CHP'li Bağcıoğlu yangın uçaklarını sordu: Neden alınmadı?

İLKSES TV’de yayınlanan Erdal Erek ile Siyaset Kulisi programının bu haftaki konuğu CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Gölge Milli Savunma Bakanı Yankı Bağcıoğlu oldu. Yüksek Askeri Şura, satışa çıkartılan askeri araziler ve Mavi Vatan doktrini konusunda önemli açıklamalarda buluna Bağcıoğlu, İzmir’de çıkan orman yangılarına da değindi. Orman teşkilatının yangınlara karadan yapılan müdahalede gerçekten kahramanca davrandığını belirten Bağcıoğlu, “2021 yılında havadan müdahalenin eksik olmasının ciddi sonuçlarını yaşadık. O zaman da ciddi eleştirilere maruz kalındı. İzmir yangınlarında da Orman Genel Müdürlüğü’nün hava vasıtalarının gerçekten yetersiz kaldığını gördük. Tarım Orman Bakanlığı’nın 2021 yılındaki acı tecrübeye rağmen niye bir stratejik öngörü veya planlama içinde bu hava vasıtaları takviye etmediğini kendilerine soruyoruz” ifadelerini kullandı.

YANGIN SÖNDÜRME UÇAKLARI NEDEN ALINMADI?

Orman yangınlarda havadan müdahalenin yetersiz olduğuna dikkat çeken Bağcıoğlu, “Yangınlara karadan ve havadan olmak üzere iki şekilde müdahale edilir. Karadan müdahale en önemlisi. Orman yangınında helikopter veya uçak belli noktaya belli miktarda anlık olarak müdahale edebiliyor. Dolayısıyla karadan müdahale orman ekipleri ve eğitimli personelin durumu çok önemli. Burada Orman Genel Müdürlüğü ekipleri gerçekten kahramanca müdahale ediyor. Fakat vurgulamak istediğim havadan yapılan müdahalelerde ki eksiklikler. 2021 yılında bunun ciddi sonuçlarını yaşadık. O zaman da ciddi eleştirilere maruz kalındı. İzmir yangınlarında da Orman Genel Müdürlüğü’nün hava vasıtalarının gerçekten yetersiz kaldığını gördük. Ben Karşıyaka yangınını takip ettim. Gelen Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) helikopterler zamanla yarışıyordu. O yüzden burada sorulacak soru Tarım Orman Bakanlığı’nın 2021 yılındaki acı tecrübeye rağmen niye bir stratejik öngörü veya planlama içinde bu hava vasıtaları takviye etmediği sorusudur” diye konuştu.

6 ŞUBAT’TA TSK’DAN YARDIM İSTENSEYDİ…

Açıklamasının devamına TSK’nın afet durumunda ikinci plana atıldığını belirten Bağcıoğlu, “Türkiye Afetle Mücadele plan diye bir plan var. 2022 yılında nihai versiyonu onaylandı. Bu planda afetle mücadelede ana çözüm ortakları içerisinde çeşitli bakanlılar ve Kızılay gibi kurumlar var. Fakat TSK ana çözüm ortakları içinde değil, destek çözüm ortakları içinde yer alıyor. Öte yandan, 1959 tarihli 7269 sayılı günlük hayatı etkileyen tabi afetlere müdahale hususları diye bir kanun var. Orada çok net bir tabir var. Mülki amirler ihtiyaç duyduklarında bölgedeki garnizon komutanlığından askeri yardıma çağırılar. Asker de bu yardıma süratle destek göstermek durumundadır. Dolayısıyla; orman yangınlarında bu zafiyeti çok açık görmediğimi söyleyebilirim ama 6 Şubat depreminde bu sistem işlemedi. Yani bu AFAD’ın bütün koordinasyonu üstüne alıp sadece ben yetkiliyim burada zihniyetinin hayali bir bariyer oluşturduğunu ve TSK’nın yardım yeteneğinin kısıtlandığını düşünmüyorum. En azından ilk 24-36 ve 48 saatleri arasında TSK’dan destek istenseydi AFAD tarafından çok daha farklı sonuçları olabileceğini düşünüyorum” dedi.

SİYASETTEN BAĞIMSIZ TSK HAYAL EDİYORUZ

Yüksek Askeri Şura’da alınan kararların bazı noktalarında siyasetin etki ettiği bir süreç işlendiğini ifade eden Bağcıoğlu, “Eskiden yapılan şuralar 3-4 gün sürerdi. Şimdi baktığınızda en fazla 2 saat içerisinde binin üzerinde albay, amiral ve generalin terfii değerlendiriliyor. Bu teorik ve pratik olarak mümkün değil. Yüksek askeri şuaranın yapısına baktığımızda 8 tane bakanlık, 4 tane askerden oluşuyor. Elbette ki siyasi otoritenin etkisindedir ama bu şekilde de siyasallaşmasına müsaade edilmemesi lazım. Milli Savunma Bakanı diğer kurumların kurullarına dahil olmazken, İçişleri Bakanı ve Adalet Bakanı askerlerin terfilerine veya emekli edilmelerine dahil oluyor. Dolayısıyla burada bir terslik var. Cumhurbaşkanı hükümet sistemini değerlendirdiğinizde zaten tersliğin temeli bu bürokratik temellerin yanlış atılmasından kaynaklanıyor. İsterseniz bu şurada 16 tane general olsun yine de tek kişinin karar verdiği ve onun altındaki bürokrasinin onu desteklediği bir sistemde bundan farklı bir şey bekleyemezsiniz.  Bu sistemin siyasetten arındırılacak, liyakat ve sadakate önem verecek şekilde düzenlenmesi lazım. Biz CHP olarak siyasetten arındırılmış bir TSK hayal ediyoruz” dedi.

TSK ZOR DURUMDA

Son zamanlarda askeri arazilerine ranta kurban edildiğine değinen Bağcıoğlu, “İstanbul’da 10 bin futbol sahası büyüklüğünde askeri alan 2006 yılında beridir yüzde 46’sı ranta açıldı. Yapılacak binaların bir kısmı lüks konut. Bizim prensibimiz milletin olan askeri alanların yine milletin hizmetine verilmesidir. Yeşil alanları bu şekilde ranta açarken temel kriterleri düşünmek gerekiyor. Bir zümrenin menfaati için tahsis etmemek lazım. Ama burada TSK’nın örneğin konutları için bir yer tahsisi ediliyorsa TSK ile takas protokolü yapılması lazım. Çünkü TSK’nın personeli gerçekten zor durumda. TSK’nın elindeki arazileri ‘ben emir veririm alırım’ batan geminin malları gibi düşünülmemesi lazım ve belediyelerin de bunları takip etmesi gerekiyor. Birinci sorumluluk yerel yönetimlerde” ifadelerini kullandı.

İKTİDAR MAVİ VATANDA 5 YILDIR YOK

İktidarın Mavi Vatan söylemlerinin sadece sözde kaldığını ve Türkiye’nin fiilen 5 yıldır Mavi Vatan olarak ilan edilen bölgede olmadığını söyleyen Bağcıoğlu, “Mavi vatan Türkiye Cumhuriyeti’nin doğuşuyla birlikte yürüyen bir faaliyet. Mavi vatan yayılmacı, saldırgan emperyalist bir düşünce değildir. Mavi vatan tatbikatları yapıldı, billboardalar mavi vatan resimleri süslendi sonrasında sadece seçim propagandasıyla kaldı. Burada iktidarı da eleştirmek lazım. Araştırma gemilerimiz 2020 Aralık ayından beri Akdeniz’de yok. Avrupa Birliği İlerleme raporunda Türkiye Doğu Akdeniz’de tartışmalı bölgelerde sondaj yapmıyor diye övgü var. Mavi vatan ismini verdiğimiz tatbikatı iptal oldu, ismi değişti. Başka balıkçılar Akdeniz’de dolaşıyor ama Münhasır ekonomik bölge ilan edilmediği için sahil güvenlik de bir şey yapamıyor. Mavi vatan dendiği zaman çıkıp açıklama yaptılar, biz onu koruyacağız dediler ama fiilen 5 yılıdır hiçbir şey yok” şeklinde konuştu.