Bursa'da bu terzi dükkanına giren kendini müzede sanıyor

55 yıldan fazla süredir terzilik mesleğini icra eden Hamdi Güner, çocukluğundan beri sürdürdüğü bu meslekte, müşterilerinden aldığı hatıra niteliğindeki eşyaları 30 yılı aşkın bir süredir biriktiriyor. Güner'in dükkanı, bir zamanlar geleneksel terzilik hizmeti sunmanın ötesinde, bir zamanlar moda olan eşyaları ve anıları sergileyen bir mekana dönüştü. Yüzlerce hatıra eşya, dükkanın duvarlarını süsleyerek, adeta bir müze atmosferi oluşturuyor. Dükkanına ilk kez adım atan müşteriler, renk cümbüşü ve nostaljik atmosferle karşılaşarak yanlış bir yere geldiklerini düşünebiliyorlar.

Haber Giriş Tarihi: 02.03.2024 10:54
Haber Güncellenme Tarihi: 02.03.2024 10:54
Kaynak: İHA
Bursa'da bu terzi dükkanına giren kendini müzede sanıyor

Bursa'da yaşayan terzi Hamdi Güner, Ahi Evran kültürüyle çırak olarak adım attığı terzilik mesleğinde 55 yılını geride bıraktı. Meslek hayatı boyunca adeta bir sanatçı titizliğiyle, sanatçılardan sporculara ve siyasetçilere kadar birçok önemli isme kıyafetler dikti. Müşterilerine gösterdiği özel ilgi ve değer sayesinde dükkanı, sadece bir terzihaneden çok daha fazlası haline geldi; adeta bir müzeye dönüştü. 90'lı yıllarda, dükkanının girişine altın yaldızlı bir Şeref Defteri koyarak, müşterilerinden kendisiyle ilgili bir yazı yazmalarını ve hatıra niteliğinde bir eşya bırakmalarını istedi. İlk başta, kendisi için yazı yazan müşterilere, yazdıkları kalemi hediye etti. Daha sonra anahtarlık, kravat, şapka, çiçek ve daha birçok eşyayı hatıra olarak alan Güner, bu özel eşyaları dükkanında sergilemeye başladı.

55 yıl boyunca işini sevgili gibi gören ve müşterilerine aynı özeni gösteren Güner, dükkanında sergilediği eşyalarla müşterilerine geçmişe unutulmaz bir yolculuk sunuyor. Renk cümbüşüne dönüşen dükkanında yüzlerce hatıra eşya bulunuyor ve ilk kez ziyaret edenler bu manzaraya hayranlıkla bakıyorlar. Güner'in çocukluğunda terzi dükkanlarının önünden geçerken duyduğu heyecan, mesleğinde 55 yılı geride bırakmasıyla daha da anlam kazandı.

Ahi Evran kültürüyle yetişen terzi Hamdi Güner, çıraklık döneminde bir terzi ustası tarafından gelecekte ünlü bir terzi olacağı söylendiğini dile getirdi. Mesleğine büyük bir tutkuyla sarıldığını vurgulayan Güner, ustasının öngörüsü doğrultusunda çalışarak şöhretli bir terzi olma yolunda ilerlediğini ifade etti. Güner, “Ben, mesleğimi aşkla icra eden bir insanım. Terzi olmadan önce terzi dükkanlarının önünden geçtiğimde 'terzi' kelimesi beni büyük bir heyecana sürüklerdi. İlkokulu bitirdiğimde, babamdan Türk filmlerindeki gibi bir istekte bulundum: ‘Babacım, lütfen beni terzi çırağı yapar mısın?’ dedim. Birkaç terziye başvurduk ancak onların çırak ihtiyaçlarının olmadığını öğrendik. Sonunda, bir terzi bizi ziyaret etmek istedi ve bu beni çok heyecanlandırdı.” şeklinde konuştu.

Terzi Hamdi Güner, çıraklık döneminde bir ustasının ellerini görmek istemesiyle başlayan hikayesini paylaştı. Ustasının ellerine baktıktan sonra onun gelecekte başarılı bir terzi olacağını söylemesiyle heyecanlandığını dile getiren Güner, ustasının bu öngörüsüyle kendisini kabul ettiğini ve bu sayede hayallerinin gerçekleştiğini ifade etti. İşe başladıktan sonra kendisine bir hedef belirlediğini ve ustasının öngörüsünü kanıtlamak için çaba sarf ettiğini belirten Güner, ustalarının yanında kaliteli bir eğitim aldığını ve başarılı yıllar geçirdiğini aktardı. 1977 yılında ilk dükkanını açtığını ve bu zamana kadar 54 yıl boyunca mesleğini icra ettiğini belirten Güner, terziliğin ulvi bir meslek olduğunu vurguladı. Giyinme kültürünün önemine değinen Güner, müşterilerine kaliteli işçilik ve zanaat odaklı hizmet sunduklarını dile getirdi.

Terzi Hamdi Güner, müşterileriyle olan dostluğunu ve değer verme anlayışını vurguladı. Müşterilerinden aldığı hatıra eşyaları 30 yıldır dükkanında sergileyen Güner, bu eşyaların geçmişe yapılan bir yolculuk olduğunu ve müşteri memnuniyetini artırdığını belirtti. Güner, müşteri memnuniyetinin önemine dikkat çekerek, esnaf camiasında yaygın olan "Müşteri velinimetimizdir" sözünün üzerine düşünerek, müşterilerini nasıl daha mutlu edebileceğini düşündüğünü ifade etti. 90'lı yıllarda hayata geçirdiği Şeref Defteri projesiyle müşterilerine anı bırakma ve hatıra eşyalarını paylaşma imkanı sunduğunu dile getiren Güner, bu uygulamanın hem belgeleme hem de duygusal anlamda önemli olduğunu söyledi. Güner, müşterilerinin bu hatıraları gördüğünde güzel anılarla bir araya geldiklerini ve işlerinin kalitesinin de bu şekilde ortaya çıktığını belirtti. Ayrıca, bazı eşyaların müşterilerini hüzünlendirdiğini, ancak bu hatıraların anılarının izini bıraktığını da ekledi.

Terzi Hamdi Güner, dükkanına ilk kez gelen müşterilerin genellikle şaşkınlık yaşadığını ve yanlış yerde olduklarını düşündüklerini belirtti. Güner, müşterilerin ilk girişte terzi hissiyatı alamadıklarını ve hatıra eşyalarının sergilenmesinin dükkanlarında farklı bir atmosfer oluşturduğunu ifade etti. Kendi çalışma alanını gösterdikten sonra müşterilerin ikna olduğunu ve verdikleri değerden dolayı takdir topladıklarını dile getirdi. Dükkanının sadece 3 metrekarelik bir alanda olduğunu ve bu alanda müşteriler için ayrılan önemli bir kısım bulunduğunu belirten Güner, atölyesinin genellikle zanaatkarlık ve el işçiliği gerektirdiğinden dolayı büyük bir alana ihtiyaç duymadığını açıkladı. İşine duyduğu tutkuyla atölyesinde konsantrasyonunu kaybetmek istemediğini ve bu nedenle atölyeyi bir kişinin dahi giremeyeceği kadar küçük tuttuğunu söyledi. Hamdi Güner, işlerini bitirip mankene kıyafeti giydirdiğinde ise bu keyifli anın, işinin ne kadar değerli olduğunu bir kez daha hatırlattığını belirtti.

Kaynak: İHA

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.