İslam'da affı olmayan günah var mı?

Yazının Giriş Tarihi: 27.01.2020 07:03
Yazının Güncellenme Tarihi: 27.01.2020 07:03
İslam dini, inanç, ibadet ve muamelat olmak üzere üç kısımdan oluşur. İnanç kısmını inkar etmek yani imanının altı esasından birini Allah’ı, Peygamberi… inkar etmek küfürdür dinden çıkmadır. Diğer konularda haddi aşmak ise günahtır. İçki içmek, namaz kılmamak, yalan söylemek gibi.
Kişi kafir olmadıkça günah işlemekle dinden çıkmaz. Küfür dışında günah işleyen kişi, ne kafir ne de münafık olur, imandan çıkmaz. Ama günahkar olur. İşlediği günahın büyüğüne göre de asi olur. Bu anlamda ibadet ve muamelat kısmında işlenen günah insanı kafir yapmaz günah işlendiğinde tövbe etmek gerekir. Tövbe edildiğinde de günahın işlenmemiş gibi affedileceğine inanırız. Çünkü Allah, Kur’an-ı Kerim’de günah işleyenleri “Ey iman edenler, samimi bir tövbe ile Allah’a dönün” (Tahrim, 66/8) hitabı ile tövbeye ve halis bir pişmanlığa çağırmaktadır.
İmanlı olmak kaydı ile işlenen günah tövbe edilmekle silinir ama dinden çıkmayı gerektiren bir fiil işlenmişse yani Allah, Peygamber, Ahiret, Kader… inkar edilmişse bunun tövbesi öncelikle tekrar imana ve İslam dönmek için iki şahadeti getirmektir. Ondan sonra tövbe ve istiğfar etmektir.
Var olan kul hakkını affettirmek için de tövbe etmek yetmez. Çünkü tövbe etmekle kul hakkının sorumluluğundan kurtulmaz. Bunun için de hak sahibinin hakkını ödemek ve helalleşmek gerekir.
Bir hususla ilgili olarak “falan iş şöyle olsa dişimi kıracağım” demek yemin sayılır mı?
Allah’tan başkası adına yemin edilmesi dinen doğru değildir. Yemin ancak vallahi, billahi, tallahi, lafızları ile olur. “Falan kişi şu işi becersin dişimi kıracağım.” Ya da “şu iş bir gün de şöyle olsa dişimi kıracağım” gibi lafızlar yemin lafızları ile söylenmediği için yemin yerine geçmez. Böyle bir söz yemin sayılmadı gibi aynı zamanda doğru ve güzel bir söz de değildir.
Bu sözler yemin sayılmadığı için herhangi bir keffaret vermek de gerekmez. Çünkü Allah’ın adını zikrederek yemin edilmemiştir. Bundan dolayı bu sözler yemin hükmünde değildir.
Buna göre bu tarz cümleler her ne kadar hoş olmayan cümleler olmakla beraber yemin sayılmaz. Yemin sayılmadığından yemin kefareti de gerekmez. Bu dediği yerine bile gelse dişini kırması gerekmez.
Akika Kurbanı niçin kesiliyor?
Akika kurbanı, yeni doğan çocuk için Allah’a şükür amacıyla kesilen bir kurban şeklidir. Akika kurbanını kesmek dinen müstehaptır. Akika kurbanı olarak kesilecek hayvanda, diğer kurbanlarda aranan şartlar aranır.
Akika kurbanı, çocuğun doğduğu günden bulûğ çağına kadar kesilebilirse de doğumun yedinci günü kesilmesi daha faziletlidir. Aynı günde çocuğa isim verilmesi ve saçının kesilerek ağırlığınca altın tasadduk edilmesi müstehaptır. Akika kurbanının etinden ve derisinden, kurban sahibi dahil herkes istifade edebilir.
Günün Ayeti
Yeryüzünde bozgunculuk yapıp dirlik düzenlik vermeyen bozguncuların emrine uymayın.
Şuara 151-152
Günün Hadisi
Sizden biri içiyle dışıyla Müslüman olursa, yaptığı her bir hayır en az on mislinden, yedi yüz misline kadar sevabıyla yazılır. İşlediği her bir günah da sadece misliyle yazılır. Bu hal, Allah’a kavuşuncaya kadar böyle devam eder.
Buhari, “İman”, 31.
Günün Sözü
Öfkeyi sevgiyle, kötülüğü iyilikle yen. Açgözlülüğü cömertlikle, yalanı gerçekle yen.
Gautama Buddha
Günün Duası
Allah’ım kalplerimizi imansız, evlerimizi aşsız, dillerimizi duasız bırakma.
Bunları biliyor muyuz?
Tilavet Nedir?
Kur’an-ı Kerim’i güzel ve yüksek sesle, usulünce okumaya denir.
Günün Nüktesi
Bunlardan hangisi daha üstündür?
Devrin padişahı bir gün vezirine sordu: İstanbul’da veli var mıdır? Vardır şevketli padişahım! Haydi gidip bir ziyaret edelim. Emredersiniz sultanım! Yanına gideceğimiz bu zatın gerçekten veli olup olmadığını nasıl anlayacağız? Hiç merak buyurmayın, gayet kolaydır. Dedi vezir.
Padişah ile veziri tebdil-i kıyafet ederek sokağa çıktılar ve kapalı çarşıda bir dükkana girdiler. Vezir selamdan sonra kumaşları görmek istediklerini söyledi ve top top kumaşlar önlerine indirildi. Her birini uzun uzun incelediler. Vezir, bir top kumaşı işaret ederek: “Şundan bana yarım arşın kesebilir misin?” dedi. Dükkan sahibi memnuniyetle müşterilerinin bu arzusunu yerine getirdi.
Vezir: Bu galiba biraz az oldu, yarısı kadar daha kesebilir misin, dedi. Bu arzuları da yerine getirildi. Vezir, başka bir top kumaşı göstererek: Bu kestiğin parçaları beğenmedim. Şundan yarım arşın kesebilir misin, dedi. Dükkan sahibi, bu teklifi de reddetmedi. Kısacası bir çok toplardan böyle yarımşar arşın ve daha az kestirdiler.
Sonunda vezir: Bunların hiçbirisi kesildikten sonra hoşuma gitmedi, almayacağım diyerek dükkandan çıkmaya davranınca, kumaşçı büyük bir sükunetle: Fesübhanallah! diye gülümsedi. Padişah ile veziri bir çok kumaş kestirdikleri halde, hiç birini satın almadan dükkandan çıktılar.
Padişah vezirine: Şu kumaşçı gerçekten de velilerden imiş. Acaba makamı bundan daha yüksek olan başka bir veli var mıdır, dedi. Vezir: Beli (evet) sultanım vardır cevabını verdi ve birlikte Sultanahmet’te karpuz satan bir velinin sergisine gittiler. Vezir, karpuz yığınlarının arasına girdi. Rast gele karpuzları almaya, ellerinin arasında sıkıştırmaya, onu bıraktıktan sonra bir başkasını alıp sallamaya başladı. Böylece birkaç karpuz elledikten sonra, karpuzcu hafifçe vezirin omzuna dokundu: Bana bak efendi, dedi. Ben, o kumaş satan zat değilim. Verdiğin zararı ödemezsen, ensene öyle bir vururum ki, neye uğradığını anlayamazsın!
Padişah gerek kumaşçının, gerekse karpuzcunun zararlarını ödedi. Saraya dönerken vezirine sordu: Bunlardan hangisi daha üstündür? Bu defa da vezir gülümsedi, soruyu şöyle cevaplandırdı:
Yerine göre sultanım dedi. Adam olmaya kabiliyeti ve istidadı olan kimse, kumaşçının eliyle irşad edilir.
Düşüncesi kıt, irfanı kısır olan şahıs da karpuzcunun terbiye şekliyle irşad olunur.

 
Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.