Üç aylarda Ramazan'dan kalan kaza oruçları mı yoksa nafile oruçlar mı tutmalı?
Oruç, namaz gibi dinin farz kıldığı ibadetleri yerinde ve zamanında yerine getirmek gerekir. Bir özür olmadan bunları sonraya, kazaya bırakmak dinen büyük bir günantır. Fakat bir özür varsa özre binaen geciktirilebilir.
Ama özür ortadan kalkınca en yakın zamanda kaza etmek gerekir. Oruç borcu olan (hastalıktan, yolculuktan) Ramazan ayının bitmesi ile bayramdan sonra bunları kaza etmesi gerekir.
Şayet kaza etmeden ölürse ahiret gününde bunlardan sorulur. Allah affetmezse azapta görür.
Buna göre kaza borcu olan kimse, üç aylarda sorumlu olmadığı ve ahiret gününde azap görmesine sebep olmayacağı nafile orucu tutacağına, üzerinde borcu olan kaza orucunu tutmalıdır. Kaza oruçları bitince de istediği kadar nafile orucu tutabilir.
Üç cuma namazını kılmayan kimse kafir olur sözü neden söylenmiştir?
Cuma namazı, şartları taşıyan erkek Müslümanlara dinen farzdır. Kur'an-ı Kerim: "Cuma günü namaza çağırıldığınız zaman, Allah'ı zikre koşun ve alış-verişi bırakın. buyuruyor.
Sevgili Peygamberimiz de, mazeretsiz Cuma namazını terk edenler için azim tehditlerde bulunuyor. İşte bunlardan birisi, cuma namazını üç defa terk edenin kalbinin mühürleneceğini ifade eden hadisidir ki, bu hadis Müslümanlar arasında yanlış algılanmış bunun yerine üç cumayı terk eden kâfir olur şeklinde algılanmış.
Aslında böyle bir şey ne Peygamberimizden nakledilmiştir ne de İslam'ın sair kaidelerine uygundur. Zira bir insan cumanın farziyetlerini inkâr etmeksizin, hayat boyu cuma kılmasa sadece günahkâr asi bir kul olur. Böyle bir kişi tasvip etmediğimiz halde ömründe hiç Cuma namazı kılmamış olsa dahi kafir olmaz imandan ve İslamdan ayrılmaz. Ancak Allah korusun Cuma namazının farz oluşunu inkâr ederse dinden çıkar.
Kaçak elektrik veya su ile yapılan ibadetten sevap alınır mı?
Kaçak elektrik veya su konusunu iki açıdan irdelemek gerekir. Birincisi kul hakkı ihlali ikincisi de ibadete olan etkisi. Kaçak elektrik veya su kullanan kimse öncelikle kul hakkını ihlal etmektedir. Neden ve nasıl kul hakkı ihlali?
Çünkü kaçak elektrik veya su kullanmak kul hakkı işlemektir. Zira elektrik ve su faturasının parasını vermeyerek bunları kullandığından o para başka faturalara yansımaktadır. Şayet yansımasa dahi sua ve elektriği kaçak kullanmasaydı yatıracağı para tüyü bitmemiş yetimlere, dullara, kimsesizlere ve genel manada halka yol, su, elektrik, okul gibi hizmet olarak dönecekti. Bu gayr-i ahlaki davranışı ile bu insanların hakkını gasp ettiğinden kul hakkı yemiş olmaktadır ki kul hakkı Allahın şirk koşma ile beraber affetmediği bir günahtır. Yine bu yolla devletin ekonomik açıdan zayıflamasına sebep olmaktadır. Vatanı sevmek ve korumak ise her Müslümanın bir görevidir.
Kaçak su ve elektrikle yapılan ibadete gelince kaçak su ile yapılan ibadetin sevabı olmaz. Yani kaçak su ile alınan abdest ile kılınan namazın borcu ödenmiş farziyeti düşmüş olur. Ama bu ibadetin farziyeti düşmekle beraber sevaba nail olunmaz. Aynı şekilde kişinin kaçak elektriğe dayanan bir ibadeti varsa ondan da sevap elde etmez. Faraza kaçak su kullanan kimse sıcak su ile abdest alıyorsa suyu kaçak elektrikle ısıtmışsa bu abdestten sevap elde etmez.
Kısaca kaçak elektrik ve su kullanan kimse kul hakkını ihlal etmekte, ekonomik olarak devletini zayıflatmakta, dinen haram işlemekte, ibadetinden de sevap almamaktadır.
Günün Ayeti
Allah, kibirle kasılan, kendini beğenmiş, övünüp duran kimseleri asla sevmez.
Günün Hadisi
Kendi aleyhinize, evlâtlarınızın, hizmetçilerinizin ve mallarınızın aleyhine sakın bedduâ etmeyiniz ki; duâların kabul olacağı bir saate rastlarsınız da, bedduânız kabul oluverir."
[Ebû Dâvud, Sünen, Salât, 62]
Günün Sözü
İstediğin bir şey olmuyorsa ya daha iyisi olacağı için ya da gerçekten de olmaması gerektiği için olmuyordur.
Mevlana
Günün Duası
Allahım bugün gücümüzün yetmeyeceği bir yükle bizi imtihan etme.
Bunları biliyor muyuz?
Rıdvan meleğin görevi nedir?
Cennet kapılarında bekçilik yapan, cennete girecek müminleri selamla karşılayan ve cennette müminlere hizmet eden meleklerin başkanının ismidir
Günün Nüktesi
Nasip ise gelir Hintten Yemenden
Eski Sisam krallarından Ancee adında bir kral, yeni yaptırdığı bir bağa üzüm kütükleri diktiriyormuş. İşlerin bir an önce bitmesini sağlamak için de kölelerini hiç dinlenmeden çalıştırıyormuş. O zavallı kölelerden biri, bir gün pek bitkin düştüğü için dayanamaz ve zalim krala,
- Niçin bu kadar acele ediyorsunuz efendim? Siz bu bağın üzümlerinden yapılacak şarabı hiç bir zaman içemeyeceksiniz ki! deyivermiş.
Kral biraz kızmışsa da sesini çıkarmamış. Nihayet gün gelip üzümler yetiştikten sonra, kral köleler de dahil herkesin hemen toplanmasını emretmiş. Bir müddet sonra da o bağın üzümlerinden yapılmış şaraptan bir bardak getirilmesini emretmiş. Daha önce kehanet gösterisinde bulunan köleyi de huzuruna çağırtmış. Şarap bardağını eline alarak,
- Söyle bakayım, benim bu şaraptan hiç bir zaman içemeyeceğimi tekrar iddia edebilir misin? diye sormuş.
Köle şöyle cevap vermiş:
- Belli olmaz efendim. İçebileceğinizi söyleyemem. Çünkü dudak ile bardak arasındaki mesafe çok uzundur. O arada başınıza neler gelebileceğini de bilemem!
Köle sözlerini bitirir bitirmez, içeri kralın adamlarından biri girmiş. Bir yaban domuzunun bahçeye girdiğini ve asmaları kırıp döktüğünü söylemiş. Kral elindeki bardaktan bir damla dahi içmeden hemen dışarı fırlamış. Bahçede domuzun bulunduğu yere koşmuş. Kral ve domuz arasında öldüresiye bir mücadele başlamış. Sonunda yaban domuzu mızrak gibi azı dişleriyle, Sisam kralının karnını yarıp ölümüne sebep olmuş. Kral bostanda, bardak masada kalmış.
Şu söz bu olayı güzel bir şekilde ifade ediyor:
Nasip ise gelir Hintten Yemenden,
Nasip değil ise ne gelir elden?
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Doç. Dr. Zeki Uyanık
İnsan ve Din
Üç aylarda Ramazan'dan kalan kaza oruçları mı yoksa nafile oruçlar mı tutmalı?
Oruç, namaz gibi dinin farz kıldığı ibadetleri yerinde ve zamanında yerine getirmek gerekir. Bir özür olmadan bunları sonraya, kazaya bırakmak dinen büyük bir günantır. Fakat bir özür varsa özre binaen geciktirilebilir.
Ama özür ortadan kalkınca en yakın zamanda kaza etmek gerekir. Oruç borcu olan (hastalıktan, yolculuktan) Ramazan ayının bitmesi ile bayramdan sonra bunları kaza etmesi gerekir.
Şayet kaza etmeden ölürse ahiret gününde bunlardan sorulur. Allah affetmezse azapta görür.
Buna göre kaza borcu olan kimse, üç aylarda sorumlu olmadığı ve ahiret gününde azap görmesine sebep olmayacağı nafile orucu tutacağına, üzerinde borcu olan kaza orucunu tutmalıdır. Kaza oruçları bitince de istediği kadar nafile orucu tutabilir.
Üç cuma namazını kılmayan kimse kafir olur sözü neden söylenmiştir?
Cuma namazı, şartları taşıyan erkek Müslümanlara dinen farzdır. Kur'an-ı Kerim: "Cuma günü namaza çağırıldığınız zaman, Allah'ı zikre koşun ve alış-verişi bırakın. buyuruyor.
Sevgili Peygamberimiz de, mazeretsiz Cuma namazını terk edenler için azim tehditlerde bulunuyor. İşte bunlardan birisi, cuma namazını üç defa terk edenin kalbinin mühürleneceğini ifade eden hadisidir ki, bu hadis Müslümanlar arasında yanlış algılanmış bunun yerine üç cumayı terk eden kâfir olur şeklinde algılanmış.
Aslında böyle bir şey ne Peygamberimizden nakledilmiştir ne de İslam'ın sair kaidelerine uygundur. Zira bir insan cumanın farziyetlerini inkâr etmeksizin, hayat boyu cuma kılmasa sadece günahkâr asi bir kul olur. Böyle bir kişi tasvip etmediğimiz halde ömründe hiç Cuma namazı kılmamış olsa dahi kafir olmaz imandan ve İslamdan ayrılmaz. Ancak Allah korusun Cuma namazının farz oluşunu inkâr ederse dinden çıkar.
Kaçak elektrik veya su ile yapılan ibadetten sevap alınır mı?
Kaçak elektrik veya su konusunu iki açıdan irdelemek gerekir. Birincisi kul hakkı ihlali ikincisi de ibadete olan etkisi. Kaçak elektrik veya su kullanan kimse öncelikle kul hakkını ihlal etmektedir. Neden ve nasıl kul hakkı ihlali?
Çünkü kaçak elektrik veya su kullanmak kul hakkı işlemektir. Zira elektrik ve su faturasının parasını vermeyerek bunları kullandığından o para başka faturalara yansımaktadır. Şayet yansımasa dahi sua ve elektriği kaçak kullanmasaydı yatıracağı para tüyü bitmemiş yetimlere, dullara, kimsesizlere ve genel manada halka yol, su, elektrik, okul gibi hizmet olarak dönecekti. Bu gayr-i ahlaki davranışı ile bu insanların hakkını gasp ettiğinden kul hakkı yemiş olmaktadır ki kul hakkı Allahın şirk koşma ile beraber affetmediği bir günahtır. Yine bu yolla devletin ekonomik açıdan zayıflamasına sebep olmaktadır. Vatanı sevmek ve korumak ise her Müslümanın bir görevidir.
Kaçak su ve elektrikle yapılan ibadete gelince kaçak su ile yapılan ibadetin sevabı olmaz. Yani kaçak su ile alınan abdest ile kılınan namazın borcu ödenmiş farziyeti düşmüş olur. Ama bu ibadetin farziyeti düşmekle beraber sevaba nail olunmaz. Aynı şekilde kişinin kaçak elektriğe dayanan bir ibadeti varsa ondan da sevap elde etmez. Faraza kaçak su kullanan kimse sıcak su ile abdest alıyorsa suyu kaçak elektrikle ısıtmışsa bu abdestten sevap elde etmez.
Kısaca kaçak elektrik ve su kullanan kimse kul hakkını ihlal etmekte, ekonomik olarak devletini zayıflatmakta, dinen haram işlemekte, ibadetinden de sevap almamaktadır.
Günün Ayeti
Allah, kibirle kasılan, kendini beğenmiş, övünüp duran kimseleri asla sevmez.
Günün Hadisi
Kendi aleyhinize, evlâtlarınızın, hizmetçilerinizin ve mallarınızın aleyhine sakın bedduâ etmeyiniz ki; duâların kabul olacağı bir saate rastlarsınız da, bedduânız kabul oluverir."
[Ebû Dâvud, Sünen, Salât, 62]
Günün Sözü
İstediğin bir şey olmuyorsa ya daha iyisi olacağı için ya da gerçekten de olmaması gerektiği için olmuyordur.
Mevlana
Günün Duası
Allahım bugün gücümüzün yetmeyeceği bir yükle bizi imtihan etme.
Bunları biliyor muyuz?
Rıdvan meleğin görevi nedir?
Cennet kapılarında bekçilik yapan, cennete girecek müminleri selamla karşılayan ve cennette müminlere hizmet eden meleklerin başkanının ismidir
Günün Nüktesi
Nasip ise gelir Hintten Yemenden
Eski Sisam krallarından Ancee adında bir kral, yeni yaptırdığı bir bağa üzüm kütükleri diktiriyormuş. İşlerin bir an önce bitmesini sağlamak için de kölelerini hiç dinlenmeden çalıştırıyormuş. O zavallı kölelerden biri, bir gün pek bitkin düştüğü için dayanamaz ve zalim krala,
- Niçin bu kadar acele ediyorsunuz efendim? Siz bu bağın üzümlerinden yapılacak şarabı hiç bir zaman içemeyeceksiniz ki! deyivermiş.
Kral biraz kızmışsa da sesini çıkarmamış. Nihayet gün gelip üzümler yetiştikten sonra, kral köleler de dahil herkesin hemen toplanmasını emretmiş. Bir müddet sonra da o bağın üzümlerinden yapılmış şaraptan bir bardak getirilmesini emretmiş. Daha önce kehanet gösterisinde bulunan köleyi de huzuruna çağırtmış. Şarap bardağını eline alarak,
- Söyle bakayım, benim bu şaraptan hiç bir zaman içemeyeceğimi tekrar iddia edebilir misin? diye sormuş.
Köle şöyle cevap vermiş:
- Belli olmaz efendim. İçebileceğinizi söyleyemem. Çünkü dudak ile bardak arasındaki mesafe çok uzundur. O arada başınıza neler gelebileceğini de bilemem!
Köle sözlerini bitirir bitirmez, içeri kralın adamlarından biri girmiş. Bir yaban domuzunun bahçeye girdiğini ve asmaları kırıp döktüğünü söylemiş. Kral elindeki bardaktan bir damla dahi içmeden hemen dışarı fırlamış. Bahçede domuzun bulunduğu yere koşmuş. Kral ve domuz arasında öldüresiye bir mücadele başlamış. Sonunda yaban domuzu mızrak gibi azı dişleriyle, Sisam kralının karnını yarıp ölümüne sebep olmuş. Kral bostanda, bardak masada kalmış.
Şu söz bu olayı güzel bir şekilde ifade ediyor:
Nasip ise gelir Hintten Yemenden,
Nasip değil ise ne gelir elden?