TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

“Anne bizi de yakacaklar mı?”

Nefret söylemlerinin ırkçı saldırılara dönüştüğü günlerde, Basmane’de hayatlarını sürdüren mülteci kadınlar yaşadıkları endişe ve korkuyu, “Çocuklar ‘Anne bizi de yakacaklar mı?’ diye soruyorlar. Diken üstünde yaşıyoruz” sözleriyle anlattı

Haber Giriş Tarihi: 20.01.2022 07:52
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak: Haber Merkezi
ilksesgazetesi.com
“Anne bizi de yakacaklar mı?”

ÇAĞLA GENİŞ-ÖZEL HABER

Türkiye’de mültecilere yönelik nefret suçlarında büyük bir artış yaşanıyor. Şiddet olaylarına karşı uygulanan cezasızlık politikası ise ırkçı saldırıların önünü daha da açıyor. Ankara’nın Altındağ ilçesinde mahallede toplanan yüzlerce kişinin Suriyeli mültecilerin ev ve iş yerlerini taşlamasıyla tırmanan saldırılar, İzmir’de bir taş fabrikasında çalışan 3 mülteci işçinin ırkçı saiklerle diri diri yakılarak katledilmesiyle vahşet boyutuna taşındı. Katliamın yankıları sürerken geçtiğimiz hafta da İstanbul’da yaşayan 19 yaşındaki Nail Alnaif, uykusunda göğsünden bıçaklanarak katledildi. Nefret söylemlerinin ırkçı saldırılara dönüştüğü günlerde, İzmir’in Basmane semtinde hayatlarını sürdüren mülteci kadınlar yaşadıkları endişe ve korkuyu anlattı.

OĞLUMA SALDIRMAYA ÇALIŞTILAR

Ailesiyle birlikte 6 yıl önce Türkiye’ye gelen Zaza, ırkçılığa maruz kalmanın artık mülteciler için bir rutin olduğunu söylüyor: “Geçenlerde iki kişi oğlumu yolda durdurmuş. ‘Sigaran var mı?’ diye sormuşlar. ‘Kullanmıyorum’ demiş. Suriyeli olduğunu anladıklarında ise saldırmaya çalışmışlar. Koşarak kaçmış, eve geldiğinde çok korkmuştu. Ülkemize dönmeyi istiyoruz elbette. Ama şu an dönebileceğimiz bir ortam yok. Keyfimizden gelmedik buraya. Burada mültecilerin hiçbir hakkı yok. Bizim hakkımızda kötü bir şey söylediklerinde anlıyorum ama susmak zorunda kalıyorum. Bir keresinde otobüste telefonum çaldı. Açtım ve Arapça konuştum. Yanımda oturan kadın Suriyeli olduğumu anlayınca kalktı ve ayakta bekledi. Bizden tiksiniyorlar.”

BİZİ DE YAKACAKLAR MI?

9 yıl önce ülkesinden ayrılan Zilan, “Suriyeli biri öldüğünde kimsenin umurunda olmuyor. Neden bizim yaşama hakkımız yok?” diye soruyor. Kendilerinin yanı sıra çocuklarının da okulda ayrımcılığa ve akran zorbalığına maruz kaldığını anlatan Zilan, “Herkes uzak duruyor. Aynı sırada oturmak bile istemiyorlar. Komşular sürekli ‘Siz neden ülkenize gitmiyorsunuz?’ gibi sorular soruyor. Çocuklar sokakta yürürken arkalarından küfür ediyorlar, ‘Defolun’ diyorlar. ‘Buradan gidin yoksa evinizi yakarız’ demişlerdi bir keresinde. O günden beri rahat uyku uyuyamıyoruz. Evler tahta, küçük bir ateşle hemen yanar. Çocuklar ‘Anne bizi de yakacaklar mı?’ diye soruyorlar. Biz burada mutlu değiliz, inanın” sözleriyle anlatıyor yaşadıklarını.

DİKEN ÜSTÜNDE YAŞIYORUZ

Pek çok mülteci gibi Nesrin de son dönemde artan ırkçı saldırılardan büyük endişe duyuyor: “Bir keresinde mahallemizde bir hırsızlık olayı yaşandı. Suçlu yakalandı ama yine de eşimi suçlamaya devam ettiler. Vurmaya çalıştılar, bıçak çektiler. Polis geldi ama hiçbir şey yapmadı. Biz burada gün yüzü görmedik. İnsanlar botlarla o tehlikeli yolculuklara boşuna çıkmıyorlar. Elbette iyi insanlar da var. Mesela ev sahibimiz bizi hep koruyor. Bu son yaşanan olayları gördükçe endişemiz daha da artıyor. Bütün mültecilerden nefret ediyorlar. Sürekli ‘Ülkenize dönün’ diyorlar. Dönebileceğimiz koşullar oluşsa zaten bir gün bile durmayız. Burada her an diken üstünde yaşıyoruz.”

HERKES KORKU İÇİNDE

Ailesiyle birlikte 7 yıl önce Türkiye’ye gelen üniversite öğrencisi Dua ise Türkiye’de karşı karşıya kaldığı ayrımcılıkları şöyle anlatıyor: “Maalesef ayrımcılığa maruz kaldığım çok olay yaşadım diyebilirim. Örneğin 5 yıl önce görüştüğüm bir erkek, beni ailesi ile tanıştırınca babası, ‘Bu Suriyeli kızdan ayrıl. Yarın evlenince altınları çalıp evden kaçar’ demişti. Sanki her an ırkçılığa maruz kalacakmışım gibi hissediyorum. Son dönemde yaşanan saldırılar bana çok korkunç geliyor. Kendim ve ailem için çok endişeleniyorum. Kardeşim başka bir şehirde okuyor ve daha önce ırkçı saldırıya uğramıştı. Ona kimseye Suriyeli olduğunu söylememesini tembihliyorum. Çünkü yeniden aynı şeyleri yaşamasından endişe ediyorum. Ailemi de evden çok fazla çıkmamaları konusunda uyarıyorum. Çevremdeki mülteciler de korku içinde.”

Yaşananların çok üzücü olduğunu dile getiren Fatma ise, “Hiç kimse evini, ülkesini terke edip başka bir ülkede mülteci olmak istemez zaten. Her milletin iyi de vardır kötüsü de. Bu ülkede yaşadığım ayrımcılıkları hatırladıkça kalbim acıyor. Ülkede genel tablo hepimizi çok korkutuyor” diyor.

CAYDIRICI CEZALAR GELMELİ

Uzun yıllar mülteciler ve göçmen emeği üzerine saha çalışmaları yapan, haber ve makaleleri çeşitli gazetelerde yayınlanan Emek Partisi (EMEP) Genel Başkanı Ercüment Akdeniz da artan saldırılar karşısında nefret suçları kapsamında yeni bir yasal düzenleme yapılması gerektiğinin altını çizerek, “Özellikle son 2-3 yıldır derin yoksulluğa bağlı olarak iç göçte bir patlama yaşanıyor. Anadolu’nun çeşitli bölgelerinde köyler, kasabalar boşalmış durumda. Büyük kentlerdeki hem çalışma hem barınma koşulları bakımından en alttaki bölgelere geliyorlar. Buralarda mülteci topluluklarla karşılaşıyorlar. Aslanın ağzındaki ekmeği kapmak için bir rekabete zorlanıyorlar. Bu sosyolojik bir fay hattı oluşturuyor. Asıl kırılmayı burada görmek lazım. Derin yoksulluk arttıkça bu tablo daha da ağırlaşacak. Bu yoksulluğun sebebi olan sermaye ve hükümet politikalarının sorgulanması gerekiyor. Bunu yapamadıkları zaman çok kolay bir biçimde mülteciler sanki bu işin sorumlusuymuş gibi öfkenin yanlış yönlendirilmesi neticesi doğuyor. İktidar zaten buna çanak tutuyor. Burjuva muhalefeti de mültecilere yönelen nefretten milliyetçi oylar devşirmenin derdinde. Nefret suçları kapsamında yeni bir yasal düzenleme yapılmalı ve caydırıcı cezalar gelmeli. Çünkü 2014, 2016 ve 2019’dan sonra bu dördüncü büyük linç dalgası başladı. Her cezasızlık durumu bir sonraki saldırıyı daha da şiddetlendirerek önümüze koyuyor” açıklamasında bulundu.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.