Hakkındaki birçok televizyon programları, gazete ve dergilerle ismi anılan, unutulmayan bilim insanımız. Kendini öğrenmeye ve öğretmeye adamış, Türkiyeden yetişen önemli bir fizikçi. Fizik ve matematik aşkıyla herkesin dikkatini çekmiş bu konulardaki bilgi ve heyecanı ile dünyaca sevilmiş, gittiği her yerde izler bırakmış
Feza Gürsey i daha iyi tanımak ve anlatmak için araştırmalar yapıyorum. Hangisini anlatsam, ne söylesem. Bu köşeye sığarmı? Feza Gürseyin bu kadar derin izler bırakmasının ardında yatan en önemli sebep insana verdiği değer, saygı ve sevgi. İnsanlara ilgi gösterir, köken farklılığı, yaş, millet ve inanışlara saygı duyardı. Evini ve çalışma yerini ziyaretçilere, meslektaşlarına ve sevenlerine kapıları her zaman açıktı. Öğrencileri ile saatlerce vakit geçirirdi. Feza Gürsey arkasında birçok seven bırakmıştır. Çevresi tarafından mükemmel insan olarak bahsedilmek En güzeli bu değil midir?
Geçen haftalardaki yazımda Feza Gürseyin annesi Remziye Hisardan bahsetmiştim. Hatırlarsınız ki kendisi Türkiyede Kimya biliminin öncülerindendi. Feza Gürseye şüphesiz ki bu konuda önder olmuştur. Bu hafta da Feza Gürseyi insani özellikleriyle anlatmak istiyorum. Bu serinin son yazısında Feza Gürseyi anmak istedim. Bilime gönül veren insanlardan bahsederken çoğunlukla onların kişisel özelliklerini, yaşam tarzlarını ve bakış açılarını yansıtmaya çalıştım. Örnek alınsın, yaşansın ve yaşatılsın istedim. Amacım daima önce kendime sonra okurlarıma faydalı olmaktır.
Bir arkadaşı Feza Gürseyi şu sözler ile ifade ediyor; Feza etrafında pervane olmamız sadece entelektüel nedenlerden dolayı değil, evlerinde cömertçe sundukları sıcaklık, destek, sürekli bizi sarmalayan sevgi idi. Sevinçlerimizi ve üzüntülerimizi paylaştılar, evlerinin parçası olduk. Onu çok arıyoruz, özlüyoruz ama anıları ve bıraktığı izler yaşıyor. Eski bir Çin atasözünün dediği gibi: Ne mutlu yaşamlarını kaybetmeden ölebilenlere.
Feza Gürsey fizik ve matematik aşkının yanı sıra değişik merakı ve bilgisi ile örnek olurdu. Selçuklu mimarisi, tasavvuf edebiyatı, Wagner operaları, şiir gibi birçok konuda derin bilgiye sahipti. Onu tanıyan kişilerde derin etkiler bıraktığı arkadaşları, dostları Feza Gürsey hakkında konuşuyorlar. Bir kısmını kısaca paylaşmanın Feza Gürseyi daha iyi anlatacağını düşünüyorum;
Ali Nesin(Matematik Profesörü): Bir portre. Babama kim olduğunu sordum. Canım benim dedi sevgi dolu bir sesle. Reşit Bey (Feza Beyin babası) babamın Kuleli askeri lisesinde öğretmeniydi Babam aracılığıyla yazışmaya başladık. Fransanın ve dünyanın en gözde bilim merkezlerinden biri olan College de France da ders vermeye gelmişti. Derslerine gittim. Salon tıklım tıklım doluydu. Dinleyicilerin Feza Beyin söylediklerinden tek bir sözcük kaçırmak istemedikleri belliydi. Derslerden pek bir şey anlayamadım. Nasıl anlayabilirdim ki üniversitenin üçüncü yılını daha yeni bitirmiştim ve matematik bölümündeydim. Ama bir dakika olsun gözümü kırpmadım. Kırpmak istemediğimden değil Feza Bey kırpmama izin vermedi.
Mehmet Ali Alpar(Astrofizik Profesörü): Amerikada doktora öğrencisi olduğum yıllarda hafta sonları evlerine giderdim. Evleri her zaman öğrencilere açıktı. Herkesin dertleri, dersleri, yaptıkları, sorunlarıyla ilgilenir, bunları sahiplenirlerdi.
Fizikçilerin çekindiği sert bir eleştirmen olan ve kimseye kolay kolay olumlu not vermeyen Wofgang Pauli, 1957de kendisinden Princeton Enstitüsünde çalışmaya devam etmesi için referans isteyen Feza Gürsey için şu şekilde bir mektup gönderir; Ben, seni tavsiye edebilir miyim diye düşünüyorum, tam tersi, Princeton Enstitüsü nü sana tavsiye edebilir miyim diye düşünüyorum.
Ne mutlu yaşamlarını kaybetmeden ölebilenlere
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Elif Yılmaz Pekçalışkan
Bilime Gönül Verenler- 5 (Feza Gürsey)
Hakkındaki birçok televizyon programları, gazete ve dergilerle ismi anılan, unutulmayan bilim insanımız. Kendini öğrenmeye ve öğretmeye adamış, Türkiyeden yetişen önemli bir fizikçi. Fizik ve matematik aşkıyla herkesin dikkatini çekmiş bu konulardaki bilgi ve heyecanı ile dünyaca sevilmiş, gittiği her yerde izler bırakmış
Feza Gürsey i daha iyi tanımak ve anlatmak için araştırmalar yapıyorum. Hangisini anlatsam, ne söylesem. Bu köşeye sığarmı? Feza Gürseyin bu kadar derin izler bırakmasının ardında yatan en önemli sebep insana verdiği değer, saygı ve sevgi. İnsanlara ilgi gösterir, köken farklılığı, yaş, millet ve inanışlara saygı duyardı. Evini ve çalışma yerini ziyaretçilere, meslektaşlarına ve sevenlerine kapıları her zaman açıktı. Öğrencileri ile saatlerce vakit geçirirdi. Feza Gürsey arkasında birçok seven bırakmıştır. Çevresi tarafından mükemmel insan olarak bahsedilmek En güzeli bu değil midir?
Geçen haftalardaki yazımda Feza Gürseyin annesi Remziye Hisardan bahsetmiştim. Hatırlarsınız ki kendisi Türkiyede Kimya biliminin öncülerindendi. Feza Gürseye şüphesiz ki bu konuda önder olmuştur. Bu hafta da Feza Gürseyi insani özellikleriyle anlatmak istiyorum. Bu serinin son yazısında Feza Gürseyi anmak istedim. Bilime gönül veren insanlardan bahsederken çoğunlukla onların kişisel özelliklerini, yaşam tarzlarını ve bakış açılarını yansıtmaya çalıştım. Örnek alınsın, yaşansın ve yaşatılsın istedim. Amacım daima önce kendime sonra okurlarıma faydalı olmaktır.
Bir arkadaşı Feza Gürseyi şu sözler ile ifade ediyor; Feza etrafında pervane olmamız sadece entelektüel nedenlerden dolayı değil, evlerinde cömertçe sundukları sıcaklık, destek, sürekli bizi sarmalayan sevgi idi. Sevinçlerimizi ve üzüntülerimizi paylaştılar, evlerinin parçası olduk. Onu çok arıyoruz, özlüyoruz ama anıları ve bıraktığı izler yaşıyor. Eski bir Çin atasözünün dediği gibi: Ne mutlu yaşamlarını kaybetmeden ölebilenlere.
Feza Gürsey fizik ve matematik aşkının yanı sıra değişik merakı ve bilgisi ile örnek olurdu. Selçuklu mimarisi, tasavvuf edebiyatı, Wagner operaları, şiir gibi birçok konuda derin bilgiye sahipti. Onu tanıyan kişilerde derin etkiler bıraktığı arkadaşları, dostları Feza Gürsey hakkında konuşuyorlar. Bir kısmını kısaca paylaşmanın Feza Gürseyi daha iyi anlatacağını düşünüyorum;
Ali Nesin(Matematik Profesörü): Bir portre. Babama kim olduğunu sordum. Canım benim dedi sevgi dolu bir sesle. Reşit Bey (Feza Beyin babası) babamın Kuleli askeri lisesinde öğretmeniydi Babam aracılığıyla yazışmaya başladık. Fransanın ve dünyanın en gözde bilim merkezlerinden biri olan College de France da ders vermeye gelmişti. Derslerine gittim. Salon tıklım tıklım doluydu. Dinleyicilerin Feza Beyin söylediklerinden tek bir sözcük kaçırmak istemedikleri belliydi. Derslerden pek bir şey anlayamadım. Nasıl anlayabilirdim ki üniversitenin üçüncü yılını daha yeni bitirmiştim ve matematik bölümündeydim. Ama bir dakika olsun gözümü kırpmadım. Kırpmak istemediğimden değil Feza Bey kırpmama izin vermedi.
Mehmet Ali Alpar(Astrofizik Profesörü): Amerikada doktora öğrencisi olduğum yıllarda hafta sonları evlerine giderdim. Evleri her zaman öğrencilere açıktı. Herkesin dertleri, dersleri, yaptıkları, sorunlarıyla ilgilenir, bunları sahiplenirlerdi.
Fizikçilerin çekindiği sert bir eleştirmen olan ve kimseye kolay kolay olumlu not vermeyen Wofgang Pauli, 1957de kendisinden Princeton Enstitüsünde çalışmaya devam etmesi için referans isteyen Feza Gürsey için şu şekilde bir mektup gönderir; Ben, seni tavsiye edebilir miyim diye düşünüyorum, tam tersi, Princeton Enstitüsü nü sana tavsiye edebilir miyim diye düşünüyorum.
Ne mutlu yaşamlarını kaybetmeden ölebilenlere