Gıybet yapmak herhangi bir durumda caiz olur mu?

Yazının Giriş Tarihi: 26.10.2016 08:35
Yazının Güncellenme Tarihi: 26.10.2016 08:35

Gıybet, Müslüman veya kafir olsun fark etmeksizin ki bir kimsenin ayıbını ve kusurunu, onu kötülemek için arkasından söylemek ve başkalarına anlatmaktır.

Gıybet, İslam’ın yasakladığı büyük günahlardan birisidir. Gıybeti yapmak günah olduğu gibi hoşlanarak da dinlemek aynı şekilde günah ve haramdır.

Nitekim ayeti Kerimde bu hususta şöyle buyrulmaktadır: “Birbirinizin gıybetini yapmayınız.” [Hucurat 12]

Hz. Peygamber de bu hususta şöyle buyurur: “Gıybetin ne olduğunu biliyor musunuz?” sahabeler, “Allah ve Resulü daha iyi bilir!” dediler. Bunun üzerine: “Birinizin, kardeşini hoşlanmayacağı şeyle anmasıdır!” açıklamasını yaptı. Orada bulunan bir adam: “Ya benim söylediğim anda varsa (Bu da mı gıybettir?)” dedi. Hz. Peygamber, “Eğer söylediğin onda varsa gıybetini yapmış oldun. Eğer söylediğin onda yoksa bir de bühtanda (iftirada) bulundun demektir.”

Dolayısıyla bir kişide olan kusuru söylemek gıybet, olmayanı söylemek ise iftiradır. Her iki durumda da kul hakkı işlenmiş ve büyük günaha girilmiş olunur.

Ancak bazı durumlarda kişinin gıybetini yapmak caizdir. Mesela: Kişi, insanları dini ve dünyevi hususlarda kandırıyorsa ya da zarar veriyorsa, o zaman insanları uyarmak ve uyandırmak adına, o kimsenin bu günahlarını ya da kötü ahlakını söyleyebiliriz. Çünkü kusur ya da yanlışlarını söylemediğimizde bu kimse başkasına zarar verecektir.

Dolayısıyla zarara engel olma adına, o kişinin bu huy ve durumunu izhar edip insanlara söyleyebiliriz. Bunda da bir günahımız olmaz, bilakis sevabımız olur.

Hz. Peygamberi rüyada görmek mümkün mü?

Elbette Sevgili Peygamberimizi rüyada görmek mümkündür. Hz. Peygamberi rüyada görmek kişinin iman üzerinde öleceğine işaret eder. Zira şeytanın rüyada peygamberimizin şeklinde kimseye görünemeyeceği efendimizin hadislerinde sabittir.

Nitekim sevgili peygamberimiz bir hadis-i şerifinde şöyle buyurmaktadır. Beni rüyada gören, gerçekten beni görmüştür, çünkü şeytan benim suretime (şeklime) giremez.

Peygamberi efendimizi rüyada görebilmek için onu bol bol düşünmek, yatarken de abdestli uyumak tavsiye edilmiştir.

Kanı satmak niçin haramdır?

Kan verenlerin kanlarını satmaları, ıstırap içinde bulunan bir felâketzedenin ihtiyacını fırsat bilerek işi para kazancına kaydırmaları câiz değildir. Vücudunda fazla kan bulunan insan bunu insanî ve İslâmî niyetlerle vermeli, bir hastanın derdine çare bulmanın sevabıyla tatmin olmalıdır.

Zira kan, insanın satılması câiz olmayan bir parçasıdır. İnsan parçası muhteremliğinden dolayı satılmaz, satın alınmaz, pazarlık konusu olup da ticarî meta haline asla getirilmez. İslâm, kan satışını haram kılmış, bundan elde edilen parayı meşru bulmamıştır.

Kan satışı caiz olmamakla beraber  kan ihtiyacı olan bir hastanın mecburiyet halinde kan satın almasında bir sakınca yoktur. Zira ihtiyacın başka yolla karşılanmayışı zaruretinden dolayı müsaade doğmuş olur.

Günün Ayeti

Size bunca deliller geldikten sonra yine kayarsanız, iyi bilin ki, Allah çok güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir.

Bakara 2/ 209

Günün Hadisi

Ölenin arkasından yüzünü gözünü tırmalayan, yakasını paçasını yırtan, cahiliye insanı gibi bağıra çağıra ağıt yakıp kendisine beddua eden, bizden, bizim yolumuzu izleyenlerden değildir.

Buhârî, Cenâiz 36

Günün Sözü

İlim üç şeydir: Zikreden dil, şükreden kalp, sabreden beden.

Şems-i Tebrizi

Günün Duası

Allah’ım bugün yaptığımız dualarımızı ve ibadetlerimizi cumanın kabul saatine denk getir. 

Bunları biliyor muyuz?

Zahid kime denir?

Dünyaya rağbet etmeyen, dünyadan etek çekerek kendini bütünüyle ahirete ve Hakk’a veren, mala, mülke, makama ve şöhrete değer vermeyen, dünyayı ahirete tercih eden kimse demektir.

Günün Nüktesi

Cennetliklerin en aşağı derecesi nedir?

Muğîre İbni Şu’be’den rivayet edildiğine göre Hz. Peygamber şöyle buyurdu:

Hz. Mûsâ Rabbine:

– Cennetliklerin en aşağı derecesi nedir? diye sordu.

Allah Teâlâ da ona cevaben şöyle buyurdu:

– O, cennetlikler cennete girdikten sonra çıkagelen bir adamın derecesi olup kendisine:

– Cennete gir! denir.

– Yâ Rabbî! Herkes yerine yerleşmiş ve alacağını almışken ben nereye gideceğim? der. Ona:

– Sana dünya hükümdarlarından birinin mülkü kadar yer verilse razı olur musun? diye sorulur. O da:

– Razıyım yâ Rabbî! der. Bunun üzerine Allah Teâlâ ona:

– İşte öyle bir mülk senindir. Bir o kadar daha, bir o kadar daha, bir o kadar daha, bir o kadar daha buyurur. Beşincisinde o adam:

– Razı oldum yâ Rabbî! der. Allah Teâlâ ona:

– İşte bu kadar şey hep senindir. Onun on misli de senindir. Bir de neyi arzu ediyorsan, gözün neden hoşlanıyorsa hepsi senindir, buyurunca adam:

– Razı oldum yâ Rabbî! diyecek.

Daha sonra Mûsâ aleyhisselâm:

– Yâ Rabbî! Cennetliklerin en üstün derecesi nedir? diye sordu.

-Allah Teâlâ şöyle buyurdu:

– Onlar benim seçtiğim kullardır. Onlara hazırladığım nimetleri ne bir göz görmüş, ne bir kulak duymuş, ne de bir kimsenin hatır ve hayalinden geçmiştir.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.