Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz’ın Çeşme Projesi hakkında yaptığı açıklamaya tepki gösteren CHP’li Murat Aydın, “O projeyi yapamayacaklar” dedi.
Haber Giriş Tarihi: 25.09.2024 15:34
Haber Güncellenme Tarihi: 25.09.2024 16:10
Kaynak:
HABER MERKEZİ
SEMİ TEKTAŞ / Cumhuriyet Halk Partisi İzmir İl Başkanlığı Hukuk Komisyonu Türkiye'de yaşanan hukuksal olaylar hakkında basın açıklaması gerçekleştirdi. İzmir İl Hukuk Komisyonu Başkanı Murat Aydın’ın gerçekleştirdiği açıklamada Danıştay’ın Çeşme Turizm Bölgesi Projesi’ne “kesin iptal” kararı vermesine rağmen Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın “Çeşme’ de Turizm Bakanlığı’mız güzel bir çalışma yaptı. İzmir’in turizm altyapısında fark oluşturacak bir çalışma. Bunu da yerelin hassasiyetini dikkate alarak, orta akılla yaptı. Buna rağmen birileri bunu engelledi, birtakım süreçlerle önüne engeller kondu. Bu projemiz gecikmeli de olsa hayata geçmesiyle İzmir’in turizm potansiyeli daha da öne çıkacağına inanıyorum” açıklamasına tepki göstererek, “O projeyi yapamayacaklar” diyerek cevapladı.
“YARGIYA GÜVEN AZALDI”
Yargıya olan güvenin gittikçe azaldığını söyleyen Aydın, “Yargı sisteminin etkili çalışmadığı, adaletin sağlanmadığı, suçluların cezasız kaldığı konusunda toplumsal inancın yerleştiği ülkelerde huzur, ekonomik kalkınma ve hatta toplumsal birlik sağlanamaz. Toplumun yargıya olan inancı azaldıkça bir arada yaşama arzusu, geleceğe umutla bakma duygusu azalır. Kişilerin kendilerinin ve ailelerinin geleceği konusundaki yaşayacakları endişe toplumsal gelişmeyi yavaşlatır. Yayınlanan son kamuoyu araştırmasında yargıya duyulan güvenin daha da azaldığı görülmekte. “En çok güven duyduğunuz kurum hangisidir?” sorusuna “Yargı” cevabını verenlerin oranı yüzde 1,4 olarak ölçüldü. Soruya cevap verenlerin yüzde 18,2’si hiçbir kuruma güven duymadığını söyledi. Bu rakamlar bir arada yaşama duygumuzun giderek çözüldüğünü gösteriyor. Yargının tarafsız ve bağımsız, hukukun üstün, yargıcın güvenceli olduğu bir sistem kurulmadıkça bu durum daha da kötüye gidecek ve başta ekonomik kriz olmak üzere yaşadığımız temel sorunları çözemeyeceğiz” değerlendirmesinde bulundu.
NARİN GÜRAN OLAYI
Diyarbakır’ın Bağlar ilçesinde kaybolduktan sonra cansız bedenine ulaşılan Narin Güran hakkında açıklamalarda bulunan Aydın, “Küçük yaşta bir çocuğun önce kaybolması sonra da ölü olarak bulunması hepimizi derinden yaraladı. Narin’in öldürülmesine dair adli soruşturma halen devam ediyor. Hepimiz bu soruşturmanın etkin şekilde yapılmasını, maddi gerçeğin ortaya çıkarılmasını ve sorumluların cezalandırılmasını istiyoruz. Ancak yaşadığımız olayın münferit bir olay olmadığını bilmemiz gerekiyor. Çocuğu bir birey olarak görmeyen, onu ailenin ya da içinde bulunduğu toplumun malı olarak gören anlayış değişmedikçe, devletin çocuk koruma sistemi kurulup etkin şekilde çalıştırılmadıkça başka olaylarla da karşılaşacağız. Narin’in öldürülmesi toplumun dikkatini çektiği ve infial yarattığı için görünür oldu ancak bugün ülkemizin birçok yerinde benzer olaylar yaşanıyor. Savcılıklarda onlarca Narin soruşturması devam ediyor, mahkemelerde benzer davalar görülüyor. Suç mağduru olan, suça sürüklenen çocukların korunmasına ilişkin etkin mekanizmalar kurmalıyız. Çocukları sadece mağdur olduklarında ya da suç işlediklerinde hatırlayan değil her zaman koruyup kollayan, sorunlarını çözen bir devlet mekanizması oluşturmak zorundayız. Siyasi iktidarın yeterince çalıştırmadığı çocuk koruma sistemine dikkat çekmeliyiz. Kadınlara ve çocuklara yönelen şiddetin sadece cezalarla önlenemeyeceğini bilerek etkin çözüm yolları üretmek zorundayız. Böylesi bir sistemi oluşturmanın ülkemiz için bir gereklilik olduğunu görerek günlük siyasi çekişmelerin ötesinde konuya bakmak, aklıselimle hareket etmek hepimiz için görevdir. Bugün Narin’in başına gelenlere üzülen herkesi bu konuda çaba sarf etmeye, yeni Narinler olmaması için samimiyetle gayret göstermeye çağırıyoruz” ifadelerini kullandı.
SİSTEM TÜMÜYLE ÇÖKTÜ
Aydın, “Bir polis memurunun şehit edildiği vahim olay suçun önlenmesi, suç işleyenlerin cezalarını çekerek iyileştirilmelerine dair infaz sisteminin çalışmadığını bir kez daha ve en acı şekilde gözler önüne serdi. Ülkemizde bir ceza infaz sistemi yoktur. Aralık 2004 tarihinde yürürlüğe giren İnfaz Kanunu, aradan geçen 20 yılda kırk kez değiştirildi. İnfaz süreleri, infaz biçimleri ve koşulları birden çok kere değiştirildi ve tüm bu değişiklikler infaz sisteminin tamamen çökmesine yol açtı. Suç işleyen kişilere verilen cezalar, çıkarılan örtülü af kanunlarıyla infaz edilmediği gibi hükümlülerin cezaevinde kaldıkları süre içinde iyileştirmeye yönelik işlemler de etkili şekilde yapılmamaktadır. İnfaz kurumundan salıverilen kişilerin denetimi ve takibi yapılmamakta, başta iş bulma gibi mekanizmalarla sosyal hayata uyumlarını sağlayıcı işlemler yerine getirilmemektedir. Yaşanan sorunların cezaların arttırılması ile çözülemeyeceği de açıktır. Çünkü cezaları ne kadar arttırırsanız arttırın verilen cezalar uygulanmayacak, infaz kurumuna alınan hükümlüler için iyileştirme mekanizmaları işletilmeyecekse verilen cezanın etkinliği olmayacaktır. Henüz 19 yaşında olmasına rağmen birçok suçtan hakkında soruşturma yapılan kişi hakkındaki soruşturmaların önemli bir kısmının çocuk yaşta olduğu zamanda meydana geldiği anlaşılmaktadır. Bu gerçeklik ülkemizin çocuk koruma sisteminin de tümüyle çöktüğünü göstermektedir. Suça sürüklenen çocukların iyileştirilmesi, korunması, suç tekrar riskinin azaltılmasına yönelik koruma sistemlerinin tümü ile boşa çıktığı anlaşılmaktadır. Çocukların işlediği suçlara yönelik koruma sistemlerinin çalışması ve çocuk adalet sisteminin gereklerinin yerine getirilmesi hem o çocuğun hem onun ailesinin hem de tüm toplumun geleceği bakımından önem ve değer taşımaktadır. Çocuk koruma ve çocuk adalet sistemi baştan aşağı tekrar ele alınmalıdır” açıklamasında bulundu.
ZARLAR HİLELİ
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na verilen siyasi yasak ihtimali hakkında konuşan Aydın, “İmamoğlu'na açılan davanın hukuki hiçbir yanı yok. Söylediği söz suç teşkil etmiyor. Herkes biliyor zarların hileli olduğunu. Bunu tartışmak hukuka zararlı olur. Bu dava açıkça siyasi bir davadır. Bu hukuksuz kararın kaldırmasını diliyoruz. İstinaf mahkemesi İmamoğlu'nun mahkûmiyet kararını onaylasa da son sözü Yargıtay söyleyecek. Başkan hakkında siyasi yasak kararı çıkmış olmayacak. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı İmamoğlu görevinin başında olmaya devam edecek. Başkanlığını en iyi şekilde sürdürmeye devam edecek. Toplumun siyasi tercihlerini yargısal kararlarla değiştirmeye ya da yönlendirmeye çalışanlar bir kere daha kaybedecek. Eğer istinaf mahkemesi kararı onaylarsa yargıtaydan dönüşünü siyasi iktidar göremeyecektir. CHP böylesi bir karara olabilecek en sert tepkiyi verecektir” diye konuştu.
“O PROJEYİ YAPAMAYACAKLAR”
Danıştay’ın Çeşme Turizm Bölgesi Projesi’ne “kesin iptal” kararı vermesine rağmen projenin tekrardan devam edeceğine dair yapılan açıklama hakkında konuşan Aydın, “AK Parti, iktidarı hukukla bağını kopartmış durumda. Onlar hukuki ancak kendi işlerine yaradığında araç olarak kullanan bir siyasi anlayışa sahipler. Çeşme projesi, kamu yararı taşımayan çeşme halına ve İzmir halkının yararına olmayan rant projesidir. Hukuka aykırıdır ve mahkemeyle tescil edilmiştir. İktidar benzer olaylarda olduğu gibi orasıyla burasıyla oynayarak özünde değiştirmeden karar olacaksa bu kendilerinden beklenir. Bu karara karşıda belediyelerimizin ve CHP’nin hukuki mücadelesi sürecektir. Derdimiz iktidara karşı olmak değil halkın yanında durmaktır. Buna karşı durmaya devam edeceğiz ve o projeyi yapamayacaklar” diyerek sözlerini noktaladı.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz’ın Çeşme Projesi hakkında yaptığı açıklamaya tepki gösteren CHP’li Murat Aydın, “O projeyi yapamayacaklar” dedi.
SEMİ TEKTAŞ / Cumhuriyet Halk Partisi İzmir İl Başkanlığı Hukuk Komisyonu Türkiye'de yaşanan hukuksal olaylar hakkında basın açıklaması gerçekleştirdi. İzmir İl Hukuk Komisyonu Başkanı Murat Aydın’ın gerçekleştirdiği açıklamada Danıştay’ın Çeşme Turizm Bölgesi Projesi’ne “kesin iptal” kararı vermesine rağmen Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın “Çeşme’ de Turizm Bakanlığı’mız güzel bir çalışma yaptı. İzmir’in turizm altyapısında fark oluşturacak bir çalışma. Bunu da yerelin hassasiyetini dikkate alarak, orta akılla yaptı. Buna rağmen birileri bunu engelledi, birtakım süreçlerle önüne engeller kondu. Bu projemiz gecikmeli de olsa hayata geçmesiyle İzmir’in turizm potansiyeli daha da öne çıkacağına inanıyorum” açıklamasına tepki göstererek, “O projeyi yapamayacaklar” diyerek cevapladı.
“YARGIYA GÜVEN AZALDI”
Yargıya olan güvenin gittikçe azaldığını söyleyen Aydın, “Yargı sisteminin etkili çalışmadığı, adaletin sağlanmadığı, suçluların cezasız kaldığı konusunda toplumsal inancın yerleştiği ülkelerde huzur, ekonomik kalkınma ve hatta toplumsal birlik sağlanamaz. Toplumun yargıya olan inancı azaldıkça bir arada yaşama arzusu, geleceğe umutla bakma duygusu azalır. Kişilerin kendilerinin ve ailelerinin geleceği konusundaki yaşayacakları endişe toplumsal gelişmeyi yavaşlatır. Yayınlanan son kamuoyu araştırmasında yargıya duyulan güvenin daha da azaldığı görülmekte. “En çok güven duyduğunuz kurum hangisidir?” sorusuna “Yargı” cevabını verenlerin oranı yüzde 1,4 olarak ölçüldü. Soruya cevap verenlerin yüzde 18,2’si hiçbir kuruma güven duymadığını söyledi. Bu rakamlar bir arada yaşama duygumuzun giderek çözüldüğünü gösteriyor. Yargının tarafsız ve bağımsız, hukukun üstün, yargıcın güvenceli olduğu bir sistem kurulmadıkça bu durum daha da kötüye gidecek ve başta ekonomik kriz olmak üzere yaşadığımız temel sorunları çözemeyeceğiz” değerlendirmesinde bulundu.
NARİN GÜRAN OLAYI
Diyarbakır’ın Bağlar ilçesinde kaybolduktan sonra cansız bedenine ulaşılan Narin Güran hakkında açıklamalarda bulunan Aydın, “Küçük yaşta bir çocuğun önce kaybolması sonra da ölü olarak bulunması hepimizi derinden yaraladı. Narin’in öldürülmesine dair adli soruşturma halen devam ediyor. Hepimiz bu soruşturmanın etkin şekilde yapılmasını, maddi gerçeğin ortaya çıkarılmasını ve sorumluların cezalandırılmasını istiyoruz. Ancak yaşadığımız olayın münferit bir olay olmadığını bilmemiz gerekiyor. Çocuğu bir birey olarak görmeyen, onu ailenin ya da içinde bulunduğu toplumun malı olarak gören anlayış değişmedikçe, devletin çocuk koruma sistemi kurulup etkin şekilde çalıştırılmadıkça başka olaylarla da karşılaşacağız. Narin’in öldürülmesi toplumun dikkatini çektiği ve infial yarattığı için görünür oldu ancak bugün ülkemizin birçok yerinde benzer olaylar yaşanıyor. Savcılıklarda onlarca Narin soruşturması devam ediyor, mahkemelerde benzer davalar görülüyor. Suç mağduru olan, suça sürüklenen çocukların korunmasına ilişkin etkin mekanizmalar kurmalıyız. Çocukları sadece mağdur olduklarında ya da suç işlediklerinde hatırlayan değil her zaman koruyup kollayan, sorunlarını çözen bir devlet mekanizması oluşturmak zorundayız. Siyasi iktidarın yeterince çalıştırmadığı çocuk koruma sistemine dikkat çekmeliyiz. Kadınlara ve çocuklara yönelen şiddetin sadece cezalarla önlenemeyeceğini bilerek etkin çözüm yolları üretmek zorundayız. Böylesi bir sistemi oluşturmanın ülkemiz için bir gereklilik olduğunu görerek günlük siyasi çekişmelerin ötesinde konuya bakmak, aklıselimle hareket etmek hepimiz için görevdir. Bugün Narin’in başına gelenlere üzülen herkesi bu konuda çaba sarf etmeye, yeni Narinler olmaması için samimiyetle gayret göstermeye çağırıyoruz” ifadelerini kullandı.
SİSTEM TÜMÜYLE ÇÖKTÜ
Aydın, “Bir polis memurunun şehit edildiği vahim olay suçun önlenmesi, suç işleyenlerin cezalarını çekerek iyileştirilmelerine dair infaz sisteminin çalışmadığını bir kez daha ve en acı şekilde gözler önüne serdi. Ülkemizde bir ceza infaz sistemi yoktur. Aralık 2004 tarihinde yürürlüğe giren İnfaz Kanunu, aradan geçen 20 yılda kırk kez değiştirildi. İnfaz süreleri, infaz biçimleri ve koşulları birden çok kere değiştirildi ve tüm bu değişiklikler infaz sisteminin tamamen çökmesine yol açtı. Suç işleyen kişilere verilen cezalar, çıkarılan örtülü af kanunlarıyla infaz edilmediği gibi hükümlülerin cezaevinde kaldıkları süre içinde iyileştirmeye yönelik işlemler de etkili şekilde yapılmamaktadır. İnfaz kurumundan salıverilen kişilerin denetimi ve takibi yapılmamakta, başta iş bulma gibi mekanizmalarla sosyal hayata uyumlarını sağlayıcı işlemler yerine getirilmemektedir. Yaşanan sorunların cezaların arttırılması ile çözülemeyeceği de açıktır. Çünkü cezaları ne kadar arttırırsanız arttırın verilen cezalar uygulanmayacak, infaz kurumuna alınan hükümlüler için iyileştirme mekanizmaları işletilmeyecekse verilen cezanın etkinliği olmayacaktır. Henüz 19 yaşında olmasına rağmen birçok suçtan hakkında soruşturma yapılan kişi hakkındaki soruşturmaların önemli bir kısmının çocuk yaşta olduğu zamanda meydana geldiği anlaşılmaktadır. Bu gerçeklik ülkemizin çocuk koruma sisteminin de tümüyle çöktüğünü göstermektedir. Suça sürüklenen çocukların iyileştirilmesi, korunması, suç tekrar riskinin azaltılmasına yönelik koruma sistemlerinin tümü ile boşa çıktığı anlaşılmaktadır. Çocukların işlediği suçlara yönelik koruma sistemlerinin çalışması ve çocuk adalet sisteminin gereklerinin yerine getirilmesi hem o çocuğun hem onun ailesinin hem de tüm toplumun geleceği bakımından önem ve değer taşımaktadır. Çocuk koruma ve çocuk adalet sistemi baştan aşağı tekrar ele alınmalıdır” açıklamasında bulundu.
ZARLAR HİLELİ
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na verilen siyasi yasak ihtimali hakkında konuşan Aydın, “İmamoğlu'na açılan davanın hukuki hiçbir yanı yok. Söylediği söz suç teşkil etmiyor. Herkes biliyor zarların hileli olduğunu. Bunu tartışmak hukuka zararlı olur. Bu dava açıkça siyasi bir davadır. Bu hukuksuz kararın kaldırmasını diliyoruz. İstinaf mahkemesi İmamoğlu'nun mahkûmiyet kararını onaylasa da son sözü Yargıtay söyleyecek. Başkan hakkında siyasi yasak kararı çıkmış olmayacak. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı İmamoğlu görevinin başında olmaya devam edecek. Başkanlığını en iyi şekilde sürdürmeye devam edecek. Toplumun siyasi tercihlerini yargısal kararlarla değiştirmeye ya da yönlendirmeye çalışanlar bir kere daha kaybedecek. Eğer istinaf mahkemesi kararı onaylarsa yargıtaydan dönüşünü siyasi iktidar göremeyecektir. CHP böylesi bir karara olabilecek en sert tepkiyi verecektir” diye konuştu.
“O PROJEYİ YAPAMAYACAKLAR”
Danıştay’ın Çeşme Turizm Bölgesi Projesi’ne “kesin iptal” kararı vermesine rağmen projenin tekrardan devam edeceğine dair yapılan açıklama hakkında konuşan Aydın, “AK Parti, iktidarı hukukla bağını kopartmış durumda. Onlar hukuki ancak kendi işlerine yaradığında araç olarak kullanan bir siyasi anlayışa sahipler. Çeşme projesi, kamu yararı taşımayan çeşme halına ve İzmir halkının yararına olmayan rant projesidir. Hukuka aykırıdır ve mahkemeyle tescil edilmiştir. İktidar benzer olaylarda olduğu gibi orasıyla burasıyla oynayarak özünde değiştirmeden karar olacaksa bu kendilerinden beklenir. Bu karara karşıda belediyelerimizin ve CHP’nin hukuki mücadelesi sürecektir. Derdimiz iktidara karşı olmak değil halkın yanında durmaktır. Buna karşı durmaya devam edeceğiz ve o projeyi yapamayacaklar” diyerek sözlerini noktaladı.
Kaynak: HABER MERKEZİ
Lübnan göç dalgası sorunları derinleştirir
2025 Oruç ne zaman başlıyor? Diyanet takvimi 2025
Genç beyinler insanca yaşayabilmek için göçtü
İzmir haber: Suç örgütüne eş zamanlı operasyon
Başkan Pehlivan'dan Menemen’e yeni hastane müjdesi
İzmir’de 7 saatlik su kesintisi: 12 Ekim Cumartesi hangi ilçelerde su kesintisi yaşanacak?
İzmir haber: Buca'da polise mukavemet gösterenlere gözaltı kararı
İzmirli öğrencilere yapay zekâ destekli matematik dersleri verilecek
İzmir Körfezi kongrede de gündem oldu: Bu koku 25 senelik CHP beceriksizliğinin kokusu!
Bornova’da bir ilk: 3 mahallenin alt yapısı eş zamanlı olarak güçleniyor
Son Girilen Haberler
İstanbul'da sağanak yağış hayatı olumsuz etkiledi: Trafik kilitlendi!
İstanbul genelinde akşam saatlerinde başlayan sağanak etkili olurken, bazı bölgelerde trafik yoğunluğu yaşandı.
Oyuncaklarda ÖTV Uygulanacak mı? GİB'den açıklama geldi
Üç tekerlekli bisikletler, oyuncak bebekler, pedallı arabalar gibi oyuncaklardan ÖTV alınacağı iddiaları üzerine Gelir İdaresi Başkanlığından (GİB) açıklama geldi. Oyuncaklarda ÖTV Uygulanacak mı? İşte detaylar…
İsrail ve Hizbullah'tan karşılıklı saldırılar
Hizbullah, İsrail’e 320 roket ile saldırı düzenlerken İsrail güçleri, Lübnan’ın güneyindeki Nebatiye kentinde bulunan çarşıya saldırı düzenledi