Unutkanlık Alzheimer değil inme hastalığı olabilir

Girişimsel Nöroloji Uzmanı Dr. Elif Sarıönder Gencer, unutkanlığın nedenlerinin Alzheimer ile sınırlı olmadığını ve inmenin de önemli bir etken olabileceğini belirtti. Dr. Gencer, özellikle kardiyovasküler risk faktörlerine sahip kişilerde unutkanlığın inme nedeniyle de ortaya çıkabileceğini vurguladı.

İnme: Sakatlık ve Ölüm Riski

Dr. Gencer, inmenin beyin dokusunun yetersiz beslenmesi sonucu ciddi sakatlık ve ölüm nedenleri arasında yer aldığını ifade etti. Türkiye ve dünya genelinde inmenin, sakatlık nedenleri arasında ilk sırada, ölüm nedenleri arasında ise ikinci sırada olduğunu belirtti. İnme, beyin damarlarındaki tıkanıklıklardan kaynaklanabilir; bu durum ise genellikle şeker, tansiyon hastalıkları, sigara kullanımı gibi risk faktörleriyle ilişkilidir.

Unutkanlık ve İnme

Unutkanlık, genellikle Alzheimer ile ilişkilendirilmektedir ancak Dr. Gencer, inmenin de unutkanlık ve bilişsel bozukluklara yol açabileceğini söyledi. İnme geçiren hastaların yüzde 70'inin Alzheimer benzeri unutkanlık yaşadığını vurgulayan Gencer, unutkanlığın en sık nedeninin Alzheimer, ikinci sıklıkta ise inme olduğunu belirtti.

İnmenin Üç Çeşidi

Dr. Gencer, inmenin üç farklı çeşidinin unutkanlığa yol açabileceğini ifade etti:

Küçük Damar Hastalığı: Beynin küçük damarlarında tıkanıklığa neden olan bu durum, belirti vermeden ilerleyebilir ve unutkanlığa yol açabilir.

Şah Damarı Tıkanıklığı: Özellikle iki şah damarın ileri derecede daralması hızlı ilerleyen unutkanlıklara neden olabilir.

Vasküler Demans: İnme nedeniyle gelişen demans, unutkanlığı ve bilişsel bozuklukları artırabilir.

Doktor Kontrolleri ve Koruyucu Tedavi

Dr. Gencer, inmenin ciddi bir sakatlık nedeni olduğunu ve hastaların düzenli doktor kontrollerinin ihmal edilmemesi gerektiğini belirtti. Ayrıca, koruyucu önlemler ve doğru tedavi uygulamalarıyla inmenin etkilerinin azaltılabileceğini ifade etti.

Demans ve Unutkanlık

Demans benzeri unutkanlık şikayetlerinde inmenin göz ardı edilmemesi gerektiğini vurgulayan Dr. Gencer, erken tanı ve önleyici tedavinin önemini belirtti.