Adağın geçerli olması için, adakta bulunan kişide aranan şartlar nelerdir?
Yazının Giriş Tarihi: 16.09.2024 08:57
Yazının Güncellenme Tarihi: 16.09.2024 08:58
Adağın geçerli olabilmesi için adakta bulunan kimsenin Müslüman, akıllı ve ergenlik çağına ermiş bir kimse olması gerekir. Çünkü adakta bulunma, sonucu itibariyle ibadet grubunda yer aldığından, tam eda ehliyeti gerekir. Dinî bir hükümle yükümlü olmadıkları için çocuğun ve delinin adakları muteber değildir.
Evde tek başına kılınan namazda kamet getirmek gerekir mi?
Cemaatle beş vakit namaz kılınan cami ve mescitlere o vaktin farz namazını kılmak üzere giren kimseler, cemaatle veya yalnız başına namaz kılacak olmaları halinde tekrar ezan ve kamet getirmelerine gerek yoktur. Çünkü kendilerinde önce kılınan cemaat namazında ezan okunmuş, kamet getirilmiştir. Ancak beş vakit namazın pek kılınmadığı camii ve mescitlerde ise ezan okunarak ve kamet getirerek namaz kılmak daha faziletli olup sadece kametle de yetinilebilir. Aynı şekilde evde tek başına namaz kılındığında kamet getirmek gerekir. Ancak kamet getirilmediğinde ise namaza bir zararı gelmez.
Kubbeli Mezar yapmak caiz mi?
İslam dini, hayatında olduğu gibi ölümünde de insana gereken değeri vermiş, saygıyı göstermiş ve öldüğü andan itibaren ona yapılacak muameleyi de belirlemiştir. Bu anlamda İslam dini, kabir ve kabristanın düzenli ve tertipli yapılmasını, temiz tutulmasını ve yeşillendirilmesini, hayatta bulunan insanların ölülere karşı bir vefa borcu olarak görür. Ancak kabirlerin yükseltilmesi, üzerine kubbeli binalar yapılması, taşına övücü veya kaderden şikayet edici sözler yazılması yasaklanmıştır. Buna karşılık mezarın bir-iki karış yükseltilmesi, israfa kaçmadan ve tevhid inancına zarar vermeyecek şekilde yapılmasında bir sakınca yoktur.
Yeminini bozduğunda zengin de fakir de aynı kefareti mi öder?
Yemin eden kişinin fakir ya da zengin olması neticeyi değiştirmez. Bir yemin edilmiş ise ve bu yemin bozulmuşsa onun kefaretini yerine getirmek gerekir. Bu kefareti yerine getirecek kişinin de fakir ya da zengin olması bir şey değiştirmez. Ancak bu kefaretin bir sıralaması vardır. Kişi gücüne göre o sıralamayı yerine getirecektir. Yemin kefaretindeki sıralama da şöyledir: “köle azad etme, güç yoksa 10 fakiri yedirme yoksa giydirme bu güç de yoksa 3 gün oruç tutmak. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de bu hususta şöyle buyurulmaktadır: “Allah sizi kasıtsız olarak yaptığınız yeminlerden ötürü sorumlu tutmaz, fakat bilerek ettiğiniz yeminlerden dolayı sizi sorumlu tutar. Bunun da kefâreti, ailenize yedirdiğinizin ortalama seviyesinden on fakire yedirmek yahut onları giydirmek ya da bir köle âzat etmektir. Buna imkânı olmayan ise üç gün oruç tutmalıdır. Yemin ettiğinizde (bozarsanız) yeminlerinizin kefâreti işte budur. Yeminlerinize bağlı kalın. Allah âyetlerini sizin için bu şekilde açıklıyor ki şükredesiniz.” (Maide, 5/89) Eğer yemin eden kişi köle azat etme, on fakiri sabah akşam yedirme ya da giydirme gücüne haiz değilse o zaman yeminine kefaret olarak üç gün oruç tutar. Kişinin maddi gücüne göre bu sıralamaya uyması gerekir.
Günün Ayeti
Hayır bildiğinizde şer, şer bildiğinizde ise hayır vardır.
Bakara, 2/216.
Günün Hadisi
“Birbirinize, Allah’ın laneti, Allah’ın gadabı ve cehennem temennisiyle bedduada bulunmayın.”
Ebu Dâvud, “Edeb”, 53.
Günün Sözü
Ne söyleyeyim diye baştan düşünmek, niçin söyledim diye sonunda pişman olmaktan iyidir.
Sadi
Günün Duası
Allah’ım bugün beni hep güzel ve hayırlı haber alan ve güzel ve hayırlı haber veren kullarından eyle.
Bunları biliyor muyuz?
Tebliğ Nedir?
Peygamberlerin getirdikleri ilahî mesajın insanlara aynen ulaştırmalarıdır.
Günün Nüktesi
Allah bizi görüyor…
Ahmet Mekkî Efendi bir sevdiklerine;
- Hak Teâlâ, hepimizin yaptığı, iyi kötü her işi görüyor, değil mi? diye sordu.
- Elbette efendim, dediler.
- Pekii, bir insan bir günah işleyeceği zaman, bir başkasının göreceğini anlasa, o işi yapabilir mi?
- Yapamaz tabii efendim, utanır ondan.
Büyük Veli;
- Bu nasıl Müslümanlıktır ki, bir “kul”dan utanır da “Allah”tan utanmaz, buyurdu.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Doç. Dr. Zeki Uyanık
Adağın geçerli olması için, adakta bulunan kişide aranan şartlar nelerdir?
Adağın geçerli olabilmesi için adakta bulunan kimsenin Müslüman, akıllı ve ergenlik çağına ermiş bir kimse olması gerekir. Çünkü adakta bulunma, sonucu itibariyle ibadet grubunda yer aldığından, tam eda ehliyeti gerekir. Dinî bir hükümle yükümlü olmadıkları için çocuğun ve delinin adakları muteber değildir.
Evde tek başına kılınan namazda kamet getirmek gerekir mi?
Cemaatle beş vakit namaz kılınan cami ve mescitlere o vaktin farz namazını kılmak üzere giren kimseler, cemaatle veya yalnız başına namaz kılacak olmaları halinde tekrar ezan ve kamet getirmelerine gerek yoktur. Çünkü kendilerinde önce kılınan cemaat namazında ezan okunmuş, kamet getirilmiştir. Ancak beş vakit namazın pek kılınmadığı camii ve mescitlerde ise ezan okunarak ve kamet getirerek namaz kılmak daha faziletli olup sadece kametle de yetinilebilir. Aynı şekilde evde tek başına namaz kılındığında kamet getirmek gerekir. Ancak kamet getirilmediğinde ise namaza bir zararı gelmez.
Kubbeli Mezar yapmak caiz mi?
İslam dini, hayatında olduğu gibi ölümünde de insana gereken değeri vermiş, saygıyı göstermiş ve öldüğü andan itibaren ona yapılacak muameleyi de belirlemiştir. Bu anlamda İslam dini, kabir ve kabristanın düzenli ve tertipli yapılmasını, temiz tutulmasını ve yeşillendirilmesini, hayatta bulunan insanların ölülere karşı bir vefa borcu olarak görür. Ancak kabirlerin yükseltilmesi, üzerine kubbeli binalar yapılması, taşına övücü veya kaderden şikayet edici sözler yazılması yasaklanmıştır. Buna karşılık mezarın bir-iki karış yükseltilmesi, israfa kaçmadan ve tevhid inancına zarar vermeyecek şekilde yapılmasında bir sakınca yoktur.
Yeminini bozduğunda zengin de fakir de aynı kefareti mi öder?
Yemin eden kişinin fakir ya da zengin olması neticeyi değiştirmez. Bir yemin edilmiş ise ve bu yemin bozulmuşsa onun kefaretini yerine getirmek gerekir. Bu kefareti yerine getirecek kişinin de fakir ya da zengin olması bir şey değiştirmez. Ancak bu kefaretin bir sıralaması vardır. Kişi gücüne göre o sıralamayı yerine getirecektir. Yemin kefaretindeki sıralama da şöyledir: “köle azad etme, güç yoksa 10 fakiri yedirme yoksa giydirme bu güç de yoksa 3 gün oruç tutmak. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de bu hususta şöyle buyurulmaktadır: “Allah sizi kasıtsız olarak yaptığınız yeminlerden ötürü sorumlu tutmaz, fakat bilerek ettiğiniz yeminlerden dolayı sizi sorumlu tutar. Bunun da kefâreti, ailenize yedirdiğinizin ortalama seviyesinden on fakire yedirmek yahut onları giydirmek ya da bir köle âzat etmektir. Buna imkânı olmayan ise üç gün oruç tutmalıdır. Yemin ettiğinizde (bozarsanız) yeminlerinizin kefâreti işte budur. Yeminlerinize bağlı kalın. Allah âyetlerini sizin için bu şekilde açıklıyor ki şükredesiniz.” (Maide, 5/89) Eğer yemin eden kişi köle azat etme, on fakiri sabah akşam yedirme ya da giydirme gücüne haiz değilse o zaman yeminine kefaret olarak üç gün oruç tutar. Kişinin maddi gücüne göre bu sıralamaya uyması gerekir.
Günün Ayeti
Hayır bildiğinizde şer, şer bildiğinizde ise hayır vardır.
Bakara, 2/216.
Günün Hadisi
“Birbirinize, Allah’ın laneti, Allah’ın gadabı ve cehennem temennisiyle bedduada bulunmayın.”
Ebu Dâvud, “Edeb”, 53.
Günün Sözü
Ne söyleyeyim diye baştan düşünmek, niçin söyledim diye sonunda pişman olmaktan iyidir.
Sadi
Günün Duası
Allah’ım bugün beni hep güzel ve hayırlı haber alan ve güzel ve hayırlı haber veren kullarından eyle.
Bunları biliyor muyuz?
Tebliğ Nedir?
Peygamberlerin getirdikleri ilahî mesajın insanlara aynen ulaştırmalarıdır.
Günün Nüktesi
Allah bizi görüyor…
Ahmet Mekkî Efendi bir sevdiklerine;
- Hak Teâlâ, hepimizin yaptığı, iyi kötü her işi görüyor, değil mi? diye sordu.
- Elbette efendim, dediler.
- Pekii, bir insan bir günah işleyeceği zaman, bir başkasının göreceğini anlasa, o işi yapabilir mi?
- Yapamaz tabii efendim, utanır ondan.
Büyük Veli;
- Bu nasıl Müslümanlıktır ki, bir “kul”dan utanır da “Allah”tan utanmaz, buyurdu.