TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Cumhuriyetin 100. Yılında Türk Spor Hukuku

İzmir Barosu'nun ev sahipliğinde “Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. Yılında Türk Spor Hukuku Düzeni” adlı panel gerçekleşti. Spor hukukunun ülkemizdeki gelişimi, spor hukukunun ulusal ve uluslararası federasyonlardaki işleyişi ve konumu panelde tartışıldı.

Haber Giriş Tarihi: 15.09.2023 14:45
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak: Haber Merkezi
ilksesgazetesi.com
Cumhuriyetin 100. Yılında Türk Spor Hukuku

Panelin moderatörlüğünü Avukat Elçin Kılınçer yaptı. Türk Spor Hukuku Düzeni paneline Spor Hukuku Enstitüsü Başkanı Avukat Alpay Köse, Spor Hukuku Enstitüsü Yönetim Kurulu Üyesi Prof.Dr.Ufuk Aydın ve Türkiye Basketbol Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Efe Oğuz katılım gösterdi. Spor Hukukuna ilgisi olan avukatlar ve akademisyenler panelde yer aldı. Panelin sonunda İzmir Baro Başkanı Avukat Sefa Yılmaz, konuşmacılara teşekkür belgelerini takdim etti.

takdim

KADINLAR ÜLKEMİZİN GURURU

Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılında tarihi başarılara imza atan kadınlarımızın gurur kaynağı olduğunu belirtem moderatör Avukat Elçin Kılınçer, “Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılında büyük başarılara imza atan başta Filenin Sultanları olmak üzere tüm kadınlarımız ülkemizin gururu olmaya devam ediyor. Türkiye Barolar Birliğinde iki temsilcimiz spor komisyonunda görev alıyor. Değerli konuşmaların eşliğinde bugün Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. Yılında Spor Hukukunu konuşacağız” diyerek açılış konuşmasını yaptı.

genel-14

ADLİ YARGI GEÇ İŞLİYOR!

Spor hukukunun uluslararası bir yapı içerisinde yer aldığını, spor hukukunun değişebilen güncel bir alan olduğunu, Türkiye’de spor hukukunun yapılanmasını ve genel çerçevesini anlatan Spor Hukuku Enstitüsü Başkanı Avukat Alpay Köse,” Spor hukuku ile ilgili üniversitelerde bu eğitim olmadığı için enstitü olarak bu açığı kapatmak istiyoruz. İzmir Barosuna bu fırsatı bize sunduğu için teşekkür ediyorum. Spor hukuku, kamu ve özel hukuku birleştiren uluslararası bir yapı içerisinde yer alır. Spor hukukunda diğer alanlara göre mevzuat farklıdır, uluslararası olimpiyat komitesi, uluslararası ve ulusal spor federasyonların çıkardıkları yönetmelik, tüzük ve kanunlar farklı olabiliyor.  Spor hukukunda talimat ve statüler daima değişebiliyor, bu değişiklikler resmi gazetelerde yayınlanmıyor. Türk spor hukuku dünyada örneği olmayan bir yapılanma… Sivil toplum kuruluşların güçlenmesi, futbolun popülerleşmesiyle spor hukuku farklı bir yöne eviriliyor. Spor hukukunda otorite olan WADA(Dünya Dopingle Mücadele Ajansı) ve CAS(Uluslararası Spor Tahkim Mahkemesi) yargısal olarak mevzuata geçiyor. Sportif düzen ve sportif hareketin oluşumunda yer alan bu uluslararası federasyonların yarışmalara katılacak olan sporculara, kulüplere kuralların eşit ve adil olmasını sağlamak amacıyla kurulmuştur. Spor kulüplerin çoğunluğu dernek statüsünde olduğundan dolayı sivil toplum kuruluşu konumunda yer alıyor. Sportif düzen ve sportif harekete devlet mahkemeleri müdahale edemiyor. Spor Hukuku değişebilen ve güncel bir alan olduğu için genç meslektaşlarıma çalışmalarını tavsiye ediyorum. TFF kanun ile kurulmuştur, ilk başkanı Özal atamıştır. Kanun ile daha sonrasında federasyon bağımsız hale getiliyor. TFF’nin Özal’dan beri kuruluş ve organizasyon yapısı var başkan seçimle geliyor. Türk sporunun gelişmesinde en büyük engellerden biri adli yargının geç işlemesidir” şeklinde konuştu.

TÜRK SPORUNDA SENDİKALAŞMA YOK!

Sporda Sendikalaşma konuşmasını yapan, Spor Hukuku Enstitüsü Yönetim Kurulu Üyesi Prof.Dr.Ufuk Aydın, “ 20. yüzyılın ikinci yarısında spor büyüyerek endüstri haline geldi. Sporda sponsorların artmasıyla inanılmaz bir yapı oluştu. Stadyumların çevresi ticari turizm haline dönüştü. Sporseverler birer tüketici oldu. Kapital çarkın etrafında oluşan taraftarlar, sporcular, medya ve markalar ile spor ranta dönüyor. Devlet ve spor ilişkisinde dengeleri korumak gerekiyor. Sporcuların haklarını korumaları için sendikalaşma gerekiyor. Sporcular işçi, kulüpler işveren olduğundan dolayı bu alanlara yönelik düzenlemelerde sendikalar ve menajerler devreye giriyor. Türkiye’de futbolcuların sendikalaşmasında öncü olan Metin Kurt ile ilk sendikalar kuruluyor, tabi sonrasında futbol sendikası başarısız hale geldiği için pasif hale geliyor. Türk sporunda sendikalaşma yok! Dünya’da NBA olmak üzere çoğu spor organizasyonlarında işçi olan sporcular sendikalaşma içerisinde hareket ediyor. Türkiye’de 6356 sayılı kanuna göre profesyonel sporcuların işkolu tanımında yer alan maddelerden biri 18 nolu Konaklama ve Eğlence İşleri İşkoluna dâhil edilmiştir. Sporcuların toplu iş sözleşmesi, grev ve lokavt yapması zor olsa da bu durumların dışında kalan NBA gibi spor organizasyonları oldu. Türkiye’de; Spor Emek Sen, Tüm Emek Sen, Tores İş ile üye sayısı çok azan olan bir sendika yapılanması var” ifadelerini kullandı.

yönetici

TAHKİM SÜRECİ UZUN SÜRÜYOR

Türkiye Basketbol Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Efe Oğuz,” Basketbolda uyuşmazlıklar ve sorunlar iş mahkemelerine davalarını götürüyorlar. Federasyonların kendi talimatlarıyla sporun daha hızlı yargılanması ile ortaya çıkmıştır. TBF olarak sporcuların kulüplerinden alacaklarına yönelik haklarını korumak için talimat oluşturduk. Eğer sporcu 30 gün içinde parasını alamazsa sözleşmesini fesh edebiliyor ve kulüplere yaptırım yapılıyor. Futbola göre diğer branşların tahkimde yargılanması çok uzun sürüyor.

BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: İzmir, Flamingo Festivali için gün sayıyor

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.