Her oturduğumuz masada, sahip olduğu bir ilişkinin gidişatından rahatsız olup söylenen kişileri dinlemişliğimiz vardır mutlaka. Kimi arkadaşından, kimi ailesinden, kimi sevgilisinden… Sizce neden insan ilişkilerine bu kadar önem veriyoruz hiç düşündünüz mü? Ben neredeyse hep düşünüyorum. “İnsan biyo-psiko-sosyal bi varlıktır’’ cümlesini çokça kez duymuşsunuzdur. Şimdi bunun bileşenlerini birlikte konuşalım istiyorum. Evrimsel olarak ilişki kurmaya olan yatkınlığımız mağaralarda yaşadığımız dönemlerde hayatta kalma mücadelesi verirken başlamış olabilir. Tek bir insan; beslenme, barınma ya da kendini koruma ihtiyaçlarına karşı zayıf kalırdı. Bu yüzden iş birliği yapmak belki de zorunluluk haline gelerek insan ilişkilerinin yapı taşlarına öncülük etti.
O günlerin tozlu sayfalarından çıkıp bugünlere geldiğimizde ise ilişki kurma, güçlendirme, devamlılığını getirme dürtümüz bizim için yaşamın anlamlı noktalarından biri haline geldi diyebiliriz. Aşkın o karın ağrısı yaratan heyecan hissi, dostlukların dingin limanı ya da aile bağlarının hiç olmadığı bir yaşam düşünebilir miydiniz? Bunu düşünmek kafeinsiz bir kahve içmek gibi hissettirdi bana. Adı var ama tadı yok. Yeni doğan bir bebeğin anneyle kurduğu bağdan başlayan ve bir sevgiliyle ya da dostla kurduğun güven ve huzur veren o bağa kadar uzanan bu ilişkiler bizim kişisel aynalarımız olabilir mi acaba? Aşk, arkadaşlık, aile, iş arkadaşlıkları her biri içimizde insan olmanın anlamlılığına dair bir parça taşır aslında. Bu anlamlı parçalarda içinde birbirinden farklı sözlükleri barındırır çünkü hepsinin dili farklıdır. Bu yüzden anlaması, sürdürmesi ve iletişim kurması zaman zaman güç olabilir. Hepimiz bu ilişkilerde bir şeyler ararız; bazen kaosu, bazen dinginliği, bazen de sadece var olmayı…
Tüm bunlarla birlikte var olan ben, sen, o, biz, siz, onlar. Ben Senanur Canpolat ve sen değerli her kimsen bugün bu yazıyı okumak senin kafandaki en ufak düğümü çözüyor- belki de düğümlüyor- ise var olduğunu bilmek ve seninle bu ilişkiyi kurmak da beni oldukça mutlu ediyor!
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Psikolog Senanur Canpolat
Ben, sen, o, biz, siz, onlar
Neden ilişki kurmaya ihtiyaç duyarız?
Her oturduğumuz masada, sahip olduğu bir ilişkinin gidişatından rahatsız olup söylenen kişileri dinlemişliğimiz vardır mutlaka. Kimi arkadaşından, kimi ailesinden, kimi sevgilisinden… Sizce neden insan ilişkilerine bu kadar önem veriyoruz hiç düşündünüz mü? Ben neredeyse hep düşünüyorum. “İnsan biyo-psiko-sosyal bi varlıktır’’ cümlesini çokça kez duymuşsunuzdur. Şimdi bunun bileşenlerini birlikte konuşalım istiyorum. Evrimsel olarak ilişki kurmaya olan yatkınlığımız mağaralarda yaşadığımız dönemlerde hayatta kalma mücadelesi verirken başlamış olabilir. Tek bir insan; beslenme, barınma ya da kendini koruma ihtiyaçlarına karşı zayıf kalırdı. Bu yüzden iş birliği yapmak belki de zorunluluk haline gelerek insan ilişkilerinin yapı taşlarına öncülük etti.
O günlerin tozlu sayfalarından çıkıp bugünlere geldiğimizde ise ilişki kurma, güçlendirme, devamlılığını getirme dürtümüz bizim için yaşamın anlamlı noktalarından biri haline geldi diyebiliriz. Aşkın o karın ağrısı yaratan heyecan hissi, dostlukların dingin limanı ya da aile bağlarının hiç olmadığı bir yaşam düşünebilir miydiniz? Bunu düşünmek kafeinsiz bir kahve içmek gibi hissettirdi bana. Adı var ama tadı yok. Yeni doğan bir bebeğin anneyle kurduğu bağdan başlayan ve bir sevgiliyle ya da dostla kurduğun güven ve huzur veren o bağa kadar uzanan bu ilişkiler bizim kişisel aynalarımız olabilir mi acaba? Aşk, arkadaşlık, aile, iş arkadaşlıkları her biri içimizde insan olmanın anlamlılığına dair bir parça taşır aslında. Bu anlamlı parçalarda içinde birbirinden farklı sözlükleri barındırır çünkü hepsinin dili farklıdır. Bu yüzden anlaması, sürdürmesi ve iletişim kurması zaman zaman güç olabilir. Hepimiz bu ilişkilerde bir şeyler ararız; bazen kaosu, bazen dinginliği, bazen de sadece var olmayı…
Tüm bunlarla birlikte var olan ben, sen, o, biz, siz, onlar. Ben Senanur Canpolat ve sen değerli her kimsen bugün bu yazıyı okumak senin kafandaki en ufak düğümü çözüyor- belki de düğümlüyor- ise var olduğunu bilmek ve seninle bu ilişkiyi kurmak da beni oldukça mutlu ediyor!