İşitme sağlığında erken teşhis ve sosyal desteğin önemi
İşitme sağlığında erken teşhis ve sosyal desteğin önemi
Gelişen teknolojinin gençlerin sağlığını da olumsuz yönde etkileyebildiğine değinen Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Tuna Kenar, “Yüksek sesli müzik dinlemek, gençlerin işitme sağlığını tehdit ediyor” diye konuştu.
Haber Giriş Tarihi: 29.09.2024 04:00
Haber Güncellenme Tarihi: 28.09.2024 11:02
Kaynak:
İHA
Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Tuna Kenar, 23-29 Eylül tarihleri arasında kutlanan Uluslararası İşitme Engelliler Haftasında işitme sağlığı ve işitme cihazları konusunda önemli uyarılar yaptı. Hafta etkinliklerinin işitme engellilerin topluma entegrasyonunu sağlamak ve farkındalığı artırmak için önemli bir fırsat sunduğunu ifade eden Dr. Kenar, işitme kayıplarının önlenmesi ve tedavi edilmesi noktasında toplumda bilinç oluşturmanın önemini vurguladı. Okul öncesi ve ilkokul çağındaki çocuklara yapılan işitme taramalarının erken yaşta muhtemel işitme kayıplarının tespit edilmesi açısından kritik öneme sahip olduğuna dikkat çeken Dr. Kenar, son yıllarda gençlerde yüksek sesle müzik dinlemenin işitme kaybına sebep olduğuna dair artan bir kaygı olduğunu da dile getirdi.
Dünyada 70 milyona yakın ülkemizde ise 200 bin civarında işitme engelli birey bulunmakta
Dünyada 70 milyon, ülkemizde ise 200 bin civarında işitme engelli birey olduğunu aktaran Op. Dr. Tuna Kenar, 2000'li yıllardan itibaren Yeni Doğan İşitme Taraması ile yeni doğan bebeklerin işitme engelli birey olup olmadıklarını tespit edildiğini belirtti. Yapılan istatistiklerde bin doğumda 2 ile 4 arasından yeni doğan bebeklerin işitme engelli olarak doğduklarına dikkat çeken Op. Dr. Tuna Kenar, “Dünyada yaklaşık günümüzde 70 milyona yakın ülkemizde ise 200 bin civarında işitme engelli birey bulunmakta. Bu kişiler tabi yeni doğan ve en yaşlı bireyler olmak üzere sayılmaktadır. Dış dünyaya açılan penceremizi işitme aracılığıyla sağlayıp daha sonrasında sesimizle bunu duyurarak insanlarla iletişime geçiyoruz. Ülkemizde 2000'li yıllardan itibaren Yeni Doğan İşitme Taraması Programı uygulanarak yeni doğanlara işitme engelli bireylere buluyoruz. Bu da erken dönemde tanı ve tedavisi yapılmakta. Yapılan istatistiklere göre bin doğumda 2 ile 4 arasında yeni doğan bebek işitme engelli doğmaktadır. Biz de bu bebekleri erken teşhis koyarak işitme cihazları kullanıyoruz ama bunlardan fayda görmez ise Bionik kulak ya da daha ilerleyen aşamada beyin sapı impilantı ile bu bireylerin işitmelerini sağlanarak topluma kazandırılmaktadır” dedi.
Yaşlanmaya bağlı işitme kaybı da karşımıza sık çıkıyor
Op. Dr. Tuna Kenar, okul öncesi ve ilkokul birinci sınıftaki çocuklara işitme taramaları yapılarak o çağdaki çocuklarında işitme engeli olup olmadığını tespit ettiklerini ifade etti. Aynı zamanda son zamanlarda gelişmekte olan teknolojinin gençlere etkilediğini ve yüksek sesle müzik dinlemeye bağlı erken dönemde işitme kayıplarının sıkça görüldüğünü aktaran Dr. Kenar, “Bunların dışında işitme kayıplarının sıralayacak olursak okul öncesi ve ilkokul birinci sınıfta işitme taramaları yapılarak o çağdaki çocuklarda işitme engelli durumu saplanmaktadır. Genç nüfusta ise son dönemlerdeki teknolojik aletler ve yüksek sesle müzik dinlemeye bağlı erken dönemde de işitme kayıpları görülmektedir. Esasen ileri yaşta daha çok gördüğümüz yaşlanmaya bağlı işitme kaybı da karşımıza sık çıkıyor. Mesela 75 ile 80 yaşındaki bireylerin yaklaşık yüzde 50'si işitme cihazı kullanacak derecede işitme kaybı oluyor. Burada önemlisi özellikle ileri yaşta eğer sesi duyamazsa insanlar beyne yeterince uyarılmadığı için ve bir çıktı da veremeyeceği için sosyalleşmesi azalıyor ve beyin kullanımı da yavaşlıyor. Alzheimer, Demans ve yaşlılık depresyonu hastalıklarında artış olmaktadır” diye konuştu.
Şimdiki ciplerin kullanılması daha da kolay durumda
Dr. Kenar, “Hangi çağda olursa olsun işitme cihazı kullanılması gerektiği durumlarda bu kişilerin ve etrafındaki kişilerin sosyal olarak desteklenmesi gerekmektedir. Çünkü bu bizim çok sık karşılaştığımız toplumsal handikap, sanki bir engellilik göstergesi gibi görülüyor. Teknolojinin ilerlemesi ile kulak içi gözükmeyecek derece ciplerde mevcut. Ya da daha teknolojik ciplerde mevcut. Bir de teknolojinin gelişmesi ile cip teknolojinin de gelişmesi ile bu cihazlar eskisi gibi ses yapma ve benzeri gibi durumları mevcut değil. Şimdiki ciplerin kullanılması daha da kolay durumda. Dolayısıyla işitme cihazı kullanması gereken bireylerin çevresindeki vatandaşlar hastaya desteklenmesi gerekmektedir” dedi.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Gelişen teknolojinin gençlerin sağlığını da olumsuz yönde etkileyebildiğine değinen Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Tuna Kenar, “Yüksek sesli müzik dinlemek, gençlerin işitme sağlığını tehdit ediyor” diye konuştu.
Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Tuna Kenar, 23-29 Eylül tarihleri arasında kutlanan Uluslararası İşitme Engelliler Haftasında işitme sağlığı ve işitme cihazları konusunda önemli uyarılar yaptı. Hafta etkinliklerinin işitme engellilerin topluma entegrasyonunu sağlamak ve farkındalığı artırmak için önemli bir fırsat sunduğunu ifade eden Dr. Kenar, işitme kayıplarının önlenmesi ve tedavi edilmesi noktasında toplumda bilinç oluşturmanın önemini vurguladı. Okul öncesi ve ilkokul çağındaki çocuklara yapılan işitme taramalarının erken yaşta muhtemel işitme kayıplarının tespit edilmesi açısından kritik öneme sahip olduğuna dikkat çeken Dr. Kenar, son yıllarda gençlerde yüksek sesle müzik dinlemenin işitme kaybına sebep olduğuna dair artan bir kaygı olduğunu da dile getirdi.
Dünyada 70 milyona yakın ülkemizde ise 200 bin civarında işitme engelli birey bulunmakta
Dünyada 70 milyon, ülkemizde ise 200 bin civarında işitme engelli birey olduğunu aktaran Op. Dr. Tuna Kenar, 2000'li yıllardan itibaren Yeni Doğan İşitme Taraması ile yeni doğan bebeklerin işitme engelli birey olup olmadıklarını tespit edildiğini belirtti. Yapılan istatistiklerde bin doğumda 2 ile 4 arasından yeni doğan bebeklerin işitme engelli olarak doğduklarına dikkat çeken Op. Dr. Tuna Kenar, “Dünyada yaklaşık günümüzde 70 milyona yakın ülkemizde ise 200 bin civarında işitme engelli birey bulunmakta. Bu kişiler tabi yeni doğan ve en yaşlı bireyler olmak üzere sayılmaktadır. Dış dünyaya açılan penceremizi işitme aracılığıyla sağlayıp daha sonrasında sesimizle bunu duyurarak insanlarla iletişime geçiyoruz. Ülkemizde 2000'li yıllardan itibaren Yeni Doğan İşitme Taraması Programı uygulanarak yeni doğanlara işitme engelli bireylere buluyoruz. Bu da erken dönemde tanı ve tedavisi yapılmakta. Yapılan istatistiklere göre bin doğumda 2 ile 4 arasında yeni doğan bebek işitme engelli doğmaktadır. Biz de bu bebekleri erken teşhis koyarak işitme cihazları kullanıyoruz ama bunlardan fayda görmez ise Bionik kulak ya da daha ilerleyen aşamada beyin sapı impilantı ile bu bireylerin işitmelerini sağlanarak topluma kazandırılmaktadır” dedi.
Yaşlanmaya bağlı işitme kaybı da karşımıza sık çıkıyor
Op. Dr. Tuna Kenar, okul öncesi ve ilkokul birinci sınıftaki çocuklara işitme taramaları yapılarak o çağdaki çocuklarında işitme engeli olup olmadığını tespit ettiklerini ifade etti. Aynı zamanda son zamanlarda gelişmekte olan teknolojinin gençlere etkilediğini ve yüksek sesle müzik dinlemeye bağlı erken dönemde işitme kayıplarının sıkça görüldüğünü aktaran Dr. Kenar, “Bunların dışında işitme kayıplarının sıralayacak olursak okul öncesi ve ilkokul birinci sınıfta işitme taramaları yapılarak o çağdaki çocuklarda işitme engelli durumu saplanmaktadır. Genç nüfusta ise son dönemlerdeki teknolojik aletler ve yüksek sesle müzik dinlemeye bağlı erken dönemde de işitme kayıpları görülmektedir. Esasen ileri yaşta daha çok gördüğümüz yaşlanmaya bağlı işitme kaybı da karşımıza sık çıkıyor. Mesela 75 ile 80 yaşındaki bireylerin yaklaşık yüzde 50'si işitme cihazı kullanacak derecede işitme kaybı oluyor. Burada önemlisi özellikle ileri yaşta eğer sesi duyamazsa insanlar beyne yeterince uyarılmadığı için ve bir çıktı da veremeyeceği için sosyalleşmesi azalıyor ve beyin kullanımı da yavaşlıyor. Alzheimer, Demans ve yaşlılık depresyonu hastalıklarında artış olmaktadır” diye konuştu.
Şimdiki ciplerin kullanılması daha da kolay durumda
Dr. Kenar, “Hangi çağda olursa olsun işitme cihazı kullanılması gerektiği durumlarda bu kişilerin ve etrafındaki kişilerin sosyal olarak desteklenmesi gerekmektedir. Çünkü bu bizim çok sık karşılaştığımız toplumsal handikap, sanki bir engellilik göstergesi gibi görülüyor. Teknolojinin ilerlemesi ile kulak içi gözükmeyecek derece ciplerde mevcut. Ya da daha teknolojik ciplerde mevcut. Bir de teknolojinin gelişmesi ile cip teknolojinin de gelişmesi ile bu cihazlar eskisi gibi ses yapma ve benzeri gibi durumları mevcut değil. Şimdiki ciplerin kullanılması daha da kolay durumda. Dolayısıyla işitme cihazı kullanması gereken bireylerin çevresindeki vatandaşlar hastaya desteklenmesi gerekmektedir” dedi.
Kaynak: İHA
İstanbul’da inanılmaz olay: Taksi bulamayan kadın metrobüste doğurdu
Meteoroloji uyardı: Ege’ye fırtına geliyor
İzmir haber: Feci kazada araçlar birbirine girdi
CHP'nin Kadın yürüyüşü başladı: Gözleriniz kör, diliniz lal!
Konak'ta meme kanserine karşı dans
İzmir Barosu’nda ‘SMS’ krizi: İfade özgürlüğüne darbe vurulmuştur
Foça Arkeolojik ve Kültürel Miras Film Günleri sona erdi
Buca'da kadınlar binlerce fide dikti
İzmir haber: Okuldaki cinsel istismar şüphelisine tutuklama
Cumhuriyetçi adaydan baroya siyaset eleştirisi: Siyasi parti gibi çalışıyorlar
Son Girilen Haberler
Vedat Araz ile İzmir Masası: İzmir Barosu Başkan Adayı Banu Aşkın İnce
16 Ekim Çarşamba Vedat Araz ile İzmir Masası'nda konuk İzmir Barosu Başkan Adayı Banu Aşkın İnce. Yayını İLKSES TV üzerinden canlı olarak izleyebilirsiniz.
Güzelbahçe’de gece mesaisi: Refuj çalışması devam ediyor
Güzelbahçe’de 7 kilometrelik Seferihisar orta refüj çalışması gece mesaisinde de devam ediyor.
Özel sektörün yurt dışı kredi borcu arttı
Merkez Bankası ağustos ayı itibarıyla özel sektörün kredi borcu verilerini yayımladı.