Ceset torbasından bugünlere: Deprem felaketinden kurtulan Hasan Er'in Hikayesi

Depremde eşini ve sevdiklerini kaybeden Hasan Er, göçük altından çıkartıldığında yıkıntıların arasında yalnız kaldı. Ancak, dar bir alanda 13 saate yakın çığlık atarak hayatta kalmayı başardı. Ölü sanıldıktan sonra fark edilerek hastaneye götürülen Er, uzun bir tedavi sürecine girdi. Yaşam sevincini ve azmini hiç kaybetmeyen Er, yaşadığı acıları müziğe dönüştürdü.

Fizik tedavi için Aydın'a yerleşen Hasan Er, yazdığı "Yine Gelsin" adlı şarkıyı, depremde kaybettiği eşinin anısına ve tüm sevdiklerini kaybedenlere bir armağan olarak sundu.

Hasan Er'in hikayesi, yaşadığı trajedinin ardından müziğin gücüyle tekrar hayata dönüşünün ilham verici bir örneği olarak dikkat çekiyor.

Öldü sanıp ceset torbasına koydular

Hasan Er, Kahramanmaraş Depremi'nin ardından yaşadığı korkunç deneyimi şu sözlerle anlatıyor:

"Asrın felaketi Kahramanmaraş Depremi’nde 11 şehrimiz yerle bir oldu. Bu süreçte 13 saat boyunca göçük altında kaldım. Evimiz bir anda sallanmaya başladı ve yıkıldı. Daha sonra gözlerimi açtığımda eşim vefat etmişti. Çocuklarım ortada yoktu. Ben çok dar bir göçüğün altındaydım. Bir ayağım kalçamdan tamamen kırılmıştı ve sırtıma dönmüştü. Bu süreçte yaklaşık 11 saat çığlık attığımı biliyorum. Daha sonrasını artık travmadan dolayı hatırlamaz oldum. Ne yaptığımı bilmiyordum. 13'üncü saatte beni göçükten çıkardıklarında, öldüğümü sanıp bir ceset torbasına koymuşlar. Ex olduğumu zannetmişler ve bir kişi yakınlarını ararken torbayı açtığında ölmediğimi fark etti. Daha sonra beni apar topar hastaneye götürdüler. Kahramanmaraş Hastanesi’nde hiç yer olmadığı için gece saat 12 civarına kadar yarı travma içerisinde yerde yattığımı biliyorum. Annem beni bulduğunda tanıyamadı. Yüzüm paramparça olmuştu çünkü. Her tarafım kırıktı. Gaziantep’te bir hastaneye ulaştırdılar, orada fasyotomi ameliyatı yapıldı. Ayaklarımın kasları tamamen açıldı. Sonra Ankara Bilkent Şehir Hastanesi’ne gönderdiler. Bir ambulans uçakla oraya götürüldüm. Yaklaşık 45 gün boyunca yoğun bakımda kaldım ve çok büyük ameliyatlar oldum. Toplamda 51 ameliyat geçirdim. Birkaç defa kalbim durdu. Ölüm riskim 45 gün hiç geçmedi. Sonra servise alındım ve yaklaşık 5 ay hastanede kaldım. Bunun sonrasında fizik tedavi görmek için Aydın’a yerleştim. 5 yıl kadar yürüyemeyeceğim söylendi. Gerçekten belden aşağı felçtim ve annem her şeyimle ilgilendi. Çok büyük çaba sarf etti ve sonunda 2 ayda adım atmaya başladım. Ayağıma aparatlar taktım, bir şekilde ayakta durmaya çalıştım. Spor yapmaya çalıştım. Fizik tedavim iyi geçti."

“Benim için duygusal bir an olmuştu”

Kaybettiği eşi başta olmak üzere depremde sevdiklerini kaybeden herkes adına bir söz yazdığını ifade eden Er, “Daha önce söz beste yazarlığı yapıyordum, tekrardan söz beste yazmaya başladım ve bu acıları nasıl anlatabilirim dedim kendime. Bunu bir görev olarak edindim kendime. Orada bir sürü insan yakınlarını kaybetti, akrabalarını kaybetti ve ‘Yine gelsin’ adıyla bir beste yaptım. Bu besteyi ilk önce rahmetli eşime ve tüm sevdiklerini kaybedenlere besteledim. Umarım bir daha böyle bir şey hiç kimsenin başına gelmez. Bu süreçte menajerim Uğur Özayvaz ile tanıştım. Kendisi de bana yardımcı olabileceğini söyledi. Bütün müzikle alakalı kayıtlarımı, konserlerimi yapacağını söyledi. Yeni bir şarkı çıkarttık ve bu depremle alakalı besteme şarkı yaptık. Bu şarkıyı bütün sevdiklerini kaybedenlere armağan etmek için besteledim, benim için duygusal bir an olmuştu. Hepimizin yaşadığı acıları herkese duyurmaya çalıştım, bu şekilde kaleme alabildiğimi düşündüm” şeklinde konuştu.