TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Kurban pazarlarının meleği bu yıl 110 cana hayat verdi

11 yıldır kurban pazarlarını gezerek bağışlarla satın aldığı gebe, engelli ve yavru hayvanları kesimden kurtaran Sibel Çakır, bu yıl 110 hayvana hayat verdi

Haber Giriş Tarihi: 03.07.2023 03:58
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak: Haber Merkezi
ilksesgazetesi.com
Kurban pazarlarının meleği bu yıl 110 cana hayat verdi

ÇAĞLA GENİŞ-ÖZEL HABER

Ankara’da 32 yıl önce Angel’s Farm Sanctuary adıyla kurulan, 8 yıl önce ise İzmir’in Kemalpaşa ilçesine taşınan ülkenin ilk ve en büyük hayvan çiftliğinin kurucusu Sibel Çakır, 11 yıldır kurban pazarlarını gezerek anlamlı bir mesaiye imza atıyor. Yasak olmasına rağmen kesim için pazarlarda bekletilen gebe, engelli, yavru ve hasta hayvanları gelen bağışlarla satın alan Çakır, 4 günde 104 küçükbaş ile 6 büyükbaş hayvanı kesimden kurtardı. Çakır bu yıl kurtarılan hayvanları da kurbanlık olarak satıldıktan sonra Rize’den Trabzon’a kadar yüzerek kaçan Ferdinand adlı boğanın da yuvası olarak bilinen çiftliğe götürerek yuva verdi.

kurban pazarı

11 YILDIR PAZARLARI GEZİYOR

Çiftliğin kurucusu Sibel Çakır, kurban pazarlarında 11 yıldır sürdürdüğü gönüllü mesaiye nasıl başladığını anlatarak “10 yıl evvel komşularımız bayramda kesmek için iki hayvan satın almıştı. O zamanlar kurban pazarları yoktu, sokak ortasında hayvanlar kesiliyordu ve biz de her şeyi görüyorduk. Komşularımızın kestiği iki hayvan da gebeydi. Gözümüzün önünde o yavrular da kesildi. Bu işte dehşet verici bir yanlışlık vardı. İnsanlığa, dine... Hiçbir şeye sığmayan bir durum... Bireysel olarak hiçbir şey yapamıyorum. Devlet değilim, bu yanlışı engelleyemiyorum. O günden sonra her sene kurban pazarlarını gezerek gebe, yavru ve engelli hayvanları kurtarmaya başladım. O zamanlar sosyal medya çok yaygın değildi. Destekçilerimiz de yoktu. Paramın yettiği kadarıyla bir gebe bir de kuzusu olan koyunu alarak çıktım pazardan. Sonrasında desteklerle birlikte bu sayı artmaya başladı” dedi.

GEBE, ENGELLİ, YAVRU VE HASTA...

Çiftliğe gelen bağışlarla bayram boyunca kurban pazarlarını gezdiğini belirten Çakır, şunları söyledi: “104 tane küçükbaş hayvan kurtardık. Bunların içlerinde gebeler var, hepsi de ikiz hamile. Hatta bir tanesi pazardan aldıktan 2 saat sonra üçüz doğurdu. Küçükbaş hayvanların yanı sıra 4 tane inek, 2 tane de boğa kurtardık. Bir tane daha kurtarmak için çalışmaya devam ediyoruz. ‘Bunlar zaten kesilmiyor ki’ gibi tepkiler geliyor bazen bizlere. Hiç ilgisi yok. Pazarda anlaştığımız ayağı sakat bir koç vardı. Son saniyede pazarlığı bozdular, daha çok para istediler. Biz de alamadık. Ayağı sakat hasta bir koçtu. Sabah tekrar o koçu almak için pazara gittik ama ne yazık ki kesildiğini gördük.”

HİÇBİR DENETİM YOK

Her sene kurban pazarlarında karşılaştığı manzaralara da dikkat çeken Çakır, “Ne yazık ki pazarlarda hiçbir denetim yok. Ne bir zabıta, ne bir veteriner… Hiçbir görevli yok. Çadırların içine kesime gitmeden önce bu hayvanların kontrol edilmesi gerekiyor. Zaten dişi hayvan satışının komple yasaklanması lazım. Belli yaşa gelmeden kesimin de yasaklanması gerekiyor. Madem milli servet tükeniyor diyorlar. Bunların hepsini yasak koyup, sıkı denetim yapacaklar. Küpesiz, hasta, sakat, gebe… Böyle birçok hayvan dolu pazarlar. İnsanların da parası yok. Ama kurban keselim diye o hayvanları alıyor. Hem bu tür satıcılara fırsat vermiş oluyorlar hem kendilerini hasta ediyorlar. Hem de o etleri yedirdikleri insanları hasta ediyorlar. Daha evvel başka illerden de kurtardıklarımız oldu ama İzmir’deki kurban pazarlarının tamamında denetimsizlik var. Çoğunda tuvalet bile yok. Satıcılar arabaların arkasına geçip tuvaletlerini yapıyor. Su bile yok. Kesim yerleri hiç yok. Bir tek Torbalı’daki pazarda kesim yeri gördük. Satıcıların o hayvanların tepesine gölgelik bile yapmadan İzmir sıcağının altında beklettiğini gördük. Kaç tanesini uyardım! Bir de çok üstlerine gidemiyorsunuz, hemen saldırıya geçiyorlar. Yanımda 8 yaşında çocuğumla gidiyorum pazarlara, kendimi savunabilecek bir durumum yok. Her yıl o pazarlarda saldırılar, tacizler, hakaretler, aşağılanmalarla uğraşıyorum bir de. Hayvanlar zaten pislik, açlık, sefalet içerisinde. Nasıl olsa kesilecekler diye kuru saman koyuyorlar önlerine en fazla. Koskocaman fersahlar içerisinde biz bir damlayı kurtarıyoruz. Yapabildiğimiz, gücümüz, imkanımız bu” ifadelerini kullandı.
 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.