TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Balkanlar’ın Seferihisarı: Karadağ

Başka ülkenin Türkleri isimli, İzmir’deki Fahri Konsolosları konu alan yazı dizimin ikinci konuğu Karadağ Fahri Konsolosu Cüneyt Bosnalıer, hava ast subaylığı yıllarından başlayarak konsolos olma hikayesini anlattı

Haber Giriş Tarihi: 04.02.2019 07:41
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak: Haber Merkezi
ilksesgazetesi.com
Balkanlar’ın Seferihisarı: Karadağ
BURCU YANAR/RÖPORTAJ/YAZI DİZİSİ
Yazı dizimin ikincisine son dönemde sahte konsolosluk meseleleriyle gündeme gelen Karadağ Cumhuriyeti ile başlamak istiyorum. Balkanlar’ın Seferihisar’ı diyebileceğimiz sakin ve yavaş bir ülke olan Karadağ öteki ismi ile Montenegro, masmavi denizler ile çevrili, kayalıklarla kaplı, Akdeniz güneşinin aydınlattığı, UNESCO tarafından dünya mirası olarak kabul edilen manzaraların bulunduğu, resmedilmeye değer güzellikte bir sahil, yüzlerce yıllık el değmemiş zeytin ağaçları, kasabaları, kaleleri ve kiliseleriyle dopdolu bir ülke. Bu ülkenin İzmir’deki Fahri Konsolosu Cüneyt Bosnalıer, hem Karadağ’ı, hem de hava ast subaylığından konsolosluğa uzanan hikayesini bizler için anlattı.



F16’LARDAN KONSOLOSLUĞA…
Cüneyt Bosnalıer kimdir kendinizi biraz tanıtır mısınız?
1966 İzmir doğumluyum. Hava ast subayı olarak 22 yıl görev yaptım. 2006 yılının başında Türk Hava Kuvvetleri’nden emekli oldum. Eski bir F16 teknisyeniyim. Hava kuvvetlerinde görev yaptığım yıllarda devam eden Yugoslavya Savaşı’nda 1990-1995 yılları arasında NATO’da bir süre görev yaptım. O dönemde biraz Yugoslavya’nın tarihine ilgi duymaya başladım. Soyadımdan da anlaşılacağı üzere Bosna’dan göç etmiş olan bir ailenin mensubuyum.



Fahri Konsolos olma sürecinizden bahseder misiniz?
Emekli olduktan sonra kendi aile işletmemizde aktif bir şekilde çalışma hayatıma devam ederken, çeşitli fırsatlarla Yugoslavya parçalandıktan sonra ortaya çıkan devletlere başta Bosna olmak üzere seyahatlere gittim. Buradaki amacım orada var olduklarına inandığım akrabalarımızı bulmak ve onlarla tanışmaktı. Onları buldum kendileriyle tanıştık ve soyağacı çalışmalarımızı yaptık. Bunun sonucunda da aslında büyük babamın Karadağ’dan Türkiye’ye 1936 ile 1938 yılları arasında göç ettiğini öğrendim. Doğal olarak bu süreçten sonra Karadağ’a odaklandım. Yakın geçmiş tarihini ve eski tarihini incelemeye başladım. Oradaki akrabalarımla birlikte büyük babamın yaşadığı bölgeleri keşfettim. Sonra Karadağ’a ilgi duyunca günün birinde de Karadağ genç ve bağımsız bir devletken Karadağ’ın eski Türkiye Büyükelçisi Sayın Ramo Braliç ile tanışma fırsatı elde ettim. Braliç ile tanıştıktan sonra o da bir süre sonra İzmir’e gelerek beni ziyaret etti. Kendisini ailemle tanıştırdım çünkü aradan çok uzun yıllar geçmesine rağmen ailem oranın dilini hala konuşabiliyor. Arada bir sempati oluştu. Braliç, bu genç devletin Ankara’da bir Büyükelçiliği olduğunu, İstanbul’da bir Başkonsolosluğu olduğunu ama İzmir’de bir temsilcilikleri bulunmadığını, özellikle aileleri bir zamanlar Karadağ’da yaşayan göçmenlerin İzmir’de çok sayıda olduğunu söyledi. Bu bölgede de Karadağ’ın daha aktif bir şekilde tanınabilmesi için bir temsilcilik yani Fahri Konsolosluk açma niyetlerinin olduğundan bahsetti. Bu anlamda benim de Karadağ’a olan gönül bağımdan etkilendi ve bu görevi yapabileceğimi ifade etti. 2012 yılında Karadağ Devleti tarafından ben de bu göreve atandım. 2013 yılında bir açılış resepsiyonuyla Türkiye Cumhuriyeti’nde İzmir’de Karadağ Fahri Konsolosluğunun açılışını ilan etmiş olduk. İzmir’de o zamana kadar Karadağ Konsolosluğu bulunmuyordu. Bu fahri konsoloslukların bölgeleri seçilirken de daha ziyade Karadağ’dan Türkiye’ye göç etmiş ailelerin yoğun olduğu bölgeler, Karadağ ile Türkiye arasındaki sosyal, ekonomik, kültürel bağların en yoğun olduğu kent merkezleri referans alınır. Ben sadece İzmir’den değil tüm Ege Bölgesi’nden sorumlu bir fahri konsolosum.
Ne tür çalışmalar yürütüyorsunuz, insanlar size neden ihtiyaç duyuyor?
Bir fahri konsolos olarak öncelikle bana ulaşmak çok kolay. İnternetteki web sitemizde adım, soyadım, cep telefonu numaram gibi bana direkt ulaşabileceğiniz tüm bilgiler yer almakta. Ege Bölgesi’nin haricinde örnek veriyorum Tokat’tan da birisi beni arasa yardımcı olmaya çalışırım. İnsanların bizlere ihtiyaç duyduğu noktalar genellikle şunlar oluyor; Karadağ’a gezmeye gitmek isteyip de vizeye ihtiyaçları olup olmadığı soruları, ben Türk’üm vizeye ihtiyacım yok ama eşim farklı ülke vatandaşı onun vizeye ihtiyacı var mı varsa neler yapmalıyız, Karadağ’dan bir gayrimenkul almak istiyorum, işlerimi oraya taşımak ve oradan da tüm Balkan ülkelerine açılmak istiyorum veya Karadağ’dan hammadde ithal etmek istiyorum ya da şunları üretiyorum ve ihraç etmek istiyorum gibi nedenlerle insanlar bana ulaşıyor. Bunun yanında İzmir Büyükşehir Belediyesinin her sene düzenlediği Balkanlılar Halk Dansları Festivali var. Bu etkinlikleri yıllık toplantılarda ortaklaşa planlıyoruz. Karadağ’ın sadece Tivat’tan, Budva’dan, Kotor’dan meydana gelen bir ülke olmadığını birçok kentinin olduğunu, yaz turizmi gibi kış turizminin de olduğunu anlatmaya çalışıyorum.
Karadağ, nüfusunun iki katından fazla turist çeken bir ülkedir. Ülkede bulunan Tara Kanyonu Avrupa’nın en büyük ve en derin kanyonlarından biridir. Biraz doğa turizmine yönelik olan Durmitor Milli Parkı ile ilgili de tanıtımlar yapıyorum. İnsanlara Karadağ’ı kısmen de olsa tanıtabilmek için bir kitapçık hazırladım. Bu kitapçık insanlarda bir merak uyandırarak Karadağ’a gitme düşüncesi uyandırıyor. Bu kitapçıkla yola çıkarsanız Karadağ’ı ziyaret edersiniz, ziyaret ettiğiniz zaman da mutlaka seversiniz.
Eskiden burası Sırbistan- Karadağ idi. Yapılan referandumla Sırbistan’dan bağımsızlığını ilan etti ve iki ayrı devlet oldu. Ülkenin demografik yapısında aslında Sırp Karadağlı nüfusu yoğundur. Toplum barış içerisinde örnek olabilecek bir ortamda yaşamını sürdürür. Kendi küçük ama örnek olduklarıyla büyük bir devlettir. Ben de tüm bunları meraklılarına aktarma çalışmaları yürütüyorum diyebilirim.
Yıl içerisinde Karadağ’a kaç kez gidip geliyorsunuz?
Aslında bunun bir standardı yok. Ama minimum her yıl yapılan Fahri Konsoloslar toplantısına mutlaka katılıyorum. Aile ve dost çevremle Karadağ’ı merak edenlerle küçük gruplar şeklinde turistik geziler yapıyorum. Oraya götürdüğüm arkadaşlarımı sadece birer turist olarak görmeyin. Oraya götürdüğüm insanlar kendi iş çevrelerinde burada neler yapabilirim, ne tür katkılar ortaya koyabilirim, bu katkıyı Türkiye ile Karadağ arasındaki ekonomik ve ticari ilişkilere nasıl yansıtıp nasıl arttırabilirim şeklinde düşünmektedirler. Olay sadece ticarette değil, karşılıklı toplumların birbirine yakınlaşması dostluk atmosferinin oluşturulması da önemli bir şeydir. Balkan ülkelerinde ben Türk’üm dediğiniz zaman çok büyük bir sempatiyle karşılanırsınız. İşte ben de bu sebeplerle yılda birkaç defa Karadağ ziyaretlerinde bulunuyorum.
YAVAŞ YAŞAM PRENSİBİ HAKİM
Gözlemlediğiniz kadarıyla iki ülke arasındaki farklar nelerdir?
Belki bizim yaşam tarzımıza ters gelebilir ama yavaş yaşam prensiplerini benimsemiş bir tolumdur. Bununla sadece Karadağ’da değil, Balkan ülkelerinin çoğunda karşılaşabilirsiniz. Bu durum bize ters gelir çünkü bizde bir tez canlılık vardır. Fazla telaş yapmadan, kendilerini sıkıntıya sokmadan işlerini hallederler. Bizler bir iş için bir günde on defa telefonda konuşuyorsak onlar bir kerede hallederler ve işin sonunda bir de sadece bilgilendirme amaçlı olarak bunu yaparlar. Bu sakinliği trafikte de görebilirsiniz. Dünyanın her yerinde sorun olan trafik yoğunluğu Karadağ’da yok denecek kadar azdır. Trafikte bağrışmalar, korna çalmalar vs. yoktur. Herhangi bir kamu teşkilatının ofisine gittiğiniz zaman bazı şeyleri yadırgayabilirsiniz. Örneğin bankalarda numaratör yoktur. İnsanlar kendileri sıraya girerler. Bir Türk bankacı aynı süre içerisinde beş kişinin işini hallederken orada belki bir kişinin işlemleri hallediliyor. Toplum buna alışkın olduğu için kimse bunu yadırgamaz ve sinirlenmez. Mutfak kültürleri Türk toplumunun damak zevkine çok uygundur. Ülkede çok fazla endüstriyel yatırım yoktur. Bu sebeple de turizm daha çok gelişmiştir. Doğası çok temizdir. Kıyı şeridinin haricindeki kentleri yüksek irtifalarda bulunan kentler olduğu için kışın Karadağ’ın iç kesimleri yoğun kar yağışı alır. Ve çok sıkı bir orman bitki örtüsüyle kaplıdır. Kent nüfusları ortalama 15 bin ile 30 bin arasında. Bize göre kasaba nüfusları gibi düşünebiliriz ama oralarda kentler böyledir. Başkent yaklaşık 200 bin nüfuslu bir kenttir. Ülke nüfusunun üçte ikilik kısmı başkentle güney batı kıyı kesimlerinde yaşayan insanlardır. Karadağ Devleti’nin Türkiye ile olan ilişkilerinde aslında en gerekli şeylerden biri, kuzey bölgelerindeki kırsal kesimin kalkınması için projeler beklemektedir. O bölgeler hem Sırbistan’ın hem de Bosna’nın sınırında olan bölgelerdir. Bir zamanlar Osmanlı İmparatorluğu döneminde oralarda Sancak Beyliği dediğimiz beyliklerin bulunduğu bölgelerdir. O dönemlerde Müslüman Boşnakların yoğun olarak yaşadığı yerlerdir.
Karadağ’a giden biri orada nelerle karşılaşır?
Karadağ Cumhuriyeti, Türkiye vatandaşlarının hiçbirinden vize talep etmez. Geçerli bir pasaportla Karadağ’a giderseniz 90 güne kadar orada konaklayabilirsiniz. Bir yıl içerisinde de isterseniz 10 kez giriş çıkış yapın toplamda 180 gün konaklayabilirsiniz. Aynı şekilde Türkiye Cumhuriyeti Devleti de Karadağ vatandaşlarına vize uygulaması koymaz. Oraya gittiğinizde ülke genelinde fiziki değişimin yok denecek kadar az olduğunu görürsünüz bu da ülkenin doğasının bozulmasını engellediğinden insanların tercih etiği mekanlar arasındaki yerini alıyor. Orada bizim ülkemizde algılandığı gibi modernlik sadece ormanları yok edip her yeri beton ormanına çevirmek değil. Bunu çok net bir şekilde görebileceğiniz bir yer Karadağ. Eski tarihi taş binaları restore edip küçük butik oteller olarak uygun fiyatlarla hizmet verirler.
Harcanacak tutar minimum ne kadardır?
İnsanlar Karadağ’a gidip geldikçe kendilerinden aldığım geri dönüşlerden yıllık bir rapor hazırlayarak Büyükelçiliğe notlar aktarıyorum. Karadağ’a giden turistlere şunu önerebilirim: Karadağ’ı yaz ve kış olmak üzere iki sezonda ziyaret edin. Kıyı şeridini tanıdıysanız ikinci ziyaretinizde de Kuzey’deki kentlerini tanırsınız. Yaz dönemindeki ziyaretinizde haziran ayından önceki bir zaman diliminde gidebilirsiniz. O zaman daha ucuz oluyor. İlk etapta yaklaşık 4 günlük bir ziyaret yeterli olacaktır. Bir kişi için minimum kriterlerde düşünecek olursak konaklama dahil günlük 50 euroluk bir cep harçlığı, yeterli olacaktır. Fakat turistlerin yoğun olduğu yaz aylarında bir gezi düşünüyorsanız bunu günlük 100 euro olarak hesaplamalısınız. 5 kişi gidiyorsanız o ekip günlük 500 euro para harcayacak demektir. Kıyaslama yaptığınız ülkelere göre aslında buna verilen cevap da değişecektir. Paris’te içeceğiniz bir kahveye vereceğiniz bedelle Karadağ’da deniz kenarında, deniz ürünlerinden oluşan bir akşam yemeği yiyebilirsiniz mesela.
Fahri Konsolosluk görevi size neler kazandırdı?
Bu görev bana dünyanın pek çok yerindeki insanları tanıma fırsatı verdi. Bugün benim Filipinler’de de bir dostum var. Japonya’da da bir dostum var. Bütün Balkan ülkelerinde dostlarım var diyebilirim. Hepimizin ortak noktası Karadağ olduğu için insanlarla irtibat halinde olma şansı veriyor bu durum. Ben orada Türkiye Cumhuriyetini temsil eden bir birey olarak bulunuyorum.
SAHTE KONSOLOSLUK VAKASI
Son dönemde İstanbul’da ortaya çıkan sahte konsolosluk binası açarak vatandaşlık satmaya çalışan kişilere yönelik de açıklamalarda bulunan Karadağ Fahri Konsolosu Cüneyt Bosnalıer, Karadağ’ın böyle bir olayda adı geçtiği için üzüntü duyduğunu belirtti. Bosnalıer, son dönemde Karadağ’a olan ilginin artması sebebiyle dolandırıcıların göz bebeği haline geldiğini söyleyerek bu kişilerin insanlardan 7 bin ile 12 bin euro arasında para talep ederek vatandaşlık verdiklerini söyleyerek insanları kandırdıklarını dile getirdi. Karadağ ile Türkiye arasında vize bulunmadığını bir kez daha vurgulayan Bosnalıer, Karadağ gitmek isteyenlerin hiçbir aracıya ihtiyaç duymadıklarını, Karadağ için vatandaşlık verilmediğini ancak yakın zamanda orada iş yapanlara yönelik ekonomik vatandaşlık statüsünün çıkarıldığı bilgisini verdi. Bosnalıer, Bu durumun ise Karadağ tarafından tayin edilen denetçiler tarafından özenle kontrol edilerek Karadağ vatandaşı olup olamayacağınıza yönelik kararı kendilerinin vereceklerini açıklayarak bu konudaki işlemlerin çok iyi araştırılması gerektiğinin altını çizdi.
Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.