[title] - [author]|İlkses Gazetesi

Çürüyoruz!

Yazının Giriş Tarihi: 30.10.2024 08:55
Yazının Güncellenme Tarihi: 30.10.2024 08:57

Çürüme geniş kapsamlı bir sözcük. Doğada oluşan kimyasal, fiziksel bozulmadan tutun da maddelerin bozulup dağılması, sağlamlığını, dayanıklılığını yitirip yıpranması gibi… İnsanlar bozulmanın neresinde? İnsan bozulmaz mı? Tabii ki insan da bozulur. Biyolojik olarak beynimizdeki nöronlar yavaş yavaş öldüğünde eski, güçlü anılar bellekte kalırken yenileri silinir, unutkanlıklar başlar. Bu bozulmanın zararı kişisel olarak bireyi ve ailesini, çevresini etkiler. Ulusların değerleri sözlü, yazılı kültür ve davranış olarak hayatın içinde karşımıza çıkar. Bunların birçoğu genelde gelenek ve göreneklerdir. Toplumlarda kalmış, saygınlığı olan, kuşaktan kuşağa aktarılan, yaptırım gücü olan alışkanlıklar ya da törelerdir.

Zaman içinde bazı değerlerin çürümeye yüz tutup yozlaştığını, hayatın her alanında görüyoruz. Misafirperverliğimiz, büyüklere saygı, küçüklere sevgi, yaşlılar, ebeveynler karşısında saygılı olma, hayatın birçok alanında, en önemlisi de dilimizde başlayan çürüme günden güne artmakta. Kültür, bir toplumun, ulusun kimliğini oluşturur, onu diğer toplumlardan farklı yapan değerler sistemidir. Kültür zaman içinde değişerek, kendini yenileyerek devam eder, yaşam biçimi, anlayışı, davranışı, giyim kuşamı, dili, dini, yazısı, sanata bakışı, bilme bakışı, düşünüş tarzı, o ulusun kültürünü oluşturur. Dilin, bir kültür taşıyıcısı olduğu göz önüne alındığında ulusların, ulus olma özelliğini güçlendirdiği unutulmamalı.

Caddeler, sokaklar, tabelalar yabancı sözcüklerden geçilmiyor. Bu makalenin içinde onlarca yabancı sözcük var, dilimize girmiş, bunları kullanıyoruz. Dil birliğinin bozulduğu bir sürece girdik ulus olarak. Görsel, yazılı, sanal, her türlü iletişim araçları da bu çürümeyi hızlandırmakta. Elbette ki her ulus en iyi kendi diliyle yazıp çizip konuşarak, var olma özelliğini, düşüncesini anlatır. Dil canlıdır, sürekli değişim ve gelişim içindedir. Önemli olan dilimizi kaybetmeden dilin gelişmesini sağlamak. Dil ve bağımsızlık arasında sıkı bir bağ var. Dilin birleştirici, bütünleştirici özelliği hiçbir zaman unutulmamalı. Önceliğimiz dil birliği olmalı… Siyasilerin gerekli gereksiz kullandıkları kalıcılık (beka) sorunu sözcüğü var ya…Asıl kalıcılık (beka) sorunu dilimizde, daha da geç kalınmadan dilimizi kaybetmemek için önlemler alınmalı.

Ekonomik, siyasal ve teknolojik açıdan gelişmiş ülkeler, teknoloji ihraç ederken aynı zamanda dillerini de ihraç ederek o ülkeyi sömürgeleştirmekte. İthalat yapılırken gümrüklerde o ürünün Türkçe karşılığı bulunmalı, ondan sonra ithal izni verilmeli. Teknolojik araçların hayatımıza soktuğu onlarca sözcüğün etkisine kapılmamak olası değil. Bunlardan kurtulmak için çeşitli yaptırımlara gereksinim var. Yasalar ve yönetmeliklerle bu sorunlar giderilmeli, dilimiz koruma altına alınmalı. Çürüme dilimizde var, bunu kimse yok sayamaz. Çürümenin daha fazla büyümemesi, zararın çoğalmaması için acil önlemeler alınmalı, dil korunmalı. Bunun için katı kurallar getirilmeli, yasalar yapılmalı. Dilimiz arındırılmalı.

Yazılı ve görsel her türlü yayında Türkçe kullanmaya özen gösterilmeli, yabancı sözcükler kullanılmamalı, Türkçe sözcükler kullanılması özendirilmeli. Bürokrasiye, yazarlara, çizerlere, yayıncılara, sanatçılara, sunuculara önemli görevler düşüyor. Birinci önceliğimiz dil olmalı. Dilini kaybeden bir ulus tarih sahnesinden silinmek zorunda… Tarihin çöplüğünde dilini kaybeden, uluslar olduğu unutulmamalı.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.