TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Başka birisi konsolos olacak sanmıştım: Meğer benmişim!

Konsoloslar Birliği Başkanı ve Ürdün Haşimi Krallığı İzmir Fahri Konsolosu Ömer Kaplan, konsolosluk teklifinin kendisine bir telefonla geldiğini belirterek “Benden başka bir isim isteyeceklerini sanmıştım, meğer benim olmamı istiyorlarmış” dedi

Haber Giriş Tarihi: 28.01.2019 08:33
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak: Haber Merkezi
ilksesgazetesi.com
Başka birisi konsolos olacak sanmıştım:  Meğer benmişim!
BURCU YANAR/RÖPORTAJ/ YAZI DİZİSİ
“Ya Nakkaş!
Biraz gez, dünyanın hiç kimsenin olmadığını anlarsın. Nereye kök salsan bir başkalık bir yabancılık taşıdığını. Nereye adım atsan sona kaldığını. O zaman anlarsın Adem’den bu yana bu yerli olmadığını. O ilk adımın hatırası yerli yerinde bu kadar taze dururken neyi neresinden kurcalasan arkasından bir iğretilik bir sonradanlık çıkacağını. Mülkün gerçek sahibi bu kadar zahirken, toprak üzerinde kimsenin kimseye öncelik hakkı bulunmadığını, sadece bazılarının biraz erken geldiğini bazılarınınsa biraz geç kaldığını.” Nazan Bekiroğlu’nun Yol Hali kitabından küçük bir alıntı olan bu sözler dünya üzerindeki yerimizi, gelip geçici olan hiyerarşi ilişkilerini ve sahip olma kavramının boşunalığını çok güzel bir biçimde özetliyor. Ömrün başlangıcından itibaren bir yolculuk içerisinde olduğumuzun ayrımına vardığımızda asıl olanın yolda olmak olduğu gerçeği hem bizi rahatlatacak hem de gitmenin korkulacak bir eylem olmadığını gözler önüne serecektir.
“Başka ülkenin Türkleri” başlıklı yazı dizisinde ben de sizleri yolculukları henüz bitmemiş olan bambaşka insanlarla bambaşka ülkelere seyahate çıkaracağım. Belki daha önce gidip gördüğünüz, belki uzun zamandır merak edip gitmek istediğiniz fakat bir türlü fırsat bulamadığınız o uzak ülkelere… Bu ülkelerle Türkiye arasında bir köprü görevi gören İzmir’deki fahri konsoloslar bizlere hem temsil ettikleri ülkeleri tanıtacak hem de gönüllü olarak sürdürdükleri bu yolcuklarının hikayelerini anlatacak. Gelin siz de kendinizi bu yolculuğun akışına bırakın ve yeni yerleri keşfe çıkın. Yazı dizimin ilkine Fahri Konsoloslar Birliği Başkanı ve Konsolosluk Erkanı Derneği Başkanı aynı zamanda Ürdün Haşimi Krallığı İzmir Fahri Konsolosu Ömer Kaplan ile başlıyorum. Kaplan bizlere konsolosluğa nasıl başladığının ilginç hikayesini anlatarak Orta Doğu’nun göz bebeklerinden biri olan Ürdün hakkında ilginç bilgiler verdi.



Kendinizi tanıtır mısınız, konsolosluk maceranız nasıl başladı?
1998 yılında Ürdün Büyükelçiliği’nin beni aramasıyla bu iş başladı. Beni Ankara’ya çağırdılar. Ankara’da büyükelçinin yanına gittik. Ben de sandım ki başka birisi konsolos olacak da benden referans istiyorlar. Sizin için üç isim buldum dedim. Onlar da dedi ki; “Ne ismi biz sizden bahsediyoruz, sizin olmanızı istiyoruz”. Ben de bu konu için söz vermeyeceğimi ve düşüneceğimi söyledim. Tamam dediler düşünün. Sonra o sıralar ben Amerika’ya gittim. Las Vegas’ta bir otomotiv fuarına katıldım. Gidişimin beşinci günü büyükelçi İzmir Ticaret Odası’nı arayıp ‘Ömer Bey çok düşündü. Biz bu işi çabuklaştırmak istiyoruz. Bize CV’sini yollayabilir misiniz’ demiş. Sonra beni arayıp durumu anlattılar. O sıralarda Kral Hüseyin hayattaydı. Türkiye’de ise Süleyman Demirel vardı. Sonra Kral Hüseyin’in oğlu 2. Abdullah geldi krallığa ve o imzaladı belgeleri. 1999’un Eylül ayında göreve başlamış oldum. 20 senedir de bu görevi yürütüyorum.



Peki sizi aramalarının sebebi neydi, adınızı kimden duymuşlar?
Bu soruyu bana Ankara Büyükelçisi de sordu. Ürdün’ü daha önce ziyaret ettiniz mi, bir tanıdığınız var mı dedi. Ben de dedim ki bir arkadaşın evinde yemek yemiştik sadece. O arkadaş kimdi dedi verdiğim ismi duyduğunda ise onun çok tehlikeli bir adam olduğunu söyledi. Tehlikeli ise de bizim değil sizin tehlikeli adamınız dedim, ben sadece evinde yemek yedim dedim. Meğerse o kişi kralın istihbarat başkanıymış yani orduda bir paşaymış. Ben de bunu sonradan öğrendim. İsmimi veren o olabilir ancak bundan emin değilim ve herhangi bir bilgim de yok.
Ürdün’e yılda kaç kez gidiyorsunuz?
Yılda en az bir kez gidiyorum. Bizimki aktif bir konsolosluk. Bazen buradan işle ilgili gitmek isteyenler oluyor onlarla birlikte de gidiyoruz. Ailemle de gezmeye gittim.
HZ. MUHAMMED’İN SOYUNDAN
İki ülke arasında gördüğünüz farklılıklar neler?
Aslında yapı olarak ve giyim kuşam olarak Türkiye’den pek bir farkı yok. Orada Türk bir hanım ile evlenmek büyük bir şeref. Ürdün İslam alemi içerisinde çok farklı bir ülke. Diğer ülkelerle çok da mukayese etmemek lazım. Nev-i şahsına münhasır saygın bir ülke. Bunu pek çok insan bilmez Hz. Muhammed’in soyundan gelen tek kuşaktır ve yeryüzünde başka da yoktur. Bunun için ayrı bir değeri vardır. Benim de konsolosluk teklifini kabul etmemdeki en önemli sebeplerden biri buydu. Ürdün bir kraliyet ama meclisi var, bakanı var, başbakanı var. Her şey dört dörtlük demokrat bir sistemle yönetiliyor. Kraliyet ailesine karşı büyük bir saygı var. Annem de bu teklif bana geldiğinde bu yüzden senin böyle bir teklife hayır deme şansın yok dedi ve ben de kabul ettim.
Size ne tür istek ve sorunlarla geliyorlar peki?
20 yıllık konsolosluk hayatımda hiç sorun yaşamadım desem yeridir. Çok durağan ve saygın bir ülke. Herhangi bir sorun anlamında beni yoran hiç kimse olmadı. İzmir’deki Ürdünlü öğrenciler ile de irtibat içerisindeyiz. Bağlantılarımız kopmuyor. Şimdilik bir sorunumuz yok.
EN İYİ ÇALIŞAN...
Konsoloslar birliği başkanı olarak İzmir’deki konsolosların faaliyetlerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bizde bir meslekten gelen kariyer konsoloslukları var. Bir de fahri konsoloslar var. Onların içinde de en son gelen ülke Çin. Çin çok enteresan bir ülke, müthiş çalışıyorlar. Şu anda İzmir’de en iyi çalışan konsolosluklardan biri Çin. İzmir’de dördüncü yıllarına girecekler ve çok donanımlı bir şekilde çalışıyorlar. Bütün toplantılara katılıyorlar, fabrikaları geziyorlar.
Ürdün’e gittiğimizde nelerle karşılaşabiliriz?
Ürdün ile Türkiye arasında karşılıklı olarak vizeler kaldırıldı. Ziyaret etmek isteyenler pasaportlarını alıp diledikleri gibi gidebilirler. Oraya giden bir insan bir hafta kalayım derse gidiş dönüş dahil bin doları gözden çıkarmalı. Pegasus Hava Yolları’nın İzmir’den direkt uçuşları ise nisan ayında başlayacak. Dünyanın Yeni Yedi Harikası olarak İsviçre’de bir organizasyon tarafından cep telefonu ve internet aracılığıyla yapılan bir oylama sonucunda, Dünyanın Yedi Harikası’na alternatif olarak seçilmiş olan Petra Antik Kenti burada yer alıyor. Çölün ortasında sizlere kalma imkanı veren Wadi Rum var. Bizans eserleri var. Büyük zatların mezarları var. Ayrıca eski Amman görülmeye değer bir yer. Taş binaları harika. Yeryüzünün en alçak denizlerinden biri olan Ölüdeniz (Lut Gölü) zaten çok önemli.
Peki fahri konsolosluk görevi size neler kattı?
Konsolosluğa gelinceye kadar ben yine faal bir insandım. İzmir Ticaret Odası’nın başkan vekilliğini yaptım. Milli Eğitim Vakfı’nda görevlerim oldu. Pek çok alanda aktiftim. Ama tabi ki konsolosluk farklı bir olay ve bana farklı bir çevre kattı. Diğer ülkelerle çok güzel ilişkilerim oldu. Bugüne kadar toplamda 65’e yakın ülke gezmişimdir. Hepsinin çok büyük katkıları var.
SEVGİDEN TATLI SİLAH YOK
Bu kadar ülkeyi gezdikten sonra İzmir’de gördüğünüz bir eksiklik var mı?
İzmir’de keşke yeterli para olsaydı da şu tramvay sistemi yukarıdan yani havadan gidebilseydi diye düşünüyorum. O zaman çok farklı olurdu. Veya sahilden giden bir teleferik sistemi olsaydı. Ama bunlar çok pahalı sistemler. Bunun için keşkelerim genellikle trafik ağırlıklı ve bu kadar güzel bir şehrin beton yığını haline getirilmiş olması da benim canımı sıkıyor açıkçası. Bu kadar tarihin yeşerdiği bir şehri biz nasıl bu hale getirmişiz oturup bir düşünmek lazım. Bunu siyaset anlamında söylemiyorum. Herkes için geçerli. Apartmanda oturmayı medeniyet saymışız. Medeniyet farklı bir olay. Bilimin ışığı Semerkant’tan, Buhara’dan başlıyor ve Anadolu’yu aydınlatıyor. Biz ne zaman bilimi bıraktıysak oryantalliğimiz başladı. Yani görgüsüz bir sisteme gitmeye başladık. Umarım bundan sonra daha farklı daha barışçıl, daha sevecen bir toplum olma yolunda ilerleriz. Tabi ki dünyada sistemler boş durmayacak fakat biz insanı sevmek zorundayız. Birbirimizi anlayabilelim. Rengi, kimliği, mezhebi, dini ne olursa olsun sevgiden daha tatlı silah yok.

BİR SONRAKİ HAFTA: BALKANLAR’IN SEFERİHİSAR’I: KARADAĞ
Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.