Şekerin tadı kaçtı… Halk sağlığı tehlikede!

NURETTİN BAKİ - ÖZEL HABER

Türkşeker, şeker fiyatlarına yüzde 8 zam yaptı. Böylece Türkşeker’in 50 kilogramlık şeker çuval fiyatı 750 TL’den yüzde 8 zamla 810 TL seviyesine çıktı. Türkşeker’in kilogram başına 15 TL’den verdiği şekerin fiyatı 16.20 TL’ye yükseldi. Söz konusu fiyatlara KDV dahil değil. Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Ziraat Mühendisi Banu Onan Erdal, şeker fabrikalarının özelleştirilmesiyle şeker üretiminin pahalılaşmaya başladığını belirtti. Artan şeker fiyatlarının sihirli bir değnekle birden düzeltilemeyeceğini ancak doğru bir tarım politikasıyla bazı şeylerin onarılabileceğini söyleyen Erdal, böyle bir ortamda insanların şekerpancarı şekeri yerine sağlığı ciddi şekilde tehdit eden ve kansere sebep olan glikoz şurubu gibi tatlandırıcılara yönelebileceğini söyledi.

ŞEKER FABRİKALARI ÖZELLEŞTİRİLDİ

Şeker fiyatlarının artmasının birçok sebebinin olduğunu dile getiren ve şeker fabrikalarının özelleştirilmesiyle şeker üretiminin pahalılaşmaya başladığını belirten Ziraat Mühendisi Banu Onan Erdal, üreticinin destekleme noktasında da yalnız bırakıldığını belirtti. Erdal, “Şeker fabrikaları özelleştirildi. Bizi ithalata dayalı bir politikaya mahkum ederlerse geleceğimiz nokta buydu. Üretici üretmekten vazgeçiyor. Bu olayın birden fazla ayağı var. İlk ve en önemlisi şeker fabrikalarının özelleştirilmesi, ikincisi girdi fiyatlarının artması ve üreticinin artık önünü görememesi, üretimden kopması. Destekleme noktasında da üreticiler maalesef yalnız bırakıldı” diye konuştu.

ELİMİZDE SİHİRLİ BİR DEĞNEK YOK

Artan şeker fiyatlarının sihirli bir değnekle birden düzeltilemeyeceğini ancak doğru bir tarım politikasıyla bazı şeylerin onarılabileceğini söyleyen Erdal, “Birden sihirli bir değnekle yaşanan fiyat artışlarını düzenlememiz mümkün değil. Doğru bir tarım politikasıyla ancak bir geçiş sağlayabiliriz. Ancak çözüm olarak ithalatın kapıları açılıyor, bu son derece yanlış bir politika ki bizi bu noktaya bu yanlış tarım politikaları getirdi. Dolayısıyla buradaki çözüm yerli üretimin desteklenmesi ve özelleştirilen fabrikalarımızın tekrar eski hallerine geri döndürülmesidir. Uzun vadede doğru tarım politikaları, üreticilerin desteklenmesi ama bu desteklenmelerin ‘sana şu kadar para veriyorum’ şeklinde değil, takip edilen uzun süreli destekler yapılması. Biz şekerpancarından sadece şeker elde etmiyoruz. Şekerpancarından çok fazla farklı ürün elde ediyoruz ve bu ürünlerden faydalanıyorduk. Alternatif başka ürünlerden belki söz edilebilir fakat ülke olarak şekerpancarı üreten bir ülkeyiz neden maliyeti yüksek alternatif ürünlere yönelelim? Üreticilerimizin tekrardan üretime dönmesinden başka çaremiz de çözümümüz de yok” diye konuştu.

PAHALILIK SAĞLIĞIMIZI TEHDİT EDİYOR

Fiyatların artmasıyla insanların şekerpancarı şekeri yerine sağlığı ciddi şekilde tehdit eden ve kansere sebep olan glikoz şurubuna yöneldiğini belirten Erdal, “Türkiye’de her şeyi ithal eder noktaya geldik. Sadece şekerde değil birçok tarım ve tarım dışı ürünlerde kriz yaşıyoruz. En son sütte yaşanan gelişmeleri hepimiz gördük. Aileler okula giden çocuklarına süt alamıyorlar. Dolayısıyla çok pahalıya buldukları süte katacakları şekeri de bulamıyorlar. Bir de şöyle bir durum var. ‘Şekeri az tüketelim, şeker sağlığa zararlı’ diye söylemler gelişiyor. Bu söylemler glikoz şurubundan yapılan ürünler için geçerli. Çünkü biz şekerpancarı şekerini tüketelim diyoruz zira glikoz şurubu sağlığa zararlı. Kanserojen şeyleri şeker diye insanlara yedirmesinler. Maalesef pahalılık bizi bu noktaya götürüyor. Şeker pahalılığı aynı zamanda bir sağlık riski. Hastanelerde artık şekerpancarından elde edilen tatlılar, kurabiyeler üretiliyor. Biz sadece evlerimizde beyaz şekerle tatlılarımızı yapıyoruz. Onun dışında dışarıda yapılan yiyeceklerde glikoz şurubu kullanılıyor ve bu sağlığımızı ciddi şekilde tehdit ediyor” ifadelerine yer verdi.