Yemin edip yerine getirmeyen kişi ne yapması gerekir?
Yazının Giriş Tarihi: 31.10.2016 08:28
Yazının Güncellenme Tarihi: 31.10.2016 08:28
Yerine getirilmesi mümkün ve mubah olan bir şeyi, ileride yapacağına veya yapmayacağına yemin eden kişi, bu yeminini yerine getirmelidir. Yeminin yerine getirilmemesi halinde, kefaret ödemesi gerekir.
Yeminin kefareti ise, on fakiri doyurmak veya giydirmek ya da köle azat etmektir. Buna gücü yetmeyen kimse üç gün oruç tutar. Nitekim Allahu Teala yemin kefareti ile ilgili olarak Kuran-ı Kerimde mealen şöyle buyurmaktadır: Allah sizi kasıtsız olarak ağzınızdan çıkıveren yeminlerinizden dolayı değil, fakat kalplerinizin kastettiği yeminlerden dolay sorumlu tutar. Yeminin kefareti, ailenize yedirdiğinizin ortalamasından on fakiri yedirmek yahut giydirmek ya da bir köle azat etmektir. Bulamayan üç gün oruç tutmalıdır; yemininizin kefareti budur. Yemin ettiğinizde yeminlerinizi tutun.
Farz olan bir şeyi yapmamaya; ya da haram veya günah olan bir şeyi yapmaya yemin eden kişinin, bu yeminini yerine getirmesi gerekir. Çünkü bu yemin şekli yerine getirilmesi halinde Allaha karşı işlenmiş bir günah olur bu da dinen caiz değildir.
Kul hakkı hususunda Müslüman ile Müslüman olmayan arasında fark var mı?
İster Müslüman, ister gayr-ı Müslim olsun, başkasının hakkını yemek, gasp etmek vebal ve sorumluluğu çok ağır bir günahtır. Kul hakkı anlamında Müslüman ile Müslüman olmayan insan arasında bir fark yoktur. İster Müslümanın, ister gayr-ı Müslimin olsun, dünyada ödenmeyen veya helallik elde edilmeyen hakkın karşılığı ahirette sorulur.
Bu itibarla; gerek Müslüman, gerek gayr-ı Müslim olsun, bir başkasının üzerimize geçmiş haklarını kendilerine iade etmek, ölmüşlerse, varislerine vermek veya onlarla helalleşmek gerekir. 0 da mümkün değilse Müslüman hakkı için, bir hayır kurumuna tasaddukta bulunmak ve gayr-ı Müslim hakkı için de amme menfaatine olan bir işe sarf etmek suretiyle bu dünyada ödeşme yoluna gidilmelidir.
Tabi kul hakkı sahibine veya mirasçılarına verilmedikçe düşmez. Hayrına vermek ya da amme menfaatine harcamak umulur ki anlayışı ile verilmektedir. Yoksa kul hakkı kesin affedilecek diye değil.
Abdest bitmeden önce, yıkanan organı kurulamak caiz midir?
Abdest alan kişi, abdest organlarındaki ıslaklığı havlu vb. bir şeyle kurulayabileceği gibi, kurulamadan da bırakabilir. Kurulanmayı abdestin sonuna bırakmak sünnettir. Zira Rasûlüllah in abdest aldıktan sonra yüzünü kuruladığı bir havlusunun bulunduğu rivayet edilmektedir (Tirmizî, Taharet, 40).
Abdest alırken tüm organları ara vermeksizin peş peşe yıkamak (vilâ) da Hanefi mezhebine göre sünnet olduğundan bir özür olmaksızın abdest bitmeden yıkanan organların kurulanması durumunda, sünnet terk edildiği için mekruh işlenmiş olur. Ancak abdest alan kişi, abdest esnasında bir organını yıkadıktan hemen sonra, alerji vb. özür sebebi ile kurulama ihtiyacı duyarsa, bunu yapmasında bir sakınca olmaz.
Günün Ayeti
Ey iman edenler! Zorluklara ve sıkıntılara sabırla katlanın ve birbirinizle bu sabırda yarışın. (Âli İmrân: 3/200)
Günün Hadisi
Evden çıkarken Bismillahi, tevekkeltü alallahi, lâ havle ve lâ kuvvete illâ billah diyen, tehlikelerden korunur ve şeytan ondan uzaklaşır.
Günün Sözü
Sözleriniz yürekten gelmedikçe, hiçbir zaman iki kalbi birleştiremezsiniz.
(Goethe)
Günün Duası
Allahım kalbimizi iman güneşinden, malımızı bereketinden, evlatlarımızı İslam ahlakından mahrum bırakma.
Bunları biliyor muyuz?
Nakli İlimler Nedir?
Tefsîr, hadîs, fıkıh gibi nakil yoluyla elde edilen ve değişmeyen dînî ilimler demektir.
Günün Nüktesi
Mecnunun Aşkı
Bir gün Padişah, Mecnunu sarayına davet eder. Konuşmaya başlar.
-Senin Leyla dediğin kızı ben gördüm. Hayret sen nasıl öyle bir kıza aşık oldun? Leyla dediğin öyle ahım şahım uğruna çöllere düşülecek kadar güzel bir kız değil. Zayıf, esmer bir kız! Bak ben senin için birbirinden güzel genç kızlar getirttim. Bak seç beğen evlen biriyle. Yazık sana çöllerde yaşıyorsun.
Padişah kızları çağırttırır hepsi birbirinden güzel edepli ağırbaşlı kızlar. Sıraya dizilirler.
Mecnun kafasını bile kaldırıp bakmaz. Baş eğik gözler yerdedir... Padişah, Kafanı kaldır da bir baksana der Mecnuna.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Doç. Dr. Zeki Uyanık
Yemin edip yerine getirmeyen kişi ne yapması gerekir?
Yerine getirilmesi mümkün ve mubah olan bir şeyi, ileride yapacağına veya yapmayacağına yemin eden kişi, bu yeminini yerine getirmelidir. Yeminin yerine getirilmemesi halinde, kefaret ödemesi gerekir.
Yeminin kefareti ise, on fakiri doyurmak veya giydirmek ya da köle azat etmektir. Buna gücü yetmeyen kimse üç gün oruç tutar. Nitekim Allahu Teala yemin kefareti ile ilgili olarak Kuran-ı Kerimde mealen şöyle buyurmaktadır: Allah sizi kasıtsız olarak ağzınızdan çıkıveren yeminlerinizden dolayı değil, fakat kalplerinizin kastettiği yeminlerden dolay sorumlu tutar. Yeminin kefareti, ailenize yedirdiğinizin ortalamasından on fakiri yedirmek yahut giydirmek ya da bir köle azat etmektir. Bulamayan üç gün oruç tutmalıdır; yemininizin kefareti budur. Yemin ettiğinizde yeminlerinizi tutun.
Farz olan bir şeyi yapmamaya; ya da haram veya günah olan bir şeyi yapmaya yemin eden kişinin, bu yeminini yerine getirmesi gerekir. Çünkü bu yemin şekli yerine getirilmesi halinde Allaha karşı işlenmiş bir günah olur bu da dinen caiz değildir.
Kul hakkı hususunda Müslüman ile Müslüman olmayan arasında fark var mı?
İster Müslüman, ister gayr-ı Müslim olsun, başkasının hakkını yemek, gasp etmek vebal ve sorumluluğu çok ağır bir günahtır. Kul hakkı anlamında Müslüman ile Müslüman olmayan insan arasında bir fark yoktur. İster Müslümanın, ister gayr-ı Müslimin olsun, dünyada ödenmeyen veya helallik elde edilmeyen hakkın karşılığı ahirette sorulur.
Bu itibarla; gerek Müslüman, gerek gayr-ı Müslim olsun, bir başkasının üzerimize geçmiş haklarını kendilerine iade etmek, ölmüşlerse, varislerine vermek veya onlarla helalleşmek gerekir. 0 da mümkün değilse Müslüman hakkı için, bir hayır kurumuna tasaddukta bulunmak ve gayr-ı Müslim hakkı için de amme menfaatine olan bir işe sarf etmek suretiyle bu dünyada ödeşme yoluna gidilmelidir.
Tabi kul hakkı sahibine veya mirasçılarına verilmedikçe düşmez. Hayrına vermek ya da amme menfaatine harcamak umulur ki anlayışı ile verilmektedir. Yoksa kul hakkı kesin affedilecek diye değil.
Abdest bitmeden önce, yıkanan organı kurulamak caiz midir?
Abdest alan kişi, abdest organlarındaki ıslaklığı havlu vb. bir şeyle kurulayabileceği gibi, kurulamadan da bırakabilir. Kurulanmayı abdestin sonuna bırakmak sünnettir. Zira Rasûlüllah in abdest aldıktan sonra yüzünü kuruladığı bir havlusunun bulunduğu rivayet edilmektedir (Tirmizî, Taharet, 40).
Abdest alırken tüm organları ara vermeksizin peş peşe yıkamak (vilâ) da Hanefi mezhebine göre sünnet olduğundan bir özür olmaksızın abdest bitmeden yıkanan organların kurulanması durumunda, sünnet terk edildiği için mekruh işlenmiş olur. Ancak abdest alan kişi, abdest esnasında bir organını yıkadıktan hemen sonra, alerji vb. özür sebebi ile kurulama ihtiyacı duyarsa, bunu yapmasında bir sakınca olmaz.
Günün Ayeti
Ey iman edenler! Zorluklara ve sıkıntılara sabırla katlanın ve birbirinizle bu sabırda yarışın. (Âli İmrân: 3/200)
Günün Hadisi
Evden çıkarken Bismillahi, tevekkeltü alallahi, lâ havle ve lâ kuvvete illâ billah diyen, tehlikelerden korunur ve şeytan ondan uzaklaşır.
Günün Sözü
Sözleriniz yürekten gelmedikçe, hiçbir zaman iki kalbi birleştiremezsiniz.
(Goethe)
Günün Duası
Allahım kalbimizi iman güneşinden, malımızı bereketinden, evlatlarımızı İslam ahlakından mahrum bırakma.
Bunları biliyor muyuz?
Nakli İlimler Nedir?
Tefsîr, hadîs, fıkıh gibi nakil yoluyla elde edilen ve değişmeyen dînî ilimler demektir.
Günün Nüktesi
Mecnunun Aşkı
Bir gün Padişah, Mecnunu sarayına davet eder. Konuşmaya başlar.
-Senin Leyla dediğin kızı ben gördüm. Hayret sen nasıl öyle bir kıza aşık oldun? Leyla dediğin öyle ahım şahım uğruna çöllere düşülecek kadar güzel bir kız değil. Zayıf, esmer bir kız! Bak ben senin için birbirinden güzel genç kızlar getirttim. Bak seç beğen evlen biriyle. Yazık sana çöllerde yaşıyorsun.
Padişah kızları çağırttırır hepsi birbirinden güzel edepli ağırbaşlı kızlar. Sıraya dizilirler.
Mecnun kafasını bile kaldırıp bakmaz. Baş eğik gözler yerdedir... Padişah, Kafanı kaldır da bir baksana der Mecnuna.
Mecnun;
-Olmaz bakamam Hünkarım der...
Padişah sebebini sorar Niye der.
Mecnun cevaben :
Şuan Leylanın aşkının kılıcı ensemde. Kafamı kaldırırsam boynumu keser...