Kadının kocası dışında birisinden alınan spermle hamile kalması caiz mi?

Yazının Giriş Tarihi: 16.10.2016 08:38
Yazının Güncellenme Tarihi: 16.10.2016 08:38

Çocuk, Yüce Allah’ın kullarına bahşettiği bir nimettir. Evli bir erkek ve kadının çocuk sahibi olmaya çalışması hem vazgeçilmez bir hak, hem de bir zarurettir. Çünkü evliliğin en önemli gayelerinden birisi neslin devamıdır. Bu hususta Kur’ân-ı Kerim’de şöyle buyrulmaktadır: “Göklerin ve yerin mülkü, hükümranlığı Allah’ındır. O, dilediğini yaratır; dilediğine kız çocukları, dilediğine erkek çocukları verir. Yahut o çocukları erkekler, dişiler olmak üzere çift verir. Dilediği kimseyi de kısır yapar. Şüphesiz o, her şeyi hakkıyla bilendir, hakkıyla gücü yetendir.” (Şûrâ sûresi: 49-50)

Yüce Allah her şeyi bir sebebe bağlamıştır. Sebeplere sarılmak, kader inancına ters düşmez. Bu yüzden kendisinin veya kocasının kısırlığı sebebiyle normal cinsel ilişki yoluyla çocuk sahibi olamayan bir kadının, çeşitli meşru tedavi yollarına başvurarak çocuk sahibi olması, en doğal hakkıdır.

Bu anlamda eşlerin çocuk sahibi olabilmesi için tüp bebek uygulamasına başvurmalarında bir sakınca yoktur.

Ancak kocanın sperminin, nikahlısı olmayan bir kadının yumurtasıyla döllendirilmesi neticesinde oluşan embriyonun, karısının rahmine konulması veya yabancı bir erkeğin spermi kullanılarak yapılan döllendirme sonucu oluşan embriyonun, kadının rahmine konulması veya eşlerden alınan yumurta ve spermin laboratuvar ortamında döllenmesiyle oluşan embriyonun, hamile kalmaya gönüllü bir başka kadının rahmine konulması veya aralarında nikah bağı bulunmayan bir erkeğin spermi ile bir kadının yumurtasının laboratuvar ortamında döllendirilmesi ve embriyonun kadının rahmine konulması şeklindeki uygulamalar ise, neseplerin karışması, anneliğin zayi olması ve benzeri hukuki sakıncalara yol açmasına sebep olacağından kesinlikle caiz değildir.Dolayısıyla ister evli olsun, ister bekar olsun bir kadının sperm bankasından satın aldığı spermle hamile kalması kesinlikle caiz değildir, haramdır. Çünkü İslam dininin 5 temel prensibi var: “Dini, nefsi, nesli, malı ve aklı muhafaza.”İslam’ın bu beş temel prensiplerinden birine uygun olan diğeriyle çatışıyorsa müşterek noktaları bulmak söz konusudur. Fert olarak canın muhafazası, nefsin muhafazası, hastalığın tedavisi sağlanırken, diğer yandan neslin muhafazası prensibi de ihmal edilmemelidir.

Muharrem ayında nafile oruç tutarken unutarak yemek içmek orucu bozar mı?

Bilerek yemek içmek ve oruca aykırı olan işleri yapmak orucu bozar. Ancak unutarak bir şey yemek, içmek orucu bozmaz. Bu hususta farz, vacip, nafile oruçlar arasında bir fark yoktur. Çünkü unutma ve yanılma ile yapılan işler bağışlanmıştır.

Ama kişi unutması geçtiği anda veya “sen oruçlusun” denildiği halde, hiç aldırış etmeden yemesine devam etse orucu bozulur.

Buna göre nafile oruç tutarken unutarak yemek yemek ya da bir şey içmek oruca zarar vermez.

Gece kılınan nafile namaz kaç rekat kılınmalıdır?

Geceleyin kılınan nafile namaz teheccüttür. Teheccüd namazının rekatları hususunda ise farklı ifadelerin yer aldığı sahih rivayetler vardır. Bu rivayetlerde Allah Resulü’nün 4, 8, 11, 13 rekat teheccüd kıldığı anlatılır. Hz. Peygamber bazen 4, bazen 8, bazen de 11 veya 13 rekat kılmıştır.

Fakat Hanefi mezhebi, 11 rekat rivayeti en kavi rivayet olarak görmüş ve görüşünü bu istikamette belirlemiştir. Buna göre, 11 rekatın 3 rekatı vitir, geriye kalan 8 rekat ise teheccüd namazıdır. Dolayısıyla teheccüd namazı kılınacaksa, 8 rekat kılınmalıdır.

Yalnız bu kesin hatlarla yapılmış bir sınırlandırma değildir. Yani farz namazlarda olduğu gibi, 8’den az veya çok olursa, teheccüd olmaz denilemez. Bu nafile bir namazdır. Onun için bir insan teheccüd adına kaç rekat kılarsa kılsın, o makbuldür. Ama Allah Resulü, bunu genellikle 8 rekat olarak kılmıştır.

Günün Ayeti

Ey iman edenler! Cuma günü namaz için çağrı yapıldığı zaman hemen Allah'ın zikrine koşun ve alışverişi bırakın. Eğer bilirseniz bu, sizin için daha hayırlıdır.

Günün Hadisi

Birbirinizin özel ve mahrem hayatını araştırmayın.

Müslim, Birr 30.

Günün Sözü

Düşünmek kolaydır, yapmak zordur.

Goethe

 

Günün Duası

Allah’ım bugün yapacağım bütün hayır, ibadet ve duaları samimi ve ihlaslı yapabilmeyi bana nasip et.

Bunları biliyor muyuz?

Farz-ı kifaye Nedir?

Müslümanlardan lüzumu kadar kimse tarafından yapılınca, diğerlerinin sorumluluktan kurtulduğu farzlardır. Cenaze namazını kılmak gibi.

Günün Nüktesi

Sıkıntı…

Birisi Hz. Ali’ye geldi ve

“O kadar dertliyim ki sıkıntıdan ölüyorum” dedi.

Hz. Ali; “İki soru soracağım, cevabını verip dermanını bulacaksın” dedi.

Adam; “Sor Ya Ali dedi.

Hz. Ali; “Dünyaya geldiğin zaman bu dert seninle birlikte mi dünyaya geldi?”

Adam; “Hayır.”

Hz. Ali; “Dünyadan giderken bu dert seninle birlikte olacak mı?”

Adam; “Hayır” dedi.

Hz. Ali son olarak şöyle buyurdu;

“Seninle birlikte gelmeyen ve giderken de seninle birlikte olmayacak olan bir dert, senin bu kadar zamanını almamalı. Sabırlı ol. Yeryüzündekilere çok ümit bağlamaktansa yüzünü Alemlerin Rabbine çevir.”

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.