TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

3 yılda 12 bin lisanslı okçu “Sadece ok atmıyor tarihi yaşatıyoruz”

2019 yılında kurulan Türkiye Geleneksel Türk Okçuluk Federasyonu, bu süreçte hızlı bir büyümeyle Türkiye genelinde 600 kulüp ve 12 bin lisanslı okçuya ulaştı

Haber Giriş Tarihi: 25.07.2022 05:44
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak: Haber Merkezi
ilksesgazetesi.com
3 yılda 12 bin lisanslı okçu “Sadece ok atmıyor tarihi yaşatıyoruz”

NURETTİN BAKİ-ÖZEL HABER

Türkiye Geleneksel Türk Okçuluk Federasyonu’nun organize ettiği Çakabey Kupası Minikler Açık Hava Puta Koşusu, İzmir’de yapıldı. Atatürk Stadı’na Türkiye’nin birçok yerinden gelen minik sporcular, ‘puta’ adı verilen hedeflere deneme atışları yaptı. Kızlar ve erkekler kategorilerinde yarışan okçular organizasyona büyük ilgi gösterdi. Biz de gazete olarak, organizasyonda hazır bulunan Federasyon Başkanı Cengiz Toksöz ile Atatürk Stadyumu’nda Türkiye okçuluğuyla ilgili bir söyleşi gerçekleştirdik. 3 yıllık genç bir federasyon olduklarını belirten Toksöz, “Bunun 2 yılı pandemiyle geçmesine rağmen çok başarılı işlere imza attık. 3 yıllık süreçte 12 bin lisanlı okçuya ulaştık” dedi.

ÇOCUKLARIMIZ OKÇULUĞU ÇOK SEVDİ

Çok güzel bir organizasyona imza atıklarını söyleyen Toksöz, geleneksel Türk Okçuluğu’nun yoğun ilgiyle karşılandığını ifade ederek “Çocuklarımız Geleneksel Türk Okçuluğunu çok sevdi. Çakabey, İzmir’in fatihidir. Bu nedenle koşumuza Çakabey ismini verdik. İzmir’de ilk kez böyle bir organizasyon düzenliyoruz. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün öncülüğünde Cumhuriyet’in kuruluşuna liderlik eden bir kentte bulunuyoruz. Koşu, büyük bir heyecana sahne olacak. İlgi gösteren herkese teşekkür ediyorum” diye konuştu.

OKÇULUK KADİM BİR GELENEK

Okçuluğun geçmişte nasıl ortaya çıktığını anımsatan Toksöz, “Türk okçuluğu kadim bir gelenek. Çok eski tarihlere dayanan bir gelenekten bahsediyoruz. Okçuluk aslında bir yaşam biçimi olarak ortaya çıkıyor. İnsanların yaşamlarını idame ettirmek için avlanma silahı olarak kullanılıyor. Daha sonra 3-4 yaşına gelen çocuklar aileleri tarafından ellerine bir tahta ok, tahta yay verilip bir oyuncak aleti oluyor. Çocuklar o dönemde bu şekilde, bu oyuncağıyla yetişiyor. Ateşli silahların ortaya çıkmasıyla birlikte daha çok bir spor branşına doğru ok ve yay dönüyor” dedi.

HIZLI HAREKET ETTİK

Türkiye Geleneksel Okçuluk Federasyonu’nun kurulması sürecinden de bahseden Toksöz, “Türk okçuluğu 2013 yılında özellikle Okçular Vakfı’nın ihyasıyla birlikte bir sıçrama yaşadı. Dizilerin ortaya çıkmasıyla birlikte okçuluğun farkındalığı biraz daha artmaya başladı, merak da arttı. 2019 yılına geldiğimizde kendine ait bir federasyonlaşma ihtiyacı çok daha fazla hissedilmeye başlandı. 2019’da Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle bağımsız statüde Türkiye Geleneksel Okçuluk Federasyonu kurulmuş oldu. Kurumsallaşma adına hızlıca adımlarımızı attık. Antrenör ihtiyacımız vardı, antrenör kursları açtık. Müsabakaları yönetecek hakem ihtiyacımız vardı, hakem kurslarını açtık. Bu müsabakaları yapabilelim diye kulüplerin tescil alması ve sporcuların lisanslaşması sürecine girmemiz gerekiyordu. Kulüplerimizi bu anlamda tescil altına aldık” ifadelerini kullandı.

3 YILLIK BİR FEDERASYONUZ

3 yıllık genç bir federasyon olduklarının altını çizen Toksöz, pandemiye rağmen müsabakalar yaptıklarını söyledi. Toksöz, “Çok yeni ve genç bir federasyon olduğumuzu özellikle belirtmek istiyorum. Yaklaşık üç yıllık bir federasyonuz ama 2 yılı salgın döneminde geçti. Federasyonumuz kuruldu 6 ay sonra bütün dünyada etkili olan pandemi sürecine girdik. Bu süreçte bile yaklaşık 8-9 müsabaka yaptık. Çünkü okçuluk temasın olmadığı çok uygun bir spor branşı olduğu için salgın döneminde de yoğun faaliyet yapan belki birkaç federasyondan biriydik” diye konuştu.

12 BİN LİSANSLI SPORCUMUZ VAR

Kurulduktan sonra hızlı bir şekilde büyüdüklerini söyleyen Toksöz, Türkiye genelinde lisanslı okçu sayısının 12 binlere ulaştığını vurguladı. Kulüp sayısının 600’e yaklaştığını da belirten Toksöz, “Hızlı büyüyen bir federasyonuz. Şu anda geldiğimiz noktada yaklaşık 600’e yakın kulüp 12 bine yaklaşan lisanslı sporcumuz var. Geçen ay itibariyle 65 ilde il temsilcimizi atadık. Bakanlık tarafından da onaylandı. Geriye kalan 16 ilimize de atama sürecimiz devam ediyor. Türk okçuluğunu, bu kadim geleneği yaşatmak adına gayretlerimiz sürecek” şeklinde konuştu.

SADECE YAY GERİP, OK ATMIYORUZ

Amaçlarının binlerce yıllık bir geleneği bir çatı altında toplayıp gelecek nesillere aktarmak olduğunu belirten Toksöz, “Biz burada sadece bir yay gerip ok atmıyoruz. Biz bu anlamda bir tarihi yaşatmak ve çocuklarımıza, ailelerimize bu tarih bilincini oluşturmak istiyoruz. Biz sadece bir spor branşı olarak bakmıyoruz, okçuluk bizim geleneğimizdir, töremizdir, adetimizdir. Tüm gayemiz bunu yaşatmak. Bu anlamda çalışıyoruz. Amacımız bu geleneğimizi resmi bir çatı altında toplayıp, gelecek nesillere aktarmak. Modern branşların yanında binlerce yıl öncesine dayanan bu branşı, bu geleneği yaşatmak en büyük gayemiz. Burada müsabakalara katılan minikler, dönemlere ait kıyafetlerle geliyorlar. Aynı zamanda kıyafetlerle özdeşleşip döneme ait kıyafetleri ve bir kültürü de yaşatma gayemiz var. Kıyafetinden tutunda kullanılan ok ve yaya kadar bir kültürü yaşatmak istiyoruz” değerlendirmesinde bulundu.

İZMİR POTANSİYELİNİN ALTINDA

İzmir’de Türk okçuluğu çok istediğimiz düzeyde olmasa da potansiyelinin olduğunu görüyoruz. İzmir’de Türk okçuluğunu faal bir şekilde sürdüren birkaç kulübümüz var ama gayemiz Türkiye’nin en büyük üç kentinden biri olan İzmir’de var olan genç potansiyeli ortaya çıkartmak. Ayrıca minikler müsabakası Türk okçuluğu müsabakaları içerisinde İzmir’de yapılmış ilk müsabaka olması açısından önemli. İzmir’in bu anlamdaki değeri de başka. Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları öncülüğünde Milli Mücadele’nin simge şehirlerinden biridir İzmir. Biz bu anlamda da buradaki müsabaka turnuvamıza da Çaka Bey ismini verdik. Çaka Bey de İzmir’i fetheden ilk amiral, ilk denizci, donanmayı kuran ilk paşa… Çok önemli paşa olan Çaka Bey’i de anmak, İzmir özelinde tüm Türkiye’de bu farkındalığı oluşturmak adına böyle bir karar aldık” dedi.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.