine gömüldüğünü belirten Özdoğan, çömleklerin tabut olarak kullanıldığını aktardı.
Özdoğan, sözlerini şöyle tamamladı:
"Topluluktaki daha üst statüye sahip bireyler daha özel yapılmış sandık mezarlara, 6 yaşındaki küçük çocuklar, bebekler ve yeni doğmuşlar da değişik boylarda günlük herhangi bir kullanımda olan çömleğin içine yan yatırılarak gömülmüş. Yanlarında da genellikle 3 kap hediye ediliyor. Yetişkinler sandık mezar şeklinde kazılmış mezarlara yarı katlanmış olarak bırakılıyor ve yanlarına çoğu zaman 2 ya da 3 tane kap yerleştiriliyor. Kapların içinde büyük olasılıkla yiyecek bırakıldığını düşünüyoruz."
"Burası 12 bin yıllık bir tarihe sahip"
Ergani Kaymakamı ve Belediye Başkan Vekili Ahmet Karaaslan da Çayönü Höyüğünün dünya kültür tarihine çok büyük katkısının olduğunu söyledi.
"Burası 12 bin yıllık bir tarihe sahip. Özellikle kazılarda değişik mezarlar, ev şekilleri, tapınaklar bulunan ilk yerleşim yeri, ilk ata tohumunun bulunduğu, ilk tarımın başladığı yer. İnşallah gelen turistlerimizle birlikte burası daha bir önem kazanır." ifadelerini kullanan Karaaslan, bölgeyi güzel bir şekilde tanıtmaya devam edeceklerini aktardı.
BU İÇERİK DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR - Hitit Kenti Şapinuva'da keşfedilen toprak içine oyulmuş antik silo
Kaynak: AA
Son Girilen Haberler
İzmir haber: Sürücülere buradan geçmek istemiyor
İzmir merkezde birçok ilçenin bağlantı noktasında yer alan Yeşildere Köprülü Kavşağı adeta ‘Survivor'u andırıyor. Her gün binlerce taşıtın geçtiği ve onlarca kazanın meydana geldiği kavşakta yaşanan karmaşa sürücülere zor anlar yaşatıyor.
Midyat Fen Lisesi ülkemizin eğitiminde destan yazmaya devam ediyor
Midyat Fen Lisesi 2015 yılında eğitim-öğretim faaliyetlerine başladı. 2019 yılında mezun vermeye başlayan okul, geçen sene yapılan 2023 YKS sınavında 40 tıp puanı alan öğrencileriyle büyük bir başarıya imza attı. Bu başarı, Midyat Fen Lisesi'nin eğitim alanındaki uzun süreli gayretlerinin bir yansıması oldu. Son 5 yılda 150'den fazla öğrencisini tıp fakültelerine yerleştirebilmenin gururunu yaşamakta. Fakat başarıları sadece tıp alanıyla sınırlı değil; yüzlerce öğrenci mühendislik, diş hekimliği, hukuk ve eczacılık fakültelerinde eğitim alma hakkı elde etti
İzmir Metro seferlerinde gecikme
İzmir Metro'da meydana gelen bir olay nedeniyle seferlerde geçici aksamalar yaşanıyor