NEŞE'DEN HABER VAR

Yazının Giriş Tarihi: 29.04.2016 08:48
Yazının Güncellenme Tarihi: 29.04.2016 08:48

Şarkıların gücü çocukları birleştirecek!

İzmir Müzisyenler Derneği, İzmir’de yaşayan çocukları birleştirecek bir dostluk projesinin çalışmalarına başladı. “Aynı Kentin Çocukları Korosu” adı altında başlayan projede aynı sokaklarda yaşayan farklı kimliklerden çocuklar şarkıların sevgi diliyle bir araya gelecek.

İzmir Müzisyenler Derneği (İMD), Suriyeli ve Türkiyeli çocukların bundan sonra aynı sokaklarda beraber yaşayacakları düşüncesinden yola çıkarak, “Aynı Kentin Çocukları Korosu” çalışmalarına başladı. Türkçe, Kürtçe, Arapça ve İngilizce şarkıların beraber söyleneceği bu koro sayesinde çocuklar acılarını ve sevinçlerini paylaşma fırsatı bulacak hatta birbirleriyle dost, kardeş ve arkadaş olacak.

MÜZİĞİN BİRLEŞTİRİCİ GÜCÜ

İMD’den yapılan açıklamada, “Bundan böyle aynı kentin çocuklarıyız biz diyerek çıkmıştık yola... Beraber Türkçe, Kürtçe, Arapça, İngilizce şarkılar söylemek istiyoruz. Dayanışma Evi’ndeki çalışmamızda biz onlara Türkçe türküler çaldık, onlar bize Arapça şarkılar söylediler... Biz onlara şarkı sözü yazdık, onlar bize Arapça günleri öğrettiler... Bazılarının yüzünde hüzün bulutları vardı. Kiminin eskilerden bildiği bir Arapça şarkıyı duyunca yüzlerindeki hüzne eski bir dostu bulmanın heyecanı karıştı. Kimi bendir, kimi bağlama çaldı... Çocuklarımızın yüzünde savaşın acılarını değil çocukça kahkahaları görmek için müziğin evrensel dilinde birleştik yine bugün...” ifadeleri kullanıldı.

“ENTEGRASYON ACİL BİR İHTİYAǔ

Konuyla ilgili konuşma fırsatı bulduğum İMD Başkanı Oktay Çaparoğlu, proje ile ilgili genel niyet ve amaçlarından bahsederek, “İzmir Müzisyenler Derneği yaşamın her alanında müziğin diliyle hayata dair özlemleri, talepleri, haklı itirazları olan insanlarla dayanışma içinde oldu. Hak ve özgürlük mücadelesinde sevgiden barıştan eşitlikten adaletten yana müziğini kitlelerle buluşturdu... Önceliğimiz ise hep çocuklar oldu... Çocuklarımızın geleceğe dair umutlarını yeşertecek, potansiyellerini keşfetmelerine yardım edecek ve sanattan mahrum kalan çocuklara, sanatı müziği ulaştırmak gibi bir görev edindik kendimize. Bir amacımız da, bu süreçte mültecilerin artık kentimizin bir parçası olduğu, etkileşimi arttırmanın hayati bir önem taşıdığı, birbirimizin dilini, kültürünü, değerlerini ve yaşamlarını anlamak, tanımak adına ortak bir zeminde buluşmanın ve entegrasyonun acil bir ihtiyaç olduğu gerçeğini gözler önüne sermektir. Birlikte hem savaşa karşı barışın ezgisini yükseltmek hem de çocuklarımızın yüzlerindeki kederi ve acı hatıraları silmek, İzmir’in çocuklarıyla mülteci çocuklar arasında bir kardeşlik köprüsü kurmak amacıyla aynı kentin çocukları adını verdiğimiz koro çalışmalarına başladık” ifadelerini kullandı.

“BİRBİRİMİZE ŞARKILAR ÖĞRETİYORUZ”

Çaparoğlu, projenin gidişatı ile ilgili olarak ise, “2 hafta oldu henüz. Uzun soluklu bir süreç olacak. Öncelikle çocuklarımız enstrümanlara dokunarak müziği, ezgileri, tınıları duyumsayarak aradaki duvarları yıkarak buluşuyor ve güzel zaman geçiriyor. Her çalışmada birbirimize şarkılar öğretiyoruz Türkçe, Arapça, Kürtçe, İngilizce ve Ermenice olarak her dilde. Barış çocuklarımızın düşüdür, dileğidir, umududur. Onlara güzel bir gelecek bırakmak bizlerin omuzlarındadır. Her dokunuş değerli ve anlamlı… Hem kendi insanlaşma sürecimiz hem de çocuklarımızın hayatlarında güzel bir fark yaratmak için” dedi.

HER ÇOCUĞUN DÜŞÜDÜR BARIŞ…

Çaparoğlu son olarak ‘Her çocuğun düşüdür barış’ diyerek başlattıkları çalışmalarını hatırlatarak şu ifadeleri kullandı: “Kardeşlik köprüsü kampanyası sadece Sur, Cizre, Silopi ve Yüksekova’da çatışmanın gölgesinde çocukluklarını yaşayamayan çocuklara dönük değildi. Aynı zamanda ülkemizde Suriye’deki savaş nedeniyle de gelen çocuklara dokunabilmek üzere yürüttüğümüz çalışmaları ‘her çocuğun düşüdür barış’ diyerek ortaklaştırmaktı. İdeolojiler, söylemler, öfke, nefret ve şiddet dili yaşanan acılara ve yıkımlara dair insani hissedişleri duyarlılıkları öldürüyor. Biz bu anlamda sürekli şikayet eden ya da nefret kusan ama elindeki imkanları savaş karşıtı ve barıştan yana bir duyarlılıkla yaşama katma anlamında sorumluluk almayan tembelliğe, kaderini egemen siyasetlere teslim eden anlayışa karşı da bir alternatif yol yaratmak istiyoruz.”

Günün Haberi

Tüm binalara güneş paneli

Amerika’nın teknoloji başkenti San Francisco’da bu hafta içinde geçen yeni kanuna göre, 10 ve daha az katlı bütün yeni binaların çatı katlarına güneş paneli takılacak.

2020 itibariyle bütün elektriğini yenilenebilen kaynaklardan sağlama hedefi olan San Francisco’da, bir çok Amerikan ve dünya şehrine örnek olabilecek yeni bir karar alındı: Ocak 2017 itibariyle inşa edilecek 10 ve daha az katlı bütün binalara güneş panelleri takılması zorunlu olacak. Lancaster ve Sebastopol gibi daha küçük California şehirlerinde halihazırda uygulamaya konulmuş benzer kanunlar olsa da, San Francisco bu kararı uygulamaya koyan ilk büyük Amerikan şehri. Geçtiğimiz salı günü oybirliğiyle kabul edilen kanun tasarısını hazırlayan Scott Wienerü, “Kalabalık şehirlerde mekanlarımızı nasıl kullanacağımızla ilgili zekice ve etkili çözümler üretmeliyiz ki yenilenebilir enerji üretimi ve çevreyi korumak gibi hedeflerimize ulaşabilelim” şeklinde açıklama yaptı.

Wiener, aynı zamanda “Yaşayan Çatılar” isimli yeni bir kanun tasarısını da hazırlamakta. “Yaşayan Çatılar” tasarısının hedefleri arasında ise ucuz yalıtım, fırtına ve yağışlardan kaynaklanabilecek sel sorunlarını minimuma indirme ve yeni yabani habitatlar oluşturma var. (Budaviva)

Tarihte Bugün

1945- Sovyet tankları Berlin’e girdi; Adolf Hitler, Eva Braun ile Berlin’de evlendi.

1951- Helsinki’de düzenlenen Dünya Serbest Güreş Şampiyonası’nı Türk Milli Güreş Takımı kazandı.

1955- Güney Vietnam’da iç savaş başladı.

1992- Los Angeles’da çıkan halk ayaklanmasında üç gün içinde 54 kişi öldü ve yüzlerce bina tahrip edildi.

2004- Oldsmobile son otomobilini üretti. Şirket tam 107 yıldır otomobil üretimi yapıyordu.

2005 - Suriye, 29 yıl süren işgalin ardından Lübnan’dan tamamen çekildi.

Günün Atasözü

Meyveli ağacı taşlarlar: Toplum hayatında başarılı, bilgili, beceri sahibi kimseler çoğunlukla kıskançlık uyandırır ve onlara saldıran çok olur.

Ne Nedir?

Toplumsal Prestij: Bireyin statülerine toplumun verdiği değere prestij denir. Prestij kavramı, toplumdan topluma ve aynı toplumda zaman içerisinde değişen dinamik bir kavramdır. Örneğin, Cumhuriyetin kuruluş yıllarında öğretmenlerin prestiji (saygınlığı) yüksekken, günümüzde işletme, maliye, bankacılık gibi meslek gruplarının prestiji artmıştır.

Günün Fotoğrafı

Birgi

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.