Devlet okulları özel okullarla yarışıyor… ‘İsterse’ değil, ‘istemeye istemeye bağış’

Bakanlığın okullara ödenek göndermemesi okul aile birliğini sarstı. Bağış adı altında alınan kayıt ücretleri astronomik rakamları bulunca parası olmayanın okuyamadığı bir sistem ortaya çıktı

Haber Giriş Tarihi: 06.09.2023 10:50
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak: SULTAN GÜMÜŞ KAYA
Devlet okulları özel okullarla yarışıyor… ‘İsterse’ değil, ‘istemeye istemeye bağış’

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in “Kesinlikle okula kayıtlarda bağış alınmayacak. Bir veli isterse okulun güçlenmesi için okul aile birliğine bağış yapabilir ama kayıtla kesinlikle ilişkilendirilmeyecek” açıklaması yeni eğitim-öğretim dönemine az bir zaman kala tekrar gündeme geldi. Velilerin ‘isterse’ bağış yapacağı belirtiliyor ancak ‘istemeye istemeye’ bağış adı altında kayıt yaptıranların sayısı yüzlerce! Yıllardır süregelen bu işleyişin nedeni ise Milli Eğitim Bakanlığı’nın okullara ödenek göndermemesi. Güvenlik görevlisi, hademe vb. çalışanların maaşlarını ödeyemeyen okul yöneticileri, soluğu okul aile birliğinde alıyor.

Görüşlerine yer verdiğimiz Eğitim-Sen İzmir 1 No'lu Şube Başkanı Necip Vardal, “Okullar kendini eğitim-öğretim yılına hazırlayacak kaynak bulamadı. Yöneticiler ise bu nedenle ‘zorunlu bağış’ yoluna gitti” derken, Veli-Der İzmir Şube Başkanı Necati Kalafat da “Özellikle uzman öğretmenlik, başöğretmenlik meselesinden sonra astronomik rakamlara ulaştı. Öğretmen pazarı oluşturuldu adeta. Sistemli bir şekilde artık devlet okullarında da özel okul işleyiş yöntemi adapte ediliyor. Parası olmayanın okuyamadığı bir sisteme doğru ittiriliyoruz” ifadelerini kullandı.

necip vardal-ilkses

OKULLAR KAYNAK BULAMADI

Başkan Necip Vardal, şu cümleleri kullandı: “Kuşkusuz bağış isteyen okullar vardır. Veliler tarafından da çeşitli şekillerde dile getiriliyor. Buna ilişkin itirazlar da söz konusu. Ancak zorunlu bağış almak hem yasal değildir, hem de ahlaki değildir. Elbette veli eğitim-öğretim yılı içerisinde gönüllü olarak okul aile birliğine bağışta bulunabilir ama bunun zorunlu olması etik değildir. Kayıt esnasında öğrencilerin velilerinden zorunlu bağış talep etmek suçtur. Ayrıca Milli Eğitim Bakanı yakın zamanda yapmış olduğu açıklamalarda da bunu ifade etmiştir. Bu konuda okul yöneticilerini bir kez daha sendikal hukuk üzerinden uyarmak gerekiyor. Bir başka boyutunu daha sizlere aktarmak istiyorum. Okullar niçin zorunlu bağış talebinde bulunuyor? Geçen sene Milli Eğitim Bakanlığı tarafından bütün okullara sene başındaki hazırlıkları yürütmek üzere kırtasiye, temizlik vb. malzemeler için ödenek gönderilmişti. İhtiyacı karşılayacak büyük bir ödenek olmasa da önemli ölçüde okulların giderleri noktasında destek oluyordu. Bu yıl böyle bir ödenek söz konusu olmadı. Okullar kendini eğitim-öğretim yılına hazırlayacak kaynak bulamadı. Yöneticiler ise bu nedenle ‘zorunlu bağış’ yoluna gitti. Bir yandan evet, zorunlu bağış talep etmek suçtur ancak bu yasal olmayan noktaya okul yöneticilerinin gelmesi ise gönderilmeyen ödenektir.” 

“Milli Eğitim Bakanı Sayın Yusuf Özer ‘yasak’ derken, bu ödenek problemini de ortadan kaldırmak zorundadır” diyen Vardal, “Zorunlu bağış talep etme koşullarını kaldırması gerekiyor. Dolaylı yollardan bu konuda velilerin şikayetlerini alıyoruz. Onlara diyoruz ki İzmir’deki Eğitim-Sen şubelerine başvurun. Biz de gerekli hukuksal, idari girişimleri yaparak sorunun ortadan kalkmasına katkı sunalım. Ayrıca ilçe milli eğitim müdürlüklerine de bu konuyu aktarabilirler. Kendilerinden zorunlu bağış istendiğine ilişkin şikayetleri iletebilirler” çağrısında bulundu. 

necati kalafat-ilkses

BU ARTIK TİCARETHANEYE GİRİYOR

Veli-Der İzmir Şube Başkanı Necati Kalafat ise “Tablo daha dramatik bir hale geldi. Yıllardan beri okullarda bağış adı altında para toplanır. Zaten alışkın olduğumuz bir sistem. 12 yıla kadar zorunlu eğitim vardır. Ve zorunlu eğitimin hiçbir aşaması para ile tarif edilemez. Çocuk okula gidiyorsa ve bu zorunlu olarak tanımlandıysa tüm masraflarını da devlet karşılamalı. Anayasa da dahi koruma altına alınan eğitim hakkı zorunlu bağışlar ile gölgelenemez. Buna rağmen okullara yeterli ödenek gelmediği için bazen okul aile birlikleri üzerinden cüzi ücretler ile okulun masrafları tanımlanarak istenebiliyordu. Biz karşı çıkıyorduk, suç olduğunu anlatıyorduk. Ancak rakamlar bu sene itibariyle özellikle uzman öğretmenlik, başöğretmenlik meselesinden sonra astronomik rakamlara ulaştı. Karşıyaka’daki bir okulda 50-60 bin liraların istendiğini öğrendik. Bu artık ticarethaneye giriyor. Dolayısıyla bu rakamlar bir okulun çok ötesinde” dedi.

EĞİTİM GÜN GEÇTİKÇE ÖZELLEŞİYOR

Kalafat son olarak, “Ne olduğunu soruyoruz yetkililere… Neden böyle bir şeye başvurduklarını merak ediyoruz. İnkar ediyorlar. Fakat gelen şikayetler ortada. Eğitim gün geçtikçe özelleşiyor. Devletin tüm bunlara ses çıkarmamasının arkasında ise gizlice özelleşmeye onay vermesi geliyor. Bu kadar açık bir suça denetleme yapılmaz mı? Milli Eğitim Bakanlığı’nın müfettişleri ne işe yarıyor? Her yerde amirler, memurlar, şube müdürleri, daire başkanları var. Buna müdahale etmeyeceksiniz de neye edeceksiniz? Veli-Der’e gelip şikayette bulunan, çare arayan onlarca insan var. Günde gelen aramaların en az 10’u bağış şikayetleri için. Öğretmen pazarı oluşturuldu adeta. Sistemli bir şekilde artık devlet okullarında da özel okul işleyiş yöntemi adapte ediliyor. Milli eğitim müdürlüklerinin müdürlerle yaptığı toplantılarda ‘okulun sorunlarını çözün, bize getirmeyin’ diyaloglarının geçtiği diğer müdür arkadaşlarımız tarafından bizlere iletiliyor. Bu iş özel okullarda olurdu, karıştırmışlar. Kamuda da bunun hayata geçirilmesi üzücü. Parası olmayanın okuyamadığı bir sisteme doğru ittiriliyoruz. Bu kabul edilebilir bir durum değil” sözlerini gündeme getirdi.

BU İÇERİK DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: DERS ZİLİ DEĞİL, DERT ZİLİ ÇALDI!

Kaynak: SULTAN GÜMÜŞ KAYA

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.