31 Mart’ın ardından ilk meclis toplantıları birer birer gerçekleşti, kurulan komisyonlarda çalışacak meclis üyeleri belli olmaya başladı.
Aliağa’dan aday gösterilen Çağatay Güç ve Çiğli’de adaylığı geri çekilen Uygar Yıldırım, büyük olasılıkla bu dönem İzmir Büyükşehir Belediyesi bünyesinde görev alacak.
Uygar Yıldırım’ın, Çiğli krizinin ardından CHP Genel Başkanı Özgür Özel tarafından bizzat çağrılarak, Büyükşehir bünyesinde bir göreve getirileceği kulislerde konuşuluyordu. Fakat mesleki birikimine ve konumuna uygun hangi rolde yer alacağını merak ediyoruz.
Bu süreçte Cemil Tugay’ın da birlikte çalışmak isteyeceği isimler var ve bu isimleri Genel Merkez ile istişare ediyor.
Genel Sekreterlik görevine kimin atanacağı sorususun cevabı ise merakla bekleniyor.
Barış Karcı mı yoksa Aykut Erdoğdu mu ya da başka bir aday mı?
Özgür Özel kanadı, İstanbul’dan Aykut Erdoğdu’yu bu göreve getirmek istiyor fakat Tugay, gelecek tepkilere ve çalışma düzenine bağlı olarak bu atamada istekli değil.
Şimdiye kadar ilçe belediyelerindeki komisyon seçimlerini, encümen üyelerini ve atanan siyasi belediye başkan yardımcılarını dikkatle seyrettim.
Pek de memnun kaldığımı söyleyemem açıkçası…
Bir ilçe belediyesinde kurulan Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Komisyonu’nda, daha önceki mesleği ve konumu ile hiç alakası olmayan bir arkadaşı gördüm mesela…
Belediyelerin Avrupa’ya dönen yüzü, nitelikli ve dil bilen insanlardan oluşması gerekmiyor mu?
Bu sadece küçük bir örnek. Belediye bünyelerinde oluşan komisyonlarda görev alan meclis üyelerini, bunların niteliklerini ve daha önceki mesleklerini araştırırsanız, çok ilginç şeyler görebilirsiniz benden söylemesi!
Belediye başkanlarını da bu konuda sorumlu tutmuyorum. Çünkü kentle alakası olmayan meclis üyelerinin de bir komisyona girmesi gerekiyor, arkalarındaki lobilerin de etkisiyle tasarruf bu yönde olabiliyor.
***
Atamalarda etkili olan bazı hususlara geçelim.
Yaklaşık iki hafta önce CHP Genel Merkezi, belediyelerde üst düzey atamaların yapılmadan önce kendilerine danışılmasını istemiş ve sürece dahil olmuştu.
Genel Merkez tarafından gösterilen bu tavrın artıları da var eksileri de…
Liyakati baz alacak atamalar hem belediye başkanlarının işini kolaylaştırır hem de hizmet noktasında ilçe belediyelerinin elini rahatlatır.
Fakat burada liyakat ölçünüzün ne olduğu önemli.
Liyakat sahibi ve ehil partililerinizi başka illerde görevlendirmek hem onlara hem partiye zarar verebiliyor.
Bu bakımdan; ilk bölümde de belirttiğim üzere; İzmir’e dışarıdan yapılacak atamalar çok da sağlıklı olmayacaktır.
Zaten geçmişte bu kente bireysel anlamda donanımlı fakat kente hiçbir şey katamayan birçok danışmanın gelip geçtiğini gördük.
Her şehrin dinamikleri farklı. Yerel siyaset hiç de görüldüğü kadar kolay değil. Bir atama yapıldığında çok boyutlu düşünmeniz gerekiyor; Görev alacak kişilerin nitelikleri, görev alacakları yeri tanıyıp tanımamaları, atamalara ilçe örgütlerinin vereceği tepkiler…
Konuyu basitçe geçiştirmezsiniz.
***
Son yerel seçimde en çok oyu alan CHP, şu anda Türkiye’nin birinci partisi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan dahil, Özgür Özel ile görüşmek için kapılarının açık olduğunu beyan eder durumda.
CHP için iktidara yürümenin ilk büyük adımları atılıyor.
Partinin planları yerel yönetimler üzerinden halka hizmet anlamında büyük bir başarı elde etmek yönünde.
Özgür Özel ve A takımı bu yönde büyük bir uğraş veriyor.
Verdiğiniz çabanın sahaya yansıması ise görevlendireceğiniz isimlerden geçiyorsa bu insanları düzgün seçmeniz, verimli çalıştırmanızın ehemmiyetini varın siz düşünün.
***
Belediye başkanları, devraldıkları belediyelerin borçlarını belediye binasına asma konusunu trend haline getirdi. Şu ara hemen her gün en az bir tane böyle habere denk geliyoruz.
Kendi partilisinden devraldığı belediye başkanlarının borçlarını kamuoyuna açıklayan belediye başkan sayısı ise çok az.
Bu uygulamayı yanlış bulmuyorum. Kamunun malını, pervasızca harcayan belediye başkanları şeffaflık ilkesi gereği afişe edilmeli fakat bunu kendi partinizin belediye başkanı için de yapmanız daha büyük şeffaflık olacaktır!
***
İZBETON’a da bir iki kelam edip sözlerimi noktalayayım.
İZBETON’un batma noktasında olduğu iki senedir dile getirilen bir şeydi. İZBETON bu noktaya nasıl geldi? Bu noktaya gelirken yönetimlerinde kimler vardı ve İzmir Büyükşehir Belediyesi başkanı kimdi?
Bence herkesin hesap vermesi gerekiyor!
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Yusuf Çağırtekin
CHP’de Görevlendirme Dönemi
31 Mart’ın ardından ilk meclis toplantıları birer birer gerçekleşti, kurulan komisyonlarda çalışacak meclis üyeleri belli olmaya başladı.
Aliağa’dan aday gösterilen Çağatay Güç ve Çiğli’de adaylığı geri çekilen Uygar Yıldırım, büyük olasılıkla bu dönem İzmir Büyükşehir Belediyesi bünyesinde görev alacak.
Uygar Yıldırım’ın, Çiğli krizinin ardından CHP Genel Başkanı Özgür Özel tarafından bizzat çağrılarak, Büyükşehir bünyesinde bir göreve getirileceği kulislerde konuşuluyordu. Fakat mesleki birikimine ve konumuna uygun hangi rolde yer alacağını merak ediyoruz.
Bu süreçte Cemil Tugay’ın da birlikte çalışmak isteyeceği isimler var ve bu isimleri Genel Merkez ile istişare ediyor.
Genel Sekreterlik görevine kimin atanacağı sorususun cevabı ise merakla bekleniyor.
Barış Karcı mı yoksa Aykut Erdoğdu mu ya da başka bir aday mı?
Özgür Özel kanadı, İstanbul’dan Aykut Erdoğdu’yu bu göreve getirmek istiyor fakat Tugay, gelecek tepkilere ve çalışma düzenine bağlı olarak bu atamada istekli değil.
Yaptığım kamuoyu yoklamalarının neticesinde şunu tespit ettim ki; İzmir’e dışarıdan gelebilecek atamalar, kentliyi rahatsız edebilir.
***
Şimdiye kadar ilçe belediyelerindeki komisyon seçimlerini, encümen üyelerini ve atanan siyasi belediye başkan yardımcılarını dikkatle seyrettim.
Pek de memnun kaldığımı söyleyemem açıkçası…
Bir ilçe belediyesinde kurulan Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Komisyonu’nda, daha önceki mesleği ve konumu ile hiç alakası olmayan bir arkadaşı gördüm mesela…
Belediyelerin Avrupa’ya dönen yüzü, nitelikli ve dil bilen insanlardan oluşması gerekmiyor mu?
Bu sadece küçük bir örnek. Belediye bünyelerinde oluşan komisyonlarda görev alan meclis üyelerini, bunların niteliklerini ve daha önceki mesleklerini araştırırsanız, çok ilginç şeyler görebilirsiniz benden söylemesi!
Belediye başkanlarını da bu konuda sorumlu tutmuyorum. Çünkü kentle alakası olmayan meclis üyelerinin de bir komisyona girmesi gerekiyor, arkalarındaki lobilerin de etkisiyle tasarruf bu yönde olabiliyor.
***
Atamalarda etkili olan bazı hususlara geçelim.
Yaklaşık iki hafta önce CHP Genel Merkezi, belediyelerde üst düzey atamaların yapılmadan önce kendilerine danışılmasını istemiş ve sürece dahil olmuştu.
Genel Merkez tarafından gösterilen bu tavrın artıları da var eksileri de…
Liyakati baz alacak atamalar hem belediye başkanlarının işini kolaylaştırır hem de hizmet noktasında ilçe belediyelerinin elini rahatlatır.
Fakat burada liyakat ölçünüzün ne olduğu önemli.
Liyakat sahibi ve ehil partililerinizi başka illerde görevlendirmek hem onlara hem partiye zarar verebiliyor.
Bu bakımdan; ilk bölümde de belirttiğim üzere; İzmir’e dışarıdan yapılacak atamalar çok da sağlıklı olmayacaktır.
Zaten geçmişte bu kente bireysel anlamda donanımlı fakat kente hiçbir şey katamayan birçok danışmanın gelip geçtiğini gördük.
Her şehrin dinamikleri farklı. Yerel siyaset hiç de görüldüğü kadar kolay değil. Bir atama yapıldığında çok boyutlu düşünmeniz gerekiyor; Görev alacak kişilerin nitelikleri, görev alacakları yeri tanıyıp tanımamaları, atamalara ilçe örgütlerinin vereceği tepkiler…
Konuyu basitçe geçiştirmezsiniz.
***
Son yerel seçimde en çok oyu alan CHP, şu anda Türkiye’nin birinci partisi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan dahil, Özgür Özel ile görüşmek için kapılarının açık olduğunu beyan eder durumda.
CHP için iktidara yürümenin ilk büyük adımları atılıyor.
Partinin planları yerel yönetimler üzerinden halka hizmet anlamında büyük bir başarı elde etmek yönünde.
Özgür Özel ve A takımı bu yönde büyük bir uğraş veriyor.
Verdiğiniz çabanın sahaya yansıması ise görevlendireceğiniz isimlerden geçiyorsa bu insanları düzgün seçmeniz, verimli çalıştırmanızın ehemmiyetini varın siz düşünün.
***
Belediye başkanları, devraldıkları belediyelerin borçlarını belediye binasına asma konusunu trend haline getirdi. Şu ara hemen her gün en az bir tane böyle habere denk geliyoruz.
Kendi partilisinden devraldığı belediye başkanlarının borçlarını kamuoyuna açıklayan belediye başkan sayısı ise çok az.
Bu uygulamayı yanlış bulmuyorum. Kamunun malını, pervasızca harcayan belediye başkanları şeffaflık ilkesi gereği afişe edilmeli fakat bunu kendi partinizin belediye başkanı için de yapmanız daha büyük şeffaflık olacaktır!
***
İZBETON’a da bir iki kelam edip sözlerimi noktalayayım.
İZBETON’un batma noktasında olduğu iki senedir dile getirilen bir şeydi. İZBETON bu noktaya nasıl geldi? Bu noktaya gelirken yönetimlerinde kimler vardı ve İzmir Büyükşehir Belediyesi başkanı kimdi?
Bence herkesin hesap vermesi gerekiyor!