Sağlık-Sen’den isyan

NİLGÜN TAZE- Sağlık çalışanları adına basın açıklamasını okuyan İzmir Sağlık-Sen İzmir Şubesi Başkanı Ekrem Özdemir, yoğun ihtiyaç olmasına rağmen sağlık personeli sayısının azlığına dikkat çekerek, 3 hastayla bir hemşire ilgilenebilecekken bu sayının 5-6 hastaya çıkarıldığını söyledi. Sağlık personeli sayısının derhal arttırılması gerektiğini ifade eden Özdemir,  “Sağlıkta Dönüşüm, Türkiye’nin son 7 yılındaki değişim sürecinin en dikkat çekici projesi olarak, ülke gündemindeki yerini korumaktadır. Son yıllarda gerçekleştirilen reformlar, vatandaşların sağlık hizmetine erişimi ve hizmet kalitesi noktasında önemli değişimler sağlamıştır. Bu değişim süreci, sağlık çalışanlarının çalışma koşullarını da önemli ölçüde etkilemiş, geçmişin birikimi olan çoğu kurumsal soruna rağmen sağlık çalışanları, değişim sürecinin üzerlerine yüklediği sorumlulukları yerine getirme noktasında büyük fedakarlık göstermişlerdir. Sağlık çalışanları, yaşadığı sorunları, uğradığı haksızlıkları, yardımlarına ihtiyaç duyulduğu anda unutur ve kendisine emanet edilen hayatı koruma noktasında görevlerini ‘sıfır hata’ parolasıyla sürdürmeye çalışır. Hizmet ettikleri alanın kutsiyetinden kaynaklanan doğal motivasyonları ile yılmadan görevlerini yerine getiren sağlık çalışanları, bu özellikleriyle her zaman saygıyı ve övgüyü hak etmektedir. Sürekli gelişmeyi ve yenilenmeyi sağlayarak halk sağlığını koruyucu ve tedavi edici, çağdaş yaşamın gereklerine uygun, hasta haklarına saygılı, verimli, kaliteli ve eşit sağlık hizmeti sunmak sosyal devlet ilkesidir. İnsan sağlığının korunması mevcut sağlık sorunlarının giderilmesi, tüm insanlığın ve toplumumuzun en önemli hedefi olmalıdır. Bu hedefe ulaşabilmek için sağlık çalışanları büyük bir özveri ve fedakârlık göstererek üzerlerine düşen görevleri yerine getirmektedirler. Ancak özellikle insan gücü yetersizliği sağlık hizmetlerinin aksamasına sebep olmaktadır. Ülkemizde 130 bin hemşire çalışmasına karşın ihtiyaç olan hemşire sayısı bir bu kadar daha fazladır. Bu kadar iş yükü ve hasta sayısının artmasına rağmen hemşire sayısı yerinde saymakta. Yoğun bakımlarda 3 hastaya 1 hemşire düşmesi gerekirken 5-6 hastaya 1 hemşire düşmektedir. Bakanlık her yıl 10 bine yakın sağlık personeli almakta ancak bu alımlar, yeni hastaneler açılması, emeklilik, geçici görev, izin, rapor, ücretsiz izin, hamilelik, nöbet tutamama gibi sebeplerden dolayı yetersiz kalmaktadır” ifadelerini kullandı.

ADALETSİZ PERFORMANS

Aktif çalışmayan ebe ve hemşirelerin sistemde gözükmediğini ve herkesin kadrosunun çalıştığı kuruma aktarılması gerektiğini söyleyen Özdemir, alınan hemşirelerin yetersiz olmasına rağmen bir de diğer kurumlarda masa başında çalışan hemşireler bulunması sebebiyle eksik olan hemşire sayısı daha da artmakta olduğunu belirterek, “Her yıl Milli Eğitim Bakanlığı’na 50 bin öğretmen alınırken Sağlık Bakanlığı’na 10 bin sağlık personeli alınması sıkıntının özetidir. Sağlık sisteminde giderek yaygınlaşan hizmet alımlarının takip ve denetiminde yaşanan zorluklar, performans uygulamaları nedeni ile ortaya çıkan yoğun çalışma temposu, personel eksikliği ve zorunlu fazla mesai ihtiyacı gibi nedenler çalışan sağlığı ve güvenliği ile ilgili sorunları artırmaktadır. Hangi meslek grubundan olursa olsun sağlık çalışanlarının tamamı radyasyon, enfeksiyon, kimyasal ve fiziki risklerin yanı sıra psikolojik baskı, sözlü ve fiziki saldırı riskleriyle de karşı karşıyadır. Performansa dayalı ek ödeme uygulamaları ve bu ek ödemelerin çalışanlar arasında adaletli bir şekilde paylaşılmaması, bütün mesleki branşlardaki sağlık çalışanlarında iş motivasyonunu bozan temel faktörlerdendir. Performans sistemi çalışanlar arasında daha adil bir dağılım olacak şekilde yeniden düzenlenmelidir. Dağıtılabilir döner sermaye havuzu genişletilerek yapılacak katsayı değişiklikleri ile çalışanların emeklerinin karşılığı olan ek ödemeyi almaları sağlanmalıdır. Sabit ek ödemeler, gelir vergisi matrahından çıkartılmalıdır. Özelikle en yoğun çalışma ortamlarının olduğu eğitim ve araştırma hastanelerinde, hekim bazında insan kaynağının fazla olmasından dolayı, performansa dayalı ek ödeme dağılımında sağlık çalışanları diğer hastanelere oranla daha düşük ücret almaktadır. Eğitim ve araştırma hastanelerinde katsayılar değiştirilerek, iş yükünün karşılığı olan ek ödemenin verilmesi sağlanmalıdır. Eğitim araştırma hastaneleri ve üniversite hastanelerinde çalışan hocaların eğitim ve araştırmaya yönelik çalışmaları ve özendirici mali katkılar Döner sermaye kaynağından değil genel bütçeden karşılanmalıdır. Sağlıkta şiddet gün geçtikçe artmakta ve çalışan sağlığı ve güvenliği konusunda kurumlardaki mevcut uygulanmalar yeterli bulunmamaktadır. Şiddet uygulayan kişinin yargılanmasının tutukluluk süresi içinde yapılması ve 24 saat gözaltında tutulmasına yönelik yasal düzenleme yapılmasına karşın uygulamada çok fazla karşılığı bulunmamaktadır. Yapılan yasal düzenlemelerin uygulanması sağlanmalı, sağlık çalışanına şiddet uygulayan kişi, 6 ay boyunca sağlık güvencesiz kalmalı ve harcamaları kendileri karşılamalıdır” açıklamasını yaptı.

DİNLENME VE OTOPARK SORUNU

Sağlık tesislerinde kaliteli, etkin ve verimli hizmet sunulmasının çalışan personelin moral motivasyonun yüksek olmasına, ihtiyaç ve beklentilerinin en iyi şekilde karşılanmasına bağlı olduğunu söyleyen Özdemir, “İyi hizmet sunulması sadece yeterli personelin mevcut olması ile değil işini ve çalıştığı ortamı seven, güler yüzlü ve çalışmaya istekli personelle mümkün olacaktır. Sağlık  personeli çalıştığı ortamda ne kadar mutlu ve huzurlu olursa çalıştığı kuruma bağlılığı, yaptığı işlerdeki başarısı ve buna bağlı olarak hasta ve hasta yakınlarının memnuniyeti de o derece artacaktır. Bu bağlamda sağlık personelimizin taleplerinin karşılanması ve motivasyonun arttırılması amacıyla ergonomik çalışma ortamlarının ve uygun dinlenme odalarının oluşturulması sağlanmalıdır. Tercihen gün ışığı alan dinlenme odalarının oluşturulması ve bu alanlarda asgari olarak bir el yıkama lavabosu, mini buzdolabı, oturma alanları, televizyon bulunmasının sağlanması ayrıca kişiye özel eşyaların muhafazası için çalışanlara dolap tahsis edilmesi, mahremiyete uygun giyinme odalarının oluşturulması gerekmektedir. Hastanemiz Sağlık çalışanlarının hemen hemen her gün karşılaştığı iş stresi, güvenlik ve mobbing gibi yaşanılan sorunların yanı sıra hizmete girdiği günden beri çözülemeyen, adeta kronik hale gelmiş otopark sorunu özveriyle çalışan sağlık personelinin moral ve motivasyonunu düşürmekte kuruma olan güvenini sarsmaktadır. Ayrıca artan personel sayısına paralel olarak gün geçtikçe sorun büyümekte ve çözüm zorlaşmaktadır. Sonuç olarak çalışanlarımızın araçlarını park edememesinden dolayı mesaiye başlama saati gecikmekte ve hizmetlerin aksamasına sebep olmaktadır. Hastanemizde açık ve kapalı olmak üzere 600 araç kapasiteli otoparkımız mevcut ancak bu otopark alanları etkin kullanılmamakta. Sağlık-Sen olarak çalışanlarımızın artık mağdur olmaması için çözüm önerilerimiz, atama ve benzeri nedenlerle hastaneden ayrılan personelin tespit edilmesi, mevcut dağılım listelerinin tekrar gözden geçirilmesi ve güncellenmesi, otoparkı pasif kullanan kişilerin tespit edilmesidir. Sağlık çalışanlarımızın büyük bir çoğunluğu nöbet tuttuğu için her gün hastaneye gelememekte. Buna ek olarak izin ve rapor dönemlerinde hastanede çalışmamasına karşın mevcut otopark yeri olduğundan otoparkta boş alanlar oluşmakta ve ihtiyacı olan personel aracını park edememektedir. Bu hususta bizim talebimiz yönetim kadrosunun dışındaki sağlık çalışanlarının ‘ilk gelen aracını park etmesi sistemiyle’ park etmesi ve bu şekilde boş alanların önüne geçilmesinin sağlanmasıdır. Sağlık çalışanları hak ettiği ücret ve sosyal hakları alamamaktadır. Sağlık çalışanlarının emeğinin karşılığı olan maaşların verilmesi sağlanmalı, lisansiyer sağlık çalışanlarının ek göstergeleri 3 bin 600’e çıkartılmalı ve diğer ek göstergeler ise kademeli olarak artırılmalıdır” dedi.