TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Sokak sanatçılarından Büyükşehir’e yönetmelik tepkisi

Sokak Sanatçıları Derneği, Büyükşehir tarafından ‘Sokak Sanatlarının Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik’te yapılan değişiklikleri protesto etti. Açıklamada, “Soyer’in seçildikten sonraki mottosu ‘ben yaptım oldu’ olmuştur” denildi

Haber Giriş Tarihi: 24.10.2022 10:42
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak: Haber Merkezi
ilksesgazetesi.com
Sokak sanatçılarından Büyükşehir’e yönetmelik tepkisi

ÇAĞLA GENİŞ

Sokak Sanatçıları Derneği, İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından ‘Sokak Sanatlarının Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik’te yapılan değişikliklere tepki gösterdi. 8 Ağustos tarihinde yürürlüğe giren yönetmelik değişikliğini protesto etmek için Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde bir araya gelen çok sayıda sokak sanatçısı, “Sanat özgürlük ister” ve “Yasakçı belediye istemiyoruz” sloganları attı. Grup adına basın açıklamasını okuyan Özlem Sağlam, “İktidara gelmeden önce ‘ortak akıldan’ dem vuran Tunç Soyer’in seçildikten sonraki mottosu ‘ben yaptım oldu’ olmuştur” vurgusu yaptı.

BİNDİĞİ DALI KESEN BELEDİYECİLİK

Büyükşehir’in 8 Ağustos tarihiyle yürürlüğe koyduğu yeni yönetmeliğe yönelik eleştirilerini dile getirmek için toplandıklarını söyleyen Sağlam, “Sokak Sanatlarının Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik’te yapılan değişikliklerle belediyemiz; adeta bindiği dalı kesen, yaptığı işi yüzüne gözüne bulaştıran bir belediyecilik örneği sergilemektedir. Çünkü yine aynı belediyenin Aziz Kocaoğlu döneminde kentin sivil toplum örgütlerinin katılımıyla hazırlanan, -hatta kültür sanat daire başkanıyla bizzat masa başında çalışarak hazırladığımız- ilk yönetmelik ortadayken, böylesine amatörce bir değişikliğe gidilmesi ancak kendi bindiği dalı kesmek olarak nitelendirilebilir. Sokak sanatı gücünü bu görece himayesiz ilişkilerden ve özgürlüğünden alır. İzmir özelinde güncel sanattan, popüler piyasa sanatına kadar bütün sanatçıların el pençe divan durduğu toplantılarda ısrarla özgürlük vurgusu yapmamız, başta Tunç Soyer tarafından; İzmir gibi, ‘çağdaş, demokratik özgür’ bir kentte, bozgunculuk, kıymet bilmezlik olarak değerlendirildi. Oysaki demokrasi ve özgürlüklerin varlığı, yönetenlerin var demesine değil, asıl olarak yönetilenlerin rızasına bağlıdır. Tunç Soyer’i eleştirmek bizi AKP’li yapmayacağı gibi, olumlu icraatlarını desteklemek de bizi CHP’li yapmamalıdır. Bu açıdan bir kez daha vurgulamak isteriz ki ne sarayın soytarısı, ne de belediyenin emir erleri değiliz” dedi.

MADDE MADDE SIRALADI

Yapılan yönetmelik değişikliğine ilişkin somut eleştirilerini sıralayan Sağlam, “Madde 4 genel olarak olumlu bulduğumuz bir madde olmakla birlikte c) bendindeki komisyon, şüpheli uzmanlık kriterleri açısından meşruluk sorunları yaşamaya adaydır. Meşruluk krizleri sadece ilgili dairedeki uzman bilgisine dayalı olarak aşılamaz. İlgili STK’ların da sürece katılacağı, katılımcılık ilkeleriyle aşılabilir. Madde 5 b) bendi oksimoron bir maddedir. Maalesef bir önceki yönetmelikteki ilgili maddeye yasakçı ve sokak sanatının ruhuna aykırı eklemeler yapılarak sokak sanatının nerede yapılacağı konusu kişisel inisiyatiflere açık hale getirilmiştir. Oysaki bir önceki yönetmelikte, sokak sanatının nerelerde yapılacağından ziyade nerelerde yapılamayacağı üzerinde durularak, özgürlükçü bir yaklaşım sergilenirken, yeni yönetmelik sanatsal ifade imkanları ve toplumsal etkileşimin gerçekleşeceği mekanların seçiminde sanatçıların seçim hakkını elinden almaktadır. Sokak sanatının ruhundan anlamamak olarak yaptığımız eleştiri ise belediyenin gereksiz paralar harcayarak ürettikleri ve kısa zamanda kentsel çöpe dönüşen ‘sanat sokakta’ platformlarına ilişkindir. Üretilen platformlar toplumsal etkileşime açıklık ve sokak sanatının hem zeminlik ilişkilerine engel teşkil edecek şekilde yerden yüksek, sanatçıyı biblo haline getiren reklam panolarından ibarettir. Bu platformlar bütün harcanan kamusal kaynaklara rağmen sanatçıları yağmurdan ya da güneşten koruyamadığı gibi performans sırasında kullanacakları ekipmanlara ilişkin herhangi bir imkan da sağlamamaktadır” ifadelerini kullandı.

ZABITANIN KEYFİYETİNE BIRAKILMIŞTIR

Bir önceki yönetmelikte nesnel ve ölçülebilir kriterlere göre belirlenen desibel ölçümünün yönetmelikten çıkarıldığını kaydeden Sağlam, şunları söyledi: “Performansların ses seviyesini ortamın mevcut gürültü seviyesiyle orantılı bir şekilde değerlendiren ‘performans noktasından 5 metre uzakta yapılan ölçümlerde ortam gürültüsünün üzerine +5dB’den fazla olmamalıdır’ maddesi, yeni yönetmelikte nesnel kriterlere dayanmayan zabıtanın keyfiyetine bırakılmıştır. Bu konudaki bir başka husus ise günümüzde sokak sanatının sanatsal ifade konusunda vazgeçilmezleri arasında bulunan loop, delay, chorus ve reverb gibi efekt pedallarının amfisiz kullanımının mümkün olmamasıdır. Bu yönetmelikle Pat Metheny, Jimi Hendrix ve Billie Eilish gibi müzisyenlerin kendilerine İzmir sokaklarında yer bulması imkansızdır. Günümüzde sanatsal ifadenin olmazsa olmaz araçları arasında yer alan mikrofon ve amfiler sadece ses yükselticisi araçlar değil aynı zamanda kendine has ton karakteristikleriyle sanatçıların kişisel parmak izleridir. Özel izne tabi tutulamazlar. Özetle bir önceki yönetmelikteki desibel ölçüm yöntemi böylesi sorunların da önüne geçebilecek bir maddeyken kaldırılmamalıydı.”

YETKİ KARMAŞASI BULUNUYOR

Sokak sanatçılarına kart veren komisyon dışında zabıtaların da kartların iptali konusunda yetkilendirilmesini eleştiren Sağlam, “Madde 6 2. bendinde bir yetki karmaşası bulunmaktadır. Yukarıda detaylı bir şekilde açıklamaya çalıştığımız gibi nesnel ölçüm kriterlerinden ve sanatsal uzmanlık bilgisinden yoksun bir kolluk gücü olarak zabıtaya böylesi bir yetki verilemez. Kişisel kayırmalara ve yetki karmaşasına yol açacak böylesi bir ikilikten vazgeçilmelidir. Son sözümüz yönetmeliğin çıkarılış biçimine ilişkindir. Bir önceki yönetmeliğin hazırlanması süreçlerinde ilgili katılımcılığı esas alan yöntem sürdürülmüşken, yeni yönetmeliğin hazırlanması süreçlerinde yaptığımız hiçbir eleştiri dikkate alınmamıştır. İktidara gelmeden önce ‘ortak akıldan’ dem vuran Tunç Soyer’in seçildikten sonraki mottosu ‘ben yaptım oldu’ olmuştur” açıklamasını yaptı.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.