TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Salâtu selam’ın anlamı ve önemi nedir? 

Yazının Giriş Tarihi: 21.11.2022 05:07
Yazının Güncellenme Tarihi: 21.11.2022 05:07
Salâtu selam’ın anlamı ve önemi nedir? 

Salât ve selam kelimelerinden oluşan “salât-u selam” terkibi, Hz. Peygamber için okunan ve Allah’ın rahmet ve selamının onun üzerine olması dileğini ifade eden dualara denir.       

Kur’an-ı Kerim’de, “Allah ve melekleri şüphesiz Peygambere salât ediyorlar. (O hâlde) ey iman etmiş olanlar, siz de ona salât edin ve tam bir teslimiyetle selam verin.” (Ahzab, 33/56) buyurulmaktadır. 

Hz. Peygambere, Allah’ın salât etmesi rahmet, meleklerin salât etmesi şanının yüceltilmesini dilemeleri; müminlerin salât etmesi ise dua etmeleri anlamına gelmektedir.   

Hz. Peygambere en kısa şekilde, “Allahümme salli alâ Muhammed” veya “Sallallahü aleyhi ve sellem” ya da “Allahumme salli alâ Seyyidinâ Muhammedin ve alâ âlihî ve sahbihî ve bârik ve sellim” diye salât-u selam getirilir.

Sahabeler sana nasıl salat getirelim diye sorduğunda Sevgili Peygamberimiz onlara cevaben şöyle demiştir:

 “Allah’ım! Muhammed’e ve Muhammed’in ailesine, İbrahim ve onun ailesi üzerine salât ettiğin gibi salât et! Şüphe yok ki, sen çokça hamdedilen ve şanı yüce olansın. Allah’ım! Muhammed’e ve Muhammed’in ailesine, İbrahim ve ailesine bereket ihsan ettiğin gibi bereket ihsan eyle! Şüphesiz ki, sen çokça hamdedilen ve şanı yüce olansın. (Buhârî, “Enbiya”, 10.) 

Yolda ya da her hangi bir yerde bulduğumuz eşyayı sahibine vermek zorunda mıyız?

Başkalarının rızası olmadan mallarını ellerinden almak caiz olmadığı gibi, kaybettikleri mal ya da eşyayı alıp sahiplenmek de caiz değildir.

Bir kimse bir yerde bir miktar para veya eşya bulsa onu sahibine vermek üzere alabilir. Ancak kendine mal edinmek üzere alması başkasının malını gasp etmek hükmündedir. Buluntu eşya konusunda takip edilecek yöntem şöyledir:

Bulunduğu yerde bırakıldığı takdirde telef olmasından korkulan bir şeyi sahibine vermek üzere almak vacip; telef olmayacak şeyleri almak ise mubahtır.

Bir kimse bulduğu bir şeyi alırken, onu sahibine teslim etmek üzere aldığına çevresindekileri şahit tutar. Bulunan eşyanın sahibi çıkar ve onun kendisine ait olduğunu ispat ederse eşyayı ona teslim eder.

Buluntu eşya, onu sahibine vermek üzere alanın yanında emanet durumundadır. Bir kusuru olmaksızın bu mal kaybolsa veya telef olsa, sahibi çıktığında bedelini ona ödemekle yükümlü olmaz. 

Buluntu eşyayı elinde bulunduran kimse bunu malın değerine göre uygun görülen bir süre ilan eder ve bekler. Sahibi çıkmazsa o malı yoksul kimselere sahibi adına tasadduk eder.

Günün Ayeti

Şeytan size düşmandır. Siz de onu düşman tutun. O etrafına toplanan taraftarlarını ancak cehennemliklerden olsunlar diye davet eder.

Fıtır 35/ 6.

Günün Hadisi

“Sabır, felâketle karşılaştığın ilk andaki metanetindir.”

Buhârî, “Cenâiz”, 32.

Günün Sözü

Beraber ağlamaktaki tatlılık kadar hiçbir şey kalpleri birbirine bağlayamaz. 

Rousseau

Günün Duası

Allah’ım beni yeni bir güne eriştirdiğin için sana şükürler olsun. Allah’ım bu günümü hayırla bitirmemi nasip et."

Bunları Biliyor muyuz?

Müezzin-Kayy‎m Kimdir?

Namaz vakitleri girince ezan okuyup, cami ve cemaatle ilgili hizmetleri gören kimsedir.

Günün Nüktesi 

Tesbihat ve Günah… 

Bir gün Muhacirlerin fakirleri Peygamberimize gelerek şöyle dediler: 

“Ya Resulallah! Varlık sahipleri yüksek dereceleri ve daimi nimetleri alıp gittiler. Çünkü onlar da bizim gibi namaz kılıyorlar, oruç tutuyorlar. Ancak onlar sadaka veriyor biz veremiyoruz, onlar köle azâd ediyor, biz edemiyoruz.” 

Peygamberimiz onlara şu müjdeyi verdi: 

“Ben size bir şey öğreteyim mi?  

Onunla sizi geçenlere yetişir, sizden sonrakileri de geçersiniz. Hem hiçbir kimse sizden daha faziletli olamaz; meğerki sizin yaptığınız gibi yapmış olsunlar.  

Her namazdan sonra otuz üç kere ‘Sübhânallah’, otuz üç kere ‘Elhamdülillah’, otuz üç kere ‘Allahu ekber’ derseniz tamamı doksan dokuz eder; yüzün tamamında da ‘Lâilâhe illallâh vahdehûlâ şerîke leh, lehü’l- mülkü velehü’l- hamdü ve hüve alâ külli şey’in kadîr’ derseniz, günahlarınız denizin köpüğü kadar da olsa bağışlanır.” 

(Müslim, "Mesacid", 146.) 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.