16. yüzyılda Osmanlı sarayında kullanılmaya başlanan İran kökenli çalgı santur, 20. yüzyılın başında yapısından kaynaklı zorluk nedeniyle Türk Sanat Müziği orkestralarında yerini uda bırakmasıyla unutulmasının ardından, sokak müzisyenlerin aracılığıyla yeniden tanınırlığını artırdı
Haber Giriş Tarihi: 23.06.2014 07:14
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak: Haber Merkezi
ilksesgazetesi.com
Osmanlı sarayında 16. yüzyıldan itibaren kullanılmaya başlanan İran kökenli çalgı santurun, 20. yüzyılın başında yapısından kaynaklı zorluk nedeniyle Türk Sanat Müziği orkestralarında yerini uda bırakmasıyla unutulmasının ardından sokak müzisyenlerin aracılığıyla yeniden tanınırlığını artırdığı bildirildi. Santuri ve çalgı yapımcısı Ozan Özdemir, AA muhabirine, İran çıkışlı olarak bilinen santurun, 1600'lerde Osmanlı sarayına girip, icra edilmeye başlandığını belirtti. İlk icracılarından biri Ali Ufki Bey olan santurun, 1900'lerin başında ara sesleri bulunmadığı için Türk Sanat Müziği orkestralarında yerini perdesiz ve geniş ses aralığına sahip uda bıraktığını anlatan Özdemir, kullanımının azalmasıyla santurun sesinin zamanla unutulduğunu ifade etti.
DAHA ÇOK SOKAKLARDA
Özdemir, yaklaşık 20 yıl önce İstanbul'da sokak müzisyenlerinin kullanımıyla santur sesinin yeniden ilgi odağı olmaya başladığını dile getirerek, şöyle konuştu: Santur, Osmanlı zamanında saray çalgısı olarak geçiyordu. Ama günümüzde bunun tam tersi olarak halk arasında, pazarda, yolda ve caddede santuru görebilirsiniz. Daha çok sokaklarda icra edilen santurun sesi, insanlara ilginç geliyor. Alışık olmadığımız bir ses. Santurun rahatlatıcı etkisi var. Her dinleyenin çok hoşuna gidiyor. Dinleyenlerden müzikle ilgilenenler alıp çalmak istiyor. Alanlar da santurla sokakta müzik yapmaya başladı. Santura ilgi, her geçen gün artıyor.
SANTURU GELİŞTİREN DE BİR TÜRK
Dr. Ümit Mutlu'nun geliştirdiği mandallı sistemle, santurla icra edilemeyecek eser kalmadığına değinen Özdemir, Santur, artık her tür müzikte kullanılabiliyor. Ümit Mutlu'nun santuruyla icra edemeyeceğiniz eser yok. Böylece santurla Türk müziği de icra edilebiliyor diye konuştu.
KULLANIMIN ARTMASIYLA ÖĞRENMEK KOLAYLAŞTI
Ozan Özdemir, kendisinin de 2002 yılında sokak müzisyenlerinin performansı sırasında santurla tanıştığını belirterek, santuri olma sürecini şu sözlerle anlattı: Sesi beni çok etkiledi. Kendi santurumu alıp İzmir'e yerleştim, sokakta müzik yaptım. O zaman çalan çok olmadığı için öğrenebileceğim kişi de yoktu, kendi kendime öğrendim. Kullanımın artmasıyla artık öğretenler de oluyor, santur çalmayı öğrenmek kolaylaştı. Zamanla santur yapmayı öğrendim. İstanbul'da birinden Osmanlı döneminde kullanılan santur buldum ve bire bir kopyasını yaptım. Zamanla da mesleğim haline geldi. Özdemir, santurun bin liradan başlayan fiyatlarla satın alınabileceğini sözlerine ekledi. (AA/İZMİR)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
16. yüzyılda Osmanlı sarayında kullanılmaya başlanan İran kökenli çalgı santur, 20. yüzyılın başında yapısından kaynaklı zorluk nedeniyle Türk Sanat Müziği orkestralarında yerini uda bırakmasıyla unutulmasının ardından, sokak müzisyenlerin aracılığıyla yeniden tanınırlığını artırdı
Osmanlı sarayında 16. yüzyıldan itibaren kullanılmaya başlanan İran kökenli çalgı santurun, 20. yüzyılın başında yapısından kaynaklı zorluk nedeniyle Türk Sanat Müziği orkestralarında yerini uda bırakmasıyla unutulmasının ardından sokak müzisyenlerin aracılığıyla yeniden tanınırlığını artırdığı bildirildi. Santuri ve çalgı yapımcısı Ozan Özdemir, AA muhabirine, İran çıkışlı olarak bilinen santurun, 1600'lerde Osmanlı sarayına girip, icra edilmeye başlandığını belirtti. İlk icracılarından biri Ali Ufki Bey olan santurun, 1900'lerin başında ara sesleri bulunmadığı için Türk Sanat Müziği orkestralarında yerini perdesiz ve geniş ses aralığına sahip uda bıraktığını anlatan Özdemir, kullanımının azalmasıyla santurun sesinin zamanla unutulduğunu ifade etti.
DAHA ÇOK SOKAKLARDA
Özdemir, yaklaşık 20 yıl önce İstanbul'da sokak müzisyenlerinin kullanımıyla santur sesinin yeniden ilgi odağı olmaya başladığını dile getirerek, şöyle konuştu: Santur, Osmanlı zamanında saray çalgısı olarak geçiyordu. Ama günümüzde bunun tam tersi olarak halk arasında, pazarda, yolda ve caddede santuru görebilirsiniz. Daha çok sokaklarda icra edilen santurun sesi, insanlara ilginç geliyor. Alışık olmadığımız bir ses. Santurun rahatlatıcı etkisi var. Her dinleyenin çok hoşuna gidiyor. Dinleyenlerden müzikle ilgilenenler alıp çalmak istiyor. Alanlar da santurla sokakta müzik yapmaya başladı. Santura ilgi, her geçen gün artıyor.
SANTURU GELİŞTİREN DE BİR TÜRK
Dr. Ümit Mutlu'nun geliştirdiği mandallı sistemle, santurla icra edilemeyecek eser kalmadığına değinen Özdemir, Santur, artık her tür müzikte kullanılabiliyor. Ümit Mutlu'nun santuruyla icra edemeyeceğiniz eser yok. Böylece santurla Türk müziği de icra edilebiliyor diye konuştu.
KULLANIMIN ARTMASIYLA ÖĞRENMEK KOLAYLAŞTI
Ozan Özdemir, kendisinin de 2002 yılında sokak müzisyenlerinin performansı sırasında santurla tanıştığını belirterek, santuri olma sürecini şu sözlerle anlattı: Sesi beni çok etkiledi. Kendi santurumu alıp İzmir'e yerleştim, sokakta müzik yaptım. O zaman çalan çok olmadığı için öğrenebileceğim kişi de yoktu, kendi kendime öğrendim. Kullanımın artmasıyla artık öğretenler de oluyor, santur çalmayı öğrenmek kolaylaştı. Zamanla santur yapmayı öğrendim. İstanbul'da birinden Osmanlı döneminde kullanılan santur buldum ve bire bir kopyasını yaptım. Zamanla da mesleğim haline geldi. Özdemir, santurun bin liradan başlayan fiyatlarla satın alınabileceğini sözlerine ekledi. (AA/İZMİR)
Son Girilen Haberler
Midyat Fen Lisesi ülkemizin eğitiminde destan yazmaya devam ediyor
Midyat Fen Lisesi 2015 yılında eğitim-öğretim faaliyetlerine başladı. 2019 yılında mezun vermeye başlayan okul, geçen sene yapılan 2023 YKS sınavında 40 tıp puanı alan öğrencileriyle büyük bir başarıya imza attı. Bu başarı, Midyat Fen Lisesi'nin eğitim alanındaki uzun süreli gayretlerinin bir yansıması oldu. Son 5 yılda 150'den fazla öğrencisini tıp fakültelerine yerleştirebilmenin gururunu yaşamakta. Fakat başarıları sadece tıp alanıyla sınırlı değil; yüzlerce öğrenci mühendislik, diş hekimliği, hukuk ve eczacılık fakültelerinde eğitim alma hakkı elde etti
İzmir haber: Sürücülere buradan geçmek istemiyor
İzmir merkezde birçok ilçenin bağlantı noktasında yer alan Yeşildere Köprülü Kavşağı adeta ‘Survivor'u andırıyor. Her gün binlerce taşıtın geçtiği ve onlarca kazanın meydana geldiği kavşakta yaşanan karmaşa sürücülere zor anlar yaşatıyor.
İzmir elektriksiz kalacak! 3 Mayıs İzmir elektrik kesintisi listesi
İzmir'de elektrik kesintisi listesi... İzmir'de elektrik ne zaman gelecek? 3 Mayıs 2024 Cuma günü hangi ilçelerin hangi mahallelerinde elektrik kesintisi yaşanacak?