Deniz yükseldikçe kıyılar yükseltiliyor… İç Körfez tehlikede!
Deniz yükseldikçe kıyılar yükseltiliyor… İç Körfez tehlikede!
İzmir’de deniz yükselmesi sonucu tehlike altına girecek olan ilçeleri sıralayan Prof. Dr. Yaşar, topoğrafyanın yeniden belirlenmesi gerektiğini vurguladı
Haber Giriş Tarihi: 05.10.2023 11:46
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak: SULTAN GÜMÜŞ KAYA
Nüfus yoğunluğu, sosyoekonomik gelişmişlik ve ticari faaliyetlerin önemli merkezleri olmaları dolayısıyla büyükşehirlerde iklim değişikliğine bağlı meydana gelebilecek deniz seviyesindeki değişiklikler, korkutan senaryoları da beraberinde getiriyor. İstanbul kadar İzmir için de alarm verilirken, deniz seviyesinin yükselmesi sonucu risk altında kalacak ilçeler merak konusu oldu.
Özellikle İzmir’de İç Körfez içerisinde yer alan Bostanlı, Alsancak ve Güzelyalı’nın tehlike altında olduğunu kaydeden İklim Bilimi Uzmanı Prof. Dr. Doğan Yaşar, etkilenecek çok büyük bir nüfusun olduğunu vurguladı. Öte yandan deniz yükseldikçe kıyıların da yükseltildiğini öne süren Prof. Dr. Yaşar, “Tedirgin olacak bir durum yok, çünkü ne olacağını ve çözümünü biliyoruz. Ama bir an önce İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin de bu çözümler için çalışmaya başlaması gerek. Önce topoğrafya yeniden belirlenecek, bölgelere göre en az 100 yıllık çöküş miktarları hesaplanıp, yeni binalar buna göre yapılacak” dedi.
DENİZ KIYILARI SÜREKLİ YÜKSELTİLİR
“Deniz seviyeleri bugün değil, 18 bin yıldan beri yükselir” diyen Yaşar, “Ama bir de İzmir Körfezi gibi tektonik olarak ciddi çöküş alanları vardır ki bu bölgeler çok daha hızlı yükselir. Yani yerbilimlerini bilmeyenlerin bu konuları konuşmaları daha tehlikeli… 1873 yılından bu yana İzmir Körfezi'nde seviye 1.5 metre kadar yükselmiştir. Ama bu yükselmenin 25-30 cm'si küresel ısınma, 125 cm'den fazlası ise tektonik çökme nedeni ile oluşmuştur. Körfez her yıl ortalama 0.5 ile 1 cm arası çöker. Ve sizler fark etmiyorsunuz ama deniz kıyıları sürekli yükseltilir. Bu nedenle ikinci kordon, Bostanlı ve yeni Güzelyalı çukurda kalmaya başladığı için bu alanlara su basmaya başladı. Özellikle ikinci kordon ve Bostanlı’yı su basma nedeni budur” bilgisini paylaştı.
NE OLACAĞINI VE ÇÖZÜMÜNÜ BİLİYORUZ
Prof. Dr. Yaşar, sözlerine şöyle devam etti: “Burada en önemli yer İzmir İç Körfezi. Bostanlı, Alsancak ve Güzelyalı. Çünkü etkilenen çok büyük bir nüfus var. ‘Ciddi bir deniz yükselmesi sonucu İzmir’i su kaplayacak’ ifadelerini kullanamayız, çünkü sürekli olarak deniz kıyıları yükseltiliyor! Eğer yükseltilmeseydi bu mümkündü. 1873 yılında Kordon yapılırken ihale şartnamesinde ‘Kordon, maksimum gelgitin en az 1.5 metre üzerinde olacak şekilde inşa edilecektir’ maddesi yer alır ve Kordon buna uygun olarak yapılırdı. Ancak 1926 yılında, Yanıkyurt Gazetesi'nde çıkan makalede, ‘Körfez 50 cm kadar çökmüştür’ diye yazılmıştır. Yani 1873'den 1926'ya 50 cm. Bu da yılda 1 cm demektir -ki günümüzde de bu çöküş devam etmektedir. Yani yükseliyor ama biz de kıyıları yükseltiyoruz!”
Yaşar son olarak, “Tedirgin olacak bir durum yok, çünkü ne olacağını ve çözümünü biliyoruz. Ama bir an önce İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin de bu çözümler için çalışmaya başlaması gerek. Önce topoğrafya yeniden belirlenecek, bölgelere göre en az 100 yıllık çöküş miktarları hesaplanıp, yeni binalar buna göre yapılacak” çağrısında bulundu.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
İzmir’de deniz yükselmesi sonucu tehlike altına girecek olan ilçeleri sıralayan Prof. Dr. Yaşar, topoğrafyanın yeniden belirlenmesi gerektiğini vurguladı
Nüfus yoğunluğu, sosyoekonomik gelişmişlik ve ticari faaliyetlerin önemli merkezleri olmaları dolayısıyla büyükşehirlerde iklim değişikliğine bağlı meydana gelebilecek deniz seviyesindeki değişiklikler, korkutan senaryoları da beraberinde getiriyor. İstanbul kadar İzmir için de alarm verilirken, deniz seviyesinin yükselmesi sonucu risk altında kalacak ilçeler merak konusu oldu.
Özellikle İzmir’de İç Körfez içerisinde yer alan Bostanlı, Alsancak ve Güzelyalı’nın tehlike altında olduğunu kaydeden İklim Bilimi Uzmanı Prof. Dr. Doğan Yaşar, etkilenecek çok büyük bir nüfusun olduğunu vurguladı. Öte yandan deniz yükseldikçe kıyıların da yükseltildiğini öne süren Prof. Dr. Yaşar, “Tedirgin olacak bir durum yok, çünkü ne olacağını ve çözümünü biliyoruz. Ama bir an önce İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin de bu çözümler için çalışmaya başlaması gerek. Önce topoğrafya yeniden belirlenecek, bölgelere göre en az 100 yıllık çöküş miktarları hesaplanıp, yeni binalar buna göre yapılacak” dedi.
DENİZ KIYILARI SÜREKLİ YÜKSELTİLİR
“Deniz seviyeleri bugün değil, 18 bin yıldan beri yükselir” diyen Yaşar, “Ama bir de İzmir Körfezi gibi tektonik olarak ciddi çöküş alanları vardır ki bu bölgeler çok daha hızlı yükselir. Yani yerbilimlerini bilmeyenlerin bu konuları konuşmaları daha tehlikeli… 1873 yılından bu yana İzmir Körfezi'nde seviye 1.5 metre kadar yükselmiştir. Ama bu yükselmenin 25-30 cm'si küresel ısınma, 125 cm'den fazlası ise tektonik çökme nedeni ile oluşmuştur. Körfez her yıl ortalama 0.5 ile 1 cm arası çöker. Ve sizler fark etmiyorsunuz ama deniz kıyıları sürekli yükseltilir. Bu nedenle ikinci kordon, Bostanlı ve yeni Güzelyalı çukurda kalmaya başladığı için bu alanlara su basmaya başladı. Özellikle ikinci kordon ve Bostanlı’yı su basma nedeni budur” bilgisini paylaştı.
NE OLACAĞINI VE ÇÖZÜMÜNÜ BİLİYORUZ
Prof. Dr. Yaşar, sözlerine şöyle devam etti: “Burada en önemli yer İzmir İç Körfezi. Bostanlı, Alsancak ve Güzelyalı. Çünkü etkilenen çok büyük bir nüfus var. ‘Ciddi bir deniz yükselmesi sonucu İzmir’i su kaplayacak’ ifadelerini kullanamayız, çünkü sürekli olarak deniz kıyıları yükseltiliyor! Eğer yükseltilmeseydi bu mümkündü. 1873 yılında Kordon yapılırken ihale şartnamesinde ‘Kordon, maksimum gelgitin en az 1.5 metre üzerinde olacak şekilde inşa edilecektir’ maddesi yer alır ve Kordon buna uygun olarak yapılırdı. Ancak 1926 yılında, Yanıkyurt Gazetesi'nde çıkan makalede, ‘Körfez 50 cm kadar çökmüştür’ diye yazılmıştır. Yani 1873'den 1926'ya 50 cm. Bu da yılda 1 cm demektir -ki günümüzde de bu çöküş devam etmektedir. Yani yükseliyor ama biz de kıyıları yükseltiyoruz!”
Yaşar son olarak, “Tedirgin olacak bir durum yok, çünkü ne olacağını ve çözümünü biliyoruz. Ama bir an önce İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin de bu çözümler için çalışmaya başlaması gerek. Önce topoğrafya yeniden belirlenecek, bölgelere göre en az 100 yıllık çöküş miktarları hesaplanıp, yeni binalar buna göre yapılacak” çağrısında bulundu.
BU İÇERİK DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: Halkın kantarına çıkıyor: Orman arazisine madende ‘ÇED kurnazlığı’
Kaynak: SULTAN GÜMÜŞ KAYA
Son Girilen Haberler
Tarım arazisi de var: Tasarruf öncesi Tire’de milyonluk satış!
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İzmir İl Müdürlüğü Milli Emlak Dairesi’ne Bağlı Tire Milli Emlak şefliği Tire ilçesi sınırlarında aralarında zeytinlik ve tarım arazisinin de bulunduğu 7 taşınmazı satışa çıkardı
Cem Garipoğlu’nun otopsi raporunda yeni iddia: Bilirkişi trafik polisi mi?
Münevver Karabulut’u canice katleden ve cezaevindeyken intihar eden Cem Garipoğlu’nun otopsi görüntüleri inceleyerek rapor hazırlayan bilirkişinin trafik polisi olduğu iddia edildi. Konuyla ilgili olarak Karabulut ailesinin avukatı Rezan Epözdemir bilirkişinin trafik polisi olduğuna dair bir belge yayınladı
Sinan Ateş davasında flaş gelişme: Katilini kaçıran aracın sahibi ortaya çıktı
Sinan Ateş cinayetiyle ilgili hazırlanan iddianamede, tetikçiyi kaçırdığı iddia edilen 'Audi marka' aracın görüntüsü ortaya çıktı. Audi marka aracın plakası iddianamede yer almamış olsa da sahibinin kim olduğu tespit edildi. İşte şok edici detaylar…