TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Yazmak O’nu mutlu kılıyor

Yavuz Atıl’a yazarlık ve kitapları hakkında sorular sorduk. Kendisi de tüm içtenliği ile gazetemiz adına gerçekleştirdiğim bu röportajda en samimi yanıtları verdi

Haber Giriş Tarihi: 19.03.2018 06:46
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak: Haber Merkezi
ilksesgazetesi.com
Yazmak O’nu mutlu kılıyor

ONURHAN ALPAGUT-ÖZEL RÖPÖRTAJ

Yazar Yavuz Atıl, İzmirli mizah yazarı Ahmet Zeki Yeşil vasıtasıyla tanıdığım bir isim… Kendisi geçtiğimiz günlerde Sevginin Meyveleri’ni yayımladı. Kitap, Zeus Kitap Evi’nden çıktı. Oldukça yoğun bir ilgi gördü. Yazıyla olan ilişkisi şiir sevdası ile küçük yaşlarda başlayan yazar, “Sevginin Meyveleri” ardından, ikinci romanı olan “Gurbet Gazileri”ni yazdı. Üçünü kitabının da roman olarak baskı aşamasında olduğunu söyleyen Atıl, dördüncü kitabının da deneme çalışmalarından oluştuğunu ve hazırlık aşamasında olduğunu belirtti. Yazarın şu an ki en büyük hedefi bin şiirinin yer aldığı çalışmasını, yayınlamak.

Bize kısaca kendinizden bahseder misiniz?

1953 İzmir doğumluyum. ilk, orta ve lise öğrenimimi Bornova’da tamamladım. Ege Üniversitesi İşletme Fakültesinden mezun olduktan sonra iş hayatına atıldım. Ege Üniversitesinde Bilgi İşlem Merkezi Şube Müdürü iken, Dışişleri Bakanlığı’na geçtim. 25 yıl Fransa’da görev yaptıktan sonra ülkemize döndüm. Evliyim,iki çocuğum var. Fransa’da Paris Başkonsolosluğundan emekli olduktan sonra, TRT Gezelim Görelim programının Fransa’da çekilen beş programında rehberlik yaptım. Fransa’da ülkemize ilgi duyan firmalara danışmanlık, üst düzey devlet görevlilerine rehberlik, Fransız mahkemeleri nezdinde yeminli tercümanlık, Orta Fransa Türk Dernekleri Birliği kurcusu ve başkanlığı görevlerini üstlendim. Ayrıca, işletme ve üst düzey yönetici kadrolarına danışmanlık konularında çalışmalarım devam etmektedir.

KÜÇÜK YAŞLARDA YAZMAYA BAŞLADI

Yazar olma süreciniz nasıl gelişti, hikayeniz nedir?

Yazmaya küçük yaşlarda şiirle başladım. Şiirden hiç ayrılmadım. Hala şiir yazmaya devam ediyorum. 3 bine yakın şiirim var. En büyük emelim, roman yazmaktı. Roman yazmanın pek de kolay olmadığını bildiğimden, genç yaşlardan beri, önce okumanın daha yararlı olacağını düşündüm. Kendimi hazır hissettiğimde, ilk romanımı yazdım; “Sevginin Meyveleri”. Ardından, ikinci romanım olan “Gurbet Gazileri”ni yazdım. Üçüncü romanım, baskı aşamasında. Dördüncü romanımı yazmaya başladım.

Kitaplarınızı ortalama ne kadar sürede tamamlıyorsunuz?

İlk romanımı 3 yılda, ikinci romanımı 2 yılda tamamladım. Baskı aşamasında olan 3. kitabımı 4 yılda tamamladım. Bu kitabım, denemelerden oluşmakta.

Yazmaya nasıl başlıyorsunuz?

Yazmam için sakin ve sessiz bir ortam bana yeterli. Bazen, oturup saatlerce yazıyorum. Bazı zamanlar da kısa aralıklarla oluyor. Yazacağım romanın konusu zaten aklımda yazılı. Bana, sadece, onları yazıya dökmek kalıyor. Tabii ki ardından, imla kuralları, gerekli düzeltmeler derken kitap ortaya çıkıyor.

YAZMANIN SIRRI OKUMAK

Sizce yazmak bir yetenek işi midir yoksa ögrenilebilir bir durum mu?

Yazmanın bir yetenek işi olduğunu düşünüyorum. Ancak, herkes yazabilir. Bunun esas sırrı çok okumaktan geçer. Bir de güzel dilimizi iyi kullanmak gerekiyor. Yazarın iç dünyasında tasarlamış olduğu düşünceleri kağıda dökmesi, yetenekle birlikte bunların da sonucu bence.

Yazdıklarınızda kendinizi yansıtıyor musunuz?

İster istemez! Yazarken kendimizden de söz etmek gerekiyor. Bunu yaparken, düşüncelerimizin yazılan konuyla bire bir örtüşmesi gerektiğine inanıyorum.

GURBET GAZİLERİ

Bize biraz kitaplarınızdan bahseder misiniz?

Sevginin Meyveleri’nde 1900’lü yılların başında Anadolu’nun bir kasabasında dünyaya gelmiş iki gencin yaşamları anlatılır. Münevver ve Mustafa aynı sokakta büyümüşler, birbirlerini sevmişlerdir. Ancak, Mustafa’nın haşarı biri olması dolayısıyla Münevver ile evlenmesine Münevver’in babası pek yanaşmamaktadır. Yapılan ısrarlara dayanamayan Kazım Hoca, kızının Mustafa ile evlenmesine izin verir. Münevver’in çileli yaşamı başlamıştır. Mustafa’nın ölümüne kadar bu devam eder. Münevver, tüm sevgisini altı çocuğuna vererek yaşama bağlanır. Sevginin yaşatıcı gücünün somut örneklerle ortaya konulduğu romanda, 1920-2005 yılları arasında ülkenin tarihi gelişimi, din konusunun yobazlar tarafından nasıl istismar edildiği, Atatürk devrimleri, kitaba serpiştirilmiştir. Batı ülkelerinde sık rastlanan bir anlatım biçimi olan biyografik bir profil çizilmiş, romanda adı geçen tüm kahramanların gerçek isimlerinin yazılmasından sakınılmamıştır. Yazar, zaman zaman roman dokusunun dışına çıkıp, kendi düşüncelerini de kitaba aktarmıştır. Gurbet Gazileri: 1970’li yıllarda Fransa’ya gelen vatandaşlarımızın ülkeye yerleşmeleri, uyum sağlamaları, gerçek öyküleriyle kaleme alınmıştır. Fransa’da vatan hasretiyle geçim mücadelesi veren, aynı zamanda ikinci sınıf vatandaş muamelesi görmekten rahatsız olan vatandaşlarımızın, ülkeye uyum sağlamaları konusunda, yapmaları gereken davranışlar ele alınmıştır. Ülkede çok başarılı olanların nasıl başarılı oldukları, başarısız olanların ise neden başaramadıkları gerçek örneklerle anlatılır. Her ulustan göçmen alan Fransızların, aslında, kendilerine uyum sağlandığında, iyi bir ev sahibi oldukları gerçeği vurgulanmıştır. Bütün bunlar dile getirilirken, roman kahramanı olan Hasan’ın ülkemizi yurtdışında en iyi şekilde temsil etmek, tanıtmak amacıyla gösterdiği çabalar, çocuklarını en iyi biçimde eğitmesi de dile getirilir.

YETERİ KADAR OKUMUYORUZ

Türk insanı sizce yeterince okuyor mu?

Kitap okumak, küçük yaşlarda ebeveynlerin desteğiyle başlar; öğretmenlerin teşviki ile devam eder. Maalesef, ülkemizde yeteri kadar kitap okunmuyor. Okuma zevkini almış bir kişinin desteğe ihtiyacı yoktur. Okumak bir alışkanlıktır. Bizim ülkemizde bu alışkanlıklar yerini televizyon, bilgisayar oyunları, kahve kültürüne bırakmış. Okumak, bir toplumun geleceğinin en değerli yapı taşıdır. Diğer gelişmiş ülkelere nazaran bizde okuma oranı çok düşük. Bu, beni çok üzüyor.

YENİ KİTABI BİN ŞİİR

Hedef ve projeleriniz nedir, yeni bir kitap yolda mı?

En büyük hedefim, sağlığım elverdiği müddetçe yazmak. Bin şiirden oluşan konulu bir çalışmam var. 50 bin satır civarında. Bu çalışmamı kitaplaştırmayı çok arzuluyorum. Ancak, yayınevleri pek sıcak bakmıyorlar bu konuya. Oysa bu çalışma, ülkemizde tektir. 350’şer sayfalık üç cilt, maliyeti yükseltiyor. Üçüncü romanım baskı aşamasında demiştim. Dördüncü romanıma başladım bile…

Türkiye’de bir kitap yayınlamak zor mu? Yayınlanacak bir kitap ne gibi süreçlerden geçiyor?

Tanınmış bir yazar değilseniz, ülkemizde kitap yayınlamak zor. Zira yayınevleri, maliyetin tamamını istiyor. Mali durumunuz iyiyse ülkemizde kitap yayınlamak kolaydır. Ancak, yeteri kadar satılmayan, depolarda çürümeye terk edilen kitaplar olacaksa, boşuna uğraşılmış demektir. Kitabın yayınlanması, yayıncı kitabevinin becerisine bağlı. Kapak konusu, dizgi, düzeltme, baskı aşamaları yazarın da katkısıyla hızlı bir şekilde gerçekleşebiliyor. Bazı yayınevleri pek ciddi çalışmıyor maalesef.

Yazdığınız bir kitabı şu yayınevinde yayınlamalıyım diye nasıl karar veriyorsunuz?

Bir yayıneviyle anlaşma yaptığınızda, eğer, onun çalışmalarından memnunsanız, artık hep onunla çalışmaya devam ediyorsunuz. İzmir bu konuda bakir. İstanbul, Ankara gibi kentlerde yayınevi daha fazla olduğundan haklı olarak bir rekabet ortamı da doğuyor.

EKONOMİK UNSUR

Yayın evleri bir kitabı yayımlarken nelere dikkat etmekte?

Yayınevleri bir kitabı yayımlarken, kitabın ne kadar alıcıya ulaşabileceğini hesaplıyor. Kitabın konusu, dili, en önemli unsurlardan biri. Ülkemizde, okuyucu kitlesinin ihtiyaçlarına yanıt verebilecek türde kitaplar, daha çok ilgilerini çekiyor. Ayrıca, yukarıda da bahsettiğim gibi belli bir sayıda kitap karşılığı yayın masraflarını yazar karşılıyorsa, yayınevlerinin bir zararı söz konusu olmayacağından kitabı yayınlarken pek fazla kriter aramıyorlar.

Bir yazarın, yazdığı kitaplar ile yaşamını idame ettirmesi sizce mümkün mü?

Ülkemizde maalesef insanlar zaten pahalı olan kitapları satın alırken, yazarların tanınmış olmalarına dikkat ediyorlar. Bu nedenle, fazla tanınmamış, yöresel, bölgesel yazarların bu meslek sayesinde yaşamlarını sürdürmeleri bence pek mümkün görünmüyor. Uzun yıllar görevim gereği yurtdışında bulundum. Batı ülkeleri okumaya çok önem veriyorlar. Ne kadar çok okunursa o kadar güzel yazılır gerçeğini görmüş bir toplumdur gelişmiş ülkeler. Buna dayalı olarak herkes yazabilir düşüncesiyle, kendine güvenen, yazma yeteneği de okumak sayesinde gelişmiş olanlar, yaşamlarında bir kerelik olsun bir kitap yazma cesaretini gösteriyorlar. Gelişmiş ülkelerde yeni yazarlar okuyucular tarafından da teşvik görüyor.

Eklemek istedikleriniz nedir?

Yazmak, insan ruhuna iyi gelen bir eylem. Yazdıkça, yazmak istiyor insan.Ortaya çıkan eserler, çocuklarımız kadar değerli gelmeye başlıyor. “Sevginin Meyveleri” ve “Gurbet Gazileri”, yeni çıkacak kitabım “Benden Söylemesi”, yazarak üretmek için beni inanılmaz motive ediyor.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.