TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

‘Sendikal baskı var’ dedi… Dokuz Eylül’de ‘emekçi’ krizi

DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, Dokuz Eylül Üniversite Hastanesi'ndeki bazı sağlık işçilerinin TİS ile kazanılan hakların gaspedildiğini iddia etti

Haber Giriş Tarihi: 23.05.2023 10:54
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak: Haber Merkezi
ilksesgazetesi.com
‘Sendikal baskı var’ dedi… Dokuz Eylül’de ‘emekçi’ krizi

TENZİLE AŞÇI

Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu,  Dokuz Eylül Üniversite Hastanesi'nde başlatılan Toplu İş Sözleşmesi(TİS) sonrası yaşanan mağduriyete ilişkin Dev- Sağlık  İş Sendikasıyla birlikte düzenlenen basın açıklamasında konuştu.

DİSK Ege Bölge Temsilciliği’nde düzenlenen basın açıklamasına, Çerkezoğlu’nun yanı sıra; DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı,  Dev Sağlık-İş İşyeri Temsilcisi Ebru Başpınar ve Avukat Muradiye Kavut katıldı.

Toplantıda, Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi’nde çalışan sağlık işçilerine sendikal baskı uygulanarak TİS ile kazanılan hakların gasp edildiği ifade edilirken hastane yönetimine de çağrıda bulunuldu.

ÇERKEZOĞLU: İŞÇİ SINIFI ÖRGÜTLÜ OLMADAN…

İşçi sınıfının yaşadığı sorunların çözümünde örgütlü mücadelenin önemine vurgu yapan Çerkezoğlu, “DİSK’i DİSK yapan temel değer dayanışma ve emeğe sahip çıkmasıdır. Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi'nde yaşanan bu mağduriyet hukukçu arkadaşlarımızın ve çalışan arkadaşlarımızın idareyle yapacağı görüşmelerle çözülebilecekken bir çözüm noktası olmadığı için yaklaşık 1 haftadır sendika genel merkezimizin üniversite yönetimiyle diyalog kurmak için bütün çabalarımız karşılıksız kaldı. Türkiye hepimizin bildiği gibi bir seçim sürecinde. Biz işçi sınıfı olarak her zaman demokrasiye sahip çıkan bir örgütüz. Demokrasi insanca yaşamın güvencesidir. Cumhuriyet'i geleceğe taşıyacağımız bu süreç de ancak demokrasiyle mümkün olacaktır. Demokrasi, başta işçi sınıfı olmak üzere tüm toplumsal kesimlerin kendi emeği, ekmeği, hayatı ve ülkesi hakkında söz ve karar sahibi olması demektir. İşçi sınıfı açısından demokrasinin ön koşulu da örgütlü yani sendikalı olmak demektir. Sendikalı olmamızın önündeki engeller kaldırılmadan, işçi sınıfı örgütlü olmadan bir ülkede demokrasiden ve işçi sınıfının geleceğinden de bahsedilemez” dedi.

“SENDİKAL BASKI UYGULUYORLAR”

Hastanede yaşanan sürecin örgütlenme ve işçilerin haklarını almaları açısından önemli olduğunun altını çizen Çerkezoğlu, çalışanların sendikal baskıya maruz kaldıklarını belirtirken anayasayı işaret ederek, “Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi’nde çalışan ve sendikamıza üye olan sağlık işçisi arkadaşlarımız, yıllardır çeşitli haksızlıklarla yaşıyorlar. Bunun en sonuncusu da hastanede çalışan ve sendika temsilcisi olan arkadaşımızın sendika temsilcisi olduğu için sendikal baskı organı olarak kullanılıp kendi olduğu birimden uzak bir birime sürülmesiyle başladı. Biz bunun için gerekli yargı adımlarını attık. Şimdi de hastanede yetkili sendika tarafından imzalanan TİS ve ardından seçimden hemen önce imzalanan kamu çerçevesi sözleşmesi sonrasında arkadaşlarımız çeşitli mağduriyetler yaşıyorlar. Tam sayıyı net olarak bilmemekle birlikte 40’ın üzerinde tespit ettiğimiz, bir kısmı sendikamız üyesi olan arkadaşlarımız açıkça TİS’in hükümlerinden ve elde edilen haklardan yararlandırılmıyorlar. Bu şekilde sendikal baskı uyguluyorlar. Sendikalı olmak herkesin anayasal hakkıdır. Tüm işçiler istedikleri sendikayı seçmekte özgürdür. Hiç kimse kimseyi bir sendikaya üye olmaya ya da istifa etmeye zorlayamaz. Ama Dokuz Eylül Üniversite Hastanesi’nde arkadaşlarımız böyle bir sendikal baskıya maruz kaldılar. 1 Kasım 2022 yılında bir TİS imzalandı. İlgili TİS’in 4. maddesi TİS’ten üye olarak ya da dayanışma aidatı ile faydalanabileceğini söylerken oradaki arkadaşlarımızı taraf sendikaya üye olmadıkları için mağdur ediliyorlar. Farklı uygulamalara maruz kalan arkadaşlarımız da var. 6356 sayılı Sendikalar Kanunu çok açıktır. TİS’i düzenleyen madde işçilerin TİS’ten nasıl yararlanacağını açıkça ifade etmiştir. Aynı şekilde anayasaya göre TİS’ten yararlanmak için ya taraf sendikaya üye olursunuz ya da üye olmasanız da dayanışma dilekçesi vererek ve dayanışma aidatı ödeyerek TİS’ten yararlanma hakkı vardır. Ama hastane açık olan bu hüküm ve AYM kararına rağmen tamamen keyfi bir biçimde arkadaşlarımızın bu TİS haklarından yararlanmasını engellemektedirler. Bir çeşit cezalandırma yöntemine giderek sendikal baskı uygulamaktadır bu, hukuksuzdur. Biz bunları zaman zaman başka işyerlerinde de yalıyoruz ya gidip konuşarak çözüyoruz ya da en yol olarak dava açıp haklarımızı alıyoruz. Ama enflasyonun bu kadar arttığı bir süreçte sağlık işçilerin bölgesi bir süreçte bir miktar iyileşme sağlayan TİS’ten bile yararlandırmayan bir zihniyeti kabul etmek söz konusu değil. Bu açıdan bakıldığında TİS sürecinde dayanışma dilekçesi vererek TİS’ten yararlanmak isteyen arkadaşlarımızın bu haklarının engellenmesi kabul edilemez. Daha önce ya görüşme ya da yargı yoluyla çözdük. Bunlar tümüyle haklı olduğumuz ve kazanacağımız davalar. Zaten çoğu asgari ücretle çalışan ya da açlık sınırının altında çalışan arkadaşlarımızın mağduriyetinin bir an önce çözülmesini istiyoruz. Hastane yönetimini bu haksızlığı düzeltmek üzere bir adım atmaya çağırıyoruz” ifadelerini kullandı.

“HUKUKSUZ UYGULAMAYA SON VERMEYE ÇAĞIRIYORUZ”

Üniversitelerin toplumdaki misyonuna dikkat çeken Çerkezoğlu, hastane yönetimine çağrıda bulunarak, “Sendikalar işçilerin hakkını hukukunu korumak ve kazanılmış haklarını güvence altına almak için vardır. İşçilerin kazanılmış haklarının alınmasını engelleyemeyen bir sendikanın sendika vasfını yitirildiğini söyleyebiliriz burası bir üniversite hastanesi. Üniversitelerin her zaman toplumun bir adım önde olması gereken kurumlardır. Bütün topluma örnek olmaları gerekmektedir. Biz bir üniversiteye böylesi keyfi ve anti demokratik bir yaklaşımı yakıştıramıyoruz. Arkadaşlarımızın ekmeğine uzanan bu haksız hukuksuz uygulamaya son vermeye çağırıyoruz” diye konuştu.

SARI: İŞÇİNİN EKMEĞİNDE GÖZÜ OLANIN GÖZÜ ÇIKSIN

Çerkezoğlu’nun ardından konuşan Sarı ise, sert sözlerle hastane yönetimine seslenerek şunları söyledi: “28 Mayıs bu yüzden önemli. Bahsettiğimiz şey bu. AK Parti artık bir parti devleti haline dönüşmeye başladı. Bütün kurumlara kendi tanıdıklarını ya da destekçilerini atıyor. Bir anlamda tüm kurumları içi boşaltılmış vaziyette. Genel Başkanımız çok kibar bir şekilde uyarısını yaptı. Ama buradan uyarıyoruz. İşçinin emekçinin ekmeğinde gözü olanın gözü çıksın.”

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.