NEŞE'DEN HABER VAR

Yazının Giriş Tarihi: 25.04.2016 08:31
Yazının Güncellenme Tarihi: 25.04.2016 08:31

Akdeniz’de mülteci ölümlerine hayır!

Akdeniz’de devam eden mülteci ölümleri ile ilgili açıklama yapan, İzmir Mültecilerle Dayanışma Platformu, Avrupalı devletlerin sınır politikalarını ve vardığı anlaşmaları eleştirdi. Platform, bu anlaşmaların göçün rotasını daha tehlikeli yollara taşıdığına ve ölümleri artırdığına dikkat çekti.

İzmir’de çok sayıda kurumun bir araya gelerek oluşturduğu İzmir Mültecilerle Dayanışma Platformu, 18 Nisan sabahı gerçekleşen ve en az 400 mültecinin ölümüyle sonuçlanan faciayla ilgili basın açıklaması yaptı. Kıbrıs Şehitleri Caddesi girişinde toplanan platform önce sessiz gerçekleştirdi. Eylemde farklı dillerde ‘Güvenli Geçiş Şimdi’, ‘Sınırlardan Önce İnsan Hayatı’, ‘Savaşları Durdurun’ ve ‘Irkçılığa Hayır’ yazılı dövizler taşınırken, ‘Akdeniz’de daha fazla mülteci ölümüne hayır. Sınırlar açılsın, güvenli geçiş sağlansın’ yazılı pankart açıldı.

Platform adına basın açıklamasını okuyan Halkların Köprüsü Derneği Başkanı Prof.Dr. Cem Terzi, geçtiğimiz yıl 20 Nisan günü 700 mültecinin ölümüyle sonuçlanan facia sonrası Almanya Başbakanı Angela Merkel’in, “Hepimiz suçluyuz, bu konuda daha fazla çaba harcamak zorundayız. Kapımızın önünde, Akdeniz’de mültecilerin bu şekilde ölmesini engellemek için elimizden gelen her şeyi yapacağız” sözlerini hatırlatarak ölümlerin durmadığını, duracak gibi de olmadığını söyledi.

AĞA TAKILAN AVRUPA’NIN İNSANLIĞIDIR

Türkiye ile AB arasındaki anlaşmadan sonra, Kuzey Afrika-İtalya rotası yeniden canlandığını da dile getiren Terzi, “Artan geçişler beraberinde yeni katliamları da getirdi. AB’nin legal yollarla buraya gelmelerini engellediği, mültecilerle ilgili uluslararası sözleşmeler ihlal edildiği için bile bile ölüme gönderilen 400 kişi. Bu katliamda ölenlerin cansız bedenleri ise balıkçı ağları ile denizden toplandı. Ağa takılanlar sadece cansız bedenler değil, denizden çıkarılan aynı zamanda Avrupa'nın insanlığıdır” dedi.

“MÜLTECİLERİ ENGELLEMEK İÇİN BİR SAVAŞ SÜRDÜRÜLDܔ

Hükümetlerin Akdeniz’de mülteci ölümlerini engellemek için hiçbir şey yapmadığını da ifade eden Terzi, “Ölümleri değil mültecileri engellemek için bir savaş sürdürüldü. Avrupalı hükümetlerin sürekli söz ettiği ‘Avrupa değerlerini’ söz konusu güçsüzler olunca nasıl çiğnediklerini gördük. Devletlerin bile bile yol açtığı mülteci ölümlerini umut taciri şebekelerin üstüne atmak ise sorumluluktan kurtulmak için sürekli söylenen bir yalandı. Eğer güvenli ve legal yollar açılmış olsaydı bu umut tacirlerinin değirmeni çoktan kurutulmuş olurdu” ifadelerini kullandı.

“GÜVENLİ GEÇİŞ GÖÇMEN KAÇAKÇILIĞINI DURDURABİLİR”

Akdeniz’de daha çok mülteci ölümü yaşanmadan, Avrupa Birliği’ne mültecilere sınırlarını açma çağrısı da yapan Terzi şu ifadeleri kullandı: “Artan sınır güvenliği politikalarından vazgeçilmeli ve yapılan anlaşmalar iptal edilmelidir. Avrupa Birliği’nin anlaşmalarla sözde bitirmek istediği göçmen kaçakçılığı ve ölümleri ancak iltica hakkının tanınması ile sağlanır. Türkiye, mültecilerin ülkeye kabulü konusunda başka ülkelere örnek olabilecek açık kapı politikasına geri dönmeli; ‘Geri Kabul Anlaşması’nı iptal etmeli, mültecilerin zulüm görecekleri ülkelere gönderilmesine aracı olmamalıdır” dedi.

MÜLTECİLERLE DAYANIŞMA ÇAĞRISI

Devletlerin sınır politikaları karşısında insan haklarına savunucularına da görev düştüğünü belirten Terzi, “Devletlerin, ırkçıların, savaşların, sınırları kutsayan politikaların kurbanı olan bu insanlarla dayanışma göstermek ve ‘Mülteciler hoş geldiniz’ demek politik bir sorumluluktur. Bu sorumluluğu almadıkları gibi, ‘istemeyiz’ diyerek mültecileri tek bir forma sokarak hedef gösteren ayrımcı bir siyasi ortamın oluşmasına katkı sunanları, yaptıklarını gözden geçirmeye davet ediyoruz. Savaşlardan ve ölümden kaçan insanları bir şablona sokmak çok açık bir ırkçılık örneğidir. Mültecilere dayanışma göstermeli ve seslerinin duyulmasına destek olmalıyız” şeklinde konuştu.

Günün Haberi

Yiyeceklerin çöpe atılması artık yasak

Fransa parlamentosunun gıda atığına karşı önlem almak için oluşturduğu yeni yasayla birlikte, süpermarketlerin hala tüketilebilir durumda olan yiyecekleri atması artık yasak. Bu düzenlemeyle birlikte her süpermarket; bir sivil toplum kuruluşuna bağışlamak, hayvan barınaklarına yollamak veya komposto yapmak şeklinde gıdaları değerlendirmek zorunda olacak.

Yoksullukla ve açlıkla savaşan kitle günbegün artarken yiyecek israfının aşırı boyutlara gelmesi Fransa’yı harekete geçirdi. Hem insanlar hem dünya için büyük ölçüde tehlikeli sonuçlar yaratan bu duruma karşı, geçtiğimiz günlerde parlamento tarafından alınan karar, Fransa’nın gündemine oturmuş durumda.

Hafif deforme olmuş meyve ve sebzeler, ambalajları hasar almış ve yoktan yere “defolu” sayılan veya hala tüketilebileceği halde son kullanma tarihi yaklaştığı için atılacak olan ürünlerin hiçbiri çöpe gitmeyecek. Artık 400 metrekareden büyük her süpermarket bu bağlamda bir sivil toplum örgütüyle anlaşma imzalamak zorunda. Yasaya uymayanlar ise 75 bin Euro tazminatla veya 2 yıl hapisle cezalandırılacak. 2025 yılına kadar gıda israfının yüzde 50 oranında azaltılacağı hedefleniyor. Fransa’nın gıda atığı yönetimi için yalnızca bir başlangıç olan bu yasa devamında çeşitli düzenlemeleri getirmeye devam edecek. Sırada kedi-köpek kaplarının zorunlu hale getirilmesi var. (Gaia Dergi)

Tarihte Bugün

1719- Daniel Defoe’nin ünlü romanı ‘Robinson Crusoe’ yayımlandı.

1859- Kızıldeniz ile Akdeniz’i birbirine bağlayacak Süveyş Kanalı’nın kazılmasına, Mısır’ın Port Said kentinde başlandı.

1946- İstanbul-Ankara hattında yataklı tren seferleri başladı.

1953- Cambridge Üniversitesi’nde iki bilim adamı, DNA adını verdikleri molekül yapısını buldular.

1990 - ABD uzay mekiği Discovery’nin mürettebatı, ilk uzay teleskobu Hubble’ı yer çevresinde yörüngeye oturtmayı başardı.

Günün Atasözü

Mal ile insan insan olmaz: Bir kimsenin önemini arttıran şey malı değil, onun iyi ahlakı, çevresine yararlı ve sevilen bir kişi olmasıdır.

Ne Nedir?

Test: Birden fazla insanın davranışlarını karşılaştırmak amacı ile uygulanan sistematik ölçme tekniğidir. Sözlü ya da yazılı olabilen testler zeka, yetenek, kişilik, bilgi, ilgi gibi özellikleri ölçmek için kullanılır.

Günün Etkinliği

Ege Üniversitesi Çevre Topluluğu, ekolojiyle ilgilenen, doğayı ve çevreyi önemseyen, sürdürülebilir bir dünyada yaşamak isteyen öğrenciler, akademisyenler, avukatlar, gazeteciler ve doğayı korumayı görev edinen herkesi buluşturma amacıyla bir sempozyum düzenliyor. Bugün saat 09.00’da başlayacak ve 3 gün sürecek olan “4. Çevre Farkındalığı Sempozyumu” Uğur Mumcu Kültür ve Sanat Merkezi’nde gerçekleştirilecek.

Günün Fotoğrafı

Muğla/Köyceğiz

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.