TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Dünden Bugüne Minyatür

Kağıt, parşömen, fildişi gibi çeşitli malzemeler üzerine küçük resimler yapma sanatı olan minyatür, matbaanın kullanılmaya başlamasından önce, el yazması kitapları süslemek için yapılan resimlerdi. Geçen zaman içinde kitabı süsleyen resimlere minyatür denilmeye başlandı. Biz de bu değerli sanatın İzmir’deki temsilcisi minyatür sanatçısı Arya Kamalı ile meraklıları için bir röportaj gerçekleştirdik

Haber Giriş Tarihi: 20.04.2015 07:22
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak: Haber Merkezi
ilksesgazetesi.com
Dünden Bugüne Minyatür

ONURHAN ALPAGUT


Bize kendinizden kısaca bahseder misiniz?

İran doğumluyum. Çocukluğumdan beri sanat içerisinde büyüdüm. Ailem minyatür sanatı ile yakından ilgilendiğinden dolayı beni de minyatür sanatının içine onlar soktular. 1984 yılında Türkiye'ye okuma amacı ile geldim. 1986 yılında 3. üniversite sınavı sonucu Ege Üniversitesi Gıda Mühendisliği  Fakültesi’ni kazandım. İzmir'e gelişim bu şekilde gerçekleşti. O zamandan beri İzmir'de yaşıyorum. İlerleyen yıllarda eşimle tanışarak evlendim ve çocuk sahibi oldum. Benim işim her zaman minyatür oldu hem ticari hem de sanat anlamında sürekli olarak minyatür ile uğraştım. Geçimimi de bu sanattan kazanıyorum.

Minyatür sanatına başlangıcınız nasıl oldu?

Çocukluğumdan beri abim, babam minyatür sanatı ile uğraştıklarından dolayı ben de kendimi bu sanatın içinde buldum. Minyatür bizim ailemizde bir gelenektir. Benimse başlangıcım abimin yaptığı minyatürleri izlerken gerçekleşti. Daha sonraları ilkokul 5’de ilk defa okul tarafından minyatür resim çalışmasına katıldım. İlerleyen yıllarda da bu sanatı profesyonel olarak devam ettirdim.

Eserlerinizi yaratırken nereden ilham alıyorsunuz?

Türkiye'deki minyatürcülerin çoğunluğu hep Osmanlı konularını ele alır. Ben ise bu şekilde düşünmüyorum. Ben ise İzmir'i çalışmayı tercih ediyorum. Bundan dolayı en iyi eserlerim her zaman İzmir'dir. Tarihte baktığınız zaman neredeyse İzmir hiç çalışılmamıştır. Ancak İstanbul binlerce defa çalışılmıştır. İzmir'in benim için özel bir yeri var. Tarihte de benim yerim İzmir'i çalışmamdan dolayı çok özel olacaktır. Hissettiğim en güzel şey ilham kaynağım İzmir’dir.

Minyatür sanatında olmazsa olmazlar nelerdir?

Minyatürde olmazsa olmaz 2 önemli durum söz konusudur. İlki fiziki unsurdur; kullandığınız araç gereç, malzemelerden oluşur. İkinci unsur ise; minyatürün bir anlatım sanatı olması gerekliliğidir… Günümüzde geçmişte yaşanmış, konuşulmamış yada bahsedilmeyen konular veya gelecekte  yaşanabilecek olanlardır. Minyatüre sadece bir süs gözü ile bakılmamalıdır. Minyatürü minyatür yapan perspektif, gölgeler olmayışı insanların sıralaması ve renklerdir. Ancak bu saydıklarımda esnektir illaki şunlar olacak diye bir durum söz konusu değildir.

Sizce minyatür sanatı geleneksel olarak kalmalı mı yoksa modern bir sanat haline gelmeli midir?

Bütün dünya çapında baktığınız zaman sanat üzerine resim, plastik sanatlar, görsel sanatlara ortalama yıllık dünyada 10 milyar dolar gibi bir sanat ticareti söz konusu ancak bu değerlere rağmen minyatüre düşen pay ise 500 bin doların dahi altında. Minyatürün geleneksel olarak kalmaması gerekir. Minyatüre geleneksel dediğiniz noktada bu sadece yerel bir sanat değildir. Tüm dünyada var olan bir sanattır. İlk örnekleri mısırda ortaya çıkmıştır. Sırf bundan ötürü minyatürün zaten gelenekselliği tartışılır. Bu sanatın evrensel olması gerekir renkler ile dünya üzerinde kendi yapmak istediğiniz şeyleri anlatmanız lazımdır. Sanatın Türk geleneksel sanatı olarak anlatabilmek için en iyi sanatlardan bir tanesidir minyatür. Dolayısı ile bence dar çerçeve ile bakılmaması gereklidir. Sanatı dar çerçevede tutarak genişlemesini engellemek doğru değildir.

Ülkemiz ve İzmir'de minyatüre ilgi nasıl?

Türkiye’de geleneksel sanatlardan minyatür olarak şu şekilde bir nokta vardır. İstanbul’da minyatür sanatını çok ciddi bir şekilde yapan sanatçılar mevcuttur ayrıca bu işte de çok başarılıdırlar. Öğrenmek isteyen öğrenci açısından ve de sanatçıların yaptıkları eserlerden gayet zengin bir biçimde sanatı devam ettirmektedirler. İlgiye hangi açıdan baktığınız önemlidir bu noktada ilgi çok. İzmir'de de son yıllarda ciddi bir şekilde minyatüre ilgi fazladır. Ancak İzmir'in şöyle bir sorunu var. Bu sanatı çok az insan biliyor. İzmir gibi 4 milyon nüfuslu bir şehirde ilgili orantısı düşük kalıyor. Pek çok insanın bilgisi yok. Nedeni de şudur; minyatür sanatının tanıtımı çok eksik. Biz sanatçılar genel anlamda son derece yanlış bir düşünceye sahibiz. Sahip olan düşünce ben sanatımı yaparım gelsinler bulsunlar eserlerimi alsınlar şeklinde bu düşünce yanlış. Belki İzmir nüfusu 50 bin kişi olsaydı 2 sokaktan 2 caddeden ibaret biçimde düşünce belki doğru olabilirdi. İzmir ya da daha geniş bir alanda baktığınızda sanatçının görevi sadece iş üretmek değil aynı zamanda bunu pazarlayabilecek olan tanıtım kısmıdır. Pek çok sanatçı sırf bundan dolayı başarısız kaldığı için sanat yapmayı bırakıyor. Hele ki İzmir’de sanatçı olarak tutunabilmeniz çok daha zor.

Minyatür sanatı kendi içinde kaç dala ayrılıyor bunun hakkında bizi bilgilendirir misiniz?

Minyatürün çeşidi çok her sanatçı belli bir noktadan sonra kendi üslubunu oluşturur. Dolayısıyla bir çeşit demek pek de mana ifade etmiyor. Ancak bunu dallara ayıracak olursak klasik ve modern söyleyebiliriz. Her sanatçı kendisine göre bir tarz belirler.

Minyatür sanatına ekonomik olarak nasıl bakabiliriz?

Bu sanatın aynı zamanda tüm sanatlar gibi koleksiyonerleri vardır. Bu sanat çok ciddi bir yatırım aracı olabilir. Bir sanatçıdan iyi bir eser aldığınız zaman o eser ileride iyi bir yatırım aracıdır. Sanat ekonomisi hakkında bilgisi olan kişiler kesinlikle vazgeçmezler. Yarım metre karelik küçük bir tablo müzelerde, müzayedelerde çok özel yerlerde bunun paha biçileceği mekanlarda paha biçilemeyecek fiyatlara dahi satılır.

Minyatür sanatı size neyi ifade etmekte?

Bu sanat bir dildir, anlatım şeklidir. Bunu örnekle anlatacak olursak; kırsal kesimde 3 tane sergi açın. Bu 3 serginizden izlenim alın değerlendirin. Birincisi çağdaş, modern resim olsun. Köylüler açtığınız bu sergiye gelip bir anlam yükleyemeden gideceklerdir. Arkasında geleneksel sanatlardan minyatür ile bir sergi açın kesin olarak göreceğiniz köylüler saatlerce gelip durarak bakarlar ve orada anladığı, gördüklerinin kendisinden bir parça olduğunu fark eder. Minyatür sanatına neden geleneksel sanat dendiğinin en büyük ifadesi halkın geleneğinden toplumun renklerinden kendi dilinden bir şeyi kendinize muhatap ederek kabul ettiğinizden bazı şeyleri anlatmaktır. Bu sanatı geleneksel olarak ele alındığında bir insana Türkçe mi anlatsanız anlar yoksa Fransızca mı? Bu sorunun cevabı nettir. Minyatür de işte bu şekildedir.

Sergi veya sergileriniz oldu mu?

Hem yurtiçi hem de yurtdışında pek çok sergim oldu. Yurtdışındaki en son sergim geçen yılın eylül ayında Chicago da gerçekleşti. Çok güzel bir sergi oldu ben de bu sergide kendime pek çok şey kattım, tecrübeler edindim. Bu yıl sonuna kadar da 2 veya 3 tane çok önemli Paris ve Hollanda’da olacak şu an için kesin bir netlik yok. Büyük ihtimal ile bu sergilerden 2 tanesi gerçekleşecek. Yurtiçi sergilerinde pek çok sergim zaten yıl içerisinde oluyor. Temel amacım sergilerimde eser satmaktan ziyade tanıtım. Bu sanatın insanlara anlatılmasını sağlamak. Mutlaka her sergiden de çok yakından ilgilenen farklı kesimlerden kişiler oluyor. Kişi kazanmak benim en büyük kazanımımdır.

Sergilerinize sanatseverlerin ilgisi nasıldı?

İnsanlar sergilerime geldiği zaman hele ki İzmir ile yaptığım sergilerde çok keyif alıyorlar. Onların keyif aldıklarını görünce bir o kadar da ben keyif alıyorum.

Minyatür sanatının kökeni nereye dayanıyor?

Esas minyatürün tarihi M.Ö Çin 5. yüzyılda. Ancak minyatürü pek çok medeniyette görürsünüz. Minyatür, bir eğitim sistemi çerçevesinde somutlaştığından itibaren ki bu tarih M.Ö 5. yüzyılda Çin'in güneyinde sanatçı minyatür eğitimini 7'ye bölmüş. Bu anlatıma da Vak anlatım biçimi denir. Bu sanat Çin'den Hindistan'a geçmiş oradan İran’a buradan da Yavuz Sultan Selim döneminde Türklere geçmiş.

Bir minyatür sanatçısı neleri konu alır?

Sanatçının yaşadığı şehre ve yere göre değişir. Örneklendirecek olursak İstanbul ya da İzmir’de oturmuş bir insan İstanbul’da oturan baktığında boğazı görür. İster istemez oranın evleri, insanların giyimleri, ten renkleri, yüz ifadelerini görerek resim eder. Orada yaşadığı duyduğu, hikayeleri, kahramanları fırçasına alır. Bağdat'ta oturan bir kimse İstanbul'u boğazı resim edemez. Her yerdeki renkler, yapılar, insanlar farklılıklar gözettiğinden dolayı bu her zaman farklılık gösterecektir.

Minyatür sanatında örnek aldığınız sanatçı ya da sanatçılar var mı?

Bu benim için karışık bir soru kökenim İran olduğundan dolayı 18 yılımı da İran’da geçirmemden kaynaklı sanatı ve İran minyatür sanatını bildiğimden bu soruya cevap vermek zor. Ancak şunu diyebilirim dünya üzerinde yaşayan en iyi minyatür sanatçılarından olan Mahmut Farz Şiyan benim kendime örnek aldıklarımdandır.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.