TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Yazar-Şair’in Elif Güler’in yeni hedefi roman yazmak

Edebiyat dünyasına ilk olarak şiir kitabı ile adım atan daha sonrasında öykü türünde eser veren Yazar-Şair Elif Güler, kafasında roman yazma konusunda da bir takım fikirlerin oluştuğunu söyledi

Haber Giriş Tarihi: 31.10.2022 09:05
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak: Haber Merkezi
ilksesgazetesi.com
Yazar-Şair’in Elif Güler’in  yeni hedefi roman yazmak

ASİYE ARSLAN-RÖPORTAJ

Yazar-Şair Elif Güler ile geçtiğimiz ay piyasaya çıkan öykü türünde yazdığı ikinci kitabi “Pembe Koltuk” ve 2021 Nisan ayında yayınladığı ilk şiir kitabı “Aşktan Damlayanlar” hakkında konuştuk. Öykü ve şiir türünde iyi ayrı eser yayınlayan Yazar-Şair Elif Güler, bir roman yazmayı da çok istediğini belirterek, “Hatta birkaç ay önce kafamda birtakım fikirler filiz vermeye başladı. Yakın zamanda bu projemi kapsamlı bir şekilde ele almayı düşünüyorum” dedi.

Yazar –Şair Elif Güler kimdir bize biraz kendinizden bahseder misiniz?

2006 yılı İstanbul Üniversitesi Amerikan Kültürü ve Edebiyatı mezunuyum. 2 sene İngilizce öğretmenliği yaptıktan sonra 10 yıl özel sektörde Dış Ticaret Uzmanı olarak görev yaptım. 2020 yılının sonunda edebiyata yönelik yoğun ilgimle şiirler yazmaya başladım. 2021 Nisan ayında ilk şiir kitabım “Aşktan Damlayanlar” ve 2022 Eylül ayında öykü türünde ikinci kitabım “Pembe Koltuk” yayımlandı.

6 AYLIK YOĞUN BİR ÇALIŞMA

Öykü yazma serüveni nasıl başladı?

Pandemi bizleri sosyal hayattan uzaklaştırıp eve kapadığında okuma dünyasına da yoğun bir geçiş yapmamızı sağladı. O dönemde sıklıkla ve çok çeşitli kitaplar okurken Halid Ziya Uşaklıgil’in “Kırk Yıl” adlı eserine denk gelmemle benim yazı hayatım da başlamış oldu. Oradaki Osmanlıca kelimelerden etkilenerek şiirler yazmaya koyuldum. 6 aylık yoğun bir çalışmanın üzerine ilk şiir kitabım doğmuş oldu. Adı “Aşktan Damlayanlar”. Bu serüveni yeni şiirlerimle devam ettirirken kuzenimin önerisi ve teşvikiyle düz yazıya da yöneldim. Öyküler yazmaya başladım ve bu yeni türü denerken fark ettim ki duygularımı ve hayallerimi dile dökmenin tek yolu şiir değilmiş sadece. 1 seneye yakın keyifli bir çalışmayla da geçtiğimiz Eylül ayında ikinci kitabımı öykü kitabı olarak çıkarmış bulunmaktayım.

Kitabınızdaki öykülerin içeriği nelerden oluşmakta?

Yarısı polisiye, yarısı duygusal ve romantik diyebilirim. İçinde, yaşadığımız çağda birebir başımıza gelebilecek, şahit olabileceğimiz olayların yanı sıra okuyanları geçmiş zamanlara, belki de çocukluklarına götürecek anlatılar da var. Ezcümle, hepsi insana dair. Hepsinde okuyucu hayatından bir parça bulabilecek.

Öykülerinizde gerçek hayattan mı esinlendiniz, kurgudan mı yararlandınız?

Birebir yaşadığım olayları genişleterek, farklı açılar katarak, kurgunun gücünü de kullanarak yazdığım öykülerim de var. Sadece hayal gücümden esinlenerek yola çıktığım kurgularım da var. Hem tecrübelerimden, hem gözlemlediklerimden, hem de düşümde yaşattıklarımdan beslenerek vücut buldu öykülerim.

KELİMELERİN GÜCÜNE İNANIYORUM

Yazarken kriterleriniz nelerdir? Yazım esnasında nelere dikkat edersiniz?

Kelimelerin gücüne çok inanıyorum. Hissedileni, yaşanan o sahneyi okurun gözünde canlandırması için seçilen sözcüklerin çok etkileyici olduğuna inanıyorum. O yüzden yazılarımda kelime seçimini titizlikle yapıyorum. Özellikle aynı paragraf içerisinde aynı kelimeyi gerekmedikçe tekrar kullanmamaya dikkat ediyorum. Vurgunun, tonlamanın ön plana çıkması açısından devrik cümle kurmaktan da bilhassa keyif alıyorum. Yazdıklarımı okura sunmadan önce mutlaka sesli okumaya, kulağa hoş gelmeyen söz dizimleri mevcutsa üzerinde düzenleme yapmaya da özen gösteriyorum. Ve bir de karakterin ruhsal dünyasını yansıtmak da vazgeçilmezlerimdendir. Öyküde bir paragrafta olay akışından bahsediyorsam diğer paragrafta da karakterin iç dünyasını anlatmaya özellikle yoğunlaşıyorum.

Bir öyküyü ne kadar sürede bitirirsiniz?

Bu hepsi için farklılık gösteriyor. Bazen ilham tek bir sözcükten geliyor. O kelime öyle bir çağrışım yapıyor ki zihnimde, üzerinde yoğunlaşarak tek bir gece içerisinde sayfalar dolusu bir öykü çıkarabiliyorum. Ama bazı öykülerim de haftalar sürüyor. Olaylar hazır oluyor fakat onları bağlayacak bir noktaya ya da yeni bir karaktere ihtiyaç duyuyorum. Gördüklerim ya da duyduklarımdan etkilenerek o kopuk noktayı tamamlamak dediğim gibi bazen haftalar alabiliyor.

Yazmak nasıl bir duygu? Sizin hayatınızda neleri değiştirdi?

Yazmak nefes almak, hayatın yoğun karmaşasına bir mola vermek gibi kıymetli bir eylem benim için. Yazı dünyasına atıldığımdan beri hayata karşı bir duruş sergilediğimi, bu hayatta gerçek ben’in ne yapmak istediğini, ne ile tatmin ve mutlu olacağını fark ettim. Özgüvenim, özsaygım gelişti. Zaman kavramının ne kadar değerli olduğuna vakıf oldum. Önünden öylece geçip gittiğim şeyleri daha derinlemesine inceleme, hissetme gücü kazandırdı bana.

Öyküleriniz kitaplaşmadan önce başka yerlerde yayınlandı mı? Geri dönüşler nasıl oldu?

Sanal platformlarda, online dergilerde hatta basılı dergilerde de yayınlandı. Çok güzel dönüşler aldım takip edenlerden. Yayınlanan bölümün devamını merakla, heyecanla beklediğini ifade edenler beni çok mutlu etti. Hayal gücümden esinlenerek yazdığım bir öykümle ilgili gerçekten yaşanmış gibi hissettiklerini bildiren çok güzel mesajlar aldım okurlarımdan. Yine kıymetli bir okurumdan öykülerimin romana evirilebilecek potansiyel taşıdığı mesajını almak büyük bir gururdu benim için.

HÜZÜNDEN BESLENİYORUM

Yazılarınızda hangi güdüler sizi motive ediyor?

Ben hüzünden çok besleniyorum. Aşk acısı, kayıplar, bununla birlikte her müşküle rağmen umutla hayata tutunma hali benim yazılarımda ön planda olan unsurlar.

Öyküye başlamadan önce planladığınız sondan daha farklı bir son ile öykünüzü bitirdiğiniz oluyor mu?

Evet, duygu dünyamla birlikte kalemim beni hiç ummadığım sonlara götürebiliyor. Çoğunlukla planlama yapsam dahi, yazım esnasında bir anda araya soktuğum yeni bir karakter veya son anda aklımda canlanan bir olay örgüsü son sahneyi değiştirebiliyor. Bazen de tasarladığım son çok hüzünlü görünüyor gözüme, içim öyle bitmesine el vermiyor ve olay akışında biraz değişiklik yaparak umutlu bir sona erdiriyorum öykümü.

Öykülerinizdeki her karaktere isim veriyor musunuz? İsim seçimlerini neye göre yapıyorsunuz?

Kitabımdaki iki öyküm haricinde diğer tüm öykülerde karakterlerin isimleri var. İsim vermediğim öykülerimde okuyucunun kendi hayal dünyasında şekillensin istedim o karakterler. İsim verdiklerimi de çoğunlukla çevremden seçtim. Özellikle öyle arkadaşlarım var ki öykülerimin şekillenmesinde verdikleri fikirler ve hatta tek bir sözcükle bile bana destek oldular. Ben de onların isimlerini gururla öykülerimde başkarakter olarak belirledim. Bazı isimleri de hayatımda hiç yer almamış olan isimlerden seçtim, farklılık olması açısından.

Eserinizin ismi nasıl oluştu?

İsim üzerinde çok düşündüm ve sonra fark ettim ki aslında isim en başından beri gözümün önündeymiş. Yazı hayatıma ilk başladığım yer benim çalışma odamdaki pembe koltuğumdu. Tüm yazılarım o koltuğun kolçağında can buldu. Bir nevi bana ilham oldu diyebilirim güzel koltuğum için. Hayatıma kattığı değer için ben de onun adını bu şekilde ölümsüzleştirmek istedim.

Ne tür kitaplar okumaktan hoşlanırsınız? Takip ettiğiniz yazarlar var mı?

Eski kuşak yazarların kitaplarını her fırsatta okumaktan, onlardan beslenmekten keyif alıyorum. Yazın hayatına girmemle birlikte bu camiada yeni yazarlardan çok güzel, çok etkileyici kalemleri olan arkadaşlar tanıdım ve son dönemde yeni yazarlarımızın kitaplarını da mutlaka okuyorum. Fırsat buldukça her türden okumaya çalışıyorum, (polisiye, tarih, araştırma, bilim kurgu) kendi kalemime de esin vermesi açısından.

En son okuduğunuz kitap hangisidir?

Sabahattin Ali’nin eserleri benim başucu kitaplarımdır. Tekrar tekrar okuyorum belirli dönemlerde. İçimizdeki Şeytan adlı eserini yeni bitirdim. Bugünlerde Charles Dickens okuyorum; İki Şehrin Hikayesi.

ROMAN YAZMAYI ÇOK İSTİYORUM

Bundan sonraki hedefleriniz, planlarınız nelerdir?

Bir roman yazmayı çok istiyorum. Hatta birkaç ay önce kafamda birtakım fikirler filiz vermeye başladı konusu ile ilgili. Giriş kısmına başladım ama günlük hayatın koşturmacası, sorumlulukları içerisinde onun üzerinde yoğunlaşabileceğim verimli bir zamanı yeterince bulamıyorum bu aralar. Yakın zamanda bu projemi kapsamlı bir şekilde ele almayı düşünüyorum.

Yazar olmak isteyenlere tavsiyeleriniz nelerdir?

Ben kendim de yazı hayatına yakın zamanda atılmış bir fert olarak, benim gibi bu yola baş koyan yazar adaylarına naçizane tavsiyelerim var elbette. Her şeyden önce bol, verimli ve birçok türü okumak yazı hayatı için büyük bir önem arz ediyor. Bunun yanı sıra gözlemlemek, araştırmak, önyargılarımızı kırmak bu yolda bize kazanım sağlayacak önemli faktörlerden. İmkânları varsa yazarlık atölyelerine devam etmelerini de mutlaka öneririm. Son olarak da en mühimi her kutsal yol türlü engebelerle dolu. Biz azimli, kararlı olacağız, pes etmeyeceğiz ki kalemimiz hayallerimizi gerçekle buluştursun. Gazetenizde bana da yer ayırdığınız için ekibinize ve köşe yazarınız aynı zamanda Yazarlar ve Şairler Dayanışma Dernek Başkanı Sayın Cemal Durmaz’a çok teşekkür ederim. Eserimi tanıtmama fırsat verdiğiniz için beni çok mutlu ettiniz.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.