Bir insanın arkasından konuşmanın caiz olduğu durum var mı?

Yazının Giriş Tarihi: 02.04.2016 07:07
Yazının Güncellenme Tarihi: 02.04.2016 07:07

Gıybet, Müslüman veya kafir olsun fark etmeksizin ki bir kimsenin ayıbını ve kusurunu, onu kötülemek için arkasından söylemek ve başkalarına anlatmaktır.

Gıybet, İslam’ın yasakladığı büyük günahlardan birisidir. Gıybeti yapmak günah olduğu gibi hoşlanarak da dinlemek aynı şekilde günah ve haramdır.

Nitekim ayeti Kerimde bu hususta şöyle buyrulmaktadır: “Birbirinizin gıybetini yapmayınız.” [Hucurat 12]

Hz. Peygamber de bu hususta şöyle buyurur: "Gıybetin ne olduğunu biliyor musunuz?" sahabeler, "Allah ve Resulü daha iyi bilir!" dediler. Bunun üzerine: "Birinizin, kardeşini hoşlanmayacağı şeyle anmasıdır!" açıklamasını yaptı. Orada bulunan bir adam: "Ya benim söylediğim anda varsa, (Bu da mı gıybettir?)" dedi. Hz. Peygamber, "Eğer söylediğin onda varsa gıybetini yapmış oldun. Eğer söylediğin onda yoksa bir de bühtanda (iftirada) bulundun demektir.”

Dolayısıyla bir kişide olan kusuru söylemek gıybet, olmayanı söylemek ise iftiradır. Her iki durumda da kul hakkı işlenmiş ve büyük günaha girilmiş olunur.

Ancak bazı durumlarda kişinin gıybetini yapmak caizdir. Mesela: Kişi, insanları dini ve dünyevi hususlarda kandırıyorsa ya da zarar veriyorsa, o zaman insanları uyarmak ve uyandırmak adına, o kimsenin bu günahlarını ya da kötü ahlakını söyleyebiliriz. Çünkü kusur ya da yanlışlarını söylemediğimizde bu kimse başkasına zarar verecektir. Dolayısıyla zarara engel olma adına, o kişinin bu huy ve durumunu izhar edip insanlara söyleyebiliriz. Bunda da bir günahımız olmaz, bilakis sevabımız olur.

Dinen yasak olan bir hususta adakta bulunmak caiz mi?

Adak, bir kimsenin dinen yükümlü olmadığı ibadet cinsinden bir şeyi kendisine vacip kılmasını ifade eder. Kur'an-ı Kerim'in değişik yerlerinde verilen sözün tutulması emredilir. Ayrıca kişinin yaptığı adağa uygun davranması iyi kulların vasıfları arasında sayılmaktadır.

Hz. Peygamber de hadislerinde Allah'a itaat kabilinden adakların yerine getirilmesini emretmiş Allah'a isyan veya masiyet kabilinden olan konularda adakta bulunulmamasını, şayet yapılmışsa buna uyulmamasını istemiştir.

Buna göre İslam fıkhında bir ilke olarak haram olan bir adak yerine getirilemez. İçki içme, zina yapma, hırsızlık yapma adağı… gibi. Ama Allah'a isyan ve masiyet olmadığı sürece yapılan adak yerine getirilmelidir.

Ölülerimizin arkasından yaptığımız hayırlar onların amel defterlerine yazılır mı?

Yapılan ibadetlerin ve hayırların sevaplarını başkasına bağışlamak dinen caizdir. Kişi okuduğu Kur'an'ın, yaptığı hatmin, kıldığı namazın ve istediği bir hayrın sevabını başkasına bağışlayabilir.

İster sağ, ister ölmüş olsun, kendisine sevap bağışlanan kimsenin, bundan yararlanacağı umulur. Başkası tarafından bağışlanan sevapla, bir kimsenin bizzat yapması gereken ibadet borçları ödenmiş olmaz ise de bunlar iyilik ve sevaplarının çoğalmasına ve derecesinin yükselmesine vesile olabilir. Annesi babası öldükten sonra onlara bir iyilik yapıp yapamayacağını soran kimseye peygamber:

 "Evet onlara rahmet dilemek, onlar için istiğfar etmek, vasiyetlerini yerine getirmek, dostlarına hürmet edip ikramda bulunmak, akrabaları ile ilgilenip onlara karşı üzerine düşeni yapmaktır" buyurmuştur.

Annesinin aniden öldüğünü, şayet konuşabilseydi sadaka verilmesini vasiyet edeceğini zannettiğini, onun adına sadaka verirse sevabının kendisine ulaşıp ulaşmayacağını soran Sahabeye de: "Evet ulaşır. Onun namına sadaka ver" buyurmuşlardır.

Buna göre, sevabı ölen kimsenin ruhuna bağışlanmak üzere ibadet yapılabileceği gibi, çeşitli vesilelerle dua da edilebilir. Ancak 7, 40 ve 52. gün duası gibi uygulamaların hiçbir dini dayanağı yoktur.

Ayrıca kişi sevabı bağışlarken kendi sevabından bir şey kaybetmez. Her iki kişiye de aynı şekilde yazılır.

Günün Ayeti

Ceza ve hesap günü şüphesiz olacaktır.

Zariyat, 51/6

Günün Hadisi

Her musibete karşı sabırlı ol.

Günün Sözü

Bir insana tamamen güvendiğinizde iki sonuçtan birini elde edeceğiniz kesindir. Ya yaşam boyu dost, ya hayat boyu bir ders.

Günün Duası

Allah’ım bugün yapacağım bütün hayır, ibadet ve duaları samimi ve ihlaslı yapabilmeyi bana nasip et.

Bunları biliyor muyuz?

Nasih Mensuh Nedir?

Bir nassın hükmünü daha sonra gelen bir nasla kaldırmak, dinî bir hükmü bir şerî delil ile kaldırmak demektir. Hükmü kaldırılan ayete de mensuh denir.

Günün Nüktesi

Hidayete Vesile Olmak…

Sehl bin Sa’d şöyle anlatır: “Hz. Peygamber, Hayber gününde: “And olsun, ben şu bayrağı yarın bir kişiye vereceğim ki Allah onun eliyle Hayber’i fethedecektir. O, Allah ve Resulü’nü sever, Allah ve Resulü de onu sever.” diye buyurdu.

Halk, o gece sabaha kadar, bayrağın kime verileceğini, o kişinin kim olacağını müzakere edip durdular. Sabahleyin halk, Resulullah’ın yanına geldi. Herkes bayrağın kendisine ve-rileceğini ümit ediyordu. Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem:

– Ebu Talib’in oğlu Ali nerede? Dedi. Sahabe:

– Ey Allah’ın Resulü! Onun gözleri ağrıyor. Onun için buraya gelemedi, deyince, Hz. Peygamber birisini göndererek onu çağırdı. Hz. Ali geldi ve Hz. Peygamber, Hz. Ali’nin mübarek gözlerine elini sürdü. Ona dua etti. Hiç hasta olmamış gibi şifaya kavuştu. Hz. Peygamber bayrağı ona verdi. Hz. Ali:

– Ey Allah’ın Resulü! Onlar bizim gibi oluncaya kadar onlarla mücadele edeceğiz, savaşacağız, dedi. Hz. Peygamber de şöyle buyurdu:

– Git! Onların sahasına girinceye kadar devam et. Sonra onları İslâm’a davet et. Onlara, İslâm’da, Allah’ın haklarının neler olduğunu haber ver. Allah’a yemin ederim ki eğer senin vasıtanla Allah bir kişiyi hidayete ulaştırırsa bu senin için dünya ve dünyanın içindekilerden daha hayırlıdır.

 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.