TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

XX. yüzyılda Azerbaycanlılara yönelik soykırımlar

Yazının Giriş Tarihi: 24.04.2024 17:48
Yazının Güncellenme Tarihi: 25.04.2024 08:48

Her 24 Nisan’da Dünya Kamuoyunu yanıltan, zalimi mazluma çeviren propagandalar nedeniyle suni olarak yaratılan “Ermeni Sorunu” yıllar yılı gündemimizi işgal etti. Dış siyasetimizde Demokles’in kılıcı gibi sallandı durdu. Her yıl ABD Başkanı soykırım için ne diyecek merakı gündemden eksilmedi. Oysa Tarih bizden yanaydı, belgeler ortaya çıkarılsa gerçek anlaşılacak diye 1980’lerden itibaren yazıp durduk. Tarafsız Tarihçiler, gerçek mağdur Azerbaycan ve Türkiye’de araştırmalar yapınca asıl soykırımın Türklere karşı yapıldığı anlaşıldı. Yeni yeni belgeler, toplu mezarlar ortaya çıktıkça haklılığımız anlaşıldı. Bu konuda aksi iddialarda bulunanlar, Doğu’da terör estirenler araştırıldığında, dıştan beslenen Ermeni çocukları oldukları görülür.

Ege Üniversitesi’nde 15 Nisan’da düzenlenen, “Azerbaycanlıların 31 Mart Soykırımı Günü” dolayısıyla “Ermeni Sorunu ve XX. Yüzyılda Azerbaycanlılara Karşı İşlenmiş Katliam ve Sürgünler” konulu panel ve sergiye yoğun bir katılım oldu. Azerbaycan Türkiye Büyükelçiliği, EÜ, Azerbaycan Kültür Bakanlığı'na bağlı Soykırım Memorial Kompleksi, Zafer Şehit Ailelerine Destek Derneği ve İZAZDER tarafından düzenlenen panel ve sergi gerçek suçluları ortaya çıkardı. Panele, EÜ Rektör Yardımcısı Prof.Dr. Mehmet Ersan, EÜ Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yusuf Ayönü, İZAZDER Başkanı Perviz Altay, Zafer Şehit Ailelerine Destek Derneği Başkanı Sevinc Orucova, Azerbaycan Büyükelçiliği Eğitim Müsteşarı Doç. Dr. Necibe Nesibova, İzmir Temsilcisi Cavid Aliyev, Dr.Fadıl Ünal akademisyenler, öğrenciler ve Azerbaycan gönüllüleri, İMGİAD Başkanı Doç.Erdal Ataklı, Yüksek İstişare Kurulu üyeleri Dr.M.Talat Şimdi, TCİT.Uzmanı Ayten Dirier katıldı.

Panelin açılışında konuşan Prof.Dr.Mehmet Ersan, bu etkinliği düzenlemenin asıl amacının, Azerbaycan halkına karşı yapılan soykırımlar konusunda Türk kamuoyunu bilgilendirmek ve Azerbaycan gerçeklerini Türkiye gençliği ve Türk Coğrafyasına aktarmak olduğunu vurguladı. Rektör Prof.Dr.Necdet Budak öncülüğünde uluslararası misyonumuz doğrultusunda Azerbaycan başta olmak üzere tüm Türk Cumhuriyetleriyle sıkı bir ilişki içerisinde olduğumuzu vurgıladı.

*Biz, birlikte hareket etmek zorundayız"

Şuşa Beyannamesine değinen Prof. Dr. Mehmet Ersan; “Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Azerbaycan Cumhuriyetiyle Şuşa Beyannamesini imzalayarak; Azerbaycan’a yapılacak herhangi bir saldırı Türkiye’ye yapılmış, Türkiye’ye yapılacak saldırı Azerbaycan’a yapılmış kabul edildi ve savaş sebebi sayıldı. Hem Azerbaycan, hem de Türk Devletleri ile birlikte hareket ederek, güçlerimizi birleştirmek zorundayız ki, coğrafyamızda savaşlar ve sıkıntılar yaşanmasın” dedi.

Azerbaycan Büyükelçiliği Eğitim Müsteşarı Doç.Dr.Necibe Nesibova ise; “Bizim coğrafyamız, çok acılarla dolu bir coğrafyadır. Biz, ne yazık ki tarihin farklı dönemlerinde soykırımlara ve katliamlara maruz kaldık. Bu katliamlardan en büyüklerinden biri de yaklaşık 50 bin kişinin öldüğü 31 Mart soykırımıdır” diye konuştu.

“XX. yüzyılda Azerbaycanlılara yönelik soykırımlar”

Açılış konuşmalarının ardından panel sunumları yapıldı. Moderatör, Ege Üniversitesi Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü Türk Dünyası Sosyal, Ekonomik ve Siyasi İlişkiler Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Vefa Kurban, Ermenilerin Azerbaycan’ın tarihi topraklarına nakli hakkında bilgi verdi. Daha sonra Ege Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Uygulama ve Araştırma Merkezi Başkanı Prof. Dr. Nuri Karakaş; “Ermeni Sorunu”na ilişkin geniş bir rapor sunarak 24 Nisan’ın önemine değindi. Prof. Dr. Karakaş, "Türklerin Anadolu’da hâkimiyet kurması sonucunda dini ve etnik varlıklarını korumayı başaran Ermeniler, Osmanlı hâkimiyeti boyunca Anadolu’nun dört bir köşesinde dağınık bir şekilde yaşadılar. Türk toplumu ile gelişen iyi ilişkileri sayesinde sadık millet olarak anıldılar. XIX. ve XX. yüzyıllarda Osmanlı Devletinde paşa, bakan, diplomat, başkonsolos gibi pek çok önemli görevler edinen Ermenilere karşı, Osmanlı Devleti nezdinde olumsuz bir yaklaşım ve ırkçı bir söylem bulunmamaktadır” dedi. Ermeniler 24 Nisanı bütün dünyada soykırım günü olarak ilan ederek suni bir tarih yaratmışlardır. İhtilalci, silahlı ve terörizmi mücadele metodu olarak seçen Ermeniler tarafından, yarım milyonu aşkın Türk Müslümanı katledilmiştir” dedi.

Guba Soykırımı Anıt Kompleksi Uzmanı, Azerbaycan Millî Elmler Akademisi OD Uzmanı-Soykırım Araştırmacısı Doç.Dr.Subhan Talibli; tarihi gerçekler, belgeler, çağdaş basın, Azerbaycan Türkçesi ve yabancı dil kaynaklarına dayanarak, “20. yüzyılda Azerbaycanlılara karşı işlenmiş katliam ve  soykırım” konulu bilimsel raporunu sundu. 1905-1906’da kütlevi kırımları ile Ermeni Müslüman Davasının başladığı, 1918’de Devleti olmayan Haylar(Ermeniler)’ın Çar yardımıyla Azerbaycan topraklarında Ermenistan Cumhuriyeti’ni kurduklarını belirterek, hayallerinin “Denizden Denize/Karadeniz’den Hazar’a” kadar olan yerleri ele geçirmek olduğunu vurguladı. 1991 Meşali/Hocalı, Bakü, İrevan, Şaru, Dalayazda’da kırımlar yapmaları hep bu hayali gerçekleştirmek içindi. Fevkalade Tahkikat Komisyonları bu yaptıklarını kanıtlasa bile, Batı onların vahşetlerini hep örterek mazlum gösterdi.

Guba Soykırımı Anıt Kompleksi Müdürü, Soykırım Araştırmacısı Dr.Rahşende Bayramova, “Azerbaycanlılara karşı işlenen soykırımlar gerçeklerinin dünya kamuoyuna ulaşmasında Azerbaycan Devletinin  politikası” konulu konuşmasında, “Ulusal devlet tarafından imzalanan kararnameler ve emirler”e dikkat çekip; Umumi Lider Haydar Aliyev, Azerbaycanlıların soykırım ve tehcirine ilk kez siyasi ve hukuki zemin vererek “bedelini ödedi” dedi. Başkan İlham Aliyev de 20 Yanvar Faciası ve  “Hocalıya adalet” için yaptıklarını özetleyerek vecizesi ile nokta koydu.

“Yeşil Dünya namına Hamayrik İli Tarihine sahib çıkan halk yenilmez!”

Taşların Dili Olsa

Konferansın sonunda katılımcılar, Azerbaycanlılara yönelik soykırım olaylarını yansıtan kitap ve fotoğrafların sergilendiği alana geçti. Dr. Bayramova soykırıma uğrayan yerlerin fotoğrafları önünde detaylı bilgi verdi. O viraneye dönmüş eserler dile gelse, mazlum rolündeki zaimlerin gerçek yüzünü bütün algı operasyonlarına rağmen Dünya görecek. Onları kışkırtan ve koruyanların 21.asırda da Filistin’deki soykırıma seyirci kalmaları boşuna değil. 20.asırda iki Dünya Savaşını çıkartıp, çıkarlarına göre sınırlar çizip Dünyayı sömürenlerin; 21. asırda da 3. Savaşın Rüzgârlarını estirdiklerini, Orta Doğu’yu kendi çıkarları için bencilce ateşe verdiklerini anlayacak…

Etkinliğin düzenlenmesinde emeği geçen, katkı yapan ve katılan eden herkese teşekkürler. Sık sık düzenlenmesi, Batılıların bulanık suda avlanmalarına set çekecek.

32 yıl önce öğrenci değişimi ile Türkiye’ye gelen öğrencilerin, günümüzde Türk halkının masum ve haklı olduğunu cihana duyuran Akademisyenler olarak görmenin kıvancını duyduk. Onları yetiştirenlere selam olsun…

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.