Şentürk İyidoğan'ın ilham veren hikayesi: Müzik ile kekemeliğe meydan okudu

2.5 yaşında yıldırım çarpmasına maruz kalan İyidoğan, bu olayın ardından kekemelikle mücadele etmeye başladı. Babasının ve ünlü halk ozanı Muhlis Akarsu'nun desteğiyle, 6 yaşında türkü söylemeye yönlendirildi. Babasının teşvikiyle türkü söylemeye başlayan İyidoğan, türkü söylerken kekemeliğinde belirgin bir azalma fark etti.

Müziğin Şifa Veren Gücü

Şentürk İyidoğan, babasının kendisine aldığı saz ile müziğe olan ilgisini pekiştirdi. İlkokul ikinci sınıfta kendi yaptığı sazı çalmaya başladı. Bu süreç onun için hem bir terapi hem de bir yetenek geliştirme süreci oldu. Türkü söylemek ve saz çalmak, İyidoğan'ın kekemeliğini büyük ölçüde hafifletmesine yardımcı oldu.

İlkokul yıllarından itibaren müzikle iç içe olan İyidoğan, yıllar içinde profesyonel olarak saz yapımına ve tamirine yöneldi. 1992'de Zara ilçesine taşındıktan sonra atölye kurarak tamir ve bakım işleri yapmaya başladı. 1997 yılında Sivas'a dönen İyidoğan, burada çalışmalarına devam etti. Profesyonel müzik kariyerini sürdüren İyidoğan, sahneye çıktığında kekemelikten eser kalmadığını belirtti.

Şentürk İyidoğan, kekemelikle mücadele edenlere sürekli konuşmalarını tavsiye ediyor. Kendisi gibi halk müziği sanatçısı olan Hüseyin Turan’ın da benzer bir durum yaşadığını belirten İyidoğan, müziğin ve sürekli konuşmanın kekemeliğin üstesinden gelmede önemli rol oynadığını vurguladı.

Şentürk İyidoğan'ın hikayesi, müziğin iyileştirici gücünün bir kanıtı olarak karşımızda duruyor. Yıldırım çarpmasının ardından yaşadığı kekemelik sorununu müzikle aşan İyidoğan, aynı zamanda kişiye özel bağlama yapımıyla da Türkiye'de bir ilke imza atmış durumda. Onun azmi ve müziğe olan tutkusuyla kazandığı başarı, kekemelikle mücadele edenlere ve herkese ilham kaynağı olmaya devam ediyor.