Son yıllarda solun oyunun en fazla yüzde 35 olacağı yönünde bir inanış var. Bu inanışa kapılanların başında bizzat bu ideolojide olanlar geliyor. Kemal Kılıçdaroğlunun eşinin de bu yönde bir söylemi vardı ve Sol taş çatlasa en fazla yüzde 35 oy alır demişti. Bu durum da solun neden en baştan kaybettiğinin göstergesidir. Mecliste solu temsil eden tek parti CHP olduğu için onun üzerinden tartışmayı sürdüreceğim. (HDP Kürt milliyetçisi bir siyaset güttüğü için sol bir parti olarak görmüyorum.)
Öncelikle neden yüzde 35 rakamı ortaya atıldı? CHP ve HDPnin oylarının toplamında yola çıkılarak böyle bir rakam ortaya kondu sanırım. Eğer böyle bir hesap içindelerse baştan yanlış hesap yaptıklarını belirtmeliyim çünkü HDPye oy verenlerin çoğunluğu sol kaygılardan değil Kürt milliyetçiliğinden yola çıkarak bu partiye oy veriyor. Bu durumda sol oyların daha aşağıya çekilmesi gerekir. Türkiye gibi partiye değil kişilere oy veren bir ülkede bir partinin belli rakamlara kilitlenmesini doğru bulmuyorum. Doğru bir liderle CHP yüzde 35 barajını çok rahat geçecektir. (Bülent Ecevit yönetiminde CHP 1977 seçimlerinde yüzde 42 oy almıştı) Bu durum diğer partiler içinde geçerli. Ülkemiz son zamanlar dışında yönünü hep batıya dönse de Doğu kültürü hala etkin kültür konumunda bulunuyor.
Anadoluda insanlar sağ sol diye ayrılmıyor. Hatta Anadoluya bir indiğinizden vatandaşların çoğunun solun ve sağın neyi ifade ettiğini bile bilmediklerini ve aslında bunu da önemsemediklerini göreceksiniz. Buradaki kişilere hangi partiye oy verdiniz diye sorduğunuzda size genelde parti ismini değil partinin başındaki kişinin ismini söyleyecektir. Çoğunlukla kişilere endeksli siyasi hayatımızda mesele solun oyunun en fazla yüzde 35 olmasında değil solun lider çıkartamamasında saklıdır.
Ülkede doğu kültürünün hakim olması sağ parti liderlerini bir adım tabi ki de öne çıkartıyor. Bu durumda ideolojiden değil sağ liderleri halkın daha kendisinden görmesinden ileri geliyor. Doğu kültüründe yer alan tatlı-sert baba figürünün bu liderlerde bulunması bunda ana etkenlerden. Sol parti liderlerinin daha Avrupai havası bu kültürdeki vatandaşların ilgisini çekmiyor ve kendilerine yakın görmüyor. Şimdi diyeceksiniz insanların kararlarını ne kadar basite indirgedin diye. Siyasetin öcü olarak görüldüğü, insanların gazete ve kitap okumadığı bir ülkede, insanların hangi kriterleri göz önüne alarak karar vermelerini bekliyordunuz?
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Taner Uyanıker
Solun Lider Sorunu
Son yıllarda solun oyunun en fazla yüzde 35 olacağı yönünde bir inanış var. Bu inanışa kapılanların başında bizzat bu ideolojide olanlar geliyor. Kemal Kılıçdaroğlunun eşinin de bu yönde bir söylemi vardı ve Sol taş çatlasa en fazla yüzde 35 oy alır demişti. Bu durum da solun neden en baştan kaybettiğinin göstergesidir. Mecliste solu temsil eden tek parti CHP olduğu için onun üzerinden tartışmayı sürdüreceğim. (HDP Kürt milliyetçisi bir siyaset güttüğü için sol bir parti olarak görmüyorum.)
Öncelikle neden yüzde 35 rakamı ortaya atıldı? CHP ve HDPnin oylarının toplamında yola çıkılarak böyle bir rakam ortaya kondu sanırım. Eğer böyle bir hesap içindelerse baştan yanlış hesap yaptıklarını belirtmeliyim çünkü HDPye oy verenlerin çoğunluğu sol kaygılardan değil Kürt milliyetçiliğinden yola çıkarak bu partiye oy veriyor. Bu durumda sol oyların daha aşağıya çekilmesi gerekir. Türkiye gibi partiye değil kişilere oy veren bir ülkede bir partinin belli rakamlara kilitlenmesini doğru bulmuyorum. Doğru bir liderle CHP yüzde 35 barajını çok rahat geçecektir. (Bülent Ecevit yönetiminde CHP 1977 seçimlerinde yüzde 42 oy almıştı) Bu durum diğer partiler içinde geçerli. Ülkemiz son zamanlar dışında yönünü hep batıya dönse de Doğu kültürü hala etkin kültür konumunda bulunuyor.
Anadoluda insanlar sağ sol diye ayrılmıyor. Hatta Anadoluya bir indiğinizden vatandaşların çoğunun solun ve sağın neyi ifade ettiğini bile bilmediklerini ve aslında bunu da önemsemediklerini göreceksiniz. Buradaki kişilere hangi partiye oy verdiniz diye sorduğunuzda size genelde parti ismini değil partinin başındaki kişinin ismini söyleyecektir. Çoğunlukla kişilere endeksli siyasi hayatımızda mesele solun oyunun en fazla yüzde 35 olmasında değil solun lider çıkartamamasında saklıdır.
Ülkede doğu kültürünün hakim olması sağ parti liderlerini bir adım tabi ki de öne çıkartıyor. Bu durumda ideolojiden değil sağ liderleri halkın daha kendisinden görmesinden ileri geliyor. Doğu kültüründe yer alan tatlı-sert baba figürünün bu liderlerde bulunması bunda ana etkenlerden. Sol parti liderlerinin daha Avrupai havası bu kültürdeki vatandaşların ilgisini çekmiyor ve kendilerine yakın görmüyor. Şimdi diyeceksiniz insanların kararlarını ne kadar basite indirgedin diye. Siyasetin öcü olarak görüldüğü, insanların gazete ve kitap okumadığı bir ülkede, insanların hangi kriterleri göz önüne alarak karar vermelerini bekliyordunuz?