Halk arasında kemik erimesi olarak bilinen Osteoporoz hastalığının 50 yaş üstündeki kadınların üçte birinde görüldüğünü aktaran Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Tufan Özdem, hastalığın kendisini omurga ve sırt ağrılarıyla belli ettiğini ifade etti.
Haber Giriş Tarihi: 23.09.2024 05:00
Haber Güncellenme Tarihi: 22.09.2024 14:50
Kaynak:
BÜLTEN
Osteoporozun, kemik yapısı içindeki kalsiyum azalmasına ve buna bağlı olarak kemik kütlesinde azalmaya sebep olduğunu belirten Dr. Özdem, tedavide düzenli egzersiz, kalsiyumdan zengin besinlerin tüketilmesi ve güneşlenmenin önemli olduğunu aktardı.
Dr. Tufan Özdem, “Kemik erimesi 50 yaşın üzerinde kadınların yaklaşık 1/3'ünde (genellikle adet sonrası dönemde), 50 yaş üzeri erkeklerin ise 1/5'inde görülmektedir. 70 yaş üstü yaşlanmaya bağlı her iki cinsiyette de osteoporoz karşımıza çıkar. Kemik dokusu yapı olarak üzerine yük bindikçe kendisini güçlendiren özelliğe sahiptir. Bu nedenle kemik erimesi özellikle menapoz sonrası zayıf vücut yapısına sahip kadınlarda daha sık olmaktadır. Bunun dışında: Romatoid artrit gibi iltihaplı eklem romatizmaları, kronik karaciğer hastalığı, kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH), diabet ve insülin kullanımı, son dönem böbrek yetmezliği osteoporoza zemin hazırlar. Ayrıca organ nakli yapılan hastalarda kullanılan bağışıklık sistemini baskılayıcı ilaçlar da osteoporoza neden olabilir. Bunların yanı sıra D vitamini eksikliği, aşırı alkol kullanımı, sigara kullanımı, hareketsiz yaşam biçimi, egzersiz yapılmaması da önemli kemik erimesi nedenleridir” dedi.
Tedavi programına düzenli egzersizler de eklenmelidir
Osteoporozun en yaygın belirtisinin, omurga ve sırt bölgesinde oluşan ağrılar olduğunu anlatan Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Tufan Özdem, bu ağrıların sebebinin de zayıflayan kemikte görülen mikro kırıklar olduğu ifade etti.
Dr. Özdem, “Buna bağlı boyda kısalma, kamburlaşmayla beraber oluşan omurga deformasyonları ortaya çıkar. Kalça bölgesinde oluşan kemik erimesi özellikle yaşanan travmalarla beraber (yaşlılarda düşme sıktır) kalça kırıklarına ve korkulan bir durum olan akciğerlere pıhtı atma sonucu daha ağır tablolara neden olabilir. Her yaşta ve özellikle 30’lu yaşlara kadar yeterli miktarda kalsiyum ve D vitamini alınması, düzenli fiziksel aktivite ve spor yapılması, sigara, alkol ve risk oluşturan ilaçların kullanımından uzak durulması, kronik hastalıklardan korunma ve düzenli tedavi ile osteoporoz riskini en aza indirmek mümkündür. Koruyucu ilaçlar ise osteoporoz döneminde görülen yıkımı azaltabilir ve dengeleyebilir. Bu tür ilaçlar hastanın yaş grubuna uygun olarak tedavide kullanılmaktadır. Ancak tek başına ilaç tedavisi yeterli değildir, tedavi programına düzenli egzersizler de eklenmelidir. Yılda bir kez yapılacak DEXA ölçümleriyle uygun ilaç tedavileri planlanır” dedi.
Güneş görmek çok önemli
Dr. Tufan Özdem, düzenli hareket ve egzersiz ile kemik erimesi oluşan bölgelerin etrafındaki kasların güçlendirilmesinin oluşabilecek ağrıları azalttığını ve kırıklara karşı azami koruyucu rol oynadığını ifade etti.
Dr. Özdem, “ Beyaz peynir, süt ve yoğurt gibi gıdaların tüketilmesine özen gösterilmeli ve alınan kalsiyumu depolamak için spor yapılmalıdır. D vitamini kemik metabolizmasında önemli yere sahip olup kan seviyesinin düşüklüğü durumunda da kemik erimesine eğilim artmaktadır. Aynı zamanda vücudumuzda inaktif olarak bulunan D vitamini güneşe maruz kalan cilt dokusunun altında aktive olarak kemiklere kalsiyum girişini sağlamaktadır. Bu nedenle güneş görmek çok önemli olup, özellikle öğlen güneş ışınlarının dik geldiği saatlerde 15-20 dakika güneşlenmek gerekir. Osteoporoz teşhisi konan hastalarda kırık oluşmamışsa koruyucu tedaviye başlanır. Hastanın aktif egzersiz yapmasını sağlamak önemlidir. Tempolu yürüyüşler kemiğin mevcut kuvvetini korumasını sağlar. Aktivite ve hareket sayesinde kişinin kasları geliştikçe, kemiklere gelen zorlayıcı kuvvetler de azaltılmış olur ve dolayısıyla kırık riski de düşer. Omurgasında kırıklar başlayan hastalarda bu kırıklara bağlı ağrıları azaltmak için bazı ek tedbirler alınmalıdır. Bunlar; düzenli egzersiz programları, korse tedavisi ve kemik çimentosu ya da bazı organik malzemelerle kemik içinin doldurulmasıdır” şeklinde konuştu.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Halk arasında kemik erimesi olarak bilinen Osteoporoz hastalığının 50 yaş üstündeki kadınların üçte birinde görüldüğünü aktaran Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Tufan Özdem, hastalığın kendisini omurga ve sırt ağrılarıyla belli ettiğini ifade etti.
Osteoporozun, kemik yapısı içindeki kalsiyum azalmasına ve buna bağlı olarak kemik kütlesinde azalmaya sebep olduğunu belirten Dr. Özdem, tedavide düzenli egzersiz, kalsiyumdan zengin besinlerin tüketilmesi ve güneşlenmenin önemli olduğunu aktardı.
Dr. Tufan Özdem, “Kemik erimesi 50 yaşın üzerinde kadınların yaklaşık 1/3'ünde (genellikle adet sonrası dönemde), 50 yaş üzeri erkeklerin ise 1/5'inde görülmektedir. 70 yaş üstü yaşlanmaya bağlı her iki cinsiyette de osteoporoz karşımıza çıkar. Kemik dokusu yapı olarak üzerine yük bindikçe kendisini güçlendiren özelliğe sahiptir. Bu nedenle kemik erimesi özellikle menapoz sonrası zayıf vücut yapısına sahip kadınlarda daha sık olmaktadır. Bunun dışında: Romatoid artrit gibi iltihaplı eklem romatizmaları, kronik karaciğer hastalığı, kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH), diabet ve insülin kullanımı, son dönem böbrek yetmezliği osteoporoza zemin hazırlar. Ayrıca organ nakli yapılan hastalarda kullanılan bağışıklık sistemini baskılayıcı ilaçlar da osteoporoza neden olabilir. Bunların yanı sıra D vitamini eksikliği, aşırı alkol kullanımı, sigara kullanımı, hareketsiz yaşam biçimi, egzersiz yapılmaması da önemli kemik erimesi nedenleridir” dedi.
Tedavi programına düzenli egzersizler de eklenmelidir
Osteoporozun en yaygın belirtisinin, omurga ve sırt bölgesinde oluşan ağrılar olduğunu anlatan Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Tufan Özdem, bu ağrıların sebebinin de zayıflayan kemikte görülen mikro kırıklar olduğu ifade etti.
Dr. Özdem, “Buna bağlı boyda kısalma, kamburlaşmayla beraber oluşan omurga deformasyonları ortaya çıkar. Kalça bölgesinde oluşan kemik erimesi özellikle yaşanan travmalarla beraber (yaşlılarda düşme sıktır) kalça kırıklarına ve korkulan bir durum olan akciğerlere pıhtı atma sonucu daha ağır tablolara neden olabilir. Her yaşta ve özellikle 30’lu yaşlara kadar yeterli miktarda kalsiyum ve D vitamini alınması, düzenli fiziksel aktivite ve spor yapılması, sigara, alkol ve risk oluşturan ilaçların kullanımından uzak durulması, kronik hastalıklardan korunma ve düzenli tedavi ile osteoporoz riskini en aza indirmek mümkündür. Koruyucu ilaçlar ise osteoporoz döneminde görülen yıkımı azaltabilir ve dengeleyebilir. Bu tür ilaçlar hastanın yaş grubuna uygun olarak tedavide kullanılmaktadır. Ancak tek başına ilaç tedavisi yeterli değildir, tedavi programına düzenli egzersizler de eklenmelidir. Yılda bir kez yapılacak DEXA ölçümleriyle uygun ilaç tedavileri planlanır” dedi.
Güneş görmek çok önemli
Dr. Tufan Özdem, düzenli hareket ve egzersiz ile kemik erimesi oluşan bölgelerin etrafındaki kasların güçlendirilmesinin oluşabilecek ağrıları azalttığını ve kırıklara karşı azami koruyucu rol oynadığını ifade etti.
Dr. Özdem, “ Beyaz peynir, süt ve yoğurt gibi gıdaların tüketilmesine özen gösterilmeli ve alınan kalsiyumu depolamak için spor yapılmalıdır. D vitamini kemik metabolizmasında önemli yere sahip olup kan seviyesinin düşüklüğü durumunda da kemik erimesine eğilim artmaktadır. Aynı zamanda vücudumuzda inaktif olarak bulunan D vitamini güneşe maruz kalan cilt dokusunun altında aktive olarak kemiklere kalsiyum girişini sağlamaktadır. Bu nedenle güneş görmek çok önemli olup, özellikle öğlen güneş ışınlarının dik geldiği saatlerde 15-20 dakika güneşlenmek gerekir. Osteoporoz teşhisi konan hastalarda kırık oluşmamışsa koruyucu tedaviye başlanır. Hastanın aktif egzersiz yapmasını sağlamak önemlidir. Tempolu yürüyüşler kemiğin mevcut kuvvetini korumasını sağlar. Aktivite ve hareket sayesinde kişinin kasları geliştikçe, kemiklere gelen zorlayıcı kuvvetler de azaltılmış olur ve dolayısıyla kırık riski de düşer. Omurgasında kırıklar başlayan hastalarda bu kırıklara bağlı ağrıları azaltmak için bazı ek tedbirler alınmalıdır. Bunlar; düzenli egzersiz programları, korse tedavisi ve kemik çimentosu ya da bazı organik malzemelerle kemik içinin doldurulmasıdır” şeklinde konuştu.
Kaynak: BÜLTEN
İkramiye krizinde gerilim tırmanıyor! Eyleme katılanların listesi tutulacak
İkbal Uzuner'in telefonu çözüldü
İzmir Körfezi kongrede de gündem oldu: Bu koku 25 senelik CHP beceriksizliğinin kokusu!
İzmir haber: Özge’yi vuran eski eşin cansız bedeni bulundu
Aydın’da ölümlü kaza: Minibüs ile traktör çarpıştı
Konak'ta Anne-Çocuk Resim Terapisi atölyesi
İzmir haber: Sosyal medyada büyük tepki çeken olay aydınlandı
İzmir’de Arabada Film Keyfi başlıyor
İzmir haber: Sahte polis çetesine operasyon
Büyükşehir'den Elazığ Atatürk Anadolu Lisesi açıklaması
Son Girilen Haberler
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Betül Önderoğlu için taziye mesajı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara'da trafik kazasında hayatını kaybeden AK Parti Ankara İl Gençlik Kolları Üyesi Betül Önderoğlu'nun ailesine başsağlığı diledi
Bartın'da köpüren suya inceleme başlatıldı
Bartın Irmağı'nın Çağlayan mevkisinde yağışın ardından oluşan köpükler nedeniyle inceleme başlatıldı
Türkiye’nin en yaşlı insanı Arzu nine, 117 yaşında yaşamını yitirdi
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a olan hayranlığı ile bilinen, Türkiye’nin en yaşlı insanı Arzu Sınıroğlu, 117 yaşında Kırıkkale’de tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirdi.