TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Bezircilioğlu ‘deprem’ için uyardı: İmar affı ve kentsel dönüşüm aynı anda olmaz

Kahramanmaraş depremiyle birlikte bir kez daha gündeme gelen imar affı tartışmalarını yorumlayan İYİ Partili Bezircilioğlu, “İmar affı safsatalarını artık bırakalım. İmar affı ve kentsel dönüşüm aynı anda olmaz” dedi

Haber Giriş Tarihi: 18.02.2023 10:32
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak: Haber Merkezi
ilksesgazetesi.com
Bezircilioğlu ‘deprem’ için uyardı:  İmar affı ve kentsel  dönüşüm aynı anda olmaz

TENZİLE AŞÇI/RÖPORTAJ

Türkiye Kahramanmaraş merkezli ve 10 ilde büyük yıkıma neden olan deprem felaketinin ardından yaralarını sarmaya devam diyor. Yaklaşık 40 bin vatandaşın hayatını kaybettiği, on binlercesinin yaralandığı ve binlercesinin de kayıp olduğu depremin ardından depreme dirençli kentler ve çürük binalara verilen izinler yeniden tartışma konusu oldu. Depremin 2 haftası geride kalırken İYİ Parti İzmir İl Başkanı Sinan Bezircilioğlu, süreci gazetemize değerlendirdi. Depremlerin kaçınılmaz olduğunun altını çizen Bezircilioğlu, dayanıklı binalarla kayıpların azaltılması için kentsele dönüşümde birlikte hareket etme çağrısı yaptı.

Geçtiğimiz günlerde 8 kanalın ortak yayınladığı “Tek Yürek Türkiye” kampanyası ve kampanyada T.C. Merkez Bankası’nın da bağışta bulunması konusunda ne düşünüyorsunuz?

Modern zamanların en büyük felaketiyle karşı karşıyayız. Deprem sabahından itibaren siyaseti bırakıp tamamen depreme odaklandık. Bu millet çok âli cenap bir millet. Ciddi bir refleks gösterip çok kısa bir sürede herkes gönlünden kopanı bağışladı. Devletimiz çok büyük bir devlet. Devletin yanında millet her zaman desteğini sağladı. Bu tip kampanyaların yapılması çok güzel. Ama devlet kurumunun devlet kurumuna bağış yapması… Dünyada örneği yoktur sanırım. Yorum yapmaya kalksak çok yorum yapılır ama şu an zamanı değil.

ZAMANI GELDİĞİNDE HESAP SORULUR

Depremden hemen sonra iktidar ve muhalefet arasında gerilime neden olan “siyaset yapma” polemiğini ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun çıkışlarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Şu aşamada siyaset yapılmasını uygun bulmuyoruz. Genel Başkanımız, ‘Şu anda ülke yanıyor, canlarımız kayıp’ dedi. Şu an siyaset zamanı değil, yaraları sarma zamanı. Ama yeri ve zamanı geldiğinde mutlaka ihmallerin, yapılan hataların, yapılan ve yapılmayan pek çok şeyin de hesabının sorulması gerekiyor. Her şeyin bir yeri ve zamanı var. Şu an siyasetin ne yeri ne de zamanı.

Deprem sonrasında partiler, STK’lar, iş dünyası ve birçok kurum ile kuruluşun yanında milyonlarca vatandaş afetzedelere yardım için seferber oldu. İYİ Parti İzmir İl Teşkilatı olarak neler yapıldı?

Deprem bölgesinden ilimize gelenler oldu. Ev, okul, hastane… Elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Öğrencilerimizi okullara, vatandaşlarımızı evlere yerleştirmeye çalışıyoruz. Hasta vatandaşlarımızın ücretsiz olarak hastanede bakılmasını sağlıyoruz. Ev konusu çok önemli. Kaymakamlık ve valiliğimizle koordineliyiz. Gelenleri hem kendi imkânlarımız hem de devletin imkanlarıyla bir yerlere yerleştirmeye çalışıyoruz. Depremden sonraki gün kriz masamızı kurduk ve oradaki ilçelerimizle koordinata geçtik. Gelen yardımlarla tırlarımızı afet bölgesine gönderdik. İlk zamanlarda gıda, giysi, battaniye, ısıtıcı ve su gibi malzemeler ağırlıklıydı. Şu anda da partimizin Dulkadiroğlu’nda kuracağı çadır kentin ilk çadırlarını gönderdik. İlk günlerde lojistik konusunda tır bulmada ve bölgedeki trafik ve yolların bozulması nedeniyle tırların ulaşımı konusunda sıkıntı yaşadık ama düzen kurulunca zamanla bunlar aşıldı. İlk günden itibaren genel merkezimizle koordinasyon halinde hangi ilin hangi ilçesinin ne ihtiyacı varsa kriz masasından bize verilen rotaya göre hareket ettik. Hatay, Adıyaman, Kahramanmaraş bölgelerine sürekli sevkiyat yapıyoruz. Gönderdiğimiz malzemelerin gittiği yerde yardımları doğru yerde doğru zamanda doğru kişiye ulaştırmak için çalıştık. Şu anda alandaki vatandaşlarımızın kadın/erkek iç çamaşırı, battaniye, dezenfektan, odun-kömür, çadır, ayakkabı gibi malzemelere ihtiyacı var.

DEVLET HEP VAR YÖNETENLER DEĞİŞİR

Deprem sonrasında bölgedeki birçok vatandaşın sıklıkla dile getirdiği “Devlet yok” sözlerini nasıl değerlendiriyorsunuz? Devlet yok muydu sizce alanda?

Biz siyaseti bırakıp depreme odaklandık. Partimizin gençlerinden oluşan bir grup ilk gün TİM ekibiyle arama kurtarma faaliyetlerine destek olmaya gittiler. Döndüklerinde anlattıkları olaylar bizi mahvetti. Modern zamanların en büyük felaketi. Başka ülkede olsaydı böyle olmazdı diye bir şey değil. Gelen haberler sıkıntılı. Oradan bir teşekkür telefonu aldım ve ‘Biz arabada kalıyoruz ailecek. Tuvalete gitmek için her gün 25 km yol gidiyoruz’ dedi. Bu nasıl bir iş bu! Her tarafı sıkıntı işin. Yatacak yer yok, tuvalet çok büyük bir sorun. Artık salgın hastalık sıkıntısı da var. Kokular başlamış. Sahadaki koşullar çok sıkıntılı. Devlet var yok polemiğine giremem. Kamuoyunda en büyük hatalardan biri devlet ve hükümetin ayrı kavramlar olduğunu kavrayamaz hale geldik. Devlet hep vardı ama yönetenler değişir. Devlet yok cümlesine şu aşamada yorum yapamam.

Depremde sadece evler değil üretim haneler, altyapı, fabrikalar da zarar gördü. Sizce yıkılan 10 kentin yeniden yapılandırılması ne kadar süre alır?

Oradaki kentlerin sıkı bir çalışmayla altyapı, binaların yapımının, günlük rutine dönülmesinin 5 yılda tamamlanabileceğini düşünüyorum. Bizim hepimizin oradaki insanların yaralarını sarmak için çalışmamız lazım. Bu birkaç ayda olacak iş değil, uzun soluklu bir iş. Uzun sürse de ilk şaşkınlığımızı atlattık. Ciddi kayıplarımız oldu. Allah insana akıl vermiş. Biz de bu aklımızla bundan sonra tabiatla daha uyumlu bir hayat tarzı oluşturmamız gerekiyor. Su vadisine ilçe kurmayacaksınız. Deprem bölgesine bina yaparken çok daha dikkat edeceğiz. Biz bu düzene kafa tutup bize bir şey olmaz mantığıyla bugünlere geldik ama artık zihniyet değişikliğine, yeni bir döneme ihtiyacımız var. Bu da bizim için bir milat olsun. Bundan sonra yapılacak her uygulamada bunları göz önünde bulundurmalıyız.

KENTSEL DÖNÜŞÜM TEŞVİK EDİLSEYDİ…

İzmir de birinci kuşak deprem riski taşıyan alanlardan biri. Sizce İzmir’in yapı stoku depreme dayanıklı mı?

İzmir’in yapı stokunun çoğunun değişmesi lazım. Zeminlerin sıkıntılı olduğu birçok bölge var. İzmir’de zemin sıvılaşması olan bölge çok. Binalar sağlam olsa bile zemin sıvılaşmasından dolayı sıkıntılar olabilir. Fay hatlarının olduğu kıpkırmızı bir bölgedeyiz. Depremin önüne geçemeyiz. Tabiata uygun şekilde deprem bilinci ve bilgisiyle hareket ederek bundan sonraki yapılanmalarımızı o şekilde yapmalıyız. İzmir’de ciddi bir deprem riski var. Allah’ın verdiği aklı kullanalım. Kentsel dönüşüm çalışmalarını hızlandıralım. İmar affı safsatalarını artık bırakalım. İmar affı ve kentsel dönüşüm birbirinden farklıdır. İmar affı ve kentsel dönüşüm aynı anda olmaz. Bir yandan eski yapı stoklarını temizleyeyim diyorsun bir yandan da kaçak katları affediyorsun. İmar affı olmayıp kentsel dönüşüme teşvik edilseydi belki bu kadar ağır bir manzarayla karşılaşmazdık.

Büyükşehir’in İzmir’i depreme dirençli bir hala getirmek için yaptığı çalışmaları nasıl değerlendiriyorsunuz? Yeterli mi sizce?

Kentsel dönüşüm olayı sadece büyükşehir ya da hükümetin yapacağı şey değil. Yapılır ama topal kalır. Yerel yönetim, merkezi idarenin, meslek odalarının, STK ve vatandaşların birlikte hareket etmesi gereken bir süreç. Devlet burada itici güç olmalı. Biz parsel bazında dönüşümleri sağladık bir süre ama ada bazında dönüşümleri sağlayamadık. Bu konuda da hükümetin itici gücünün dışında yerel yönetimlerin yapacağı çok bir şey olduğunu düşünmüyorum. Burada esas iradeyi göstermesi gereken devletimiz ve ilgili bakanlığımızdır.

Kentsel dönüşümde ekonomi de oldukça büyük bir etmen. Ekonomi kentsel dönüşümü nasıl etkiliyor sizce?

Son yıllardaki fahiş fiyat artışlarından dolayı inşaat maliyetleri zıvanadan çıktı. Özellikle Bayraklı ve Bornova bölgesinde pek çok insan binalarını boşaltılar. Müteahhitle anlaşacakları noktada fiyatlar uçuşa geçince insanların o paraları ödemeye gücü yetmedi, daha önceden verdiği fiyatlar da müteahhidi içinden çıkamayacağı duruma getirdi. Bu da işin tuzu biberi oldu, daha da içinden çıkılmaz bir hale getirdi.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.